Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

2001 Yılı Devlet Bütçesi, Temel Hedefler ve Beklentiler 

Her yıl Ekim ayının ikinci yarısında veya Kasım ayı başında açıklanan Konsolide Devlet Bütçesi, takip eden yılda iktidarın uygulamaya koyacağı ik­tisat politikaları konusunda önemli ipuçları verir. Bu yılki Bütçe de 9 Kasım 2000 günü Maliye Bakanı Sayın Sümer ORAL tarafından TBMM Bütçe - Plan Komisyonuna sunulmuştur. Onun için Bütçe' de yer alan Kamu Harcamaları, Kamu gelirleri ve Borç îdaresi hedefleri ile bu kalemlerin artış oranlarının analizi, ilgili her kesimin ve herkesin ilgisini çekmektedir. 

Bütçe Harcamaları'nın Gayri Safi Milli Hasıla'daki (GSMH = yıllık toplam mal ve hizmet üretiminin parasal değeri) payı'nın % 35'lerde sey­rettiği Türkiye'de, Devlet Bütçesi'nin enflasyon, büyüme, işsizlik ve faiz oranları gibi temel ekonomik göstergelere etkileri diğer ülkeler­den daha fazla olur. Biz de bu makale ile, 1999 ve 2000 Bütçeleri'ndeki gerçekleşmeler ışığında, 2001 Bütçesini daha yakından inceleyerek bu konuda okuyucularımızı bilgilendirmeğe çalışacağız. 

Tablo-1'de görüldüğü gibi. Bütçe Harcamaları veya Ödenekleri,

1999'dan 2000'e yaklaşık % 67 'lik bir artışla 27.8 katrilyondan 46.4 katril­yon liraya, 2001 yılında ise sadece % 4.3 'lük bir artış hedefi ile 48.4 kat­rilyon lira olarak programlanmıştır. 2001 yılındaki toplam harcamaların % 34.7'si Cari Harcamalara (% 24.8'si personel, %9.9'u da savunma ve gü­venlik harcamalarının da kapsadığı Diğer Cari Harcamalara), % 58.1'de Transfer Harcamalarına ve sadece % 7.2'se de Yatırım Harcamalarına tahsis edilecektir. 

Transfer Harcamaları genellikle mal ve hizmet üretimine katkısı ol­mayan kişi ve kuruluşlara Devlet Bütçesinden yapılan ödemeler olduğu için, Bütçe' den yatırımlara ayrılan payı kısıtlayan ve en önemlisi yıllardır yüksek seviyelerde seyreden enflasyonun başlıca sebebidir. Bu harcama­lar 1999'dan 2000'e 17.3 katrilyondan 30.2 katrilyon liraya fırlamış (%74.6 artış), 2001 yılında ise, bu ödemeler %-7.1 azalarak 28.1 kat­rilyona inecektir. Buna rağmen Toplam Harcamalar içindeki Transfer harcamalarının payı, 2000'den 2001 yılına %65'den sadece %58'e in­miş olacaktır.

Transfer Harcamaları'nm en büyük bölümü Faiz Ödemeleri'dir. Nite­kim, 1999'dan 2000'e %74.6'lık artışla, 10.7 katrilyon liradan 20.2 katrilyon liraya ulaşmış olan bu ödemeler, 2001 yılında ilk defa % -17.5 azalışla, 16.7 katrilyon liraya inecektir. Böylece, 2000 yılından 2001'e faiz öde­melerinin toplam giderler içindeki payı da %43.5'den %34.5'e inmiş olacaktır. Transfer harcamaları içindeki diğer önemli kalem de Sosyal Güvenlik Kurumları'na (SGK'ya) yapılan transferlerdir. 2001 yılında bu­nun miktarı da 4.1 katrilyon lira olup, toplam harcamaların %8.5'dir. Emekli maaşı ödemeleri ve başta tarım kesimi dahil bazı sektörlere yapı­lan sübvansiyonlar da transfer ödemelerine dahildir. 

