|
Beşeri Sermaye ve Sosyal Sermaye İlişkisi
Beşeri sermaye, bireyin bilgi, beceri
ve hüner kazanabilmek için yaptığı eğitim harcaması
olarak tanımlanır (Seyidoğlu, 2002: 59). Aynı
zamanda bireyin zaman içerisinde yetenek, deneyim ve
kültürel eylemlere katılımı sonucunda elde ettiği ve
biriktirebildiği sermaye türüdür (Özcan, 2011: 107).
Ve bu sermaye türü ekonomik kalkınma için olmazsa
olmaz fiziki sermayenin yanında diğer bir önemli
kaynak olma özelliğine haizdir (Seyidoğlu, 2002:
59).
Sosyal sermaye ve beşeri sermaye
arasındaki ilişkisine bakıldığında, sosyal
sermayenin kişinin sosyal hayat, eğitim, sağlık,
aile ve iş hayatındaki faaliyetlerini büyük oranda
etkilediği görülmektedir. Güven düzeyinin yüksek ve
işbirliğinin güçlü olduğu ülkelerde beşeri sermaye
yatırımlarının ekonomik ve sosyal etkileri
küçümsenemez seviyededir (Günel, 2006: 42). Kaliteli
bir sosyal çevreyle eşdeğer olan sosyal sermaye
düzeyi, aynı zamanda kaliteli bir eğitim alt
yapısına yol açarak toplumdaki beşeri sermaye
düzeyini de yükseltmektedir (Özcan, 2011: 109).
Coleman (1988), sosyal sermayenin beşeri sermayeyi
ürettiğini ileri sürerek etkileşim halindeki
insanların birbirlerinden sürekli olarak bir şeyler
öğrendiğine dikkat çekmek istemiştir (Engin, 2007:
22). Ayrıca bu ilişkinin tersine, iyi eğitilmiş
bireylerin oluşturduğu sosyal ağlar, mevcut beşeri
sermaye düzeyini bilgi kanalları oluşturarak da
arttırmaktadır (Özcan, 2011: 109). Bununla birlikte
Coleman okul performansını baz aldığı çalışmasında
sosyal sermaye ile beşeri sermayenin birbirini
tamamlayan iki ayrı değer olduğunu ifade etmiştir.
Ona göre sosyal sermaye ve beşeri sermaye birbirinin
rakibi veya ikamesi durumunda değil aksine
tamamlayıcısı durumundadır (Field, 2008: 12). Beşeri
sermaye üretime doğrudan katkısı sağladığı için
temel üretim faktörü olarak kabul edilirken üretim
faktörünün verimliliği artıranda -katkısı
küçümsenmeyecek derecede fazla olan- sosyal
sermayedir. Çünkü beşeri sermaye bireylere ve
gruplara bağlı iken sosyal sermaye bireylerin ve
grupların ilişki düzeyleri ve iletişim olanaklarına
bağlıdır ve iletişim seviyesinin yüksekliği beşeri
sermayenin oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Bu
açıdan sosyal
sermaye soyut bir kavram bir ilişki
ağı olarak karşımıza çıkmaktadır (Ergin, 2007: 22).
OECD tarafından hazırlanan raporda da iki sermaye
türünün arasındaki tamamlayıcılık özelliğine vurgu
yapmıştır. Sosyal sermayenin bireyin eğitim, sosyal,
sağlık, aile ve çalışma hayatını küçümsenemez
derecede etkilediğini belirtmiştir (Tüysüz, 2011:
25).
Bir toplumun ekonomik alanda ve diğer
alanlardaki başarısının temel kaynağını öncelikle
sosyal ve beşeri sermayeye bağlı olmasıyla birlikte
fiziki ve finansal sermayeyi sosyal ve beşeri
sermayenin bir ürünü olarak algılamak da mümkündür.
Bir toplumdaki ekonomik kriz ve çöküş de öncelikli
olarak sosyal ve beşeri sermayedeki yıpranma
sonucunda ortaya çıkmaktadır (Karaçay, 2008: 46).
Beşeri ve Sosyal Sermayenin Ayrışması
|
Beşeri Sermaye |
Sosyal Sermaye |
Objesi |
Bireyler |
İlişki Düzeyi |
Kaynağı |
Okul ve hayat boyu eğitim süreci |
Eğitim, sosyal değerler ve iletişim
imkânları |
Olçümü |
Eğitim süresi ve kalitesi |
Davranışlar, değerler, üyelikler,
katılımlar ve güven seviyesi |
Sonuçları |
Direkt: Gelir ve verimlilik
Dolaylı: Sağlık ve sivil aktiviteler |
Sosyal bağlılık, Ekonomik Başarı.
Daha çok sosyal sermaye |
Etkileşim |
Doğrusal |
Dolambaçlı/ Karşılıklılık |
Kaynak: Karagül ve Masca, 2005: 47.
Beşeri sermaye bireylerle veya
gruplarla ilişkili olmasına rağmen sosyal sermaye
kavramında bireylerin ve grupların ilişki düzeyleri
ve iletişim olanakları ön plana çıkmaktadır. Bu
açıdan sosyal sermaye soyut bir kavram, bir ilişki
ağı olarak ta algılanabilmektedir. Buradan da
anlaşılacağı üzere sosyal sermayeyi ve beşeri
sermayeyi birbirini tamamlayan iki ayrı ekonomik
değer olarak ele almak mümkündür. Üretime doğrudan
katkısı nedeniyle beşeri sermayeyi temel faktör
olarak kabul edersek üretim faktörünün verimliliğini
yani üretime olan katkısını artıran önemli bir unsur
ise sosyal sermayedir (Ergin, 2007: 23).
