İhtisaslaşma
ve Mutlak Üstünlükler
Gerçek hayatta ne kişiler ne de ülkeler istekleri
karşılamakta kullandıkları tüm malları kendileri üretmezler:
Gerçek hayatta ne kişiler ne de ülkeler kendine yeterli
durumdadırlar. Gerçek hayatta gerek kişiler gerek ülkeler
istekleri karşılamakta kullandıkları mallardan bazılarını
kendileri üretirler ve ürettikleri malların bir kısmını diğer
kişilerin ülkelerin ürettikleri mallarla değiştirirler. Bir
başka deyişle, farklı malların farklı kişiler-firmalar-ülkeler
tarafında üretilmesi demek olan ihtisaslaşma (specialization),
gerçek hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu husus ihtisaslaşmanın
değişime-ticarete (exchange-trade) yol açtığı hesaba katılarak
değerlendirilirse, ihtisaslaşmanın ve değişimin-ticaretin gerçek
hayatın ayrılmaz bir parçası oldukları söylenebilir.
G_ek hayatta kişilerin-ülkelerin ihtisaslaşmayı
kendine yeterlilik durumuna tercih etmelerinin nedeni,
ihtisaslaşmanın daha fazla mal üretilmesine ve böylece daha
yüksek bir refah düzeyine ulaşılmasına yol açmasıdır.
İhtisaslaşmanın kendine yeterlilik durumuna daha fazla mal
üretilmesine yol açmasının ilk akla gelen ve modern iktisadın
kurucusu Adam Smith (1723-1790) tarafından 1776 yılında
yayınlanan Milletlerin Zenginliği Üzerine Bir Deneme (An
Inquiry into the Wealth of Nations) başlıklı eserde ifade edilen
nedeni, kişilerin-ülkelerin aynı miktarda kaynak İle bir mal
maldan daha fazla üretme imkanına, kısaca mutlak Üstünlüğe (absölute
advantage) sahip olmalarıdır.
Mutlak üstünlükler yaklaşımını A ülkesinin-çiftçi
Ahmet Beyin bir saat emekle bir yılda 100 kilo patates 5 kilo
fasulye üretmesine karşılık B ülkesinin-çiftçi Mehmet Beyin bir
saat emekle bir yılda 80 kilo patates 9 kilo fasulye üretmesi
ile örneklendirmek mümkündür. Böyle bir durumda, her kişi-her
ülke mutlak üstünlüğe sahip olduğu malın üretiminde ihtisaslaşır
ve ürettiği malların ihtiyacını aşan kısmıyla, ihtiyaç duyduğu
diğer malları satın alır: A ülkesi-çiftçi Ahmet Bey mutlak
üstünlüğe sahip olduğu patates üretiminde ihtisaslaşır (100 >
80, 5 < 9) ve ürettiği patatesin ihtiyacını aşan kısmıyla
fasulye üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olan (80 < 100, 9 > 5)
ve dolayısıyla da fasulye üretiminde ihtisaslaşan B
ülkesinden-çiftçi Mehmet Beyden fasulye satın alır: Fasulye
üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olan B ülkesi çiftçi Mehmet
Bey fasulye üretiminde ihtisaslaşır ve ürettiği fasulyenin
ihtiyacını aşan kısmıyla patates üretiminde mutlak üstünlüğe
sahip olan ve dolayısıyla da ihtisaslaşan A ülkesinden çiftçi
Ahmet Beyden patates satın alır.
İhtisaslaşma ve Mukayeseli Üstünlükler
Mutlak üstünlük yaklaşımı,
ihtisaslaşmanın değişimin nedenini açıklamakta aslında
yetersizdir. Zira mutlak üstünlükler görüşüne göre
kişilerden-ülkelerden birisi her iki malın üretiminde de mutlak
üstünlüğe sahip olduğunda ihtisaslaşmadan elde edilecek bir
kazanç yoktur ve dolayısıyla da ihtisaslaşma değişim ortaya
çıkmaz.. Oysa İngiliz iktisatçı David Ricardo' ya (1772-l823)
göre, gerçek hayatta çok sık karşılaşılan böyle bir durumda bile
tarafların ihtisaslaşmadan kazanç elde etmeleri ve dolayısıyla
da ihtisaslaşmanın değişimin ortaya çıkması mümkündür.
Ricardo'nun 1817 yılında yayınlanan Politik İktisadın
ve Vergilendirmenin Temelleri (Principles of Political Economy
and Taxation) başlıklı kitapta ileri sürdüğü alternatif
yaklaşıma göre, kişilerden-ülkelerden birisi her iki malın
üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olsa bile, taraflar daha düşük
fırsat maliyeti ile ürettikleri malların üretiminde
ihtisaslaşmak suretiyle, daha yüksek bir refah düzeyine
ulaşabilirler: İhtisaslaşmanın ortaya çıkması için,
kişilerin-ülkelerin malları farklı fırsat maliyetleri üzerinden
üretmeleri (mukayeseli üstünlük) yeterlidir. Mukayeseli üstünlük
(comparative advantage) diye nitelendirilen bu alternatif
yaklaşım, Şekil 2.6-2.8'de sabit fırsat maliyeti basitleştirici
varsayımı altında incelenmiştir.
Dikey eksende ve yatay eksende sırasıyla muz ve
buğday miktarının gösterildiği Şekil 2.6'da, X ülkesinde bir
yılda maksimum 5 milyon ton muz ve 1 milyon ton buğday, Y
ülkesinde ise 1 milyon ton muz ve 5 milyon buğday
üretilebileceği; kendine yeterlilik durumunda X ülkesinin 2.5
milyon ton muz ve 0.5 milyon ton buğday, ürettiği (A noktası), Y
ülkesinin ise 2.5 milyon ton buğday ve 0.5 milyon ton muz
ürettiği (B noktası) varsayılmıştır.
|