Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

İhtisaslaşma ve Mutlak Üstünlükler

Gerçek hayatta ne kişiler ne de ülkeler istekleri karşılamakta kullandıkları tüm malları kendileri üretmezler: Gerçek hayatta ne kişiler ne de ülkeler kendine yeterli durumdadırlar. Gerçek hayatta gerek kişiler gerek ülkeler istekleri karşılamakta kullandıkları mallardan bazılarını kendileri üretirler ve ürettikleri malların bir kısmını diğer kişilerin ülkelerin ürettikleri mallarla değiştirirler. Bir başka deyişle, farklı malların farklı kişiler-firmalar-ülkeler tarafında üretilmesi demek olan ihtisaslaşma (specialization), gerçek hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu husus ihtisaslaşmanın değişime-ticarete (exchange-trade) yol açtığı hesaba katılarak değerlendirilirse, ihtisaslaşmanın ve değişimin-ticaretin gerçek hayatın ayrılmaz bir parçası oldukları söylenebilir.

G_ek hayatta kişilerin-ülkelerin ihtisaslaşmayı kendine yeterlilik durumuna tercih etmelerinin nedeni, ihtisaslaşmanın daha fazla mal üretilmesine ve böylece daha yüksek bir refah düzeyine ulaşılmasına yol açmasıdır. İhtisaslaşmanın kendine yeterlilik durumuna daha fazla mal üretilmesine yol açmasının ilk akla gelen ve modern iktisadın kurucusu Adam Smith (1723-1790) tarafından 1776 yılında yayınlanan Millet­lerin Zenginliği Üzerine Bir Deneme (An Inquiry into the Wealth of Nations) başlıklı eserde ifade edilen nedeni, kişilerin-ülkelerin aynı miktarda kaynak İle bir mal maldan daha fazla üretme imkanına, kısaca mutlak Üstünlüğe (absölute advantage) sahip olmalarıdır. 

Mutlak üstünlükler yaklaşımını A ülkesinin-çiftçi Ahmet Beyin bir saat emekle bir yılda 100 kilo patates 5 kilo fasulye üretmesine karşılık B ülkesinin-çiftçi Mehmet Beyin bir saat emekle bir yılda 80 kilo patates 9 kilo fasulye üretmesi ile örneklendirmek mümkündür. Böyle bir durum­da, her kişi-her ülke mutlak üstünlüğe sahip olduğu malın üretiminde ihtisaslaşır ve ürettiği malların ihtiyacını aşan kısmıyla, ihtiyaç duyduğu diğer malları satın alır: A ülkesi-çiftçi Ahmet Bey mutlak üstünlüğe sahip olduğu patates üretiminde ihtisaslaşır (100 > 80, 5 < 9) ve ürettiği patatesin ihtiyacını aşan kısmıyla fasulye üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olan (80 < 100, 9 > 5) ve dolayısıyla da fasulye üretiminde ihtisaslaşan B ülkesinden-çiftçi Mehmet Beyden fasulye satın alır: Fasulye üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olan B ülkesi çiftçi Mehmet Bey fasulye üretiminde ihtisaslaşır ve ürettiği fasulyenin ihtiyacını aşan kısmıyla patates üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olan ve dolayısıyla da ihtisaslaşan A ülkesinden çiftçi Ahmet Beyden patates satın alır. 

İhtisaslaşma ve Mukayeseli Üstünlükler

Mutlak üstünlük yaklaşımı, ihtisaslaşmanın değişimin nedenini açıkla­makta aslında yetersizdir. Zira mutlak üstünlükler görüşüne göre kişilerden-ülkelerden birisi her iki malın üretiminde de mutlak üstünlüğe sahip olduğunda ihtisaslaşmadan elde edilecek bir kazanç yoktur ve dola­yısıyla da ihtisaslaşma değişim ortaya çıkmaz.. Oysa İngiliz iktisatçı David Ricardo' ya (1772-l823) göre, gerçek hayatta çok sık karşılaşılan böyle bir durumda bile tarafların ihtisaslaşmadan kazanç elde etmeleri ve dolayısıyla da ihtisaslaşmanın değişimin ortaya çıkması mümkündür. 

Ricardo'nun 1817 yılında yayınlanan Politik İktisadın ve Vergilendirmenin Temelleri (Principles of Political Economy and Taxation) başlıklı kitapta ileri sürdüğü alternatif yaklaşıma göre, kişilerden-ülkelerden birisi her iki malın üretiminde mutlak üstünlüğe sahip olsa bile, taraflar daha düşük fırsat maliyeti ile ürettikleri malların üretiminde ihtisaslaşmak suretiyle, daha yüksek bir refah düzeyine ulaşabilirler: İhtisaslaşmanın ortaya çıkması için, kişilerin-ülkelerin malları farklı fırsat maliyetleri üzerinden üretmeleri (mukayeseli üstünlük) yeterlidir. Mukayeseli üstünlük (comparative advantage) diye nitelendirilen bu alternatif yaklaşım, Şekil 2.6-2.8'de sabit fırsat maliyeti basitleştirici varsayımı altında incelenmiştir. 

Dikey eksende ve yatay eksende sırasıyla muz ve buğday miktarının gösterildiği Şekil 2.6'da, X ülkesinde bir yılda maksimum 5 milyon ton muz ve 1 milyon ton buğday, Y ülkesinde ise 1 milyon ton muz ve 5 milyon buğday üretilebileceği; kendine yeterlilik durumunda X ülkesinin 2.5 milyon ton muz ve 0.5 milyon ton buğday, ürettiği (A noktası), Y ülkesinin ise 2.5 milyon ton buğday ve 0.5 milyon ton muz ürettiği (B noktası) varsayılmıştır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri