|
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı ve Petrol Ekonomisi
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarına esas
teşkil etmek üzere oluşturulan "Petrol Ürünleri Özel İhtisas
Komisyonu" Kamu ve Özel Sektör kuruluşlarına mensup 71
üyeden oluşmuştur. Komisyon üyelerinin katkılarıyla
hazırlanan "Rapor" Petrol Ürünleri Rafinajı (Üretimi),
Petrol Ürünleri Dağıtımı, LPG ve Madeni Yağ olmak üzere dört
bölümden oluşmaktadır. Ayrıca Yerli Ham petrol ve Doğal Gaz
üretimine de ayrı bir bölümde kısaca değinilmiştir.
Rafinaj sektöründe, yaklaşık % 96.5 hissesi sahip olan
TÜPRAŞ, Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.’nin İzmit, İzmir,
Kırıkkale ve Batman Rafinerileri ile özel sektöre ait ATAŞ
Rafinerisi faaliyet göstermektedir. TÜPRAŞ Rafinerilerinin
yıllık toplam hampetrol işleme kapasitesi 27.6 Milyon ton,
ATAŞ Rafinerisi’nin ise 4.4 Milyon ton’dur. Kahramanmaraş
ilinde özel sektöre ait yaklaşık 1590 m3/gün(477,000 ton/yõl)
kapasiteli Narlı Rafinerisinin 2000 yılı içerisinde
faaliyete geçmesi beklenmektedir.
1999 yılı itibari ile Petrol Rafinajı Sektöründe 2, Petrol
Ürünleri Dağıtımı alanında toplam 13, LPG sektöründe 45 ve
Madeni Yağ Sektöründe 10 kuruluş faaliyet göstermektedir.
VII. Beş Yıllık Plan dönemi kapsayan 1992-1998 yılları
arasında Petrol Ürünleri sektöründe aşağıda ana başlıklar
halinde verilen gelişmeler olmuştur.
*Rafinerilerin 32.0 milyon ton olan yıllık hampetrol işleme
kapasitesi değişmemiştir.
*Rafinerilerde 1992 yılında 23.3 Milyon ton hampetrol
işlenirken bu miktar 1998 yılında % 16.3 artışla 27.1 Milyon
ton’a yükselmiştir.
*Rafinerilerde kapasite kullanımı 1992 yılında % 72.8, 1998
yılında ise % 85.3 olarak gerçekleşmiştir.
*Rafinerilerde 1992 yılında 4.3 Milyon ton , 1998 yılında
3.3 Milyon ton yerli hampetrol işlenmiştir. Yerli hampetrol
üretimi giderek düşmektedir.
*Petrol ürünleri tüketimi 1992 yılında 23.1 Milyon ton
olarak gerçekleşirken, bu miktar 1998 yılında % 27.7 artışla
29.5 Milyon ton’a ulaşmıştır.
*Beyaz ürünlerin (benzin, jet, gazyağı ve motorin) tüketimi
1992 yılında 10.7 Milyon ton’dan 1998 yılında % 21 artışla
12.9 Milyon ton’a yükselirken, siyah ürünlerin (kalorifer
yakıtı, ve fuel oil 6) tüketimi sadece % 8.8 artışla 7.4
milyon ton’dan 8.0 Milyon ton’a çõkmüştür.
*1989 yılından itibaren kurşunsuz benzin üretimine
başlanmıştır. 1992 yılında toplam benzin tüketiminin %
0.66’sõna tekabül eden 19.4 bin ton kurşunsuz benzin
tüketilmiştir. Kurşunsuz benzin tüketimini artırmak amacıyla
yapılan teşvikler sonucu tüketim, 1998 yılında 862 bin ton’a,
toplam benzin tüketimi içindeki payı % 19’a ulaşmıştır.
*VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Petrol Ürünleri Özel İhtisas
Komisyonu raporunda öngörüldüğü gibi artan taleplerin
karşılanması için LPG ve benzin ithalatına devam edilmiştir.
1998 yılında üretimin tüketimi karşılama oranı % 92’de
kalmıştır.
*Sınır Ticareti ve mutad depo uygulamaları ile yurdumuza
önemli miktarda motorin ve fuel oilolmak üzere petrol ürünü
girmiş ve girmeye devam etmektedir. Bu nedenle resmi
rakamlara göre motorin tüketimi 1996 yılında 8.5 milyon ton
iken 1998 yılında % 22 oranında azalarak 6.6 milyon tona
düşmüştür. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Petrol Ürünler
Özel İhtisas Komisyonu Raporunda üretimin ancak tüketimi
karşılayabileceği öngörülürken 1.1 milyon ton üretim fazlası
motorin ihraç edilmek zorunda kalınmıştır.
*1992 yılında çeşitli ülkelerden 2630.1 milyon USD tutarında
19.315 Milyon ton hampetrol ithal edilirken, 1998 yılında
548.1 Trilyon(1994.0 Milyon $) tutarında 24.0 Milyon ton
hampetrol ithal edilmiştir.
