Paradan Sıfır Atılması ve Yeni Türk Lirası
Türk ekonomisinin gündeminde yer alan önemli konu başlıklarından
birisi, Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılmasıdır. Paradan sıfır
atılması, kronik ve hiper, yani yüksek enflasyon yaşamış her
ülkede, birbirine benzer nedenler ile, yani eski paraya duyulan
itibarın azalması ve çok sıfırlı bir paranın yarattığı muhasebe
kayıt ve işlem zorluklarına bağlı olarak gerekli görülmüştür.
Nitekim, aralarında gelişmiş ülkelerin de yer aldığı 49 ülke,
bugüne kadar paralarından sıfır atmışlardır. Türkiye, parasından
sıfır atmış olan 50. ülke olacaktır.
Bol sıfırlı rakamlar;
- Parasal değerlerin yazılmasında ve ifade edilmesinde,
- Vezne işlemlerinde,
- Muhasebe ve istatistik kayıtlarında,
- Bilgi işlem programlarında,
- Ödeme sistemlerinde,
- Fiyat etiketlemelerinde,
- Benzin pompalarından taksimetrelere kadar günlük hayatta
birçok alanda ilave maliyetlere, zaman maliyeti dahil, neden
olmaktadır.
Bu konuda en çarpıcı örnek şu şekilde ifade edilebilir: Dünyada
7,471 katılımcı üyenin sorunsuz bir şekilde işlemlerini
gerçekleştirdiği SWIFT sisteminde, en çok 14 haneye kadar
değerlerin ifadesi mümkün olduğu için, örneğin 99 trilyon TL’nin
üzerinde işlem yapılamamaktadır.
Parasından sıfır atan ülke örnekleri dikkate alındığında şu
önemli tespitler paylaşılabilir:
Paradan sıfır atılması genellikle bir istikrar programıyla
birlikte gündeme gelmiş ve farklı enflasyon oranlarında
sıfır atılmıştır. İstikrar programı başarıyla sonuçlanan
ülkelerden İsrail’de, programa başlandıktan kısa bir süre sonra
para reformu gerçekleştirilmiştir. Polonya, Bolivya ve
Bulgaristan’da ise istikrar programının enflasyon üzerindeki
olumlu etkileri ortaya çıktıktan sonra para reformu
gerçekleştirilmiştir. Bugün daha ziyade önerilen yöntem
budur. Programların başarısızlığa uğradığı durumlarda (Arjantin
ve Brezilya örneği) bir süre sonra paradan yeniden sıfır atma
gerekliliği ortaya çıkmıştır. Paradan sıfır atma
uygulamasının ilk aylarında, fiyatlarda yuvarlama nedeniyle az
da olsa bir artış olabilmektedir.
Bununla birlikte, AB ülkelerinde
ulaştırma sektöründe görülen fiyat artışları ve yuvarlamadan
kaynaklanan fiyat artışı hariç, genel olarak enflasyonu besleyen
bir etki görülmemiştir. Küsuratın tama yuvarlanma olasılığı
nedeniyle parasal yanılsamanın da etkisiyle ortaya çıkabilecek
fiyat artışı açısından; Euro’ya geçiş sürecinde 12 farklı
dönüşüm kurunun kullanılması ve günlük hayatta daha sık
tüketilen mal ve hizmet fiyatlarında artış olması, yuvarlama
etkisini ön plana çıkarmıştır. Bununla birlikte, Euro bölgesinde
2002 yılı enflasyon oranı (% 2.2) 2001 yılının enflasyon
oranının (% 2.5) altında gerçekleşmiştir. Avrupa İstatistik
Kurumu Eurostat tarafından yapılan açıklamalara göre; Euro’ya
geçişin fiyat artışlarına etkisi 2002 yılının ilk 6 ayında,
ülkeden ülkeye % 0 ile % 0.16 arasında değişmekte olup, % 0.2’yi
geçmemiştir. Diğer taraftan, enflasyon, fiyat artışlarındaki
devamlılığı ifade eden bir olgudur. Fiyat yuvarlamaları, yüksek
enflasyon ortamında tedavülden kaldırılan kupürlerin ve madeni
para kullanma alışkanlığının yitirilmesinin etkisiyle süreklilik
arz ederken, TL’den sıfır atma operasyonu ile ortaya çıkabilecek
fiyat artışlarının süreklilik arz etmesi beklenmemektedir.