Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


David RICARDO ve Karl MARX 

           Yüzyıllardır iktisat alanında farklı fikirlerin varlığına tanık olmaktayız.İktisadi anlamda mutlak doğruyu aramak bizi belli bir sonuca götürmeyecektir çünkü bütün iktisadi modeller kendi içerisinde bir mantık örgüsüne sahiptir ve hepsinin söyledikleri incelendikleri bakış açısına göre doğrudur.         

David Ricardo ve Karl Marx ın ortaya attığı fikirleri göz önünde bulundurursak ortaya koyulan iki farklı iktisat modelinde ortak noktalar görmek mümkün..Bir çoğumuzun kafasında liberalizmin ve marksizmin tam anlamıyla birbirlerine zıt iki düşünce biçimi olduğu izlenimi vardır.Bu durum bir bakıma doğrudur fakat unutmamak gerekir ki Marx ın ortaya attığı teorilerde klasik yazarlardan etkiler görülmektedir.Hatta bazı iktisatçılar Marx ı kullandığı terminolojiden dolayı klasik bir yazar olarak görür.

Birinci Bölüm: “Mal, Emek ve Değer” 

           Ricardo’nun değer teorisini incelediğimizde, Marx’ın değer teorisinden daha farklı bir teori ile karşılaşırız. Ricardo bir malın kullanım değerinin değişim değeri üzerinde bir etkisinin olmayacağını savunur.Bu tezini kolayca reddedilemeyecek bir örnekle de açıklar. Suyun kullanım değeri çok yüksektir, mantıken kullanım değeri yüksek olan bir malın değişim değeri de oldukça yüksek olmalıdır fakat suyun değişim değeri oldukça düşüktür buna karşılık elmasın kullanım değeri oldukça düşüktür lakin değişim değeri oldukça yüksektir. Değer paradoksu olarak adlandırdığımız bu durum David Ricardo tarafından Ekonomi politiğinin ve Vergilendirmenin ilkeleri isimli kitabın birinci bölümünde dile getirilmiştir fakat bu durum kullanım değerinin değişim değeri üzerinde bir etkisi yok demek değildir. Kullanım değeri olmayan bir malın değişim değerinden bahsedemeyiz.         

Ricardo ya göre bir mal değerini iki kaynaktan alır, bunlar malın piyasadaki miktarı ve malın üretiminde kullanılan iştir. Ricardo malların piyasadaki miktarlarından dolayı sahip oldukları değerle ilgilenmez.(antika, eski eşyalar vs.) Ricardo kitabının birçok bölümünde de belirttiği üzere bir mal değerini üretiminde harcanılan işten alır. Ricardo tüm bunları göz önünde bulundururken aynı malın farklı iş kalitesinde üretimi yapılabileceğini de göz ardı etmez. Ricardo’nun bu soruya da bir cevabı vardır elbet. Ricardo ya göre ortada ürünlerin iş kalitesini ayırt etmemize yardımcı olacak bir kalite ölçüsü vardır ve bu ölçüden yararlanılarak işin kalitesi belirlenir. Ricardo bu anlattığını karikatüral bir şekilde örneklendirir. Ricardo’ya göre bir kuyumcu ile atölyede çalışan bir işçinin bir saatte ürettiği katma değer aynı değildir. Bu fikir daha Karl Marx tarafından “Karmaşık İş” ve “Basit İş”olarak kavramsallaştırılacaktı. Marx a göre karmaşık iş birçok basit işin bir araya gelerek oluşturduğu iştir.        

Marx ın değer teorisini incelediğimizde Ricardo’nun ortaya koyduğu teoriden daha farklı bir teori görürüz önümüzde. Marx teorisinin içine Ricardo gibi kullanım değerini de koyar fakat teorisinde Ricardo nun çok sık kullanmadığı kullanım değerini de kullanır.Ricardonun teorisinde    bahsettiğimiz gibi değer kavramını emek kavramından ayrı tutmak mümkün değildir.Marx,Ricardo nun fikirlerini bir bakıma daha detaylı ve farklı bir açıdan anlatmaktadır.Ricardo nun temel olarak aldığı fikirlerin Marx ın teorisinde değişimlere uğradığını açık bir biçimde farkedebiliriz.Marx ın “Das Kapital” adlı kitabına baktığımızda malın dolaşımının ve değer kavramının Ricardo ya göre daha yoğun bir biçimde ve farklı bir bakış açısından anlatıldığını görürüz..        

Marx mal kavramını Ricardo ya göre daha farklı bir üslupta kullanır.Ona göre bir ürünün mal sayılması için ekonomi içerisinde “değiş tokuş” edilmesi gerekir.Ricardo da bu ayrımı görmemekteyiz.

         Marx a göre bir mal yararlığa sahip olup kullanım değerine sahip olmayabilir fakat kullanım değeri olan bir mal zorunlu olarak bir yararlığa sahiptir.        

