Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Osmanlı Devletinde Altın Para 

Selçukluların  uç  beylerinden  olan  Osman  Bey'in  1299  yılında İstiklâlini  ilân  etmesiyle  başlayan  ve  1922  yılına  kadar  devam  eden Osmanlı  İmparatorluğunun  623  yıllık    hayatında  altın, gümüş, bakır  ve nikel  olmak  üzere  çeşitli  madeni  paralar  basılmış  ve  kullanılmıştır. Osmanlı  hükümdarları  kendi  bastırdıkları  paraların  yanında, başka  mil­letlere  ait  paralarında  kabul  edilmesine  ve  kullanılmasına  uzun  süre müsaade  etmişlerdir.İlk  Osmanlı  altın  parasının  basıldığı    Fatih  Sul­tan  Mehmet  zamanına  kadar  yabancı  milletlere  ait  altın  paralar  ve bilhassa  Venedik  Duka  altınları  Osmanlı  devletinde  geçmiş  ve  kullanılmıştır.Osmanlılar  tarafından  altın  para  bastırılmasına  başlanınca yabancı  altınların  üzerine  dörtgen  içerisinde  Sah  (Sağlam)  damgası vurulmak  suretiyle  geçerliliklerini  muhafaza  etmeleri  sağlanmıştır. 

Osmanlı  İmparatorluğunun  bilinen  ilk  parası  Orhan  Gazi  tara  -fından  90  ayar  gümüşten  kestirilen  akçedir.İmparatorluğun  ilk  yılla  -rında  100  dirhem  gümüşten  400  adet  kesilen  ve  gerek  ayar  gerekse  gram bakımından  gayet  sağlam  olan  akçelerin  ölçüleri       ,ilk    defa    Fatih Sultan  Mehmet'in  ikinci  cülusunda  Edirne'de  kestirttiği  akçelerde azalmıştır.90  ayar  olan  gümüş  akçeler  85  ayara  düşürülmüş,100  dirhem gümüşten  500  adet  akçe  kesilmeye  başlanmıştır.Akçe  kıymetinin  ilk  de­fa  düşürülmesi  Osmanlı  tarihinde  Buçuktepe  isyanı  denilen  ayaklanmanın  ortaya  çıkmasına  yol  açmıştır. 

Akçe  kıymeti  Sultan  III.Murat  zamanında  da  düşürülmüş  ve  100 dirhem  gümüşten  800  adet  akçe  kesilmiş,para  kıymetindeki  azalmaya  pa­ralel  olarak  mal  fiyatlara  ayarlanamadığından  Yeniçeri  ocağı  kazan kaldırmıştır.Aynı  durum  I.Ahmet  zamanında  da  devam  etmiş,gümüşün  ayarı 80'e indirilirken,gramları noksan ve karışık akçeler ortaya çıkma­ya başlamıştır. 1618 yılında Sultan II.Osman döneminde paraların İsla­hı yoluna gidilmiş,düşük ayar ve gramlı akçeler toplatılarak yeni ak­çeler bastırılmıştır. Sonraları akçe kıymetinin düşürülmesine devam edilmiş, akçenin gramı azalırken ayarı; 1623'de IV.Murat zamanında 75'e, 1648*de IV.Mehmet zamanında 50'ye,1789'da III.Selim ve II.Mah-mut  zamanlarında  %46'ya  düşürülmüştür. 

Osmanlı  İmparatorluğunda  ilk  altın  para  Hicri  882  (M.1477) tarihinde  Fatih  Sultan  Mehmet  tarafından  İstanbul'da  bastırılmıştır. 3,50  gram  ağırlığında  ve  binde  960  saflıkta  olan  bu  altın  paranın  de­ğeri  .akçenin  mütemadiyen  küçülmesi  karşısında  gümüşe  karşı  devamlı artmıştır.1431  yılında  bir  altın  35  akçeye  karşılık  gelirken,1462'de 40,   1548'de  60,  1585'de  110  ,   1725  yılında  ise  400  akçeye  karşılık gelmeye  başlamıştır.Sultan  II.Mustafa  zamanına  kadar  yalnızca  gümüş paralarda  kullanılan  "Tuğra"  1695  yılından  itibaren  altın  paralara  da darp  edilmeye  başlanmıştır.1716  yılında  Venedik  dukalarından  üstün  24 ayarlık  "Zeri  İstanbul"  isimli  altın  paralar  çıkartılmıştır. 

1789-1807 yıllarında III.Selim zamanında duyulan mali sıkıntı dolayısıyla,altın paraların ayar ve gramlarında eksiltme yoluna gi dilmiş  ve  1790'da  paranın  değeri  düşürülmüştür.

