Türkiye’de Altın Kullanımı
Türk halkı için taşıdığı önem nedeniyle altın konusunun
sadece 20-30 yıllık bir zaman süresi
içerisinde ele alınması,uzak bir geçmişe
dayanan bu konunun önem ve hassasiyetinin
ortadan kalkmasına yol açabilir.Türkiye 1989
yılındaki 100.2 tonluk altın tüketimiyle
dünyada altıncı,Ortadoğu da ise birinci ülke
durumundadır.Altın tüketiminde ilk sıralarda yer
alan İtalya (358.8 ton),Amerika Birleşik
Devletleri (201.3 ton),Hindistan (222.3 ton).
Japonya (198.3 ton) ve Taiwan'ın altın
kullanım alanları ile Türkiye'nin altın
kullanım alanları arasında şüphesiz büyük
farklılıklar vardır.
İtalya işlediği altının büyük bir bölümünü zincir,kolye,bilezik
gibi mamul mal haline getirip ihraç ederken,
ABD,Japonya ve Taiwan gibi ülkeler talep ettikleri
altının büyük bir kısmını Elektronik ve diğer sanayi
alanlarında kullanmaktadırlar. Türkiye 'de ise
imalat sanayinde kullanılan altının yaklaşık
%98'lik bölümü yurt içerisinde tüketilmektedir.
Zenginliğin,güzelliğin ve cazibenin sembolü olan altın,içinde
bulunduğumuz 90'lı yıllarda ekonomik
üstünlüğünü 1984'den sonra ortaya çıkan yeni
alternatif yatırım araçlarına kaptırtmışsa da
.kendisine yine alıcı bulmakta ve yine
milyonları kendisine çekmektedir. Nitekim
Türkiye'de 1984'den sonra ortaya çıkan yeni
yatırım araçlarının etki -siyle .halkın
yatırım anlayışında büyük farklılıklar meydana
gelmişse de , yatırım denilince akla ilk
sırada yine altın gelmektedir.
1990 yılı içerisinde PİAR tarafından yapılan
bir araştırma göstermiştir ki insanlarımızın %
21'i banka mevduatına, %7'si hisse senetlerine,
%14'ü yabancı ülke paralarına, %20'si gayrimenkule,
%8'i cumhuriyet altınına, %5'i külçe altına, %17'si
altın takılara yatırım yapmaktadır.
Altının en önemli kullanım alanı şüphesiz
kuyumculuktur.Estetik değerinin yanısıra,yatırım
aracı olarak kabul edilmeside kuyumculukta ki
kullanımını yoğunlaştırmıştır.Kolay şekil
değiştiren,parlak güzel renkli,diğer metallerle
kolayca birleşebilen,elektrik ve termal
geçirgenliği yüksek olan altın,kuyumculuk ve
süs eşyası üretiminde vazgeçilmez yerini hemen
her dönem korumuştur.Ağız dokusuna rahatlıkla
uyum sağlaması ve mukozada her hangi bir
reaksiyon yaratmaması,altının doku dostu
olarak nitelendirilmesine yol açmıştır.Altının
değişim aracı(para),yatırim aracı ve servet
biriktirme aracı olarak kullanılması oldukça
eski tarihlere dayanmaktadır.Son yıllarda
altının yüksek teknolojili savunma
sistemlerinde ve endüstride ki kullanımı
gittikçe genişlemektedir.Elektronik
araçlarda,endüstriyel kontrol araçlarında ve
çürüme dirençli kimyasal işlem ekipmanlarında
yoğun olarak tüketilmektedir.Altının stratejik
ve endüstriyel kullanım alanların -dan en
önemlisi elektronik araçlardır.Üstün direnci ve
uzun ömrü sayesinde bilgisayarlarda oldukça
aranan bir maddedir.Altının önemli kul -lanım
alanlarından bir diğeri de elektrikli araç
gereçlerdir.Bazı sa -nayi işlemlerinde ve uçak
motorlarında yüksek ısı geçirgenliği gerek
-tiren tellerde kullanılmaktadır. Uzay
endüstrisinde,özellikle askeri jet türbin
motorları ve yüksek performanslı roket
motorlarında altın kullanımı oldukça
yaygındır.Altın aynı zamanda kızılötesi
radyasyon ışınlarını geçirmekte,büyük binaların
ısı geçirgen pencerelerinde ve uzay
mekiklerinin itici güç sistemlerinde hidrojen
gazından ileri gelen problemlerin
giderilmesinde kullanılmaktadır.
Altının diğer kullanım alanları arasında madeni
para,madalyon porselen ve cam yemek eşyası
dekorasyonu,bina iç ve dış dekorasyonu ve
kimyasal işleme sistemleri gelmektedir.
Türkiye büyük altın tüketicisi ülkeler grubunda yer aldığı
halde ne yazık ki bu kıymetli madenin
üretimini son derece sınırlı olarak
gerçekleştirmektedir. Rabak, Sarkuysan, Etibank,
Karadeniz Bakır, Bakırsan, Erbakır gibi
elektrotik bakır üreten kuruluşlarca yılda
yaklaşık olarak 500-600 kilogram kadar altın
üretilmekteysede bu miktar Türkiye'nin müthiş
altın talebi karşısında çok ufak bir yer
tutmaktadır. Altın ithalatçısı ülke
pozisyonunda ki Türkiye'de göze çarpan ilk
aksaklık ise .ekonomide çok önemli yeri olan
bu madenin yıllar boyunca kaçak olarak
alınıp satılması,ithal ve ihracının yasaklanmış
olmasıdır. 1567 sayılı Türk Parasının
Kıymetini Koruma Kanunu'nun gerçek anlamıyla
1989 yılının sonlarına kadar altın ithal ve
ihracını yasaklaması, devleti bu ticaretin
gelirinden mahrum bıraktığı gibi,milyarlarca
doların kaçakçı ve aracıların cebine girmesine
yol açmıştır.
Bu bölümde ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu
ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde mübadele ve
tasarruf amacıyla talep edilen altınlar
(Osmanlı altınları,Cumhuriyet dönemi ziynet ve
meşkuk altınları)ele alınacak daha sonra
kuyumculuk ve diğer sektörlerde talep edilen
al -tın üzerinde durulacaktır.
|