*TÜPRAŞ Hydrocracker Projeleri yatırımları tamamlanarak
İzmir ve Kırıkkale Rafinerileri Hydrocracker Üniteleri 1993
yılında, İzmit Hydrocracker Ünitesi 1996 yılında devreye
alınmıştır. Kırıkkale Rafinerisi İzomerizasyon Ünitesi 1998
yılında tamamlanarak devreye alınmıştır.
* 1998 yılı Temmuz ayında Otomatik Fiyatlandırma
Mekanizması(OFM) uygulamaya konarak rafinerilerin petrol
ürünleri rafineri satış fiyatlarını +-%3 CIF İtalya fiyat
koridorunda serbestçe belirlemelerine imkan tanınmıştır.
Bugün Rafineri Şirketleri ve Dağıtıcı Kuruluşlar serbestçe
OFM mekanizmasına göre uluslararası bazda fiyatlarla tam
rekabet koşulları altõnda ürün ithal ederek
pazarlayabilmektedir. Sonuç olarak uzun yõllardır sektörde
hedeflenen LİBERAL sisteme geçiş çalışmaları tamamlanarak
uygulamaya geçilmiştir.
* 1998 yılı rakamları ile Türkiye’nin 71 Milyon ton petrol
eşdeğeri enerji tüketiminde petrolün payı % 42.6’dır.
Petrolün enerji tüketimindeki payının 1980 yılında % 50.4,
1989 yılında % 46.3, 1992 yılında % 44.8 olduğu
düşünüldüğünde, göreceli bir azalma olmakla birlikte artan
enerji üketimine paralel olarak petrol ürünleri tüketimi de
artmaktadır.
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda sektörde aşağıda
belirtilen önemli değişikliklerin olacağı ve çeşitli
sorunlarla karşılaşılacağı beklenmektedir.
* Petrol ürünleri tüketiminin 2005 yılında 38.2 Milyon ton’a
ulaşacağı, yurt içi rafineri üretimlerinin ise 29.1 Milyon
ton’da kalacağı tahmin edilmektedir. Rafinerilerin mevcut
yıllık 32 Milyon ton’luk toplam hampetrol işleme
kapasitesiyle tüketimin karşılanma imkanı bulunmamaktadır.
*2005 yılında 1998 yılı CIF ithal maliyetleri ile 1383.0
Milyon USD tutarında 10.0 Milyon ton petrol ürünü ithalatı
yapılacağı tahmin edilmektedir.
* Petrol ürünleri talepleri dikkate alındığında, 2001
yılından itibaren Türkiye Rafinerilerinin % 100 kapasitede
çalışması ve azami kapasiteleri olan 32 milyon ton hampetrol
işlemeleri gerekmektedir.
* TPAO tarafından 1998 yılında 2.3 Milyon ton, diğer
şirketler tarafından yaklaşık 900 bin ton hampetrol
üretilmiştir. TPAO verilerine göre, TPAO üretimi hampetrol
giderek azalmakta, 2005 yılı itibariyle 944 bin tona
düşmektedir. Diğer şirketlerin üretiminin aynı oranda
azalması durumunda toplam yerli hampetrol üretimi 2005
yılında 1.3 Milyon tona düşecektir. Bu yıl itibariyle
rafinerilerde işlenecek miktarın, yerli hampetrolle
karşılanma oranı % 4 olacaktır. Mevcut rezervlere ilave yeni
kaynaklar bulunamadığı takdirde, üretimin giderek azalması
ve rafinerilerin tamamen ithal hampetrole bağımlı hale
gelmesi beklenmektedir.
* VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı Petrol Ürünleri Özel
İhtisas raporunda 1999 yılından itibaren petrol ürünleri
talebinin üretimle karşılanamayacağı bu nedenle dönüşüm
ünitelerine ve kaliteli ürün üretecek ara ünitelere sahip,
2000 yılı itibariyle devreye girecek asgari 5 milyon ton/yıl
kapasitede yeni bir rafineriye ihtiyaç bulunduğu
belirtilmiştir. VII. Plan döneminde bu konuda gelişme
olmamıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye
Rafinerilerinin, talepleri üretimle karşılaması mümkün
görülmemektedir. 2001 yılında 3.074 milyon tonu LPG olmak
üzere toplam 5.594 milyon ton petrol ürünü ithal edilmesi
gerekmektedir. Bu nedenle Yeni Rafineri Yatırımının
rafinajda kamu payının daha fazla artırılması istenmediği
için özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi veya ithal
ürün giriş terminalleri sayısı ve depolama kapasitesinin
artırılması için imkan yaratılması gerekmektedir.
* TÜPRAŞ, Rafinerilerinde Yatırım Master Planı’nda yer alan
beyaz ürün üretimini artıracak yatırımlarını tamamlamış
bulunmaktadır. Tamamen kurşunsuz benzin ile düşük kükürtlü
motorin üretimi sağlayacak projeleri gerçekleştirmeye devam
etmektedir. Bu projelerin 2004 yılı itibariyle
gerçekleştirilmesi ile Avrupa Birliği 2005 yılı
standartlarında ürün üretilmesi hedeflenmiştir. Bu şekilde
rafineri kar marjları artırılarak devlet korumasına ihtiyaç
duymadan, diğer ülke rafinerileri ile serbest piyasa
koşullarında rekabet ederek hayatiyetini sürdürebilecek bir
yapıya kavuşturulması amaçlanmaktadır. TÜPRAŞ,
Rafinerileri’nin söz konusu yatırımları gerçekleştirebilmesi
için yaklaşık 1.0 Milyar USD harcama yapmış, 1.0 Milyar
USD’lık yatırım ise devam etmekte veya proje safhasındadır.
