PARA PİYASALARI
Para piyasası, mali piyasanın bir alt piyasasıdır.
Vadesinin kısa olması nedeniyle sermaye piyasasından
ayrılmaktadır. Buna göre vadesi 1 yıldan kısa olan
fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalara para
piyasası denmektedir.
Bu
tanımlar dikkate alındığında piyasaları
enstrümanlara göre ayırmanın çok da anlamlı olmadığı
ortaya çıkacaktır. Zira kamunun ihraç ettiği bir
borçlanma senedi vadesine göre sermaye piyasası
aracı olabileceği gibi, para piyasası aracı olarak
da tanımlanması mümkün olacaktır.
Ülkemizdeki para piyasası temel olarak üç ayrı
piyasada oluşmuştur. Her üçünün de temel özelliği
oldukça kısa vadeli işlemlere konu olmaları ve
teminatın genellikle hazine bonosu olmasıdır.
Söz konusu piyasalarda el değiştiren paranın yerel
para olmaması durumunda ise, "Para Piyasası" tanımı
yerine "döviz Piyasası" kullanılacaktır. Döviz
piyasası konumuz olmadığından detaylandırılmayacak
olmakla birlikte yine de organize ve tezgah üstü
piyasalarda işlem gördüğünün belirtilmesinde yarar
görmekteyiz.
Para Piyasalarının işleyişi
Para piyasası da tıpkı sermaye piyasası gibi
işlemektedir.' Temel fark, sermaye piyasasında
enstrümanı ihraç eden bir ihraççı olması bu
ihraççıyla doğrudan karşılaşılan birincil piyasayı
takiben organize piyasa (Borsa) ya da tezgahüstü
piyasa olmasıyken; para piyasasında ihraççı önemini
yitirmekte ve paranın el değiştirdiği, fiili piyasa
önem kazanmaktadır.
Buna göre para piyasasını çok kısa vadeli kaynak
kullanım-aktarım piyasası olarak düşünürsek;
sistem, oyuncuların karşılaştığı ve teminat
karşılığı fonun el değiştirdiği bir şekilde
işleyecektir.
Piyasa organize olabileceği gibi, tezgahüstü
(organize olmayan) bir formatta da işleyebilir.
Piyasa oyuncuları, gösterge kur ve fiyatlarla
pazara katılır ve karşı tarafın gösterge kurlarını
görürler. Bu kur ve fiyatlar piyasayı oluşturur ve
tüm potansiyel katılımcılara mevcut durum ile ilgili
bilgi verirler.
Ancak katılımcılar fon alım ya da satımına karar
verdiklerinde, karşı taraflara konvansiyonel
yollarla (Telefon-faks gibi) bilgi geçer ve işlemi
gerçekleştirirler. İşlemin gerçekleşmesi esnasında
her ne kadar gösterge kurlar önemli olsa da
taraflar, işlemin büyüklüğü, piyasadaki
belirsizlikler ve ahlaklı ticaret gibi konular
nedeniyle nihai kur (firm rate) genellikle farklı
olur ve gerçek kur ya da fiyatıdır.
Piyasa katılımcıları bir taraftan kendi durumlarını,
ihtiyaçlarını, maliyetlerini ve projeksiyonlarını
alarak fiyatlama yapmaya hazırlanırken, diğer
yandan da piyasadaki diğer oyuncuların durumlarını
dikkate alırlar, sistemin ne derece paraya ihtiyacı
olduğunu tespit etmeye çalışırlar.
Para piyasası bir telekomünikasyon piyasası
olduğundan, genellikle şekli bir borsa olmayacaktır.
Zira sistemin üyeleri tarafından kabul edilmiş her
katılımcı sisteme girer ve çıkar.
Ülkemizdeki Para Piyasaları
Ülkemizde temel olarak üç para piyasası vardır:
Bankalararası Piyasa - Merkez Bankası Piyasası -
Takasbank Piyasası
TCMB Para
Piyasası
Bu
sistemlerden en organize olanı ve en yüksek işlem
hacmine sahip olanı TCMB Para Piyasasıdır. Bu
piyasada katılımcılar işlemlerini Merkez Bankası
üzerinden gerçekleştirmektedirler. Bu durumda Merkez
Bankası sistemin kurucusu, işletmecisi,
denetleyicisi ve garantörüdür.Piyasa katılımcıları
Merkez Bankası'nda teminat tutmak kaydıyla ondan
borç alabilir ya da para satabilirler. Söz konusu
borçlanma ya da kaynak satışı Merkez Bankası'na
yapılıyor gibi görünür. Oysa Merkez Bankası
topladığı kaynakları makul bir kar eklemesiyle
birlikte fon ihtiyacı olan diğer arcılara
satmaktadır. Dolayısıyla aslında kurumlar
birbirlerinden borçlanmaktadırlar ancak tüm
işlemlerin aracısı Merkez Bankası olduğundan tek
muhatap o gibi görünür.
Bu
sistemin iyi tarafı, kimin kimden para aldığının
belli olmaması; MB'nin tüm taraflar için garantör
olması ve oldukça organize olmasıdır. Ancak detaylı
düşünüldüğünde, Merkez Bankası'nın tüm taraflara
garantör olmasının çok riskli bir iş olacağı
farkedilecektir. Dolayısıyla Merkez Bankası kefalet
konusunda hassas olacak ve her katılımcıyı aynı
kefeye koymayacaktır. Katılımcılar Merkez Bankasının
açtığı limit kadar borçlanabilecek ve istediği
teminatı yatıracaklardır.
Oldukça organize, büyük, garantili ve düzenli olan
bu piyasa sistem katılımcıları tarafından, yaygın
olarak kullanılmakla birlikte limit problemleri ve
maliyet yüksekliği nedeniyle farklı piyasaları da
gündeme getirmiştir.
Takasbank Para Piyasası
Merkez Bankası Para
Piyasası birtakım dezavantajlarına rağmen oldukça
yaygın bir biçimde kullanılan bir piyasadır. İşlem
hacmi büyüdükçe güçlü kurumlar daha da büyük
montanları el değiştirmeye başlamış ve piyasa bazı
küçük oyuncular için fazla büyük kalmıştır.
İMKB' de işlem gören hisselerin büyük bölümünün
fiziki olarak saklandığı ve aynı oranda paranın da
el değiştirdiği TAKASBANK A.Ş. benzer bir piyasayı,
bankalara göre küçük olan aracı kurumlar için
düşünmüş ve hayata geçirmiştir: Takasbank Para
Piyasası.
Söz konusu piyasa hem atıl fonu bulunan aracı
kurumların bu fonu satmasına, hem de MB' den
borçlanamayan aracı kurumların borçlanmasına hizmet
etmektedir. Yakın dönemde hacmi oldukça genişleyen
Takasbank Para Piyasası, bankaların da ilgisini
çekmiş ve daha çok katılımcıya hizmet verir hale
gelmiştir
TCMB Piyasasına benzer şekilde ve benzer ilkelerle
çalışan piyasa, yine tarafların kimliğini saklı
tutarak tek muhatap görünür ve teminat esasına
dayanır. Oluşan faiz oranı kimi zaman TCMB
Piyasasından farklılık gösterse de ciddi bir fark
beklenmemelidir.
Bankalararası Para Piyasası
Bazı durumlarda piyasa kat.ılımcıları Merkez Bankası
Para Piyasası'ndan borçlanmakta güçlük çekerler.
Bunun çeşitli nedenleri olabilir. Örneğin bankanın
MB nezdindeki borçlanma limiti dolmuş olabilir ya
da, yeterli teminatı olmayabilir. Bir diğer neden de
maliyetin yükselmesi olarak karşımıza çıkabilir. Bu
ve bunun gibi nedenlerden ötürü söz konusu sistemi
kullanamayan katılımcılar, diğer piyasa
katılımcıları ile doğrudan irtibata geçebilir ve
işlem yapabilirler.
Buna göre, bankalara kendi aralarında, güvene ya da
karşı tarafın kabul edeceği bir teminata (genellikle
hazine bonosu) dayalı olarak borçlanırlar. Ancak bu
sistemin garantörü yoktur. Dolayısıyla yine sistem
katılımcıları birbirlerinin riskini analiz ederler
ve gayri resmi limitler tanırlar. Bu limitler
doğrultusunda işlemler yürütülür ve borçlanma
sürdürülür.
Borçlanmanın repo şeklinde yapıldığı da görülür. Bu
durumda direkt borçlanma yerine tarafların karşı
tarafın bonolarını teminat kabul ederek müşteri repo
yapan banka konumunda hareket ettikleri
gözlemlenecektir.
Piyasada taraflar çift taraflı kotasyon verirler.
Organize olmayan bir sistemdir. Kotasyondaki
alış-satış arasındaki fark karı ifade edecektir.
İşlem yapmak için en iyi fiyat veren olmak ya da en
iyi karşı tarafı saptamak gerekir. Market Maker,
alım ve satımında da en iyi fiyat veren olmaya
çalışır, spreadi küçültür.
Para Piyasası
Enstrümanları ve Risk
Para piyasasına özgün enstrümanlar olduğunu söylemek
güçtür. Ancak, kısa vadeli fon, arz ve talebinin
karşılaştığı piyasalar olduğu dikkate alındığında
ortaklık ilişkisi ifade eden bir takım
enstrümanların kullanılmadığını söyleyebiliriz. Buna
göre para piyasasında doğrudan borçlanma
kullanılmakta, bunu kolaylaştırmak için de hazine
bonosu ve repo işlemleri yaygın olarak
kullanılmaktadır. Öte yandan, sıklıkla
kullanılmamakla birlikte hisse senetleri de türe v
enstrüman ya da teminat olarak kullanılabilmektedir.
Para piyasası, tanımı gereği kısa vadeyi ifade
ettiğinden kısa vadeli faiz dalgalanmalarına.karşı
riski de yüksektir. Katılımcının bilançosunun iki
tarafı da dikkate alındığında aktifindeki hangi
kalemi bu piyasadan fonladığı incelenerek risk
düzeyi tespit edilebilir. Örneğin bilançodaki bir
duran varlığı ya da uzun vadeli bir bonoyu, repo ile
fonlamak ciddi bir finansal risk anlamına
gelecektir. Dolayısıyla hangi piyasanın tercih
edileceği (Sermaye Piyasası - Para Piyasası)
şirketten şirkete ve beklentilere göre değişecektir.
|