Bütçe Gelirlerine Gelince: 1999'dan 2000'e 18.7 katrilyondan 34.8 katrilyon liraya çıkmış olan (%86'lık bir artış) toplam gelirlerin, 2001 yılında %23.9'luk bir artışla 43.1 katrilyon liraya ulaşması hedeflenmiştir. Böy­lece Bütçe Gelirlerinin GSMH'daki payı %28 dolayında seyretmeye devam edecektir. 2001 yılında 43 katrilyon liralık toplam gelirin 31.8 katrilyonu (%73.7'si) Vergi Gelirlerinden, 7.4 katrilyonu da Vergi Dışı Normal Ge­lirlerden (%17.1'i) sağlanacaktır. 1999 yılında yok denecek kadar az olan özelleştirme gelirlerinin de, 2000'den 2001 yılına, 1.9 katrilyondan 3.7 kat­rilyon liraya çıkarılması hedeflenmiştir. Özel Gelirler ve Fonlardan da 3.7 katrilyon liralık (Toplam gelirlerin %8.5'i) bir gelir beklenmektedir.

 

TABLO-1, 2001 YILI DEVLET BÜTÇESİ VE TEMEL GÖSTERGELER (1998-2001)

 

CARİ FİYATLARLA, KATRİLYON TL.

2001 YILI YÜZDELERİ

 

1998

1999      2000(T)

2001(P)

%Artış|   % Dağılım

HARCAMALAR(Giderler)

15.4

27.8            46.4

48.4

4.3

100.0

Cari Giderler

5.1

9.1            13.7

16.8

22.6

34.7

-Personel Giderleri

3.9

6.9           10.0

12.0

19.8

24.8

-Diğer Cari Giderler

1.3

2.2             3.7

4.8

30.2

9.9

Yatıran Ödenekleri

0.9

1.4             2.5

3.5

42.0

7.2

Transfer Ödemeleri

9.4

17.3           30.2

28.1

-7.1

58.1

-Faiz Ödemeleri

6.2

10.7           20.2

16.7

-17.5

34.5

(Harcamalar Yüzdesi)

(40.3)

(38.5)         (43.5)

(34.5)

 

 

-SGK Transferleri

1.5

2.8             3.3

4.1

24.2

8.5

GELİRLER

11.7

18.7            34.8

43.1

23.9

100.0

Vergi Getirten

9.2

14.8            26.6

31.8

19.7

73.7

Vergi Dışı Normal Gelirleri

1.2

1.9              5.1

7.4

46.1

17.1

-Özelleştirme Gelirleri

0.3

0.0             1.9

3.7

 

 

Özel Gelirler ve Fonlar

1.2

1.9             3.1

3.7

18.7

8.5

BÜTÇE AÇIĞI

3.7

-9.1          -11.6

-5.2

-55.2

 

Faiz Dışı Bütçe Fazlası

+2.5

+1.7           +8.7

+11.5

32.2

 

 

BORÇ İDARESİ (Katrilyon

TL ve % Dağılımı)

 

BORÇ ÖDEMELERİ (Anapara)

9J2

16.4            19.7

29.3

 

100.0

-Dış Borç Anapara Ödemeleri

1.8

2.4              3.7

5.7

 

19.5

-iç Borç Anapara Ödemeleri

7.4

14.0            16.1

23.6

 

80.5

BORÇLANMA

12.8

26.6            31.2

34.6

 

100.0

-Dış Borçlanma

0.8

2.8             5.3

6.1

 

17.6

-İç Borçlanma

12.0

23.7           25.9

28.5

 

82.4

TEMEL GÖSTERGELER (Katrilyon TL ve %'leri)

İÇ BORÇ STOKU(Katrilyon TL)

11.6

22.9       33.0(*)

37.00

12.0

 

Borç Servisi (Faiz ve Anapara)

15.4

27.1           39.9

45.1

14.0

 

Borç Servisi/Gelirler (%'si)

131.6

145.0         114.7

104.6

 

 

Faiz Ödemeleri/Vergi Gelir (%si)

67.4

72.3           76.3

52.5

 

 

Bütçe Açığı/GSMH, (%'si)

-7.0

-11.6            -9.3

-3.4

 

 

Harcamalar/GSMH, (%'si)

29.0

35.5           37.3

31.5

 

 