Sosyal sermayeden daha etkin bir
şekilde faydalanabilmek için beşeri sermayenin de
güçlü olması gerekir. Çalışan bireyin bilgi ve
beceri düzeyinin gösterdiği beşeri sermaye, sosyal
sermaye ile birbirini tamamlayan iki farklı
değerdir. Çünkü sosyal sermayenin olmadığı ve buna
bağlı olarak sosyal sorumluluğun gelişmediği bir
toplumda beşeri sermaye, toplumsal çıkarlar lehine
değil, bireysel menfaat veya toplum aleyhine
kullanılabilmektedir. Bu nedenle beşeri sermayenin
etkinlik koşulları ile sosyal sermayenin etkinlik
şartlarının iyi analiz edilmesi gerekmektedir
(Karagül, 2003: 84)
Fiziki Sermaye ve Sosyal Sermaye İlişkisi
Fiziki sermaye, üretimi kolaylaştıran
araçları biçimlendirmek üzere materyallerdeki
değişiklikler ile oluşturulmaktadır. Yani fiziki
sermaye kabaca üretim faaliyetinde bulunmak için
gerekli ve emek faktörü tarafından üretilmiş tüm
üretim araçlarını kapsamaktadır (Karaçay, 2008: 10).
Sosyal sermaye de fiziksel sermaye
gibi varlığı halinde üretime artı değer katmaktadır.
Ancak üç tür sermaye arasından en somut ve ölçümü en
kolay olan fiziki sermaye iken, en az
nicelleştirilebilir olanı ise sosyal sermayedir
(Özcan, 2011: 108). Belki de bunun nedeni yeterince
tasarruf varsa fiziki sermayenin oluşumunun kolay
olabilmesi iken bunun aksine sosyal sermayenin
genellikle çok kolay ve çok hızlı bir biçimde ortaya
çıkmayabilmesidir (Eşki, 2009: 76).
Sosyal sermaye fiziki sermayeye ait
olan birçok özelliği de içermektedir. Bunlar;
dönüştürücülük özelliği yani girdiden çıktı elde
etmek gibi, esneklik, ikame edilebilirlik, bozulma
ve muhafaza etme şekilleri (sosyal sermaye de fiziki
sermaye gibi kullanılmamaktan ve bakım
yetersizliğinden kaynaklanan bozulmalar söz
konusudur), güvenilirlik, diğer sermaye türlerini
oluşturma (sosyal sermaye, var olan sosyal
sermayenin daha da güçlenmesi veya yeni türlerinin
oluşturulması için kullanılabilir) ve yatırım
olanaklarıdır. Çalışma sosyal sermayeyi, kültürel ve
organizasyon sermayesi gibi diğer sermaye türleri
ile kıyaslamakta ve kavramının, sempati içeren
kişilerarası ilişkiler ile bağlantılı kaynakları
tanımlamada faydalı ve uygun olduğuna işaret
etmektedir (Özcan, 2011: 107).
Sosyal sermaye fiziki sermayeden
farklı olarak durağan yapıda değildir. Bu yönü
beşeri sermaye ile ortaktır. Sosyo-ekonomik sistemde
ve toplumsal yapıyı oluşturan diğer etkenlerde
yaşanan değişim sosyal sermayeyi etkilemektedir.
Ayrıca sosyal sermaye dinamik yapıdadır çünkü bilgi
ve beceriler kullanıldıkça ve paylaşıldıkça
çoğalmaktadır, kullanılmadığı zaman körelmektedir
(Ergin, 2007: 23), fiziksel sermayenin tersine,
kullanılmadığı zaman depolanamamakta, zamanla
eksilmekte ve kaybolmaktadır (Tüysüz, 2011: 24).
Yine fiziksel sermayeden farklı olarak sosyal
sermayenin değer kaybetme oranı tahmin edilemez.
Bunun nedeni ise sosyal sermayenin kullanıldıkça
değer kaybetmezken, kullanılmadıkça değer kaybına
uğramasıdır (KOSGEB, 2005: 11).
Fiziki sermayeden farklı olarak,
kurumları, ilişkileri, davranışları ve değerleri
içeren ve insanlar arasındaki ilişkileri yöneten
sosyal sermaye kavramının ekonomik ve sosyal
gelişmede oldukça önemli bir rolü vardır (Karaçay,
2008: 22). Sosyal sermaye, fiziki ve beşeri sermaye
birikimini arttırarak ekonomik verimlilik üzerinde
dolaylı da olsa katkılarda bulunmaktadır. Sosyal
sermaye beşeri sermaye birikimini, kamu eğitim
sistemine daha fazla yatırım sağlayarak, okulların
yönetiminde toplumsal katılımın payını arttırarak ve
yoksullar için resmi olmayan krediye erişim imkânı
sunarak etkilemektedir. Beşeri sermayeye dolaylı
olarak yapılan pozitif etkinin uzantısı ile ulusal
yatırım ve tasarruf oranları, sosyo-politik ve
finansal istikrarın oluşmasına yardımcı olan sosyal
sermaye, fiziki sermayenin birikimini de
hızlandırmaktadır (Özcan, 2011: 111).
|