Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Türkiye’de Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı (GEGP Nedir)

1999–2002 dönemde 15 Nisan 2001 tarihinde açıklanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ile kamu maliyesi hedefleri yeniden belirlenmiştir. Buna göre; vergi politikası hedefleri çerçevesinde;

·    Vergi gelirlerinin arttırılması,

·    Akaryakıt Tüketim Vergisi‘nin en az hedeflenen enflasyon ölçüsünde ayarlanması ve ATV tahsilatının GSMH içindeki payının %2,8 olması,

·    Vergi tabanının yaygınlaştırılması amacıyla vergi kimlik numaralarının kullanımının genişletilmesi,

·    Vergi kayıp ve kaçağının en aza indirilmesi amacıyla vergi denetimlerinin arttırılması,

·    Vergi  tahsilatının  arttırılması  için  vergi  gecikme  faiz  ve  cezalarının enflasyonla uyumlu hale getirilmesi ilkeleri benimsenmiştir.

Güçlü ekonomiye geçiş programının ardından, 15 Mayıs Ekonomik Politikalar Bildirgesi doğrultusunda yapılan açıklama ile ekonomik istikrar programına kalınan noktadan yeniden devam edileceği vurgulanarak, makro ekonomik hedefler yeniden düzenlenmiştir.

Programın temel hedefi, sürdürülemez boyutlara varmış olan kamu borçlarına yol açan borç dinamiğinin ortadan kaldırılarak Türkiye ekonomisinin olağanüstü bir dış yardıma muhtaç kalmayacak bir yapıya kavuşturulmasıdır. Bu uzun vadeli temel hedefe ulaşmanın ana şartı ise makro ekonomik dengelerin kurulmasıdır. Ancak, söz konusu dengenin kurulması, ekonomide kısa vadede bir daralmayı gerektirmekte; bu ise toplumun değişik kesimlerinin fedakârlığını öngörmektedir. Nitekim GEGP ilk yılı olan 2001 yılı için milli gelirde %3,0 düzeyinde bir daralma; ve ardından 2002’de %5, 2003’te ise %6 artış hızı öngörmektedir.

GEGP’nın reel ekonomiye yönelik politikaları ve beklentileri ise açıktır. Temel olarak bu politikalar, yurt içi talebin daraltılması ve ihracat için bir fazla oluşturulmasını amaçlamaktadır. Bunu gerçekleştirmek için bir yandan kamu kesimi harcamalarını kısarak ve emek ve kırsal kesim gelirlerini bastırarak yurt içi talebin azaltılması, öte yandan kur makası, ücret maliyetlerinden ve tarımsal ürün fiyatlarından sağlanacak tasarruf aracılığıyla ihracatın teşvik edilmesi öngörülmektedir. Ayrıca, Türkiye’deki dışa açılma sürecinin mevcut aşamasında, özelleştirme ve kuralsızlaştırma yoluyla yer üstü ve yer altı kaynaklarının giderek yabancı tekelci güdümüne bırakılmasına hız verilmektedir.

Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın Vergi Politikaları Üzerine Etkileri

Vergi yükünün adaletsiz biçimde dağılmasında önemli bir etken, dolaylı vergilerin, toplam vergiler içindeki payının 90’lar boyunca yükselmiş, 2000 yılı itibari ile de %68’e ulaşmış olmasıdır. GEGP bir yandan vergi yükünde gözlenen bu adaletsizliği ifade ederken, bu adaletsizliği gidermek bir yana daha da kötüleştirici bir vergi yapısı önermektedir. GEGP’nın gelir arttırıcı düzenlemelerinin yer aldığı 88. maddesinde sayılan önlemler vergi tabanının yaygınlaştırılacağı yolunda genel bir iyimserlikten öteye geçmemektedir. Söz konusu maddede yer alan ve gerçek anlamda vergi gelirini arttırmaya yönelik tek somut önlem ise var olan KDV ve ATV oranlarının 1 puan arttırılmasıdır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri