Türkiye’nin Fiziki Coğrafi Özellikleri
Morfolojik Özellikleri
Avrupa Kıtasında Trakya Yarımadası, Asya Kıtasında Anadolu
Yarımadası üzerinde yer alan ülkemiz hem bir Avrupa
ülkesi hemde bir Asya ülkesidir. Asya ve Avrupa
Kıtalarının birbirleriyle en fazla yakınlaştığı
Çanakkale ve İstanbul Boğazlarına hakim olan Türkiye
farklı medeniyetleri buluşturan bir köprü
konumundadır. Kısacası sahip olduğu konum itibarı
ile Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının merkezinde
yer alan Türkiye son derece jeostratejik bir öneme
sahiptir.
Türkiyenin coğrafyası
Kuzey yarım Küre’de yer alan ülkemiz 36-42 kuzey enlemleri ile
26-45 doğu boylamları arasında yer almaktadır. 36
kuzey enlemi ile 42 kuzey enlemi arasında yer alan
ülkemizin yüzölçümü 8.14.578 km²’dir. Türkiye’nin;
batısında Bulgaristan,Yunanistan doğusunda
Gürcistan, Ermenistan, Nahcıvan, İran ve Irak
güneyinde ise Suriye yer almaktadır. Ortalama
yükseltisi (1132) fazla olan Türkiye’nin yeryüzü
şekilleri dağlık ve engebelidir.
Türkiyenin coğrafyası
konu anlatımı
Ülkemizde dağların uzanış doğrultuları genel olarak doğu-batı
doğrultuludur. Türkiye’de Ege Bölgesinde dağlar
denize dik uzanırken, Akdeniz ve Karadeniz
Bölgesinde paralel uzanmaktadır. Bu nedenle Ege
Bölgesinde doğal koy, körfez çokça bulunurken
Akdeniz ve Karadeniz Bölgesinde falez oluşumu
fazladır.Yine Akdeniz ve Karadeniz Bölgesinde kıyı
kesimi ile iç kesimler arasında iklim farklılıkları
görülmekte ve kıyı ile iç kesim arasında ulaşım zor
sağlanmaktadır.
Ülkemiz Alp-Himalaya dağ sistemi içersinde yer
almaktadır. Bundan dolayı ülkemizde tüm jeolojik
devirlere ait yeryüzü şekillerine rastlamak
mümkündür. Kısa mesafelerde büyük farkların
görüldüğü ülkemiz oldukça engebeli bir görünüme
sahiptir. Türkiye bu özelliğini 3. Jeolojik zamanda
doğu Avrupa platformu ile güneyde Afrika ve
Arabistan platformlarının birbirlerine yakınlaşması
sonucu almıştır.
Ülkemizde kuzey ve güneyde uzanan sıra dağların doğuda birleşerek
bir bütün haline gelmesi neticesinde yükselti
değerleri batıdan doğuya doğru gidildikçe artar.
Yine Arabistan Levhasının bu bölgeyi
sıkıştırması-itelemesi sonucu bölge bir bütün
halinde yükselmektedir. Ortalama yükseltisi fazla
olan Türkiye’de dağ sıraları Ege bölgesi hariç
kuzeyde Karadeniz’e ve güneyde Akdeniz’e paralel
uzanmaktadırlar. Kuzey ve Güneyde kıyıya paralel
uzanan dağlar bu bölgedeki kıyıların girinti ve
çıkıntının az sade bir özellik kazanmasına neden
olmaktadır. Bu dağ sıraları kuzeyde; Kuzey Anadolu
dağları ve güneyde ise Toros dağlarıdır.
Türkiyenin fiziksel
özellikleri
10-15 milyon yıldan beri epirojenik karakterli Post Alpin tektonik
hareketlere bağlı olarak, Anadolu yarımadasının batı
ve orta kısmı devamlı yükselmektedir. Diğer taraftan
Akdeniz ve Karadeniz çanaklaşma alanları da
çökmektedirler. Kubbeleşmekte olan Anadolu
yarımadası ile komşu çanaklaşma sahaları arsında
fleksür ve fay zonları bulunmaktadır.Ülkemizde ana
hatları ile iki adet fay kuşağı bulunmaktadır.
Bunlar Kuzey Anadolu Fay Kuşağı (KAF) ve Doğu
Anadolu Fay Kuşağı (DAF) olarak adlandırılmaktadır.
