Osmanlı Devletinde Altın Para
Selçukluların uç beylerinden olan Osman Bey'in 1299 yılında
İstiklâlini ilân etmesiyle başlayan ve 1922
yılına kadar devam eden Osmanlı
İmparatorluğunun 623 yıllık hayatında altın,
gümüş, bakır ve nikel olmak üzere çeşitli
madeni paralar basılmış ve kullanılmıştır.
Osmanlı hükümdarları kendi bastırdıkları
paraların yanında, başka milletlere ait
paralarında kabul edilmesine ve kullanılmasına
uzun süre müsaade etmişlerdir.İlk Osmanlı altın
parasının basıldığı Fatih Sultan Mehmet
zamanına kadar yabancı milletlere ait altın
paralar ve bilhassa Venedik Duka altınları
Osmanlı devletinde geçmiş ve
kullanılmıştır.Osmanlılar tarafından altın para
bastırılmasına başlanınca yabancı altınların
üzerine dörtgen içerisinde Sah (Sağlam) damgası
vurulmak suretiyle geçerliliklerini muhafaza
etmeleri sağlanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun bilinen ilk parası Orhan Gazi tara
-fından 90 ayar gümüşten kestirilen
akçedir.İmparatorluğun ilk yılla -rında 100
dirhem gümüşten 400 adet kesilen ve gerek
ayar gerekse gram bakımından gayet sağlam olan
akçelerin ölçüleri ,ilk defa Fatih
Sultan Mehmet'in ikinci cülusunda Edirne'de
kestirttiği akçelerde azalmıştır.90 ayar olan
gümüş akçeler 85 ayara düşürülmüş,100 dirhem
gümüşten 500 adet akçe kesilmeye
başlanmıştır.Akçe kıymetinin ilk defa
düşürülmesi Osmanlı tarihinde Buçuktepe isyanı
denilen ayaklanmanın ortaya çıkmasına yol
açmıştır.
Akçe kıymeti Sultan
III.Murat
zamanında da düşürülmüş ve 100 dirhem gümüşten
800 adet akçe kesilmiş,para kıymetindeki
azalmaya paralel olarak mal fiyatlara
ayarlanamadığından Yeniçeri ocağı kazan
kaldırmıştır.Aynı durum I.Ahmet zamanında da
devam etmiş,gümüşün ayarı 80'e
indirilirken,gramları noksan ve karışık akçeler
ortaya çıkmaya başlamıştır. 1618 yılında Sultan
II.Osman
döneminde paraların İslahı yoluna gidilmiş,düşük
ayar ve gramlı akçeler toplatılarak yeni akçeler
bastırılmıştır. Sonraları akçe kıymetinin
düşürülmesine devam edilmiş, akçenin gramı azalırken
ayarı; 1623'de
IV.Murat
zamanında 75'e, 1648*de IV.Mehmet zamanında
50'ye,1789'da
III.Selim
ve II.Mah-mut zamanlarında %46'ya düşürülmüştür.
Osmanlı İmparatorluğunda ilk altın para Hicri 882 (M.1477)
tarihinde Fatih Sultan Mehmet tarafından
İstanbul'da bastırılmıştır. 3,50 gram
ağırlığında ve binde 960 saflıkta olan bu
altın paranın değeri .akçenin mütemadiyen
küçülmesi karşısında gümüşe karşı devamlı
artmıştır.1431 yılında bir altın 35 akçeye
karşılık gelirken,1462'de 40, 1548'de 60,
1585'de 110 , 1725 yılında ise 400 akçeye
karşılık gelmeye başlamıştır.Sultan
II.Mustafa
zamanına kadar yalnızca gümüş paralarda
kullanılan "Tuğra" 1695 yılından itibaren
altın paralara da darp edilmeye
başlanmıştır.1716 yılında Venedik dukalarından
üstün 24 ayarlık "Zeri İstanbul" isimli altın
paralar çıkartılmıştır.
1789-1807 yıllarında
III.Selim
zamanında duyulan mali sıkıntı dolayısıyla,altın
paraların ayar ve gramlarında eksiltme yoluna gi
dilmiş ve 1790'da paranın değeri düşürülmüştür.