Marx a göre bir malın değişimi sadece o mala eşit bir değişim değerine sahip olan bir malla gerçekleşebilir ve bu değişim belirli oranlarda,kullanım değerleri farklı ve değişim değerleri aynı olan iki mal arasında gerçekleşir.Tersi durumda değişim mümkün değildir.        

Marx’ın teorisinde temel olan ve kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken şey soyut iş ile kullanım değeri arasındaki ilişkidir.Marx a göre iş bir kere soyut hale geldiğinde emek kullanım değeri olan malın bir parçası olur ve bu malın içindeki kullanım değeri artık ayırt edilemez olur.        

Marx soyut iş kavramını nasıl ortaya koymuştur ? Marx farklı emeklerin ürünü olan malların aslında insanın ortaya koyduğu emeğin farklı birer yansımaları olduğunu söyler.Örneğin kumaş yapan ve kıyafet yapan iki esnaf aslında aynı işin değişime uğramış hallerini yaparlar.Bu farklılıklara rağmen sarfedilen emek gücü tektir.Bir başka deyişle aynıdır.Marx ın teorisine göre toplum içindeki bireylerin sarfettiği emek gücü aynı olduğu için bir malın üretimi için karşımıza sosyal olarak gerekli olan emek gücü kavramı çıkmaktadır. 

İkinci Bölüm: Maaş ve Artı Değer 

        Ricardo maaşın emeğin tamamını ücretlendirdiğini öne sürer.Bu önerme Marx ta tamamiyle reddedilir. Karl Marx bu konuda David Ricardo yu sert bir tavırla eleştirmiştir.Marx a göre maaş emeği değil emek gücünü ücretlendirir.Marx kavramların arkasında saklı olan gerçekleri aramaktadır.İşte bu noktada Marx ın Hegelin fenomenoloji üzerine yazdıklarından etkilendiğini görebiliriz.

         Somut emeğe bağlı olan üretken iş artmaya başladıkça artı değer kavramı ortaya çıkar ve Marx ın teorisine göre emeğin kullanım değeri değişim değerini geçmeye başladığı anda emek sömürüsü başlamaktadır.Kapitalizm in varolması için bu durumun ortaya çıkması şarttır.Marx ın teorisine göre emek sömürüsü olmadan kapitalist sistemin devam etmesi mümkün değildir.

Marx'a göre maaş ın yapılan işi değil,iş gücünü ücretlendirdiğini belirtmiştik ancak Marx ın temel olan bu tezini daha detaylı bir biçimde anlatmak yerinde olacaktır.Marx a göre neden maaş yapılan işi değil de iş gücünü ücretlendirmektedir ?

         Çalışanın 6 saatlik bir emek gücüne sahip olduğunu farzedelim ve kapitalistin bir çalışanı 6 saat çalıştırmak yerine 12 saat çalıştırdığını düşünelim ve kapitalist çalışana 12 saatine eş değer bir maaş vermek yerine çalışana sadece 6 saate eş değer bir maaş veriyorsa bu durum bize kapitalistin çalışanın emeğini tamamiyle karşılayacak bir ücret vermediğini göstermektedir.Bu durumda kapitalist çalışanın sadece emek gücünü ücretlendirmektedir ve çalışan sahip olduğu emek gücü sömürülerek çalışması gerektiğinden daha fazla çalışmıştır başka bir deyişle çalıştırılmıştır.

         Ortaya atılan bu tezi bir örnekle açıklamak bu karmaşık gözüken tezin daha kolay anlaşılmasını sağlayacaktır.Kapitalistin bir ürünün üretiminde ham madde için 24 saate ve 6 saatlik işe ihtiyacının olduğunu düşünelim.(6 saat = 3 lira) O halde bu örnekte kapitalistin bir tane ürünün üretimindeki maliyeti 15 liradır. Kapitalistin üretimini iki katına çıkardığını düşünelim.Kapitalist bir ürün üretmek yerine iki ürün üretmektedir.O halde ham madde için 24 lira ödeyecektir fakat çalışana 6 lira vermek yerine hala 3 lira vermeye devam edecektir.Bu durumda ürünün üretim maliyeti 27 lira buna karşılık değeri 30 liradır.3 lira da kapitalistin elde ettiği kardır yani artı değerdir.Emek gücünün sömürüsü de işte tam bu noktada başlamaktadır.Marx a göre sömürü değişim safasında değil,üretim safasında görülür hale gelmektedir.        

