Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

20+21 Kere Maşallah 

Gazeteci, Yazar Yurtsan Atakan 

Dünya yirminci yüzyıldan yirmibirinci yüzyıla geçmeye hazırlanırken, yeni bir devri­min de temelleri atılıyor. Devrimin temel ara­cından hemen herkes haberdar. Haberdar ha­berdar olmasına ya, büyük bir çoğunluk İnter­net denilen bu devrim aracının gerçek gücü­nün bilincinde değil. Aslına bakılırsa insanın içinden "uyandırma kerizi" diye de geçmiyor değil: "varsın bilincinde olmasınlar, bu gücün farkında olmamaları daha adil bir çağın başlan­gıcı için avantajlı bir ortam hazırlıyor mu, ha­zırlamıyor mu sen ona bak".

Kerizi uyandırmamaya çalışmanın alemi yok. Öyle ya da böyle Internet misyonunu ta­mamlayıp önce Enformasyon Çağı'nın ardın­dan da "Bilgi Çağı"nm kapılarını mutlaka aça­cak. Bu önlenemez sürecin temelleri atıldı ve artık durdurulamayacak kadar ilerledi. Yirmin­ci yüzyılın son kerizleri,.Marks'ın uyandırma-sıyla kendine gelen ondokuzuncu yüzyılın son kerizleri kadar şanslı olmayacaklar. 

İnternet daha adil, daha demokratik, daha laik, daha hoşgörülü, daha sevgi dolu, daha eşitlikçi olma yolunda hiç durmadan iler­leyen insanlık evriminin teknolojik katalizatörü. Ama ne komünizm gibi ikiyüzlü, ne pop-la-iklik gibi bağnaz, ne de bağnazlaşmış dinler gi­bi bilimsel şüpheciliği lanetleyen, sorgulamayı reddederek evrimi çürütmeye çalışan bir katalizatör. 

İnternet'in Basit Gücü 

İnternet temelde çok basit bir teknoloji. Basit olduğu kadar da etkili. Basit çünkü dün­yayı saran telefon ağından pek farklı değil. Dünya üzerindeki tüm telefonları birbirine bağlayan kablolar nasıl bir ağ oluşturuyorsa, dünya üzerindeki bilgisayarları birbirine bağla­yan kablolar da İnternet ağını oluşturuyorlar. Dünya Telefon Ağı'na bağlı telefonların herbi-rinin yalnızca kendisine ait, eşsiz bir numarası olduğu gibi, Internet'e bağlı her bilgisayann da kendine has, eşsiz bir nümerik adresi var. İn­ternet'in, Dünya Telefon Ağı'ndan bir farkı (ay­nı zamanda gücü) yalnızca bilgisayarların değil bu bilgisayarlarda saklanan her dokümanın bir adresinin olması. Bir diğer farkı da (aynı za­manda gücu, bu dökümanların dünyanın her yerinden, her zaman ulaşılabilir olması ve eri­şilmek istenen bilginin dünyanın neresinde olursa olsun, uzaklığına bağlı olmaksızın aynı erişim maliyetine sahip olması. 

Internet bilgiyi kolay erişilir kılmakla kalmıyor, daha önemlisi bilgiyi sunmayı da inanılmaz ölçüde kolaylaştırıyor. Talep kadar arzı da körüklüyor. Internet kullanıcıları, Inter­net kullanıcısı oldukları andan itibaren kısa bir süre yalnızca talep etmekle yetinseler de bir süre sonra kendi İnternet sayfalarım açmaya, kendi bilgilerini arz etmeye, bağlandıkları In­ternet sayfalarıyla etkileşim kurmaya başlıyor­lar.

Yirminci yüzyıl sonunun ilk dalga Inter­net kullanıcıları, her yeni teknoloji acemisi gi­bi üretmekten çok tüketmekle meşgul olabilir­ler. Her yeni teknoloji görmemişi gibi ellerine geçen teknolojik olanakları görgüsüzce yanlış kullanıyor olabilirler. Buzdolapları da ilk baş­larda evlerin salonlarının başköşelerine kurul­mamışlar mıydı? Her mahallede bakkalın yanı­na bir de videocu dükkanı açılmamış mıydı? Telsiz yasasının değiştirilmesiyle her otomobilden "arkadaş anyorum, arkadaş" nidaları yük­selmeye başlamamış mıydı? Kırmızı noktalı programlar ekranları istila etmemiş miydi? 900lü hatlar faturaları kabartmamış mıydı? Sahra telsizi büyüklüğündeki araç telefonları sahipleriyle birlikte o restoran masası senin, bu restoran masası benim gezmemişler miydi? Cep telefonları hala daha sinemada, konserde, uçakta çalmaya devam etmiyorlar mı? Kahve­hanede bir masanın başına oturmuş dört arka­daşın dördü birden, birbirleriyle konuşmak ye­rine cep telefonlarıyla sohbet etmiyorlar mı? 

Internet de daha bir süre erkeklerin por-no kanallarında at koşturacağı, kadınların soh­bet odalarında çene (ya da klavye) yarıştıraca­ğı bir sahne izlenimi vermeye devam edecek. Ama insanların bu yeni teknolojinin doğaı kul­lanımını öğrenmesi için, çok da fazla zaman geçmesine gerek kalmayacak. Her yeni tekno­loji gibi İnternet'in doğru kullanımı da öğreni­lecek, hatta dünyada yaşanan gelişmelere ba­kılırsa öğrenilmeye başlandı bile. Ancak Inter-net'i diğer yeni teknolojilerden ayıran sayısız özelliği var. Şimdiye kadar hiçbir teknoloji, in­sanoğluna, Internet kadar eşsiz olanaklar sağ­lamamıştı. Hiçbir teknoloji, insanoğlunun önünde Internet kadar yeni ufuklar açmamıştı.

Peki nedir bu eşsiz olanaklar, nedir bu yeni ufuklar? İnternet'in vaad ettiği gelişmeleri televizyonun, uçağın, telefonun bir zamanlar vaad ettiği gelişmelerle karşılaştırmaya çalışan­ları gaflet uykularında rahat bırakıp, gelin yir­mibirinci yüzyıla bir dikiz atalım. Bunu yapar­ken de falcılık değil, mevcut verilerden yola çı­kan gerçekçi öngörüler yaptığımızı unutmaya­lım... 

Kitabın Ölümü, Kitabın Doğumu 

İnternet kağıda basılı ağaç katili kitabın idam fermanını imzalarken, doğa dostu dijital kitabın doğumunu müjdeliyor. Kitaba vefasız­lık edecek değiliz. Kimsenin de buna cüret edebileceğini sanmayız. Ama kağıt fetişistleri, vefakar dostlarının ölüm döşeğinde olmasını bir türlü kabullenemiyor olacaklar ki, dijital kitabın doğuşunu müjdeleyenleri yanlış anla­makta ısrar ediyorlar. Kitap ölmüyor sevgili dostlar, kağıt ölüyor. Belki vefakarsızlık yapı­yor boş hissine kapılıp kağıt kitaplarınızdan vazgeçemeyeceksiniz. Belki biz de içimize ka­dar işleyen alışkanlıklarımızdan sıyrılamayıp, ömrümüz boyunca kağıt kitap okumaya de­vam edeceğiz. Ama istesek de, istemesek de kağıt kitabın sonunun geldiğini kabul etmek zorundayız. 

Evet bilgisayar ekranından kitap oku­mak hiç de pratik değil. Barındırdıkları elekt­ronik kitap sayısı sürekli artan elektronik kü­tüphaneler her ne kadar dünyanın tüm kitapla­rını anında ekranımıza getiriyorlarsa da, bilgi­sayarı alıp yatağa kıvrılamayacağımıza, tuvale­te giremeyeceğimize, trene, otobüse bineme-yeceğimize göre kağıt kitap sonsuza kadar ya-şayacakmış gibi görünüyor. Öyle mi? Siz öyle sanın. Bilimadamları, dünyanın dört bir yanın­daki çeşitli laboratuarlarda elastik ekran üze­rindeki son çalışmalarını yapıyorlar. Çok kısa bir süre sonra kağıt gibi katlanabilir, rulo yapı­labilir bilgisayar ekranları piyasada boy göster­meye başlayacak. Önceleri belki çok pahalı olacaklar ama kısa bir zaman içerisinde herke­sin alabileceği denli ucuzlayacaklar. 

Yarım gazete boyunda, karton kalınlı­ğında, katlanabilir, rulo yapılabilir bir ekran düşünün, içerisindeki mikro bilgisayar saye­sinde, ufak bir bilgisayar görevi görebiliyor ol­sun. Artık avuç içine bile rahatça sığabilen bir de cep telefonunuz olsun. Hatta bu telefon ko­nuşma yapmak için değil, data alışverişi yap­mak üzere tasarlandığından mikrofon, hopar­lör gibi bazı ayrıntılardan da arındırıldığından kalınca bir kredi kartı boyunda olsun. Kitap mı okumak istiyorsunuz. Ne evdeki kısıtlı kütüp­hanenize, ne de çok az daha zengin kitapçını­za ihtiyacınız var. Bağlanıyorsunuz tnternet'e, dünyanın tüm kitapları emrinizde. Üstelik elektronik tekstin sunduğu arama yapma, baş­ka kaynaklara başvurma, hipertekst gibi eşsiz olanaklarıyla birlikte.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005