* Rafinajda kamunun payı % 85, akaryakıt dağtımında ise %
56’dır. Petrol ürünleri sanayinde rekabete dayalı serbest
piyasa ekonomisine geçilebilmesi için, özel sektörün
katılımının artırılarak rafinerilerin ve petrol ürünleri
dağıtımının devlet tekelinden kurtarılması büyük önem
arzetmektedir. Kamunun payının düşürülmesi için TÜPRAŞ ve
POAŞ’ın özelleştirilmesi önem arzetmektedir. Özelleştirme
sonucu rekabete dayalı sistem gerçekleşirken, yeni rafineri
yatõrõmları için de kaynak ve imkan yaratılmış olacaktır.
* Dönüşüm ünitesine sahip olmayan basit (Hydroskimming) tip
rafineriler, 1998 yılı verilerine göre işledikleri her bir
varil hampetrolden ortalama 49 cent kar elde etmişler veya
bazı ayları 25 cente varan zararla kapatmışlardır. Buna
karşılık yeterli dönüşüm ünitesine sahip Normal Dönüşüm
(Kompleks) tip rafineriler varil başına 70 cent ile 1.88 USD
arasında kar elde etmişlerdir. Bu durum rafinerilerde
ekonomik değeri ucuz fuel oil üretimini % 20’lerin altõna
düşüren FCC, Hydrocracker gibi dönüşüm ünitelerinin önemini
ortaya koymaktadır.
* ATAŞ Rafinerisi mevcut durumuyla Basit Tip Rafineri
durumundadır. VII. Beş Yıllık Plan döneminde olduğu gibi
VIII. Beş Yıllık Plan döneminde de dönüşüm ünitesi tesisi
yatırımı veya Avrupa Birliği Standardlarında Benzin ve
Motorin üretimi için gerekli yatırımlar Yatırım Programında
yer almamaktadır. Türkiye Benzin ve Motorin standardları
Avrupa Birliği Standardartlarının çok gerisinde kalmıştır.
Rafinerinin VIII. Beş Yıllık Plan dönemi sonunda ulaşılması
gerekli görülen Avrupa Birliği standartlarında ürün
üretebilmesi ve beyaz ürün üretimini artırarak kar elde
edebilmesi için mutlaka Dönüşüm Ünitesi Projesi, Kurşunsuz
Benzin ve Düşük Kükürtlü Motorin Üretimini Artırma
Projelerini yatırım programına alarak gerçekleştirmesi
gerekmektedir. Aksi halde Ataş Rafinerisi.nin ekonomik
olmayan çok düşük kapasitelerde çalışması veya faaliyetini
durdurması gerekecektir. Bu durum, 1999 yılı itibariyle
belirgin olarak ortaya çıkan talebin üretimle
karşılanamaması sorununu daha da büyütmektedir.
* İnsan sağlığının korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi
için petrol ürünleri kalitesinin yükseltilmesi
gerekmektedir. Avrupa Birliği ürün standartlarına paralel
T.S.E. tarafından yayınlanmış veya revizyonu süren Türkiye
için geçerli ürün standartları ile Çevre Bakanlığı.nca
yayınlanan Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği, TÜPRAŞ ve
ATAŞ Rafinerileri’nde kurşunsuz benzin, düşük kükürtlü
motorin ve fuel oil üretimi yatırımlarını gerekli
kılmaktadır.
* 1998 yılında tüketilen 3.174 Milyon ton LPG’nin sadece 791
bin ton’u üretimle karşılanabilmiştir. Devlet tarafından LPG
satış fiyatının düşük tutulması(sübvanse edilmesi), diğer
alternatif enerji kaynaklarına göre LPG kullanımını
avantajlı kılmıştır. Ayrıca kullanım kolaylığı tercih
nedenlerinden bir diğeri olmaktadır. Günümüzde LPG
konutlarda, işyerlerinde, sanayide ve otogaz olarak
araçlarda yakıt olarak yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.
Doğal gaz kullanımı LPG kullanımına olan aşırı talebi
azaltacak olmakla birlikte VIII. Kalkınma Planı döneminde de
talepte önemli artışların olacağı beklenmektedir.
* Rafineri ve dağıtıcı kuruluşların hampetrol ve petrol
ürünü stok seviyeleri Uluslararası Enerji Ajansı’nca
öngörülen 90 günlük değerin altındadır. Herhangi bir kriz
döneminde tüketimin karşılanmasında sorunla karşılaşılmaması
için Türkiye hampetrol ve ürün stoklama seviyesinin
artırılması gerekmektedir.
|