Halka Arz ve Borsada
Satış Yoluyla Özelleştirme
2499 sayılı Sermaye Piyasası
Kanunu’na göre halka arz “Sermaye piyasası
araçlarının satın alınması için her türlü yoldan
halka çağrıda bulunulmasını; halkın bir anonim
ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya davet
edilmesini; hisse senetlerinin borsalar veya
teşkilatlanmış diğer piyasalarda devamlı işlem
görmesini; bu kanuna göre halka açık anonim
ortaklıkların sermaye artırımları dolayısıyla
paylarının veya hisse senetlerinin satışını ifade
eder” (SPK,1981).
Halka arz yöntemi ile
özelleştirilecek kamu işletmeleri yayın organları
ile yurt içi ve yurt dışında duyurularak şirket
hakkındaki tüm bilgiler ve müracaat esasları, aracı
kurumlar talep sahiplerinin bilgilerine
sunulmaktadır (Aktan, 1995:16).
Halka arzın özelleştirilecek kamu
işletmelerine sunduğu avantajlar; şeffaf olma,
kamuyu doğru ve zamanında bilgilendirme, bağımsız
dış denetim, uluslar arası muhasebe standartlarını
uygulama olarak sıralanabilir. Bu şekilde
işletmeler, tüketiciler, yatırımcılar ve kreditörler
gözünde prestij ve güven kazanarak uluslar arası
piyasalarla etkileşim, yabancı yatırımlar ve
kurumsal yönetim (corporate governance) süreçlerini
hızlandırmakta ve profesyonel yönetim tekniklerini
edinmektedirler (IMKB, 2012).
Halka arz yöntemleri mevcut
hisselerin portföyden halka arzı ile ya da
Özelleştirme İşleri Başkanlığı’na devredilen
hisselerin halka arzı şeklinde gerçekleşmektedir.
Hisse senetlerinin halka arz yöntemi yoluyla
özelleştirilmesi kararlaştırılan kamu işletmesinin
toplam sermaye tutarı hisse senetlerine bölünerek
sermaye şirketi haline getirilmektedir ve hisse
senetlerinin değeri tespit edildikten sonra sermaye
piyasasında satışı yapılmaktadır. Özelleştirmelerin
ilk yıllarında, hisse senetlerinin değerinin
tespitinin zor olması ayrıca Türkiye’de halkın
yeterli tasarrufunun bulunamaması ve borsanın yaygın
olmayışından dolayı yeterli satış olmamış ve hisse
senedi fiyatları ilk ihraçta yüksek tutulmuştur
(Şenol, 2006:10).
Türkiye’de halka arz yöntemi ile
özelleştirme uygulaması ilk kez TELETAŞ A.Ş’nin
özelleştirilmesinde 1988 yılında kullanılmıştır.
Teletaş’ın yüzde 40 oranındaki hissesinden yüzde
22’lik bölümü 1988 yılında halka ve çalışanlara arz
edilmek suretiyle satılmıştır.
Mülkiyetin halka arz yoluyla
değişmesindeki en büyük risk “insider speculation”
denilen “içerdekilerin spekülasyonu”dur. Örneğin
Şili’de 1970’lerin ortasında, Allende rejimi ile
devletleştirilen şirketler hızlı bir şekilde
özelleştirilirken; özelleştirilen firmaların başlıca
alıcısı, hükümetle yakın ilişkili bir grup,
kontrolleri altındaki bankalardan borçlanarak
hisselerin önemli bölümünü kontrol etmiş ve hisse
senedi piyasasında fiyatlar yükselmiştir. Reel
çıktıya ve sermayeye oranla toplam finansal
varlıklar balon şeklinde artış göstermiştir
(Taylor,1994:72). Şirket içinde yer alan yöneticiler
ile çalışanların şirketle ilgili henüz kamuya
açıklanmamış hisse senedi fiyatlarını
etkileyebilecek bilgilere sahip olması ve bu
bilgileri, menfaatleri doğrultusunda fırsat
eşitliğini bozacak şekilde kullanması “içerden
öğrenenlerin ticaretidir” ve SPK mevzuatınca
yasaklanmıştır (SPK, 1981).
Müslümov (2005) blok satış ve halka
arz yöntemi ile özelleştirilen kamu işletmeleri
arasındaki performans farklarını incelemiştir. Elde
ettiği bulgulara göre sadece blok satış yöntemi ile
özelleştirilenlere nazaran halka arz + blok satış
yöntemi ile özelleştirilen kamu işletmelerinin
özelleştirme sonrası kârlılık ve katma değer
açısından daha yüksek finansal performansa sahip
olduğunu saptamıştır. Halka arz yöntemi ile
özelleştirilen işletmeler blok satış yöntemiyle
özelleştirilen kamu işletmelerine oranla daha düşük
finansal kaldıraca sahipken sermaye yatırımları
yüksek ancak istihdam oranları daha düşüktür.
Sonuçları Müslümov iki şekilde açıklamıştır; ilki
halka arz yöntemi ile özelleştirilen işletmeler daha
katı kurumsal yönetim mekanizmasına sahiptir ayrıca
halka arz edilen kamu işletmeleri genellikle büyük
ve kârlı işletmelerden seçilir, özelleştirme
sonrasında halka açıklığın şartlarını sağlamak büyük
ölçüde iyi performanslarını devam ettirirler.