Sultan I.Mahmut zamanında altın paralar Cedid İstanbul ve Zeri  Mahbub  olarak  iki  cins  darp  edilmeye  başlanmıştır 

Sultan  II.Mahmut  zamanında  pek  çeşitli  tarz  ve  nakışlarda  çeşitli  altın  paralar  basılmış,hat  ve  nakışlarına  büyük  özen  gösterilen bu  paralar  üzerlerindeki  resimlere  göre  birer  ad  ile  adlandırılmıştır. İstanbul, Rumi, Cedid  Rumi, Darülhilafe,Adlî, Cedid  Adlî, Hayriye, Cedid Mahmudiye  olarak  isimlendirilen  bu  sekiz  çeşit  altından  Darülhilafe altınları(diğer  ismiyle  Surre  altınları),hac  mevsiminde  surre  alayı ile  Hicaz'a  götürülmekte,Mekke  ve  Medine'de  oturan  ve  oralarda  bulunan  seyyitlere, şeriflere  ve  fakirlere  hediye  olarak  dağıtılmakta  idi. Birinci  Dünya  Savaşında  Hicazın  Osmanlılarla  bağlantısı  kesilinceye kadar  devam  eden  Surre  adeti,Osmanlılarda  Mehmet  I  zamanında  başlamış­tır. Osmanlı  altınlarında  zamanla  ortaya  çıkan  çeşitli  gram  ve  ayarlar dolayısıyla  kaçakçılara  büyük  bir  ticaret  kapısı  açılmış  ve  Avrupa' dan  Sultani  sikkelerinin  taklitleri  imal  edilerek  Türkiye'ye  sokulmuş­tur. Bu  durum  karşısında hükümetçe  tedbir  alınması  zaruri  hâle  gelmiş ve  yabancı  paraların  kullanılması  yasaklanarak  90  gün  zarfında  darpha­neye  götürülmesi  ve  tespit  edilen  değerler  üzerinden  Sultani  altınları ile  değiştirilmesi  kararlaştırılmıştır. 

Osmanlı  Madeni  Paralarında  zamanla  ve  çeşitli  sebeblerle  yapı­lan  ayar,ağırlık  ve  şekil  değişiklikleri  ile  yabancı  memleketlerden gelen  taklit  paralar  yüzünden  ortaya  çıkmış  olan  karışık  durum,esaslı olarak  1839  yılında  tahta  geçen  Sultan  Abdülmecid  zamanında  düzeltil­miştir. Sultan  Abdülmecid  tahta  geçtikten  bir  yıl  sonra  Darphanei  Ami­re  Nezaretine,sikke  ayarını  ve  şeklini  düzenleme  emrini  vermiştir. Yeniden  bastırılacak  paraların  ayar,gram  ve  çapları  ile  şekilleri tespit  edilmiş, mevcut  makinalarla  bu  paraların  muntazam  ve  ucuza  bastırılamayacağı  anlaşıldığından  İngiltere'den  getirilecek  yeni  makinalarla  modern  bir  darphane  kurulmasına  karar  verilmiştir.Yeni  Darphane­nin  binaları  ve  makinaları  için  100.000  altın  lira  harcanmış,ilk   ola­rak  1843  yılı  sonlarına  doğru  para  basılmaya  başlanmıştır.Böylece    Os­manlı  altınlarında  ayar  ve  gram  standardı  sağlanmış,aynı  özellikleri taşıyan  paralar  Türkiye  Cumhuriyeti'nin  kurulmasından  sonra  da  değişmeden  basıla  gelmiştir. 

Sultan  Abdülmecid'den  sonra  Sultan  Abdülaziz,Sultan  Murad  V, Sultan  Abdülhamid  II,Sultan  V.Mehmet  Reşad  ve  Sultan  VI.Mehmet    Vahi-düddin  zamanlarında  bastırılan  paralarda  daima  aynı  esaslara  uyulmuştur. Yalnız, Sultan  Abdülaziz'in  sikkelerinde  tuğranın  sağ  tarafındaki çiçek  resmi  kaldırılarak  yeri  boş  bırakılmış,Sultan  V. Murad'ın  sikke­lerinde  tuğranın  bulunduğu  tarafın  yukarısmdaki    yıldızın  altına  bir ay  resmi  ilave  edilmiştir.Sultan  II. Abdülhamid'in  sikkelerinde  tuğra­nın  sağ  tarafına, Sultan  Abdülmecid'in  sikkelerinde  olduğu  gibi  bir gül  konulmuş,cülusun  yedinci  senesinden  sonra  ise  gül  resminin  yerine Elgazi  ibaresi  konulmuştur.Sultan  V.Mehmet  Reşad  döneminde  ise  tuğra­nın  sağ  tarafına  Reşad  ismi,cülusun  yedinci  yılından  sonra  ise  Elgazi unvanı  yazılmıştır

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri