Türkiye’nin İklimleri ve Bitki Örtüsü
Türkiye kıtaların batı tarafında görülen subtropikal iklim
kuşağının Akdeniz iklim sektörü içerisinde yer
almaktadır. Hava kütleleri açısından yazın tropikal
kışın ise hem tropikal (sıcak) hem de polar (soğuk)
hava kütlelerinin etkisi altında kalmaktadır.
Bundan dolayı ülkemiz hava kütleleri
arsında geçiş güzergahı üzerindedir.
Kuzeyyarım Kürede yer alan ülkemizde sıcaklık değerleri güneyden
kuzeye doğru azalır. Türkiye’de yükselti; denizlerin
dağılışı ve büyük kara kütlelerinin etkisi sebebiyle
sıcaklık dağılışında farklılıklar görülür.
Yükseltinin genel olarak batıdan doğuya doğru
artmasından dolayı doğuya doğru gidildikçe sıcaklık
düşmektedir. Türkiye de sıcaklığın dağılışında enlem
faktörü ve denizel etki sebebiyle en yüksek
sıcaklığın güney kıyılarında olduğu görülür. Güneyde
19 ºC olan sıcaklık miktarı, kuzeyde 15 ºC’ye kadar
düşmektedir. Ancak sıcaklık tam anlamıyla enleme
uygun bir dağılış göstermez. Yükselti ve karasallık
etkisiyle en düşük sıcaklık Erzurum ve Kars
bölümünde görülmektedir. Temmuz ayında ülkemizde
sıcaklık değerlerinin en fazla oldu yer Güneydoğu Anadolu
Bölgesidir. Türkiye’de dağların denizlere paralel uzanması sebebiyle kıyı
bölgeleri ile iç kesimler arasında yağış
değerlerinde farlılıklar görülmektedir. Ülkemizde
ortalama yağış miktarı 600 mm’dir
Yıllık yağış ülke genelinde düzenli olarak
dağılmamıştır. Yıllık yağış miktarının en fazla
olduğu yer kıyı bölgelerimizdir. Türkiye de dağ
sıralarının kıyıya paralel olarak uzandığı Karadeniz
ve Akdeniz kıyıları en fazla yağış alan bölgelerdir.
Doğu Karadeniz Türkiye’nin en fazla yağış alan
bölümüdür. Bu bölgelerde ortalama yıllık yağış
miktarı 2000 mm’dir. Ege bölgesinde dağ sıralarının
denize dik uzanması sebebiyle nemli bulutlar
toplanamamakta ve bu yüzden yağış miktarı
azalmaktadır. Yine yükseltinin düştüğü Marmara
bölgesinde yağış değerleri de düşmektedir. Dağların
uzanışı denize uzaklık ve enleminde etkisiyle iç
kesimlerde yağış minimum seviyeye inmektedir.
Nitekim yağışın en düşük olduğu sahalar;
Iğdır ovası, Çoruh vadisi,Yusufeli Tortum
gölü arası ve Malatya ovasının alçak
kesimleridir. Bu kesimlerde ortalama yıllık yağış
miktarı 300 mm’dir.
Türkiyenin Bitki Örtüsü
Türkiye’de dördüncü zamanda nemli ve kurak devrelerin birbirini
takip ettiği süre içerisinde doğal bitki örtüsü
bugünkü görünümü almıştır. Ancak Anadolu
yarımadasındaki doğal bitki örtüsü yüzyıllar içinde
insanoğlu tarafından tahrip edilmiş ve yer yer
ortadan kaldırılmıştır.
Türkiye bitki örtüsü açısından; Ege ve Akdeniz bölgeleri
subtropikal orman, iç kısımları step ve Karadeniz
bölgesinde nemli orman formasyonu yer alır.
Ülkemizde; Avrupa-Sibirya bölgesi, Akdeniz bölgesi,
İran-Turan bölgesi olmak üzere üç flora bölgesi
bulunmaktadır.
Avrupa-Sibirya flora bölgesi bütün kuzey Anadolu’yu içine alarak
Kafkasların batı bölümüne kadar uzanır. Bu bölgede
bitki örtüsü genel olarak ormanlardan oluşmaktadır.
Türkiye’de Orman yükselti basamakları genel olarak
kıyıdan 700 metreye kadar geniş yapraklı ormanlar,
700-1500 metre arasında karışık yapraklı ormanlar,
1500-2200 metre arasında iğne yapraklı ormanlar
görülmektedir. En üst katta ise alpin bitkiler katı
yer almaktadır.
Akdeniz flora bölgesi ise; Güney Anadolu kıyılarını
içine alarak Batı Anadolu kıyılarından Trakya’nın
güneyinde Gelibolu Yarımadasına kadar uzanmaktadır.
Akdeniz bölgesinde orman formasyonunun tahrip
sahasında maki formasyonu bulunmaktadır. Yıllık
ortalama yağışların azlığı ve düzensiz dağılışı
sebebiyle genelde step formasyonundan oluşan İran
turan bölgesi ise; iç Anadolu ve Doğu Anadolu
bölgesi boyunca uzanır.
Hidrografik Özellikleri
Anadolu’nun akarsu sisteminin bir kısmı tektonik yapısına uygun
olarak boyuna yani Anadolu yarımadasının uzanışı
doğrultusunda, bir kısmı da epirojenik hareketler
nedeniyle oluşan morfolojik aklanlara bağlı olarak
enine olmak üzere başlıca iki ana doğrultuda akarsu
sistemi görülmektedir.
Türkiye’de akarsu ağı gelişmiştir. Akarsularımızın büyük çoğunluğu
sularını denizlere ulaştırırlar. Türkiye'de yer alan
akarsuların havzalarını; Karadeniz, Marmara, Ege,
Akdeniz, Hazar Denizi, Basra Körfezi, Tuz Gölü, Van
Gölü, Göller Yöresi olarak ayırabiliriz. Bu
havzalardan; Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz, Hazar
Denizi, Basra Körfezi dışa akışlı sahalardır. Van
Gölü ve İç Anadolu'daki Tuz Gölü ile Göller Yöresi
kapalı havza konumundadır.
Yurdumuzda boyuna akan akarsulara örnek olarak Ege bölgesinde Büyük
menderes, Küçük menderes, Gediz Irmakları, İç
Anadolu ve Karadeniz Bölgesinde Sakarya Nehri ile
Yeşil Irmak nehirleri örnek olarak verilebilir.
Enine akan akarsulara ise örnek olarak Değirmendere,
Aksu, Göksu gibi akarsularımız gösterilebilir.
Türkiye’de yer alan akarsular genç akarsu
karakterine ait tüm özellikleri göstermektedir.
Akarsularımızın yatak eğimleri oldukça fazladır.
Yine akarsu yataklarında sık sık eğim kesiklerine
rastlanılmaktadır. Yurdumuzda akarsu sistemi genel
olarak incelendiğinde akarsuların bir kısmı hafif
eğimli iç akarsular bir diğer kısmı ise kıyı
bölgelerimizde dağların denize bakan yamaçları
boyunca görülen eğim değerleri yüksek
akarsularımızdır.
Yurdumuzda oluşumları itibarı ile son derece çeşitli
göller bulunmaktadır. Ayrıca göllerimiz ihtiva
ettikleri su itibarı ile de farklılıklar arz
etmektedirler. Göllerimiz içerisinde tatlı su, acı
su, sodalı su ve tuzlu suya sahip göller
bulunmaktadır. Acı göl, Van gölü ve Tuz gölü bu
göllerimize örnek olarak gösterilebilir