Telekomünikasyon
Sektöründe Özelleştirmeler
Hızla gelişen teknoloji ve artan
küreselleşme eğilimi telekomünikasyon sektörünün
geleneksel tekelci yapısını değiştirerek sektörde
rekabeti ve özelleştirme akımını başlatmıştır.
Dünyanın pek çok ülkesinde doğal tekel olma
özelliğini taşıyan telekomünikasyon sektöründe
tekelci yapının özelleştirme ile kırılması ve
uluslar arası şirket evlilikleri sektörün ürün
yelpazesini genişletirken ileri teknoloji
tüketicilerin refah seviyesine olumlu bir etki
bırakmıştır. Bu gelişmeler sonucunda kırılan tekel
gücü ile ortaya çıkan rekabet pek çok ülkede ulusal
operatörlerin yerini dünyanın büyük küresel
operatörlerinin almasına yol açmıştır. Ancak
sektörün özel tekellere bırakılmaması için izlenen
regülasyon politikaları sonucunda düzenleyici
kuruluşlar sektörün izlenmesinde rol almışlardır
(Malkoç,2009:141).
2002’nin başında ülkelerin yarısından
fazlası yerel telekom operatörlerinin
özelleştirilmesini kısmen ya da bütünüyle
tamamlamıştır. Dünyada telekom pazarından elde
edilen gelirlerinin %85’i kısmen ya da tamamen
telekomünikasyon sektörünü özelleştiren ülkelere
aitken, sadece %2 oranındaki gelir telekom sektörü
devlet tekelinde bulunan ülkelere aittir (ITU,
2002:4). Bu durum dünyada telekomünikasyon
sektöründeki özel sektör hâkimiyetini gözler önüne
sermektedir. Telekom sektörünün dünyadaki
özelleştirme uygulamalarına baktığımızda Avrupa
ülkelerinde çoğunlukla halka arz yöntemi tercih
edilirken,Güney Amerika ülkelerinden Arjantin, Küba,
Meksika, Peru, Venezüella gibi ülkelerde Türkiye’ye
benzer şekilde öncelikle blok satış ardından halka
arz yöntemi ile telekom sektörü özelleştirilmiştir
(Malkoç,2009:162-163).
Türk Telekom Tarihçe
Türkiye’de Telekom sektörünün tarihi
Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerine, 1840
tarihinde Sultan Abdülmecit tarafından kurulan
Postahane-i Amirane’ye dayanmaktadır. İlk telefon
sistemi 1911 yılında, American
Western
Electric şirketine tanınan 30 yıllık bir imtiyaz
karşılığında İstanbul’da faaliyet göstermek için
kurulan Dersaadet Telefon Anonim şirketi tarafından
kurulmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında devlet
tarafından el konulan şirket 13.06.1936 tarih ve
3026 sayılı kanun ile 800.000 İngiliz lirası bedel
ile satın alınmıştır (İçöz,2003:47).
Cumhuriyetin ilanından sonra 1924
yılında 406 sayılı Telgraf ve Telefon kanunu ile
Posta Telgraf ve Telefon Genel Müdürlüğü (PTT)
kurulmuştur (Resmi Gazete,1924). Türkiye’de
telekomünikasyon hizmetleri 1994 yılına kadar PTT
tarafından tekel olarak yürütülmüştür. PTT İşletmesi
Genel Müdürlüğünün, 1994 tarih ve 4000 sayılı Kanun
ile T.C. Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Türk
Telekomünikasyon Anonim Şirketi şeklinde yeniden
yapılanması öngörülmüş olup 1995 yılında ayrı olarak
faaliyet göstermeye başlamışlardır (Resmi
Gazete,1964).
