TarIm Sektöründe Sosyal Güvenlİk
Sosyal güvenlik; mesleki (İş kazaları, (meslek
hastalıkları), fizyolojik (hastalık, analık,
malüllük, yaşlılık, ölüm), sosyo-ekonomik işsizlik,
evlenme, konut ihtiyacı), riskler dolayısıyla
geliri veya kazancı sürekli veya geçici ,olarak
kesilmiş kimselerin geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını
karşılayan sistem olarak tanımlamaktadır.
Türkiye' de TC. Emekli Sandığı Kurumu Sosyal
Sigortalar Kurumu (1964), ile bağımsız Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Kurumundan oluşan bir sistem
oluşturulmuştur.
Tarım sektöründe çalışanların sosyal güvenlik
sistemi içerisine alınmaları statülerine bağlı
olarak; hem farklı tarihlerde ve hem de farklı
risklere karşı koruma sağlar biçimde oluşmuştur.
Esas itibariyle tarım işinde çalışanlar hizmet
akdine bağlı olarak sürekli çalışıyor yalsalar
sosyal güvenlik (sosyal sigorta) kapsamı dışında
bırakılmışlardır.
2934 Sayılı kanun ile tarım işi yapanlar
sosyal güvenlik kapsamı içine alınmıştır.
Aynı şekilde 2925 sayılı Tarım işçileri Sosyal
Sigortalar Kanunu (1983) ile de tarım işinde
süreksiz olarak bir hizmet akdine bağlı olarak
çalışanlar sosyal sigorta kapsamına alınmışlardır
(yürürlük 1984). Ne var ki bu düzenleme ile kanun
kapsamına alınan işçilerin sigortalılıkları işçinin
isteğine bırakılmışlardır (TİSSK 2. madde).
Adı geçen düzenlemeler ile 1983'den sonra sosyal
güvenlik kapsamına alınan tarım işçileri kural
olarak da sosyal sigorta ile
ilişkilendirilmişlerdir.
Tarım işkolunda kendi adına ve hesabına (bağımsız)
çalışan çiftçilerin sosyal güvenlik kapsamına
alınmaları ise 1983 yılında 2926 sayılı Tarımda
Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kanunu (Bağ-Kur) ile olmuştur (yürürlük
1984).
Tarım sektöründe işçi işveren ilişkilerini etraflıca
düzenleyen bir hukuki metin bulunmamaktadır.
tIişkiler sınırlı ölçüde düzenlemeleri kapsayan
Borçlar Kanunu'ndaki (Hizmet Akdi) düzenlemeler ve
örfi kurallarla çözümlenmektedir. Oysa tarım
sektöründe çoğu zaman mevsimlik çalışan işçi daha
çok korunmaya muhtaçtır.
Diğer taraftan süreksiz işlerde çalışan tarım
işçileri de sosyal sigortalar kapsamına alınmnış
olmakla birlikte, sigortalılığın zorunlu olmayışı
işçinin aleyhine işlemektedir. Teorik olarak
sigortalı olabilecek işçi pratikte sigortalı olmak
imkanından yoksun kalmaktadır.
Tarımda kendi adına ve hesabına çalışan çiftçilerin
yalnızca malullük, yaşlılık ve ölüm risklerine karşı
sigortalı olmaları, önemli bir eksikliktir. Bu
kimselerin sağlık riskine karşı sigortalamaları ise
ancak 1998 yılı sonunda gerçekleşebilmektedir. Bu
alanlardaki sorunlardan bir diğeri ise genel olarak
gelir düşüklüğünün yarattığı sigortadan kaçınma ve
ihmal ile sosyal güvenliğin gerekliliği konusunda
yeter kültürel birikimin eksikliğidir.
Tarım kesimindeki insanların sosyal güvenliklerinin
düzenleme konusu edilmesinin üzerinden geçen 16 yıla
rağmen alınan mesafe çok yetersizdir.
Tarım alanında çalışanların sosyal
güvenlikleri ile ilgili sorunların çözümünde
öncelikli konulardan birisi faal nüfusun içinde yer
alan herkesin faal sigorta olmasını sağlayacak yasal
eksiklikleri giderecek zorunlu sigortalılık-
düzenlemelerinin yapılmasıdır. Sosyal güvenlikle
ilgili hükümet tasarısının görüşüldüğü şu günlerde
hizmet akdine bağlı olarak çalışanların karşı
karşıya oldukları bir risk olarak da işsizliğin
sigorta kapsamına alınması gerekmektedir. Bir
diğeri de sigortalılara düzenli prim ödemelerini
sağlayacak eğitimi vermek, onları rahat prim
ödeyecek gelir düzeyine kavuşturacak yapısal
düzenlemeleri gerçekleştirmektir. Ayrıca işlerliği
olan bir sosyal güvenliğin temel koşullarından
birisi finansman diğeri de denetimdir. Her iki
alanda da anayasasında temel değerlerden birisi
"Sosyal Devlet" olan (2. madde), sosyal güvenliği
herkesin hakkı olarak gören (60. madde) Devlete ve
çiftçi kuruluşlarına (birlik, kooperatif, dernek,
vakıf) sorumluluklar düşmektedir.
|