Japonya Bilişim Stratejisi ve AR-GE Politikası
Japonya’daki gelişmeler ise Japon Yen'inin değer kazanması sonucu
ihracatın azalma yoluna girmesi ile, büyüyen Asya
endüstrilerine karşı kendi endüstrilerini koruma
yolunun araştırılması ile biçimlenmiştir.
Japonya teknopark oluşumlarının gelişmeleri açısından değerlendirme
yapılabilecek bir süreci geride bırakmıştır. Yine bu
ülke de aşama aşama kuluçka merkezlerinden (incubation
centers) başlanarak sonraki aşamalarda bilim
parkları ve teknoparklar geliştirilmiş, giderek ülke
kentlerinin büyük çoğunluğunun teknokent olarak
geliştirilmesi yönünde ekonomik ve politik
stratejiler uygulanmış ve nihayet ülke bir
teknostate/teknodevlet niteliğini kazanmıştır.
Başta da değindiğimiz gibi her ülkenin teknopark
oluşumlarına yönelmesinin nedenleri ekonomik krizin
farklı süreçlerinde bulunmalarına güre değişiklik
göstermektedir. Pek çok batı ülkesinde teknoloji
geliştirme stratejileri global pazarlarda rekabet
için geliştirilirken, Japonya’nın farklılığı,
teknolojik olarak çok üst sırada yer almasına
karşın, Japon Yeni'nin sürekli değer kazanmasının
uluslararası pazardaki yerini kaybetme tehlikesini
doğurmasıdır. Bu noktada Japonya global pazara katma
değeri yüksek yeni ürünlerle çıkmak durumundadır ki,
buda yine yüksek teknojilerin üretilmesini
gerektirmiştir.
Ülke genelinde kentleri ileri teknolojik araştırmaya entegre etme
programı yeni japon endüstriyel stratejisinin
temelini oluşturmuştur. California'nın Silicon
Valley ve Japonya'nın Tsukuba Science City
gelişmeleri temel alınarak 1980'de Japonya'nın
tümüne araştırma şehirlerini yayma programı ilan
edilmiştir. Yasal çerçevenin oluşturulmasından sonra
20 yıllık gelişme planlarıyla yerel endüstri ve
araştırma üniversitelerinin bu şehirlerin etrafına
yerleşmesi amaçlanmıştır. Yine 28 bölgesel şehirde
teknopark gelişmeleri öngörülmüştür. Endüstriyel
yapı, ekonomik ve sosyal değişiklikler üreten,
önemli değişimler içindedir ve dünün başarılı ileri
teknoloji kurumları bugün azalmaktadır. Japonya’da
endüstri parçala ve inşa et süreci ile kendini
yeniden yapılamaktadır. Yeni çağın çok büyük
sosyoekonomik değişimlerine uyumlu öncü kurumlar
için en önemli faktör, yeni teknopolleri
geliştirecek ve yaratıcı araştırmaları yürütebilecek
yaratıcı beyinleri geliştirebilmektir. Bu kapsamda
endüstriyel devlet ve akademik sektörler arası
serbest alışverişi mümkün kılan araştırma-geliştirme
merkezlerinin rolü çok önemlidir.
Gelişmiş teknolojilerin araştırma ve geliştirilmesi için
yaratıcılık en temel faktördür. Pek çok uzmanın
görüşüne göre yaratıcılık bilgi alışverişi ile
yoğunlaşırken; yüz yüze temaslar, medya hizmetleri
veya elektronik bilgi alışverişinden daha etkindir.
Bu yaklaşım araştırıcıların birbiriyle kolayca
iletişim içinde olabileceği çeşitli mekan ve
imkanların geliştirilmesini cesaretlendirmiştir. Bu
bağlamda metropol alanların merkezi şehirlerinde bu
tür mekanlar ve olanaklar sağlanmıştır. Bu şehirler,
çeşitli imkan ve kolaylıklar sağlayan ağların
merkezindedir. Ancak bu merkezi şehirlerin geleceğin
araştırıcılarına yüz yüze toplanma olanağı veren
mekanlar gibi işlevlerle geliştirilmeleri
gereklidir.
|