Sultan
I.Mahmut zamanında altın paralar Cedid
İstanbul ve Zeri Mahbub olarak iki cins darp
edilmeye başlanmıştır
Sultan
II.Mahmut
zamanında pek çeşitli tarz ve nakışlarda
çeşitli altın paralar basılmış,hat ve
nakışlarına büyük özen gösterilen bu paralar
üzerlerindeki resimlere göre birer ad ile
adlandırılmıştır. İstanbul, Rumi, Cedid Rumi,
Darülhilafe,Adlî, Cedid Adlî, Hayriye, Cedid
Mahmudiye olarak isimlendirilen bu sekiz çeşit
altından Darülhilafe altınları(diğer ismiyle
Surre altınları),hac mevsiminde surre alayı ile
Hicaz'a götürülmekte,Mekke ve Medine'de oturan
ve oralarda bulunan seyyitlere, şeriflere ve
fakirlere hediye olarak dağıtılmakta idi.
Birinci Dünya Savaşında Hicazın Osmanlılarla
bağlantısı kesilinceye kadar devam eden Surre
adeti,Osmanlılarda Mehmet I zamanında
başlamıştır. Osmanlı altınlarında zamanla
ortaya çıkan çeşitli gram ve ayarlar
dolayısıyla kaçakçılara büyük bir ticaret
kapısı açılmış ve Avrupa' dan Sultani
sikkelerinin taklitleri imal edilerek
Türkiye'ye sokulmuştur. Bu durum karşısında
hükümetçe tedbir alınması zaruri hâle gelmiş
ve yabancı paraların kullanılması yasaklanarak
90 gün zarfında darphaneye götürülmesi ve
tespit edilen değerler üzerinden Sultani
altınları ile değiştirilmesi kararlaştırılmıştır.
Osmanlı Madeni Paralarında zamanla ve çeşitli
sebeblerle yapılan ayar,ağırlık ve şekil
değişiklikleri ile yabancı memleketlerden gelen
taklit paralar yüzünden ortaya çıkmış olan
karışık durum,esaslı olarak 1839 yılında tahta
geçen Sultan Abdülmecid zamanında
düzeltilmiştir. Sultan Abdülmecid tahta
geçtikten bir yıl sonra Darphanei Amire
Nezaretine,sikke ayarını ve şeklini düzenleme
emrini vermiştir. Yeniden bastırılacak paraların
ayar,gram ve çapları ile şekilleri tespit
edilmiş, mevcut makinalarla bu paraların
muntazam ve ucuza bastırılamayacağı
anlaşıldığından İngiltere'den getirilecek yeni
makinalarla modern bir darphane kurulmasına
karar verilmiştir.Yeni Darphanenin binaları ve
makinaları için 100.000 altın lira
harcanmış,ilk olarak 1843 yılı sonlarına
doğru para basılmaya başlanmıştır.Böylece
Osmanlı altınlarında ayar ve gram standardı
sağlanmış,aynı özellikleri taşıyan paralar
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra da
değişmeden basıla gelmiştir.
Sultan Abdülmecid'den sonra Sultan
Abdülaziz,Sultan Murad
V,
Sultan Abdülhamid
II,Sultan V.Mehmet Reşad ve Sultan
VI.Mehmet
Vahi-düddin zamanlarında bastırılan paralarda
daima aynı esaslara uyulmuştur. Yalnız, Sultan
Abdülaziz'in sikkelerinde tuğranın sağ
tarafındaki çiçek resmi kaldırılarak yeri boş
bırakılmış,Sultan V. Murad'ın sikkelerinde
tuğranın bulunduğu tarafın yukarısmdaki
yıldızın altına bir ay resmi ilave
edilmiştir.Sultan
II.
Abdülhamid'in sikkelerinde tuğranın sağ
tarafına, Sultan Abdülmecid'in sikkelerinde
olduğu gibi bir gül konulmuş,cülusun yedinci
senesinden sonra ise gül resminin yerine Elgazi
ibaresi konulmuştur.Sultan V.Mehmet Reşad
döneminde ise tuğranın sağ tarafına Reşad
ismi,cülusun yedinci yılından sonra ise Elgazi
unvanı yazılmıştır
|