Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Finansal Kiralama İşlemleri (Leasing Nedir) 

Bir  işletme   ihtiyaç  duyduğu   makina  ve  donatım   gibi   duran varlıklara ya satın almak yada kiralamak seçeneklerinden biri ile sa­hip olabilir. İşletme, satın almada söz konusu sabit varlığın sahipliğini (mülkiyet hakkını) elde ederken; kiralamada varlığın belli bir süre için kullanım hakkı olanağına kavuşmuş olur. 

Bir varlığın kiralamak yoluyla kullanım hakkını elde etmenin, diğer bir deyişle kiralamanın değişik türleri vardır. Burada bizi ilgilendiren tür, uygulamada leasing olarak bilinen finansal kiralamadır. Finansai kiralama yada leasing, bir varlığı yada malı kiraya verenin kiralanan varlık yada mala ilişkin tüm kullanım hakkını ve riskini kiracıya devrettiği bir kiralama şekli olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere duran varlığın yasal mülkiyet hakkı kiraya verende (leasing şirketi-lessor) kalırken; fiili kullanma ve kullanımdan doğacak riskler kiracıya (leasing alana-lessee) geçmektedir. Ülkemizde benimsenen biçimiyle, leasing, uzun süreli kredi kullanımına çok yakın bir finansman yöntemi yada borçlanma yolu ile fon sağlamanın bir şeklidir. Çünkü, finansal kiralamada, para dışında bir ekonomik varlığın borç alınması söz konusudur. 

Finansal kiralamayı diğer kiralama türlerinden ayırt etmek için yapılan sözleşmelerin kapsamına bakmak gerekir. Eğer söz konusu sözleşme aşağıdaki koşullardan bir yada daha fazlasını yerine getiriyorsa bu bir finansal kiralamadır 

1.   Kira sözleşmesinin, kira süresi sonunda varlığın mülkiyetinin kiracıya devrini öngörmesi,
2.   Kira sözleşmesinin, kiracıya kısa süre sonunda kiralanan varlığı o tarihteki piyasa değeri altındaki bir değerden satın alma hakkı vermesi,
3.  Kira sözleşmesi süresinin malın ekonomik ömrünün en az % 75'ine eşit olması ve
4.  Ödenecek kiralar toplamının net bugünkü değerinin varlığın piyasa değerine eşit olması yada en az % 90'ını karşılamasa gibi.

Finansal kiralama eylemi birbirini izleyen iki aşamada gerçekleşir:

Birinci aşamada kiracı firma, kullanmak istediği makina, araç ve gereçleri kendisi seçerek söz konusu duran varlığın imalatçısı yada dağıtıcısı ile fiyat ve değer koşullarını saptar.

İkinci aşamada ise firma, kiralayan bir kişiye, bir firmaya bir sigorta yada bir leasing şirketine başvurarak, alış koşullan belirlen­miş söz konusu varlığın ilgili kiralayan tarafından satın alınarak, kendi­sine kiralanmasını ister. Uygulamada finansal kiralama işlevi, genellik­le bu konuda uzmanlaşmış leasing şirketleri tarafından yürütülür.

Finansal kiralama doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Doğrudan leasing'de, kiralanacak varlığın imalatçısı yada satıcısı kiralama işlemini bizzat gerçekleştirmekte ve kiralama sözleşmesinin taraflardan birisini oluşturmaktadır. Dolaylı leasing-de ise, bir finansal kiralama şirketi (leasing şirketi), imalatçının ürettiği varlığı bir sözleşme ile kiracıya (lessee) devretmektedir.

Finansal kiralamanın birtakım avantaj ve dezavantajları vardır. Avantajlı   yönleri kısaca şöyle özetlenebilir 

1.   Leasing, kapsamına aldığı varlığı bütünüyle yada % 100 fi­nanse ettiğinden çalışma sermayesi tasarrufu sağlar. Bu avantaj ki­raya verenin kiralama ücretini kısa sürede talep etmediği durumda söz konusudur.

2.   Leasing yöntemi, uzun vadeli finansman açığını kapatan önemli bir finansman kaynağıdır. Ülkemizde uzun süreli kredi temini­nin kısa sürelilere göre daha zor olduğu düşünüldüğünde, leasingin bu yönünün önemi daha da artmaktadır.

3.   Vergi yükünü hafifletir. Leasing yönteminde kiralanan arazi, makina ve donatımın kira ödemeleri yada kira giderleri vergi matrahından düşülebilmektedir. Halbuki makina ve donatım satın alınsaydı; vergi matrahından ancak yıllık amortisman tutarı kadar bir giderin düşürülmesi olanaklı olacaktı.

4.  İşletmelerin teknolojik yenilik ve gelişmelere ayak uydurabil­melerini sağlar. Çünkü leasing gelişmiş teknolojileri içeren yeni makina ve donatımların kiralanmasını ve dolayısıyla kullanımını olanaklı kılar.

5.  Teşvik belgesine bağlanmış yatırımların finansal kiralama ile yapılması durumunda söz konusu teşviklerden yararlanmak söz konusu olabilir. 

Öte yandan, leasingin başlıca sakıncalı yönleri ise şunlardır: 

1.   Kiralama varlığın kullanımına sınırlamalar getirilir. Kiralanan makina yada donatımın değiştirilmesi, tamir ve bakım işlemleri ki­ralayan şirketin iznine bağlı olması işletmenin rahat çalışmasını engelleyebilir.

2.   Kira sözleşmesi, kira dönemi sonunda duran varlığın kiracı yatırımcıya devredilmesini içermediğinde, kiralayan işletme söz konusu malın hurda değerinden yararlanamıyacaktır.

3.   Bir işletmenin varlıklarının büyük bir bölümünü leasing yo­luyla temin etmesi; bu işletmenin kredi kurumlarına karşı yeterli güvenceye sahip olamaması ve dolayısıyla kredi alma prestijinin olumsuz yönde etkilenmesi anlamına gelir.

Gelişmiş Batılı ülkelerde leasing seçeneğinin uzun bir süredir yaygın biçimde kullanılmasına rağmen; bu, ülkemiz gündemine oldukça yeni girmiştir. Nitekim uzun süreli bir finansman aracı olarak finan­sal kiralama uygulaması, ülkemizde 28.06.1985 tarih ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun yürürlüğe girmesiyle başlamıştır (1),

1990 yılı itibariyle ülkemizde 19 adet leasing kuruluşu, 1993 yılı sonunda 39'a kadar yükselmiştir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri