İşletmelerde Talep Öngörümlemenin Önemi, Talep
Tahmini
Son 30 - 40 yil içinde işletmeler ve işletmeciler
kültürel ve fiziksel çevrenin sürekli değişimiyle
karşı karşıya kalmakta ve göstergeler bu
değişmelerin hızlanarak süreceğini göstermektedir.
Bugün piyasalardaki ürünlerin çoğunu, on yıl önce
adını dahi duymadığımız ürünler kapsamaktadır. Bu
nedenle işletmelerin gelecekteki değişikliklerle
ilgilenmeleri ve bunlara hazırlanmaları
gerekmektedir. Gelecekteki değişmelere hazırlanmanın
bir anlamı da öngörü yapmaktadır.
Öngörümleme gelecek olayların nasıl olacağını
önceden belirleme sanatı ve bilimidir. 10 - 15 yıl
öncesine kadar büyük ölçüde bir sanat olan
öngörümleme, halen aynı zamanda bir bilim dalı da
olmaktadır. Tüm yöneticiler gelecekte yapacakları
faaliyetleri önceden belirlemek, bir anlamda
planlamak isterler. Çünkü örgütün uzun dönemdeki
başarısı, yöneticilerin geleceği görebilmeleri ve
uygun stratejileri geliştirmeleriyle yakından
ilişkilidir. Öngörüler; işletmelerde ve işletme dışı
çevrelerde, ilgi alanlarına göre çeşitli değişkenler
üzerinde yapılabilir. Örneğin bu değişkenler gelir
düzeyi, istihdam, üretim miktarı, aile büyüklüğü,
ücret düzeyleri, satışlar olabilir. Aynı zamanda
öngörüler tüm ekonomiye uygulanabileceği gibi tek
bir işletmeye de uygulanabilir. Böylece makro ve
mikro öngörülerden söz edilebilir. Ancak burada
mikro öngörüler ve özellikle üretilen çıktının yani
ürünün talebinin öngörümü incelenecektir. Talep,
kapasite ve diğer yönetim politikaları ile
kısıtlanmaz ise talep öngörümü, satış öngörümü ile
aynı olur. Aksi takdirde satışlar gerçek tüketici
talebinin altında olabilir.
Talep Tahminleri
Talep öngörümü ya da talep tahminlemesi gelecekte
talep edilecek mal ve hizmetlerin ve bu mal ve
hizmetleri üretmek için gerekecek kaynakların
önceden kestirilmesidir. Gelecekteki mal ve hizmet
talebinin tahminlenmesi, işletmedeki tüm
öngörülerin başlangıç noktasını oluşturmakta ve
diğer fonksiyonlara temel girdiyi sağlamaktadır.
Öngörümleme ile planlama da birbirinden farklıdır.
Öngörümleme gelecekte ne olacğını düşünme ile ilgili
iken, planlama gelecekte ne olması gerektiğini
düşünme ile ilgilidir. Öngörüler tüm planlama
faaliyetlerinde girdi olarak kullanılır.
Kötü öngörüler kötü planlamayla
sonuçlanabilir. Bu da firmanın maliyetlerinin
artmasına, kâr ve verimliliğin azalmasına neden
olur. İşletmelerde tüm faaliyetler öngörümleme
yardımı ile ne kadar uygun şekilde planlanır ve
örgütlenirse, kontrolleri de o ölçüde
kolaylaşmaktadır. Öngörümleme; işletmenin rekabetçi
ortamda pazar değişikliklerine ayak uydurabilmesine,
değişen talep karşısında maliyetlerin azaltılmasına
üretim faaliyetlerinde etkinliğin artmasına olanak
vermektedir. Bu nedenle öngörümlemenin olabildiğince
doğru yapılması gerekir. İyi yargı ve sezgi
yeteneğine sahip olma, ekonominin durumundan
haberdar olma yöneticiye gelecekte ne olabileceğine
dair kabaca bir fikir verebilir. Ancak bu hissi,
verilere dönüştürmek genelde güçtür. Örneğin gelecek
yıl için üçer aylık dönemlerle satış hacminin
tahminlenmesi, ünite başına hammadde maliyetinin ne
olacağı gibi... Öngörümleme için yöneticilerin
yargısı gerekli olmakla beraber, günümüzde
yöneticiler bir çok matematiksel araç ve
yöntemlerden yararlanırlar. Öngörümleme, falcılıktan
ayrılarak önemli bir yer katetmiştir.
Öngörümlemede yardımcı olacak bir çok yöntem
geliştirilmiştir. Ancak öngörümleme yöntemi
kullanılacağı duruma göre dikkatlice seçilmelidir.
Tüm durumlar için genel bir ongörüleme yöntemi
yoktur.
Öngörülerde hemen her zaman hata olabilir, fakat
gerçeğin çok üstünde tahmin etmek gibi gerçeğin
altında olması da işleri karıştırır. Öngörülenin
gerçeğe tam denk olması çok nadirdir. Ongörüleme de
esas nokta eldeki bilgilerle geleceğe ilişkin kesin
öngörülerde değil, geliştirilmiş öngörümleme
tekniklerinden yararlanarak en az hatalı tahminlerde
bulunmaktır.
Yöneticilerin karar vermelerine yardımcı olmak
amacıyla herbi-rinin özel kullanımı olan çok sayıda
öngörümleme tekniği geliştirilmiştir. Öngörümleme
teknikleri planlama ve karar vermede ne kadar
ileriye dönük tahminlerde bulunulacağına göre
farklılaşmaktadır. Örneğin uzun-dönemli öngörülerde
toplam talep, kısa-dönemli öngörümlerde ise her bir
ürün cinsine ilişkin talebi kestirmek üzere farklı
yöntemler kullanılmaktadır.
Kapsadığı zaman aralığına göre, uzun-dönemli,
orta-dönemli, kısa-dönemli öngörümlerden söz
edilebilir. Uzun dönemli öngörümler 2 yıl veya daha
uzun bir süreyi kapsamakta, tesislerin
genişletilmesi, yeni ürünlerin oluşturulması,
sermaye fonları gibi konulara ilişkin veri sağlama
amacı taşırlar ve genellikle üst yönetim tarafından
gerçekleştirilirler. Orta-dönemli öngörümler 6 aydan
iki yıla kadarki bir süreyi kapsar ve ürün
grupları, işgücü, materyal ve stok planla ması
amacına hizmet ederler. Kısa-dönemli öngörümler ise
bir kaç haftalık veya 6 aydan daha az bir süreyi
kapsamakta ve spesifik ürünler üzerinde
yoğunlaşmaktadır.
Öngörümleme sürecinde, hangi dönem kapsanırsa
kapsansın ve hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın
uygulanması gerekli olan beş aşama bulunmaktadır.
Süreçte izlenecek adımlar şunlardır:
1. Öngörümleme amacının belirlenmesi
2. Uygun modelin geliştirilmesi
3. Modelin test edilmesi
4. Modelin uygulanması
5. Modelin değerlendirilip, gözden geçirilmesi
|