Gelirter/GSMH, (%'si)

22.0

23.9           28.0

28.1

 

 

Vergi GeKrteri/GSMH, (%'si)

17.4

18.9           21.3

20.7

 

 

DIŞ BORÇ STOKU (Milyar $)

96.9

101.8     108.0f)

115.00

 

 

GSMH Deflatörü, (%)

73.8

56.2            50.0

18.0 (TEFE %10, TÜFE %12)

NOT: (T) DPFnin Gerçekleşme

Tahmini,

(P) Yıllık Program,    O Yazar' in Tahmini

 

KAYNAK: DPT, Genel Ekonomi

k Hedefleı

ve Yatırımlar 2001,11 Ekim 2000

.

 

Tablo'nun 2. bölümünde ise Borç İdaresi yer almaktadır. Toplam İç ve Dış Borç Anapara Taksitleri ödemeleri 1999' dan 2000'e 16.4 katril­yondan 19.7 katrilyon liraya, 2001'de de 29.3 katrilyon liraya ulaşması beklenmektedir. 2001 yılında toplam anapara geri ödemeleri içinde dış borç ödemelerinin payı sadece %19.5 iken, iç borç ödemelerinde %80.5'dir.

2000 yılı sonunda İç Borç Stoku'nun yaklaşık 33 katrilyon liraya (yaklaşık 49 Milyar Dolar), Dış Borç Stokunun da 108 milyar dolar se­viyelerinde seyrettiği halde, iç borç anapara geri ödemeleri'nin %80 dola­yında seyretmesinin sebebi; iç borçlanmada vadelerin genellikle çok kısa olması (10-15 aylık), oysa Dış Borç Stoku'nun % 75'inin orta ve uzun va­deli (5-15 yıllık) olmasıdır. Demek ki, Türkiye'nin esas meselesi dış borç stoku değil, iç borç stokudur. 

Genellikle, modern Bütçe uygulamalarında iç ve dış borç anapara yıl­lık ödemeleri (taksitleri) için Bütçeye bir ödenek konmadığı için, bu maksatla Türk Devlet Bütçesine de bir kaynak konmamaktadır. Anapara geri ödemeleri iç ve dış borçlanmadan sağlanacağı için 2001 Yılı Bütçe­sine 34.6 katrilyon liralık bir borçlanma kalemi konmuş, bu meblağın da %82.4'ünün iç borçlanmadan, % 17.6' sı da dış borçlanmadan sağ­lanması hedeflenmiştir. Demek ki 2001 yılında hükümet, 29.3 karilyon li­ralık anapara geri ödemesine rağmen, 34.6 katrilyon liralık borçlanmaya gidecektir. 

Bu durumda hükümet sadece anapara ödemeleri için değil, yıllık faiz ödemelerinin bir kısmını da ilave borçlanma ile ödemeyi hedeflemiştir. Çün­kü, Tablo'nun 3.cü bölümünde görüldüğü gibi Türkiye'nin İç Borç Servisi (Anapara + Faiz Ödemeleri) 1999'den 2000 yılına 27.1 katrilyondan 39.9 katrilyon liraya (%47'lik bir artış), 2001 yılında ise sadece %14'lük bir artış­la 45.1 katrilyon liraya ulaşacaktır. Böylece iç ve dış borç servisinin bütçe gelirlerine oranı 1999'da % 145 iken, 2000 yılında yaklaşık %115'e, 2001 yılında ise yaklaşık %104.6'ya inmiş olacaktır. 

1999'den 2000'e Harcamalar/GSMH oranı %35.5'den %37.3'a çıkmış iken, bu oran 2001 yılında %31.5'e ineceği için Türk ekonomisinde ka­mu kesiminin payı bir ölçüde azalacaktır. Yine 1999'den 2000'e Vergi Gelirleri/GSMH oranı %18.9'dan %21.3'e çıkmış iken, 2001 yılında bu oran %20.7'ye inecektir. Ancak bu oran, gerek Batılı ülkelerde gerekse Güney Doğu Asya ülkelerinde %30 dolayında seyretmektedir. Türkiye'nin esas sıkıntısı bu oranın düşüklüğüne ilaveten kamu kesiminin (Devlet, KİT'ler, Belediyeler ve Belediye İktisadi Teşebbüsleri = BİT'ler) ekonomi­nin yaklaşık %50'sine hakim olması ve bu kesimde aşırı israfın önlene-memesidir. 

Tablo'nun son satırında görüldüğü gibi, ortalama enflasyonu göste­ren GSMH deflatörü 1999'dan 2000'e %56'dan %50'ye, 2001'de de %18'e inecektir. 2000 yılındaki yıllık enflasyonun TÜFE'ye göre %35, TE­FE'ye göre %30 dolayında gerçekleşmesi kesinleşmiş gibidir. 2001 yılın­da ise, enflasyon hedefleri TEFE'ye göre %10 TÜFE'ye göre de %12'dir. 2001 yılında GSMH deflatörü %18 hedeflendiği halde, toplam bütçe harcamalardaki artışın %4.3 olarak belirlenmesi önümüzdeki yılda da kamu harcamalarında büyük bir kısıntıya gidileceği, böylece kemer sıkmanın daha da artacağı ortaya çıkmaktadır. 

Bütçe Ödeneklerinin İdari Dağılımı 

Tablo-2'de görüldüğü gibi 2000 ve 2001 devlet bütçelerinde öde­neklerin aslan payını, sırasıyla %45.2'sini (21.1 katrilyon lira) ve %34.5'ini (16.7 katrilyon lira) faiz ödemeleri almaktadır. 2001 yılı Büt­çesinde faiz dahil, faiz ödemelerinden sonra, %26.6 ile (12.9 katrilyon li­ra) genel hizmetler, %12.4 ile (6 katrilyon lira) milli savunma, %11.2 ile (5.4 katrilyon lira) eğitim, %3.4 ile adalet-emniyet almakta iken, tarım-orman-köy, su işleri ve sağlık hizmetleri de %2.7'şer pay almaktadır. 2001 yılı Bütçesi'nin faiz hariç, idari dağılımında ise genel hizmetler %40.6, milli savunma %18.9, eğitim %17.1, adalet-emniyet %5.2, tarım-orman-köy %4.2, su işleri ve sağlık hizmetleri de %4.1'er paya sahiptir. 

Tablo 2: Konsolide   Bütçe   Ödeneklerinin   Idari-Fonksiyonel Dağılımı (2000-2001) 

 

TRİLYON TL ve Yüzdeler

 

2000 BAŞLANGIÇ ÖDENEĞİ

%PAY

2001 BÜTÇE TEKLİFİ

% PAY

 

 

FAİZ DAHİL

FAİZ HARİÇ

 

FAİZ DAHİL

FAİZ HARİÇ

GENEL HİZMETLER

10.872

23,3

42,5

12.877

26,6

40,6

SAVUNMA

4.S33

10,3

18,9

6.002

12,4

18,9

ADALET-EMNİYET

1.302

2,8

5,1

1.637

3,4

sa

TARIM-ORMAN-KÖY

977

2,1

3,8

1.324

2,7

4,2

SU İŞLERİ

888

1,9

3,5

1.310

2,7

4,1

KARAYOLLARI

586

1,3

2,3

1.032

2,1

3,3

BAYINDIRLIK

196

0,4

0,8

188

0,4

0,6

ULAŞTIRMA

87

0,2

0,3

127

0,3

0,4

MADENCİLİK

47

0,1

0,2

60

0,1

0,2

EĞİTİM

4.387

9,4

17,2

5.411

11,2

17,1

SAĞLIK

1.060

2,3

4,1

1.283

2,7

4,0

KÜLTÜR-TURİZM

177

0,4

0,7

231

0,5

0,7

SOSYAL HİZMETLER

168

0,4

0,7

198

0,4

0,6

BORÇ FAİZLERİ

21.133

45,2

 

16.680

34,5

 

KONSOLİDE BÜTÇE

46.713

100,0

 

48.360

100,0

 

KONSOLİDE BÜTÇE (FAİZ HARİÇ)

25.580

 

100,0

31.680

 

100,0

Sonuç 

Tablo 1 ve 2'nin analizinden anlaşıldığı gibi, Türkiye'de 2001 Yılı Dev­let Bütçesi'nin %58'i Transfer Harcamalan'na (%34.5'i Faiz Ödemeleri­ne), %34.7'si de Cari Giderlere (Personel Giderleri ve Milli Savunma Har­camaları vs.) gitmekte, kamu yatırımlarına ise sadece %7.2'lik bir pay ayrılabilmektedir. Bu durumda bu Bütçeden yatırımların artmasını, işsizli­ğin azaltılmasını, iktisadi kalkınmanın hızlanmasını, gelir dağılımındaki ada­letsizliğin düzeltmesini bekleyemeyiz. Bilindiği gibi bu Bütçe, 25 yıldır yüksek seviyede seyreden enflasyonla mücadele bütçesidir. Nitekim, yaklaşık bir yıldır uygulanmakta olan İstikrar Programının başarılı bir uygu­laması sonucu, GSMH büyüme hızı 1999'dan 2000 yılına %-6.4 gerile­meden, %6'lık bir büyümeye dönüşecek, TÜFE'ye göre yıllık enflasyon hızı da %68.8'den %35 seviyesine inecektir. Yine aynı dönemde devletin yıllık iç borçlanma faizi %100 dolayından %35 seviyesine in­miştir. Bu müspet neticeler 1.5 yılı aşkın bir süredir Türkiye'de siyasi istikrarın sağlanabilmiş olması sayesinde gerçekleşmiştir. 

Türkiye ekonomisinin tamamen düze çıkabilmesi için bu siyasi istik­rarın, istikrar programı süresince en az 3 yıl sürmesi ve mevcut hükü­metin gerekli yapısal reformları ve IMF Niyet Mektubu kriterlerini sulan­dırmadan yerine getirmesi gerekmektedir. Başta, devletin yeniden yapı­landırılması, bazı kamu bankalarının en çok 2 yıl içinde özelleştirilme­si, kayıt dışı ekonominin asgari düzeye indirilmesi, Direkt Yabancı Sermaye (DYS) yatırımları ve özel sektör yatırımları için 50 değişik yerden alınması gereken izin belgelerinin en düşük sayıya indirilmesi, zarar eden KİT'lerin de özelleştirilmesi, tarım sektöründe taban fiyat politi­kasının üretimi teşvik edecek bir yapıya kavuşturulması gerçekleştiri­lemediği takdirde, yıllık enflasyon hızı kemer sıkarak, 3 yıl sonra tek hane­li rakamlara yaklaşsa bile kalıcı olmayacaktır. 

Yine 2000'den 2001 yılına devletin Bütçe açığı %55'lik bir azalma ile, 11.6 katrilyondan 5.2 katrilyon liraya, inecek olmasına rağmen, Kamu Kesimi Borçlanma Gereği (KKBG) yüksek seviyede seyretmeye de­vam edecektir. KKGB'nin yüksek seviyede seyretmesine; Bütçe açığı, SGK açığı, kamu bankalarının görev zararları, KİT açıkları ve çeşitli süb­vansiyonlar yol açmaktadır. Türkiye'de KKBG/ GSMH Oranı 1997'den 1998'e %7.7'den %9'a, 1999'da %15.3 fırlamış, 2000 yılı sonunda ise %10.9'a inmesi beklenmektedir. Bütçe Açığı/GSMH oranı ise 1998'de %7'den 1999'da %11.6'ya çıkmış, 2000'de %9.3'e ve 2001'de de %3.4'e inmesi hedeflenmiştir. Bir ülkede KKBG/GSMH oranı %3, Büt­çe Açığı/GSMH oranı da %2 dolaylarına indirilemediği ve bu seviye­lerde tutulamadığı takdirde yıllık enflasyonun tek haneli rakamlarda kalması mümkün değildir.

Enflasyonu sivrisineğe benzetirsek, bataklığı kurutmadan nasıl sivrisinekle mücadelede başarılı olunamazsa, yukarıdaki yapısal re­formlar gerçekleştirilmediği takdirde enflasyonla mücadeledeki ba­şarı da kalıcı olmayacaktır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005