Türkiye’de 2002 – 2007 Yılları Arası Vergi Dönemi ve Tarihi
2002-2007 dönemi içinde Türkiye’de vergilerin
bölüşümünde genel itibariyle dolaylı vergilerin
lehine bir değişiklik yaşanmıştır. Esasen kurumlar
vergisinin ağırlık kaybetmesine karşılık, KDV ve ÖTV
gibi dolaylı vergilerin yaygınlık kazanması ve
oranlarının yüksek olması, düşük gelirli kesimler
aleyhine sonuç yaratabilecektir. Bu sonucun ortaya
çıkmaması için harcama vergilerini lüks, normal ve
düşük mallar şeklinde bir sınıflandırmaya tabi
tutmak ve düşük mallar dışında, uygun bir şekilde
artan oranlı bir tarife uygulamak daha adil
olabilecektir. Ancak bu uygulamayı bugün itibariyle
gelişmiş ülkelerde bile görmek mümkün değildir.
2002–2004 Dönemi Vergi Gelirleri (Trilyon TL)
Yıllar
|
Vergi Gelirleri |
GSMH |
Vergi Yükü (%) |
2002
|
59.632 |
275.032 |
21,7 |
2003
|
84.316 |
356.680 |
23,6 |
2004 |
90.093 |
428.932 |
21 |
Tabloda
görüldüğü gibi 2002’de %21,7 olan vergi yükü 2003’de
%23,6’ya çıkmıştır. Bu konsolide bütçe vergi yükünde
meydana gelen artış, ilk sırada Özel Tüketim Vergisi
daha sonra da Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Kurumlar
Vergisi’ndeki artışlardan kaynaklanmıştır.
Vergi
Gelirlerinin Genel Bütçe Gelirleri İçindeki Payı (%)
2002
2003 2004 2005
2006 2007
Dolaylı Vergiler
66
67 69 67
69 72
Dolaysız Vergiler
34
33 31 33
31 28
Toplam Vergiler
100
100 100 100
100 100
Tablo’da
vergi gelirlerinin genel bütçe gelirleri içindeki
payına baktığımız zaman, dolaylı vergilerin vergi
gelirleri içinde arttığını görmekteyiz. 2002 yılında
genel bütçe gelirleri içinde %66 olarak gerçekleşen
dolaylı vergi payı, 2007’de %72’ye çıkmıştır.
Dolaylı
vergiler içerisinde ilk sırayı alan vergiler bu
dönemde, başta KDV olmak üzere, Akaryakıt Tüketim
Vergisi ve İletişim Vergileri olmuştur.
2007-2010 Dönemi
Yüksek
düzeyde dolaylı vergilendirme, dolaysız
vergilendirmeye nazaran gelişen ülkelerin ortak bir
özelliğidir. Ayrıca bu ülkelerde vergileme
sistemleri ve dolaysız vergilerin verimli tahsilatı
için oluşturulan yasal çerçeve gereği gibi
düzenlenmiyor. Dolayısıyla bu ülkeler, hükümet
bütçesini, toplaması kolay olan dolaylı vergilerle
finanse etmeyi tercih eder. Türkiye gelişen bir ülke
olarak hem bu özelliklere sahiptir hem de bu yüzden
dolaylı vergilere daha çok bağımlıdır. Son yıllarda
güçlü büyümeye sahip olmasına karşı, kişi başına
GSMH’sı OECD ortalamasının oldukça altındadır.
Türkiye’de dolaylı vergiler, hükümet bütçesi için
tahakkuk eden toplam vergi gelirleri içerisinde
yüksek bir paya sahiptir.
Dolaysız Vergilerin Vergi Gelirleri içindeki Payı
(%)
Görüldüğü gibi 2007-2010 yılları arasında büyük
değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişiklikler daha çok
toplam ver gelirleri içindeki gelir vergisinin
%4‘lük azalışından ortaya çıkmıştır. Özellikle
ülkedeki işsizlik ve kayıt dışılığın artması sonucu
gelir vergisi tevfikatında büyük azalışlar
görülmektedir. Bu da hükümeti dolaysız vergilerden
elde ettiği geliri azaltmıştır. Dolayısıyla devlet
bu açığı telafi etmek için dolaylı vergilere
yönelmiş, özellikle uygulaması daha kolay olan
KDV’ye yönelmiştir.
2007’de
hükümetin vergi tahsilâtının hemen hemen %61’i
dolaylı vergilerden oluşur. Halbuki bu oran, OECD ve
BM ülkelerinde %45 civarındadır. Türkiye’de dolaylı
vergiler, çoğunlukla lüks mallar üzerine uygulanan
özel tüketim vergilerinin farklı türleri ile ve
hemen hemen tüm mallara uygulanan KDV sistemi
tarafından geniş miktarlarda tahsil edilir.
|