Avrupa Para Sistemi ( European Monetary System)
13 mart 1979'da
İngltere dışında bütün Avrupa Topluluğu ülkelerinin
katılımıyla Avrupa Para Sistemi (EMS) kuruldu ve
parasal birliğin ilk adımı atılmış oldu. ( İtalya,
İspanya, Almanya, Fransa, Belçika Lüksemburg,
Hollanda, İrlanda ve Danimarka). 1979 -1999 arasında
uygulanan Avrupa Para Sistemi'nde üye ülkeler
arasındaki enflasyon farklılıkları nedeniyle birçok
kez ayarlamalar yapılmış bu nedenle sistemin döviz
kuru değişmelerini azaltma ve parasal istikrar alanı
oluşturması hakkında zaman zaman şüpheler
uyandırmıştır ancak genel olarak döviz kuru
mekanizmaları başaralı sonuçlar da vermiştir.
EMS'nin kurulumundaki temel hedef, ülke içinde ve
dışına daha fazla istikrar sağlamaya yönelik
politakalar oluşturarak Avrupa'da bir parasal
istikrar alanı meydana getirmekti.
Avrupa Para Sistemi ile,
•
Ortak bir para birimi
•
Kambiyo kurlarındaki dalgalanmaları düzenleyen yeni
kurallar,
•
Üyelere kaynak tahsisini öngören bir fon,
oluşturulmak istenmiştir
Bu amaçlarla
üye ülkelerin para birimlerinden oluşturulan bir
sepete bağlı olarak yeni bir kayıt parası, 'Avrupa
Para Birimi' yani ECU devreye sokulmuştur. ECU para
sistemi ile sistemin önemli parçalarından birini
oluşturmaktaydı, paralar arasındaki merkezi kurları
belirleyen bir hesap birimi ve bir farklılaşma
göstermesi olan ECU müdahale sistemini
kolaylaştırmakta, merkez bankalarının eş zamanlı
faaliyetlerini sağlamakta ve rezerv para olarak
kullanılmaktaydı.
EMS' de
önceki sistemlerde görüldüğü gibi kurlar arasında
dalgalanma bandı oluşturulmuştur. Para birimlerinin
piyasa oranlarının (+/-) yüzde 2.25'den fazla sapma
gösteremeyeceği ikili pariteler bulunuyordu ve
sisteme yeni giricek paralar için (sterlin, pezeta,
escudo) dalgalanma marjı (+/-) yüzde 6 olarak
belirlenmiştir.108 ECU cinsinden
rezervler, topluluğa katılan ülkelerin altın ve
dolar rezervlerinin % 20 sini Avrupa Parasal
İşbirliği Fonu'na aktarmaları karşılığında 1979
yılında 23 milyar olarak yaratılmıştır.
Avrupa Para Sisteminin işleyişinde
büyük öneme sahip olan "Döviz Kuru Mekanizması"
sistemin asıl amaçlarından biri olan parasal
istikrar bölgesi yaratılmasında gerekli
yapılandırmaları açıklamaktadır. DKM' nin sabit
dalgalanma marjları (tüneldeki yılan) arasında işlem
gören kur sisteminden farkı, tüneldeki yılan
sisteminde üye ülkelerin döviz kurlarının istikrarı
tek tek düşürülüp ele alınırken, yeni sistemde
topluluk içi döviz kurları arasındaki ilişkilerin
bir bütün olarak düşünülmüş olmasıdır.
DKM' de
üye ülkeler ulusal paraları için ECU cinsinden bir
merkezi değişim oranı belirlemekte ve bu orandan % 6
oranınada işlem görebilecekleri, hedef bölge olarak
isimlendirilen bir band içinde kalabilmektedirler.
Daha sonra değişim
değerleri belirlenen üye ülke paraları arasında
döviz kurları oluşturulmakta ve bir ülke parasının
band dışına yaklaşması durumunda devreye istikrar
politikaları sokulumaktadır. Bu ayarlamalarla Avrupa
Para Sistemi içerisindeki ülkelerin
enflasyon oranlarını
düşürmek ve birbirleri arasındaki farkların
azaltılması hedeflenmiştir, 1980'lerin sonlarında
artan ekonomik durgunluk ve işsizlik ile döviz kuru
ayarlamalırına ihtiyaç duyulmamaya başlanmıştır. Bu
dönemde sadece döviz kurlarının istikrarıyla
ilgilenilmiş, üye ülkelerin uluslararası ekonomi,
para ve maliye kordinasyonunda düzenlemeye
gidilmemiştir.
Parasal Birliğe
Geçiş
Ekonomik entegrasyona geçiş
süreci birbirini izleyen aşamalar sonucu kendisini
geliştirerek, milli paralar arasında kesin olarak
tespit edilmiş sabit kurlar ve tek bir para
biriminin uygulamaya konulmasını içermektedir.
Parasal birliğin kurulmasında en önemi adım 1988
Hanover zirvesinde ulusal merkez bankalarının
katılması ve Delors raporunun sunulmasıyla
atılmıştır. Raporda belirtilen ve ortak olarak
alınan kararlar;
Sermaye hareketlerinde tam liberalizasyonun sağlanması
ve üye ülke ekonomi ve maliye politikalarının
birbirine yaklaştırılması, bir Avrupa Para Enstitüsü
kurulması ve Parasal Birliğin tamamlanması ile
birlikte bu kurumun Avrupa Merkez Bankasına
dönüşerek özerk bir şekilde Topluluk para
politikasını yönlendirmesi ve Parasal Birlik için
gerekli yapısal, yasal ve teknik alt yapı
çalışmalarını ve ön hazırlıklarını tamamlamak üzere
Avrupa Para Enstitüsü kurulması hakkında olmuştur.