Türk Telekom Özelleştirme
Özelleştirme kavramı 1980’li yıllarla
beraber işlerlik kazanmasına rağmen 2000’li yıllara
kadar büyük çapta özelleştirme uygulamaları
gerçekleşememiştir. 1999 yılına kadar Anayasa’da
özelleştirmeye dair bir hüküm bulunmaması hukuki bir
boşluk yaratmıştır.1998 yılında bir özelleştirme
denemesi başlamış olmasına rağmen yasal altyapının
tamamlanamaması nedeniyle ihale yapılamadan
özelleştirme çalışmaları durdurulmuştur.
Aralık 2000-Mayıs 2001 tarihleri
arasında Türk Telekom için bir özelleştirme denemesi
daha yapılmıştır. İhalede Telekom hisselerinin %33,5
‘inin satışı için karar alınmıştır ancak Ankara 6.
İdare Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı
ile ihale iptal edilmiştir. 2004 tarihli bakanlar
kurulu kararı ile Telekom’un %55 hissesinin blok
satış yöntemi ile tek seferde satılması
kararlaştırılmıştır (Malkoç,2009:190-191).
Oger Telecom Ortak Girişim Grubu,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Türk
Telekom’un özelleştirmesini sağlamak amacı ile
düzenlenen, 13 yerli ve yabancı yatırımcının
katıldığı kapalı teklif usullü, 01.07.2005
tarihindeki blok satış ihalesinde 6,550 milyar $ ile
en yüksek fiyatı vermiştir.
2005'te blok satış yöntemi ve 2008'de halka arz
edilerek özelleştirilen Türk Telekomun başlıca
hissedarları Ojer Telekom (%55) ve T.C. Hazine
Müsteşarlığı'dır (%30). Geri kalan %15 hisse
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) işlem
görmektedir. Türk Telekom ayrıca internet servis
sağlayıcısı TTnet, yakınsama şirketi Argela, bilişim
şirketi İnnova , online eğitim yazılımları şirketi
Sebit , online oyun şirketi Sobee, çağrı merkezi
şirketi AssisTT, toptan veri ve kapasite servis
sağlayıcısı Pantel İnternational AG gibi
iştiraklerinin %100 hissesine sahipken mobil
operatörü Avea hisselerinin %90’ına sahiptir.
Türk Telekom Halka Arz Süreci
Dünyada 2008 yılında yapılan en büyük yedinci,
Türkiye'de ise gerçekleşen en büyük halka arz olan
Türk Telekom halka arzından, T.C. Hazine
Müsteşarlığı yaklaşık 1,9 milyar dolar (2,4 milyar
TL) gelir elde etmiştir. Halka arz aralığı 3,90
TL-4,70 TL olarak tespit edilmiş olup, halka arza
esas teşkil eden 'kesin hisse fiyatı' 4,60 TL olarak
belirlenmiştir. Bu rakam bazında şirket değeri 15,5
milyar dolara, hisse değeri bazında ise 12,7 milyar
dolara tekabül etmektedir. 28, 29, 30 Nisan 2008
tarihlerinde gerçekleştirilen ön talep döneminde,
yurt içi yatırımcılardan toplam 1,1 milyar adet ve
5,3 milyar TL tutarında ön talep gelmiştir.
PTT çalışanları, Türk Telekom çalışanları ve küçük
tasarruf sahiplerinin taleplerinin tamamı, kurumsal
yatırımcıların taleplerinin %95'i, alım gücü yüksek
yatırımcıların taleplerinin ise %6'sı
karşılanmıştır. Halka arzda yurt içi yerleşik
yatırımcılardan yaklaşık 95 bin talep gelmiştir ve
bunların 94 bin adedine dağıtım yapılmıştır. Türk
Telekom halka arzı, Türkiye'de bugüne kadar
gerçekleştirilen halka arzlar arasında, yurt içine
en fazla tahsisat ve satışın yapıldığı işlemlerden
biri olmuştur.
Türk Telekom’un Özelleştirme Sonrası Performansı
“Acquisition Monthly”
isimli yayın kuruluşu Türk Telekom'un yüzde 55'lik
bölümünün özelleştirilmesi işlemini aralarında
birçok gelişmekte olan ülkenin bulunduğu adaylar
arasında "Gelişen Piyasalarda Yılın İşlemi" ödülüne
layık bulmuştur (Radikal,2006). Türk Telekom’un
uluslar arası alanda aldığı diğer bir ödül ise
yatırımcı ilişkileri alanında her yıl yüzlerce
analist ve yatırımcının oylarıyla oluşturulan
Thomson Reuters
Extel
Survey'de “2012 Yatırımcı İlişkileri Araştırması”
sıralamasında Türkiye'nin En İyi CEO'su
kategorisinde Türk Telekom CEO’su ilk sırada yer
alırken; Türk Telekom Türkiye'nin En İyi Yatırımcı
İlişkileri kategorisinde ikinci olmuştur
(Hürriyet,2012).
Türk Telekom’un özelleştirmesi ile ilgili olumlu
görüşler genellikle; sektöre yabancı sermaye girişi
ile teknolojik anlamda canlılık geleceği, yeni
yatırımların ve rekabetin artacağı, artan rekabetin
tüketiciye fiyat indirimleri olarak yansıyacağı
şeklindedir. Özelleştirmeyi olumsuz bulan görüşler
ise Telekom’un sadece altı aylık kârına satıldığı ve
stratejik olan bu şirketin yabancılara satışının
askeri haberleşmeyi kontrol dışına çıkaracağını öne
sürmektedir (Malkoç,2009:221-223).
Türk Telekom'un özelleştirme sonrası performansına
baktığımızda yıllar itibari ile sabit telefon abone
sayısında düşüş gözlemlemekteyiz (Şekil-4.4).
Türkiye’de telefon abone sayısında yıllar itibariyle
görülen belirgin düşüşün en önemli nedeni artan
mobil telefon kullanımı ile sabit telefon
kullanımının azalmasıdır. Dünya genelinde sabit hat
pazar gelirleri düşmesine rağmen mobil pazar
gelirleri artış göstermektedir. Gelecek yıllarda da
bu trendin devam ederek konuşma trafiğinin sabit
hattan
mobile
geçmesi beklenilmektedir (Türk Telekom,2007: 29).
Türk Telekom A.Ş’nin özelleştirme
sonrası başarısını tüketici refahı açısından ölçecek
en önemli gösterge, telefon görüşme ücretlerinin
seyridir. Şekil-4.5 incelendiğinde 2007 yılından
itibaren şehir içi telefon konuşma ücretleri,
enflasyondan arındırılmış haliyle artış
göstermiştir. Bunun nedenleri arasında 2007 yılından
itibaren sabit telefon abone sayısındaki azalış,
sektöre giren cep telefonu operatörleri ile rekabet
için gereken alt yapı yatırımları ile Türk
Telekom'un internet altyapı yatırım maliyetleri
gösterilebilir.
Türk Telekom A.Ş şehir içi görüşme
ücretleri incelendiğinde özelleştirme sonrasında
fiyatlarda hızlı bir yükseliş ve artış tendi
görülmektedir.Telekom hizmetlerindeki KİT’ler diğer
özel işletmeler gibi satış fiyatlarını belirlerken
her zaman kârlarını maksimize edecek fiyatı baz
almayabilirler. Maliyet hesabında ortalama
maliyetlerden ziyade toplumsal refahın artması için
marjinal maliyet esas alınabilir. Oluşan zarar ise
kamu bütçesinden KİT'lere yapılacak transferlerle
karşılanır..(Ayyıldız,2005:11,12). Özel sektör ise,
marjinal maliyeti ve toplumsal refahı dikkate alan
kamu sektörünün tersine ortalama maliyeti oluşturan
tüm unsurları (alt yapı yatırım maliyetleri) dikkate
alarak fiyatlarına yansıtabilmektedir.
|