Kuzey Anadolu Fay Kuşağı Saroz körfezinden
başlayarak Marmara denizi, İzmit Körfezi, Adapazarı,
Düzce, Bolu, Gerede, Merzifon, Erbaa, Niksar ve
Kelkit vadisinden geçerek Erzincan Karlıova’da son
bulmaktadır. Doğu Anadolu Fay Kuşağının kabaca
geçtiği coğrafi bölgeler incelendiğinde; Afrika
içlerinden Kızıl denizi takip eden büyük kırık hattı
Şeria vadisi boyunca devam ederek Hatay’dan ülkemiz
sınırlarına dahil olmaktadır. Hatay’dan sonra
Kahraman Maraş, Adıyaman, Bingöl üzerinden devam
ederek Erzincan Karlıova’da Kuzey Anadolu Fay Kuşağı
ile birleşmektedir. Ülkemizde kubbeleşmeye örnek
olarak kuzey Anadolu dağlarıyla, Toros dağları
gösterilebilir. Çanaklaşmaya örnek olarak İç Anadolu
verilebilir. Türkiye’de üçüncü zamanın sonuna ve
dördüncü zamanın başına ait genç volkan konileri ve
örtüleri geniş yer tutmaktadır. Bu dağlarımıza örnek
olarak Ağrı Dağı, Tendürek Dağı ve Nemrut Dağı
verilebilir.
Yakın jeolojik devirlerde sayısız kırıklara maruz
kalmış Anadolu yarımadası; Akdeniz deprem kuşağı
üzerinde yer alır. Zaman zaman şiddetli depremlere
maruz kalan ülkemizde batı, kuzey ve doğu
Anadolu’nun genç kırıklarla sınırlanmış olan çöküntü
havzaları başlıca deprem bölgeleridir. Ülkemizde
birçoğunun tektonik karakter gösterdiği İç Anadolu
ovaları akarsuların taşıdığı alüvyonlarla
doldurulmuş ve düzeltilmiştir. Bitki örtüsünün cılız
olduğu bu bölge şiddetli erozyonlarla tahribata
maruz kalmıştır. İç Anadolu Bölgesi’nde, Yukarı
Kızılırmak Bölümü üzerinden Doğu Anadolu Bölgesi’ne
geçilmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi 2000 m
yükseklikteki ovalarıyla (Erzurum ovası 2000 m,
Yüksekova 2200 m) ve bunları çevreleyen yüksek dağ
sıralarından (ortalama yükseklikleri 3000 m’nin
üzerinde) oluşmaktadır. Bir kısmı volkanik kökenli
bu dağ kütleleri akarsular tarafında derin vadilerle
yarılmıştır.
Ülkemizde kuzey ve güney kıyı dağları Karadeniz ve Akdeniz
çanakları arasında yükselmiş birer duvar
görünümündedir. Akarsuların taşıdığı alüvyonlarla
kıyılarda bir çok delta ovalarına rastlanır. Güneyde
Ceyhan ve Seyhan’ın taşıdığı alüvyonlarla Çukurova,
Göksu’nun ağzında Silifke ovası, kuzeyde ise
Kızılırmak ağzında Bafra, Yeşilırmak ağzında ise
Çarşamba delta ovaları bulunmaktadır. Akarsuların
taşıdığı bu malzemeler Akdeniz ve Karadeniz
çanaklaşma alanının batmasına Anadolu yarımadasının
yükselmesine neden olmaktadır. Kıyıya paralel uzanan
bu dağlar deniz etkisinin iç kesimlere kadar
gelmesini engellemektedir. Ülkemizin kuzeybatısında
ise durum değişmektedir. Marmara bölgesi içerisinde
yer alan kuzeybatı bölümünde Uludağ, Yıldız dağları
dışında belli başlı yükseltiler bulunmamaktadır. İç
kuvvetlerin etkisiyle peneplenleşmeye maruz kalmış
bu bölgede akarsu faaliyetleri eğim ve yükseltinin
yetersiz olması sebebiyle cılız kalmaktadır. Bu
bölgede Ergene ve Susurluk akarsuları geniş yataklar
içinde menderesler çizerek akmaktadır.
Ege bölgesinde doğu-batı doğrultusunda uzanan orta
yükseklikteki dağlar kıyıya dik olarak uzanmaktadır.
Faylara paralel uzanan çöküntü (grabenler)
alanlarında ovalar bulunmaktadır. Çöküntü alanları
arasında ise yükseltiler (horstlar) dağları
oluşturmaktadır. Ege bölgesinde; Madra dağı ile Yund
dağı arasında Bakırçay ovası, Boz dağ ile daha
güneyde olan Aydın dağları arasında Küçük Menderes
ovası bulunmaktadır. Aydın dağları ile Menteşe
dağları arasında Büyük Menderes ovası yer
almaktadır.
|