Daha sonra bu kararlar Maastricht anlaşmasıyla
kesinlik kazanmıştır.
Maastricht anlaşması
1991 yılında 12 AT ülkesi tarafından kabul edilmiş
ve birliğin hedefi olan tek para uygulamasına 1999
yılında geçilmiştir. Anlaşmada alınan kararlar; tek
pazarı ekonomik ve parasal birliği kurmak, üye
ülkelerin uyum içerisnde ilerlemelerini sağlamak,
antineflasyonis bir büyüme politikası izlemek, tam
istihdam ve sosyal korumayı gerçekleştirmek, yaşam
standartını ve yaşam seviyesini yükseltmek, üye
devletler arasında sosyal dayanışmayı sağlamak
üzerine olmuştur. Alınan bu kararlarla birliğin
farklı politik uygualamalardan sıyrılarak ekonomik
sistem içerisinde ortak bir para politikası
uygulaması hedeflenmiştir. Ortak paraya geçicek
ülkeler için belirtilen kriterler;
Toplulukta en düşük
enflasyona sahip üç ülkenin yıllık enflasyon
oranları ile ilgili üye ülke enflasyon oranı
arasındaki fark maksimum 1.5 olmalı,
• Uye ülke kamu borçlarının GSYIH'sına oranı
%60'ı geçmemeli,
• Uye ülke bütçe açığının GSYIH'sına oranı %3'u
geçmemeli,
• Herhangi bir uye ülkede uygulanan uzun vadeli
faiz oranları 12 aylık donem itibariyle, fiyat
istikrarı alanında en iyi performans gösteren 3
ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmamalı,
• Son 2 yıl itibariyle uye ülke parası diğer bir
uye ülke parası karşısında devalüe edilmiş olmamalı
şeklinde belirlenmiştir
Parasal birliğe
geçiş surecinin son safhasında ecu para biriminin
yerine geçicek ve tek bir para birimi oalrak
kullanılıcak euro devreye sokulmuştur Avrupa Para
Enstitusu'nun yerini Avrupa Merkez Bankasına
bıraktığı bu donemde katılımcı ülkelerin paralarının
kendi aralarındaki döviz kuru sabitleştirilmiştir
Kurulan bu merkez bankasının ulusal hükümetlerden
bağımsız olarak çalışması ve uye ülkelerin para ve
kambiyo politikalarını yürütmesi sağlanıcakt, bunun
yanında Parasal Birliğin dışında kalan AB ülkeleri
de ekonomik yapılanmanın izin verdiği andan itibaren
Para Birliği'ne katılacaktır
Euroya geçiş
sureci uç aşamada gerçekleşmiştir,
ilk aşamada,
para birliğine katılıcak ülkelerin tesbiti, Avrupa
Merkez Bankası Sistemi oluşturulması, para
birimlerinin değiştirilmesine ilişkin mevzuatın
oluşturulması, mali piyasa ve bankacılık sektöründe
tek para birimine geçiş için hazırlıkların
hızlandırılması,
ikinci aşamada,
Donuşum kurlarının geri dönülmez bir şekilde
sabitleştirilmesi, Para politikası konusunda
sorumluluğun AMB'ye devri EURO'nun kaydi para ve
hesap birimi olarak yürürlüğe konması, vadesi 1 1
2002 tarihini aşan yeni hazine bonolarının EURO
cinsinden piyasaya çıkartılması
Üçüncü aşama ise; Euronot ve madeni paraların en geç
1.1.2002' de tedavüle çıkarılması, en geç 1.7. 2002
tarihinde Euro'nun tamamı ile milli paralar yerine
kullanılması, milli banknot ve madeni paraların
yasal geçerliliğini yitirmesi şeklinde
yapılandırılmıştır.
Tablo:
1 Ocak 1999 Tarihinde Bazı
Ülke Paralarının Euro Karşılığı Değerleri
Para Birimi |
1 Euro = |
Para Birimi |
1 Euro = |
Belçika
Frangı |
40.3399 |
Amerikan Doları |
1.17 |
Alman Markı |
1.95583 |
Japon Yeni |
134,54 |
İspanyol Pezetası |
166.386 |
İsviçre Frangı |
1.61 |
Fransız
Frangı |
6.55957 |
İngiliz Sterlini |
0.7 |
İrlanda Puntu |
0,787564 |
Danmarka Kronu |
7.47 |
Ġtalyan Lireti |
1936.27 |
Kanada Doları |
1.55 |
Kaynak:
TCMB
http://www.tcmb.gov.tr/yeni/banka/emu/eurojan.html
(26.05.2010) |
Euro ya geçiş
ile birlikte katılımcı ülkeler de beklenildiği gibi
ekonomik büyümeye ve refah artışına katkısı
durumunda, fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte
tek paranın gerek birlik içerisinde gerek birlik
dışarısında dış ticareti arttırıcı şekilde etkide de
bulunması düşünülmüş, bunun yanında parasal birlik
üyesi ülkeler arasındaki ticari ve mali işlemlerde
birden fazla para biriminin kullanılmasının
getirdiği maliyetlerin ortadan kalkması gibi bir
avantaj doğurmuştur.
|