Avrupa'da Girişimcilik
Avrupa’daki girişimcilik kültüründen bahsedecek
olursak 1980’lere kadar gideriz. Bu kültürün önemli
temsilcisi Almanya’dır. İkinci dünya harbinde Berlin
yerle bir edildi. Ama bugün baktığımız zaman Almanya
Dünya’nın sayılı iktisadi gücü konumundadır. Bunun
en önemli nedeni ise girişimci orta sınıfa sahip
olmasıdır. Aynı şekilde Japonya’yı da örnek
verebiliriz.
Farklı bir coğrafyada olmasına rağmen Japonya’nın
Hiroşima ve Nagazaki kentleri de Berlin’den çok
farklı değildi hatta daha da kötüydü. Japonya’da
ikinci dünya harbinden sonra adeta küllerinden
yeniden doğdu. Bugün kalite dediğimiz zaman aklımıza
ilk gelen ülke herhalde Japonya olurdu.
Avrupa’da kriz en derinden hissedilmekte, G 8
ülkelerinin bazıları bu kriz ile boğuşmakta
bazılarında ise kriz çanları çalmakta; Ama bu krizin
kazananı kim oldu diye sorsaydık. İlk aklıma Almanya
gelirdi. Bir süre Avrupa ekonomisinin Fransa ile
birlikte liderliğini yaptılar; Ama Fransa’nın
çekilmesiyle Merkel tek başına bu ipi göğüsledi.
Almanya; tek kelimeyle, Avrupa’nın, Amerika’sı
konumuna geldi.
Girişimci Almanya
Peki, Almanya bu güçlü ekonomiyi nasıl elde etti?
Almanya’da girişimcilik kültürü nasıl yaratıldı?
Tabii ki sistemini değiştirdi. Başta eğitim olmak
üzere, bütün ticari ve hukuki yasalarını gözden
geçirdi. Daha sistematik ve profesyonel düşünmeye
başladı. Kamu destek ve teşvikleri arttırıldı. Her
şeyden daha da önemlisi Girişimcilik kültürü
yaratıldı. Bütün bu süreçler Alman mucizesinin
gerçekleşmesine neden oldu. Bu kültürün
yaratılmasında bakalım başka neler yapılmış:
·
Teknik eğitim
yeterliliği(Alanında uzmanlık belgesi) şartı
getirildi.
·
Coğrafi kısıtlamalar(Her
bölgede belli sayıda işletmeye izin verilmiştir. )
·
Devlet tarafından kredi
olanakları sağlandı ve bu imkanlar arttırıldı.
·
Girişimcilik konusunda
çeşitli eğitim programları açıldı.
·
Pazar ve teknik konularda
gerek yerel gerekse uluslararası bilgi akışının
sağlanması yönünde çalışmalara başlandı.
·
Altyapı hizmetlerinin
sağlanması, demir yolu ağlarını daha da geliştirdi,
büyük limanlar inşa etti, iletişim ağlarını daha da
geliştirdi.
2020’ye Doğru
Girişimci Avrupa
Hiç şüphesiz ki, son ekonomik krizde canı yanan
Avrupa bundan ders çıkarmasını bildi. Geçtiğimiz
günlerde Avrupa Birliği, AB 2020 Girişimcilik eylem
planını açıkladı. Bu eylem planı üç başlık altında
sıralandı. Bu plana göre:
1.
Girişimcilik kültürünün geliştirilmesi için eğitim
ve öğrenim olanakları sağlanması
2.
Daha iyi bir iş yaşamı için engellerin kaldırılması
3.
Kadınlar, gençler, daha yaşlı kişiler ve göçmenler
için daha iyi olanaklar sağlanması olarak
belirlendi. Peki, bizim buradan anlamımız gereken
ne? Ve bundan sonra ne olacak?
·
Orta öğrenimdeki
öğrencilere girişimcilik kültürü ve süreçleri
anlatılarak girişimcilik ruhu aşılanmaya çalışılacak
·
Girişimci yetiştirecek
okullar açılacak
·
Girişimcilerin ve
girişimci adaylarının finansmana erişimi hem süreç
olarak hem mevzuat olarak kolaylaştırılacak
·
Startup(Başlangıç)
aşamasındaki girişimciler desteklenecek
·
Bilgi iletişim
teknolojilerinin kullanımı ve bu teknolojilere
erişim kolaylaştırılacak
·
İflas etmiş ama dürüst
olan girişimcilere, işletme açması için, bir şans
daha tanınacak
·
İdari mevzuat yükü
azaltılacak
·
İş kurmak için gerekli
mevzuat, tek bir kanalda halledilecek
·
50 yaş ve üstünde
bireyler girişimcilik noktasında teşvik edilecek
·
Avrupa Birliği genelinde
internet üzerinden danışma ve destekler sağlanacak
·
Orta öğrenim son sınıf
öğrencilerine KOBİ Haftası kapsamında girişimcilik
günü düzenlenecek
·
Kadınların ve gençlerin
girişimciliğe teşvik edilmesi ve desteklenmesi
sağlanacak
·
AB genelinde mikro
finansın yaygınlaştırılması sağlanacak
Neden Girişimcilik?
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden İstanbul’daki
Küresel Girişimcilik Zirvesi’nde girişimciliğin
önemi için şöyle demişti: ‘‘Hepimiz buradayız çünkü
hepimiz girişimciliğin hayatları değiştirme ve tüm
toplumları ve ulusları geliştiren gücüne inanıyoruz.
Hanfendiler ve Beyefendiler, dünyanın en refah 20
ülkesinden 19’unun uluslararası endekslere göre
dünyanın en girişimci ülkeler olması tesadüf
değildir.”
Bizler daha iyi nesiller ve daha refah bir toplumu
ancak girişimcilerimizin sayısını ve niteliğini
arttırdığımız zaman elde edebiliriz. Bir düşünün siz
kişi başına düşen milli geliri nasıl
arttırabilirsiniz, tabii ki girişimcilerinizin
sayısını arttırarak, işte o zaman ekonominiz daha
iyi bir düzlemde seyreder ve toplumsal motivasyon
artar. İşte Avrupa’da bunu bildiği için gençliğini
girişimcilik kültürü ile yetiştirmek ve elindeki
insan kaynağını ekonomiye kazandırmak istiyor.
|