Tavan
Fiyat Uygulaması
Bu fiyatlar, özellikle savaş ve kıtlık zamanlarında
tüketiciyi korumak amacıyla çok görülür. Burada
devlet, belli mal ve hizmetlerin satılabileceği
maksimum fiyatları saptar. Savaş ve kıtlık
dönemlerinde bir yandan ürünlerin azalması, öte
yandan tüketicilerin psikolojik nedenlerle (ileride
bu malı bulamayacağı veya fiyatın çok yükseleceği
gibi) mala hücum etmeleri ve aşırı stoklama
eğilimleri özellikle temel gıda maddeleri ve petrol
gibi malların fiyatlarını yükseltir. Bu durum düşük
gelirli gruplarını büyük bir sıkıntıya sokar. İşte
devlet, bu sosyal grupların da zorunlu
gereksinmelerini karşılayan mal ve hizmetleri satın
alabilmelerini sağlamak amacıyla piyasa fiyatının
altında bir resmi fiyat saptayabilir. Bu zorunlu
fiyat indirimi arz edilen miktarda düşüş, talep
edilen miktarda artış ve bir mal eksikliği meydana
getirecektir. Bir başka deyişle, tavan fiyatları,
malda bir talep fazlalığına yol açar ve değişim
yapılan miktar denge düzeyinin altına düşer. Tavan
fiyatların konulması sonucu oluşan talep fazlasına
ne olur? Serbest piyasa, fiyatın artmasına izin
vererek talep fazlasının ortadan kalkmasına, böylece
elde varolan arzın olası alıcılar arasında
dağılımına olanak verir. Denge fiyatın altındaki bir
tavan fiyatı talep fazlasına yol açar ve Karaborsayı
davet eder. Karaborsa, malın mevcut piyasasına
paralel, ama malın daha yüksek fiyatla işlem gördüğü
yeni bir piyasa oluşumunu ifade eder.
îş yeri sahipleri, bireysel olarak, kıt mallardan
kimin alacağına karar verince, farklı bir sistem
gelişecektir. Mallar "tezgah altında" saklanabilecek
ve yalnızca sürekli müşterilere satılacaktır. Bu,
Türkiye'de, benzin, tüpgaz ve bitkisel yağlar
kıtlığının olduğu 1974-1978 yılları arasında
görülmüştür. Söz konusu dönemde benzin istasyonu
işleticileri, yalnızca sürekli müşterilerine satış
yapmıştır. Kıt arz miktarını kime satacaklarına ya
da kime satmayacaklarına satıcılar karar verince,
kaynak dağılımı, satıcıların tercihleri ile
gerçekleşecektir. Devlet eğer satıcıların tercihi
ile gerçekleşen bu dağılımı beğenmezse en azından üç
şey yapabilir.
Birincisi; satıcıların ilk gelene ilk hizmet edilir
esasına göre satış yapmalarını zorunlu kılan yasalar
çıkarabilir.
İkincisi; devlet malı karneye bağlayabilir. Bunu
yapmak için de varolan arza yetecek kadar kupon
bastırıp bunu, malı almak için hem paraya hem de
kupona gereksinimi olan alıcılar arasında
dağıtacaktır. Tüketiciler ellerindeki kuponlarla
sınırlı sayıdaki maldan kendilerine düşeni tavan
fiyattan satın alırlar. İkinci Dünya Savaşı'nda bir
ar Türkiye'de kentlerde insanlar "vesika" yoluyla
ekmek, şeker, gaz satın aldılar.
Üçüncüsü ve daha köklü bir yöntem
olarak, eğer, devletin elinde mal stoku varsa veya
malın dışardan ithalini gerçekleştirilebilirse, arzı
arttırarak ekonomik ilkelere uygun bir şekilde
fiyatı düşürebilir.
Aşağıdaki şekil-45, tavan fiyatı
uygulamasının etkilerini göstermektedir.
Denge fiyatı (Pı) dir. Fiyat tavanı (P2) olarak
saptanınca talep edilen miktar (Q2)'ye
çıkar arzedilen miktar ise (Q3)'e düşer. Fiilen
değişimi yapılan miktar ise (Q3> olacaktır. Talep
fazlası ÇhCh olmasına karşın, fiyat tekrar dengeyi
sağlamak için yasal olarak yükselmeyecektir. Eğer
(Q3) kadar arz, Karaborsada satılırsa; tüketicilerin
ödeyeceği fiyat (P3)'e yükselecek ve Karaborsacılar
daha fazla gelir elde edeceklerdir. Çünkü tavan
fiyattan malı satın alıp, Karaborsa fiyatıyla
satmaktadırlar.
Şekil-45: Bir Fiyat Tavanı ve Karaborsa Fiyat
Karaborsa Fiyatı
Fiyat yükselişleri görüldüğünde veya genellikle
savaş ve bunalım devrelerinde devletin veya mahallî
otoritelerin (belediyeler gibi) fiyatlara müdahale
etmesi genel bir eğilimdir. Bu durumda satışların
yasa yoluyla saptanan azamî fiyattan işlem görmesi
zorunludur. Buna "narh" adı verilir.
Şekil-46: Karaborsa Fiyatı Oluşumu
Şekil-46'da piyasaya herhangi bir müdahale
olmaksızın, DD talep ve SS arz fonksiyonlarının
kesiştiği Eı noktasında piyasa dengesi OPı fiyatı ve
OQı üretim düzeyinde dengeye gelecektir. Ancak
müdahale organı, piyasada oluşan bu P] fiyatını
tüketiciler için yüksek bularak, Pn gibi
daha düşük bir fiyat belirleyebilir. Bu fiyat
düzeyinde talep OQ3 kadar iken, arz OQ2 kadardır.
(OQ2 < OQ3). Çünkü, müdahale organının böyle düşük
bir fiyat belirlemesi nedeniyle bir kısım üreticiler
üretim düzeylerini düşürürken, diğer yandan ortalama
maliyetleri bu Pn fiyatının altında kalan
firmalar da piyasadan çekilecektir. Bu nedenlerden
dolayı toplam arz azalacak, yani arz eğrisi A
noktasından itibaren S' olarak sola kayacaktır. Bu
kayış sonucu oluşan yeni denge noktası E2, OP2 gibi
çok yüksek bir fiyat düzeyinde ve OQ4 gibi bir
üretim düzeyinde kurulacaktır. Böylece piyasada hem
müdahale organının belirlediği Pn
fiyatı, hem de P2 gibi bir karaborsa fiyatı
oluşacaktır. Öte yandan fiyatların bu denli
yükselmiş olması, bir kısım tüketicinin talebinin
azalmasına neden olacağından DD talep doğrusu, D'D'
olmak üzere sola kayacaktır. Bu kayış sonucu oluşan
yeni piyasa denge noktası E3, OP3 fiyat ve OQs
üretim düzeyine karşılık gelecektir.
Sonuç olarak, bir müdahale organının piyasa fiyat
oluşumuna etkisiyle, bir yandan piyasada iki farklı
fiyat geçerli olacak ve üretim, denge üretim
düzeyinin altında seyredecektir. Piyasa fiyatına
müdahale ile oluşan arz-talep dengesizliğini
gidermek için tek çıkar yol olarak, başlangıçta
tanımladığımız AB talep fazlasının müdahale organı
tarafından karşılanması görülmektedir.
|