Sendikaların Kuruluş Amaçları
Sendikaların amaçlan da sendika hizmetleri arzını etkileyen bir
başka unsurdur. Bu amaçlan genelde daha yüksek ücret
artışı sağlamak, sendika üyesi işçilerin sayısını
arttırmak ve sendikanın net gelirini maksimize etmek
şeklinde sıralamak mümkündür.
Kanuni Yapı ve
Sendikaların Önemi
Sendikalar kuruluş ve faaliyetleri kanunlara bağlı olan
organizasyonlar olduğundan, sendikalann
faaliyetlerini yürüttükleri kanuni yapı da sendikal
hizmetlerin arzını önemli ölçüde
değiştirebilmektedir. Sendikal haklan kısıtlayıcı
bir kanuni yapı içinde sendikalann etkin olmalan
beklenemeyeceğinden, sendikal hizmetler arzı bu
durumdan olumsuz bir biçimde etkilenecektir, öte
yandan sendikalaşmayı daha kolay hale getiren
kanunlar sendikal hizmetlerin arzını arttıncı yönde
rol oynamaktadır. Örneğin ABD'de New Deal
programının uygulanması ile birlikte sendikalı işçi
sayısı 1935 yılında 3,7 milyondan, 1937 yılında 8,9
milyona, 1948 yılında ise yaklaşık 15 milyona
yükselmiştir. Bu artışı sağlayan unsurlann başında
kuşkusuz sendikalaşmayı daha kolaylaştıran Wagner
Kanununun (Wagner Act) 1935 yılında yürürlüğe
girmesi olmuştur.
Sendikal faaliyetlerin sınırlannı belirleyen kanuni
yapının ülkenin ekonomik ve politik sisteminden ve
gelişmişlik düzeyinden ayn olması düşünülemez.
Aralannda farklılıklar bulunmakla birlikte ABD ve
Avrupa ülkelerindeki sendikalar, gelişmekte olan
ülkelerdeki sendikalar ile kıyaslandıklarında,
birbirlerine bir hayli benzer görünmektedirler.
Piyasa ekonomisi ile yönetilen gelişmiş ülkelerdeki
sendikalar hükümetlerden, siyasi partilerden ve dini
guruplardan bağımsız olmalan nedeniyle hür
sendikalar olarak nitelendirirler. Kuşkusuz bu
ülkelerdeki sendikalar siyası partilerle, özellikle
sosyalist partilerle yakın ilişki içindedirler.
Bununla birlikte, Avrupa'daki sendikalar kendilerini
siyasi partilerin kararları ile bağlı görmezler ve
özellikle ücret kontrolleri konusunda aralarında
önemli görüş farklılıkları vardır. Bu ülkelerde
ekonomik sistem doğal olarak kanuni yapıya da
yansımış, sendikalaşmayı engelleyen unsurlar
kanunlar yoluyla minimuma indirilmiştir.
Öte yandan gelişmekte olan ülkelerde sendikaların siyasi
partilerden ve hükümetlerden bağımsız olmadıkları
görülmektedir. Bu ülkelerde hükümetler sanayileşme
için önemli olan sermaye ve dış borçlar gibi
hizmetleri sunan nispeten güçlü kuruluşlardır. Bu
ülkelerde liderler sendika liderlerini, içinde
kanunların da yer aldığı çeşitli araçlarla kontrol
altında tutmaktadırlar. Örneğin, Brezilya'da
1937-1945 yıllan arasında Getulio Vargas'ın
totaliter rejimi esnasında sendikalar yapılan bir
kanunsal düzenleme ile Çalışma Bakanlığı'nın
kontrolüne bağlanmış, bu durum Vargas yönetimi
devrildikten sonra da devam etmiştir43.
Pakistan'da ise liderler endüstriyel kalkınma için
grevlerin minimuma indirilmesi fikrinden hareketle
sendikalann politik açıdan tarafsız olmalannı kanuna
bağlamışlardır. Ülkemizde ise, bilindiği gibi,
hükümetler özellikle ara rejimler esnasında sendikal
faaliyetleri çeşitli kanunlar vasıtasıyla ciddi
biçimde etkilemişlerdir.
Diğer totaliter rejimlerde olduğu gibi sosyalist
rejim ile yönetilen ülkelerde de sendikalar bağımsız
bir hareket olarak ortaya çıkamamış, sosyalist
sistemin kuruluşu için başlangıçta bir katalizör
rolünü üstlenmekle birlikte sonradan faaliyetleri
kanunlarla aynntılı bir biçimde sınırlandırılmıştır.
Bu ülkelerde sendikal faaliyetlerin en önemli unsuru
olan ücret oranlannın tespiti konusunda sendikalara
danışılmakla birlikte bu konuda nihai karar merkezi
otorite tarafından verilmiştir
|