Halka arz yöntemiyle özelleştirmede
devlet diğer yöntemlere nazaran daha az gelir elde
edebilir. Blok satış yönteminde özelleştirilen kamu
işletmesinin yönetim hakkının da özel sektöre
geçmesi nedeni ile yönetim hakkı için alıcı ilave
prim ödemeye razıdır. Ancak halka arz yönteminde
borsada daha fazla alıcı çekebilmek için hisse
senedi arz fiyatının gerçek değerinden daha düşük
fiyatlandırılması yani teknik olarak borsada “düşük
fiyatlama”
(underpricing)
denilen yöntem devletin özelleştirme gelirinin
beklenenden az olmasına neden olabilir (
Özcan,2008:18).
Dünya uygulamalarından
özelleştirmelerinde halka arz yöntemini yoğun ve
başarılı şekilde kullanan İngiltere’ye baktığımızda
halka arz için kullanılan üç yöntem bulunmaktadır.
Teklifler sabit fiyatla (
fixed price)
yapılabilir, açık artırma usulü,ihale (
by
tender) ve
placing
ile yapılmaktadır. Sabit fiyat teklifinde alıcılara
önceden beyan edilen fiyattan ne kadar sayıda hisse
alacaklarını belirlerler açık artırma usulünde ise
alıcılar minimum fiyata eşit ya da üzerinde bir
fiyat ve alacakları hisse miktarını belirlerler.
İşlem fiyatı
(Strike price)
bu fiyatın altında teklif
veren başvuruları elemektedir. Eğer minimum teklif
fiyatı piyasayı temizleyen yani arz ve talebi
eşitleyen fiyatın altında ise işlem fiyatı bu fiyata
eşit ya da altında belirlenir.
Placing
satışta hisseler halka değil brokarlarla kurumsal ve
özel yatırımcılara satılmaktadır. İngiltere’de
önemli özelleştirmelerin çoğunluğu sabit fiyat
teklifi ile gerçekleşmiş ve ihraç eden banka
tarafından da garanti edilmiştir
(Bishop
vd,1999:291).
Halka arz yöntemi ile özelleştirmenin
sağlayacağı en önemli avantaj, yatırımcılar arasında
bireysel yatırımcıların payını artırarak hisse
fiyatlarındaki dalgalanmaları azaltmanın mümkün
olmasıdır. Kurumsal yatırımcıların hisse senedini
elde tutma sürelerinin bireysel yatırımcılara oranla
daha kısa olması ve şirket haberlerine ya da
piyasadaki gelişmelere daha hızlı tepki göstermeleri
alım- satım hacimlerini yükselterek hisse
fiyatlarının dalgalanmasına yol açmaktadır
(Albayrak,1994:78).
Uzun yıllar halka arz yöntemi ile
özelleştirmeler blok satışların gerisinde kalmıştır.
Bunu nedeni IMKB'nin yeterince derinliğe ulaşmaması
ve hisse senetlerinin yüksek getirilerine rağmen
alternatif yatırım araçları kamu iç borçlanma
senetlerinin ve dövizin cazibesinin daha fazla
olmasıdır. Diğer taraftan 1980-90'lı yıllarda
borsanın yetersiz işlem hacmi ve işlem gören
şirketlerin fyat/kazanç oranının düşüklüğü nedeniyle
, halka arz ile özelleştirilecek işletmelerden
devletin blok satışa nazaran daha az gelir elde etme
ihtimali de olumsuz etkilemiştir.İşletmelerin
tamamen halka arz edilmemesinin bir diğer nedeni de
şirket yönetiminde sorumluluk sahibi çekirdek
yönetici grubuna ihtiyaç duyulmasıdır (IMKB,2000).
Talep Toplama Yöntemi
Özelleştirilmesi planlanan işletmenin
hisse senetlerine yönelik talepler toplanır ve
talepler sonucunda oluşan fiyatların
değerlendirilmesi ile hisse senetlerinin talep
edenler arasındaki dağılımı kararlaştırılır. Sabit
fiyatlarla talep toplama ve fiyat teklifi alma
yoluyla talep toplama şeklinde iki yöntemle
gerçekleşir.
İngiltere’de British Gas, British
Telecom ve British Airways’in halka arzlarında elde
edilen talep toplamı halka arz oranının 4, 5 ve 23
katı olmuştur. Arza oranla daha yüksek katlarda
talep toplamanın en önemli sebepleri reklam
faaliyetlerinin profesyonelce yapılmasıdır. Bu
faaliyetler tanıtım broşürleri ve küçük
kitapçıkların tüketicilere halka gönderilmesi,
Financial Times gazetesine verilen 10 sayfalık
ilanlar, tanıtım reklamları, danışman ve
hukukçulardan talep toplama sürecinde destek
alınması gibi faaliyetlerdir (Yazıcı, 1997:83).
Ülkemizde özelleştirmeyi olumsuz
açıdan değerlendirenler KİT’lerin değerinin altında
satıldığı hususuna vurgu yaparak kamuoyu
oluşturmaktadır. Bu konuda kamuoyunun yeterince
bilgilendirilmemesi yoğun tartışmalara ve
özelleştirmeye karşı halkta negatif düşüncelerin
oluşmasına neden olmaktadır. Halka arzlarda piyasada
oluşacak fiyatın gerçek değerden düşük ya da yüksek
olmasında halka arz edilen şirketin cazibesi, halka
arz zamanının uygunluğu, arzdan önce yapılan tanıtım
faaliyetleri gibi talebe dayalı unsurlar ile ülkenin
sermaye piyasalarının derinlik düzeyi ve kişi başına
düşün tasarruf oranı ile milli gelir seviyesi gibi
makroekonomik faktörler ön plana çıkmaktadır
(Atasagun, 1992:95-97).
|