Ricardonun maaş konusuna yaklaşımı Marx ınkinden çok daha farklıdır.Ricardo maaşın ne gibi durumlarda değişime uğrayacağını incelerken Marx maaş kavramının tanımıyla ilgilenir.Ricardo ya göre maaş iki farklı faktöre göre değişmektedir.İlki kapitalistin iş talebi,buna müteakip iş piyasasındaki arz ve ikinci olarak temel besin maddelerinin fiyatlarındaki varyasyonlardır.Bu iki faktörü açıkladıktan sonra iki kavramdan bahsetmemiz gerekiyor;Doğal fiyat ve piyasa fiyatı.Piyasadaki iş talebi arttığında işin piyasa değeri artmaktadır fakat iş talebinin yoğun olmasından dolayı nüfus artacak ve maaşın doğal değeri de artacaktır yani maaşın sahip olduğu doğal değer piyasa değerine yaklaşacaktır. Maaşın piyasa değeri doğal değerinden yüksek olduğu sürece,çalışanın belli bir hayat seviyesi vardır fakat tersi durumda çalışanın hayat seviyesi büyük bir darbe alacaktır.       

Üçüncü Bölüm: Kâr  

         Ricardo kâr konsunda da Marx'ın görüşlerinden daha farklı görüşler ortaya koymaktadır.Ricardo kar değişimlerini açıklarken “Rant” kavramını öne sürmektedir.Ricardoya göre kâr maaşların değişimi ve farklı kalitede topraklarda yetiştirilen ürünlerin oluşturduğu ranta göre gerçekleşmektedir.

         Ricardo ya göre tarım ürünlerinin fiyatı rant ödemeyen toprak üzerinde sarfedilen işin miktarına göre  belirlenmektedir.Rant ödenmeyen topraklardan elde edilen değer sahip olunan sermaye ve çalışanların maaşlarından oluşmaktadır.Ricardo kar değişimini iki farklı etkenle açıklamaktadır.Maaşın doğal fiyatı ve iş için gerekli olabilecek ek iş kârın değişmesinde etken rol oynamaktadır.İlk durumda bir kâr düşüşünden bahsedebiliriz fakat ikinci durumda karda bir düşüş yoktur çünkü Ricardo nun dediğine göre ek iş kapitaliste belli bir harcama yapmasını gerektirecektir fakat malın değeri de eklenen iş kadar artacaktır.        

Ricardo karı anlatırken sermaye birikiminden de bahsetmektedir.Sermayenin birikmesiyle birlikte elde edilen kâr düşmektedir.fakat unutmamak gerekir ki sermayeni birikmesi,maaşları arttırıcı sürekli bir etken olmadığı sürece kârı düşürmemektedir.Ricardo ya göre sermaye birikmesiyle karın düşmesindeki asıl etken toprakların azalan randımanıdır.Artan besin ihtiyacıyla yükselen besin talebi sermayenin tarım alanına kaymasına neden olmaktadır,Toprakların azalan randımanından dolayı daha az verimli olan topraklarda tarım yapılmakta ve bunun sonucunda farklı toprak kalitelerinden ötürü rant ortaya çıkmaktadır ve bu temel besin maddelerinin doğal değerleri yükselmektedir.Toprakların azalan randımanı olmasaydı sermaye birikmesiyle düşen kâr  söz edemezdik.

Sermaye birikimi --> İş talebinin artışı --> Maaşın piyasa değerinin artması--> İş arzının artması--> Nüfus artışı-->
Tarım ürünlerinin artışı--> Tarım ürünlerinin fiyatının artması--> Tarım alanındaki kar oranının artması--> Sermayenin tarım alanına kayması-->
                                                           --- 1) Rant
Tarım alanındaki randımanın düşüşü [
                                                           ---2) Tarım ürünlerinin doğal fiyatının artması--> Maaşın doğal değerinin artması-->
Kar oranının düşmesi--> Sermaye birikiminin yavaşlaması

          Ricardoya göre tüm sektörlerde kar oranı eşittir.Bu fikir Marx ın teorisinde de aynı şekilde bulunmaktadır. Marx, Ricardonun anlattığını “Ortalama Genel Kâr ” başlığıyla kavramsal bir boyuta taşımaktadır.        

Marx kârın düşme eğilimini teknolojik gelişmeyle açıklamaya çalışmaktadır.Makine ve hammadde alımı duran ve dönen varlıkları arttırmaktadır ve bu da kârın düşmesine neden olmaktadır.

         Genel Formül: 

         [(Artı değer / Değişken Sermaye)] \[(Sermaye\Değişken Sermaye)+1] 

         Sermaye/Değişken sermaye oranı teknolojik gelişmeyle arttıkça artı değer oranı düşmektedir. Artı değerin düşmesiyle kâr oranı düşmektedir. 

         Üç bölümde de klasik iktisatçılar ve Marx arasındaki farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Marx’ın eserlerini daha da detaylı bir biçimde incelediğimizde Marx'ın klasik yazarlardan nasıl etkilendiğini farkedebiliriz. Marx’ın olaylara bakış açısı klasik iktisatçılardan daha farklıdır fakat Marx ın ortaya koyduğu teorinin temelleri klasik yazarların ortaya koyduğu teorilerdir. 

Kaynak: Can Askan MAVİ

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri