Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Türkiye’de 1994-2002 Yılları Arası Vergi Dönemi

Bu dönemde 5 Nisan 1994’te yaşanan ekonomik krizden sonra kamu açıklarının kapatılması için bir defaya mahsus olmak üzere olağanüstü vergilere yine başvurulmuştur. 4.5.1994 tarih ve 3986 sayılı “Ekonomik Denge İçin Yeni Vergiler İhdası … Hakkında Kanun’la “Ekonomik Denge Vergisi”, “Net Aktif Vergisi”, “Ek Gayrimenkul Vergisi”, “Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi” adlarıyla dört vergi ihdas edilmiş; ayrıca Damga vergisi ve Harçların maktu hadleri %100, nispi hadleri %20 arttırılmıştır. İlâveten, Bakanlar Kuruluna Akaryakıt Tüketim Vergisi nispetini yüzde 300’e kadar arttırma yetkisi verilmiştir.

Türkiye’de Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilâtının Yüzde Dağılımı

Yıllar

Dolaysız Vergiler(%) Dolaylı Vergiler(%)
1994 48 52
1995 41 59
1996 39 61
1997 41 59
1998 47 53
1999 45 55
2000 41 59
2001 40 60
2002 34 66

Tablo’dan da anlaşılacağı gibi, Türkiye’de dolaylı vergilerin oranı artış eğilimindedir. 1994’de %52’lik paya sahip olan dolaylı vergiler, 2002 yılı itibariyle %66’lik bir payı kapsamıştır. Özellikle 1998 yılından itibaren dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı sürekli olarak yükselmiştir. Bunun nedenine baktığımızda özellikle 1999 yılından itibaren yaşanan ekonomik krizlerin de etkisiyle, gerçek ve tüzel kişi mükelleflerin gelirlerinin azalması, kapanan iş yerleri, gelir ve karlar üzerinden etkin bir şekilde vergi alınamaması ve gelir vergisi mükelleflerinden hayat standardı üzerinden asgari vergi alınması uygulamasına son verilmesi gibi başlıca sebeplerin olduğunu görebiliriz. Aynı zamanda yetkili kurumların bu gibi durumlarda bütçe açığını finanse etmede kolay bir yöntem olarak dolaylı vergilere ağırlık verilmesi sonunda adaletsiz diyebileceğimiz vergi politikasını ortaya çıkarmaktadır.

1995–1999 yılları arasında Türkiye siyasal yönden çok istikrarsız bir dönem yaşamıştır. Bu yıllar arasında dört hükümetin görev alması; dış rekabete uyum sağlama ve ekonomik ve siyasi belirsizlik ortamını hazırlayan politik ve iktisadi politika uygulamalarıyla ülke ekonomisi olumsuz yönde etkilenmiştir. Yüksek enflasyon, negatif büyüme, TL‘nin döviz karşısındaki değer kaybı ve 1997 yılında yaşanan Güney Kore Krizi bu döneme damgasını vuran olumsuz gelişmeler olmuştur.

1995–1999 Koalisyon Hükümetleri Dönemi Vergi Gelirleri (Milyar TL)

Yıllar

Toplam

Vergi

Gelirleri

Dolaysız Vergiler

Dolaylı Vergiler

GSMH

Vergi

Yükü

(%)

1995

1.084.350

460.437

623.913

7.854.887

13,8

1996

2.244.094

883.607

1.360.487

14.978.067

15

1997

4.745.484

1.931.970

2.813.514

29.393.262

16,1

1998

9.228.596

4.303.893

4.929.037

53.518.332

17,2

1999

14.802.280

6.712.882

8.094.385

78.282.967

18,9

Tablodan da görüldüğü üzere 1995–1999 döneminde siyasi değişimin çok sık olmasının neticesinde vergi yükü artmıştır. Bunda dolaylı vergilere ağırlık verilmesinin önemli bir payı vardır. Burada dolaylı vergiler her yıl daha ağırlıkta olmasına rağmen 1998’ de dolaylı ve dolaysız vergi hemen hemen eşit hale gelmiştir.

Vergi gelirlerinin istenilen seviyelere yükseltilememesi, yüksek gelire sahip gerçek ve tüzel kişilerin gelirlerinin tam olarak kavranamaması, dolaylı vergilerin gelir dağılımı üzerindeki olumsuz etkileri, vergi sistemindeki otokontrol mekanizmalarının yıpranması gibi sorunlara çözüm olması amacı ile 4369 sayılı Kanun “Vergi Reformu” adı altında 29 Temmuz 1998 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak kamuoyuna sunulmuştur. 4369 sayılı Kanun ile reform niteliğinde yapılan en önemli değişiklik, gelirin tanımında yapılan düzenlemedir. Bu kanunla gelirin tanımında “Kaynak Teorisi”nden ayrılınmış ve “Safi Artış” (Net Artış) teorisine geçilmiştir. Böylece, vergilendirme tabanının yayılmasının sağlanması, vergi kayıp ve kaçakları ile mücadelenin arttırılması, kayıt dışı ekonominin kayda alınması gibi amaçların yanı sıra gelişen sosyal ve ekonomik hayatın ortaya çıkardığı yeni gelir unsurlarının vergilendirilebilmesi de sağlanmaya çalışılmıştır.

1999’a gelindiğinde dolaylı vergiler tekrar artmış 1998’deki eşitlik bozulmuştur.

Türkiye’de Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilâtının Yüzde Dağılımı

Yıllar

Dolaysız Vergiler(%)

Dolaylı Vergiler(%)

1999

45

55

2000

41

59

2001

40

60

2002

34

66

Bu dönemde; 1999 ve 2001 yıllarında yaşanan negatif büyüme vergi bileşimini de etkilemiştir. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yaşanan ekonomik krizlerin etkisiyle 1999‘da %55 iken, bu oran 2002‘de %66‘a çıkmıştır. Dolaylı vergilerin gelişimi toplam vergi gelirleri içinde artış trendini korumuştur. 2002 yılındaki yükselişte 2001 yılında ülkede yaşanan ekonomik krizin önemli payı vardır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri