Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Gelecek Asırda Eğitim: İnsan Gerçeğinin Bilimsel Keşfi 

Prof. Aytuğ Iz'at 

Giriş 

Nasıl ki normal zeka seviyesindeki in­sanlar üstün zekalıların dünyasını kavrayamaz ise, herhangi bir yüzyıldaki insanın da, o asrın bilimsel sınırlamalarının dışına çıkarak bir asır sonrasını aynen kavraması beklenemez. Bu yüzden, bugünkü mantığımızda hayal ettiği­miz gelecek yüzyıl, sınırlı aklımızın bizi yön­lendirmesinden ibarettir. Akıl ve matıkla değil de daha ziyade hayal gücüne dayanarak yapı­lan gelecekle ilgili tesbitlere ise eskiden beri kehanet deniyor. Biz bu denememizde, bilim­sel verileri aklımızın bir ucunda tutarak, biraz kâhinlik yapmak istiyoruz. 

Bu Bir Kahenet Değil! 

Önümüzdeki asır, insanın bilimsel keş­fiyle şekillenecek yeni bir eğitim anlayışına ge­be. Şimdiden bazı bulgulara ve gelişmelere ba­karak iddia edebiliriz ki, gelecek asrın daha başlangıç yıllarında, adı ne kadar çağdaş olur­sa olsun, bütün eğitim kurumlan geleneksel kabuklanndan çıkmak zorunda kalacak, büyük bir ihtimalle de, en geç ikinci yarıyüzılda çoğu kurum ve kuruluş devrimini tamamlayıp, tarihe gömülecektir. Öyle inanıyoruz ki, gele­cek neslin çocukları günümüz insanının büyük bir beğeniyle yücelttiği eğitim kurumlarını, bi­zim ilk çağ insanının taşıt araçlarına baktığımız gibi görecek; asrımızda ısrarla savunulan pek çok eğitim teorisini tartışmaya bile değmez bu­lacaklardır.

iletişim teknolojilerinin ucuzlaması ve kitlelere malolması, bilgisayarların çok fonksi­yonel hale gelmesi, gerek duyulan bilgiye bu­lunulan yerden ulaşma şansına kavuşması, özellikle üniversite eğitiminin klasik sınıf anla­yışını tarihe gömecektir. 

Eskiden Bunlara Kehanet Denirdi! 

1. insanın gerçek potansiyelinin bilim­sel açıdan tesbiti, geliştirilmesi ve yönlendiril­mesi, yeni çağ eğitimcilerinin ana tartışma ko­nusunu teşkil edecektir.

2. Bilimsel İnsan Asrı da diyebileceği­miz gelecek yüzyılda, insanlara kendisi ve çev­resi gerçek boyutlanyla öğretilecek, insanlar enerjilerinin büyük bir kısmının bizzat kendi­lerini bilimsel yönden tanımaya ve geliştirme­ye harcıyacaklardır.

3. Gelecek yüzyıl çok hızlı öğrenme tek­niklerinin insana neredeyse doğuştan kazandı-rıldığı bir asır olacaktır. Yeni asırda devlet ça­pında desteklenen organize eğitim, her bilgi türü ve ona ulaşım aracına bağlı olarak farklı öğrenme modüllerini kullanma becerilerinin tüm vatandaşlara kazandırılması hedefine kilit­lenmiş olabilir.

4. Gelecek asrın insanı, giderek artan oranda "robot insan" olma özellikleriyle dona-nacaktır.

5. En geç 2050 yılında daha anne kar­nındayken, çocukların beyinlerine özel olarak yapılmış müzik veya bilgisayar kontrollü fre­kans yayınlanyla etki edilmeğe çalışılacak, böylece hızlı öğrenmeye, hazır insanlar dünyaya gelecektir. 2000'li yılların sonuna yaklaşıldı­ğında, dilediğini çok kısa bir süre içerisinde öğrenmek sorun olmaktan çıkacaktır.

6. Eğer insanlık o tarihe kadar üniversel tek bir dilde karar kılmamışsa (ki bu dil Türk­çe olabilirdi., hatta hala şansı var), daha bebek yaşlarda birkaç dilin birden öğretilmesi, sayısal yeteneğin kazandırılması sağlanacaktır, insan­lar hayatlarının herhangi bir anında istedikleri veya gerek duydukları bir dili hızla öğrenebile­ceklerdir. Öyle inanıyoruz ki, en geç yeni yüz­yılın son çeyreğinde, Hz. Süleyman gibi yüz­lerce dilde iletişim kurabilen insanlar yetişe­cektir.

7. Genleriyle oynanmış insan yaklaşımı, önce devletlerin gizli çalışmalarında kabul gö­recek, sonra bu sahada yapılan çalışmalar top­lumlara yansıyacaktır. Genleriyle oynanmış in­sanın ise yeni yüzyılda hangi çılgın gelişmele­re imza atacağını şimdiden kestirmek çok güç.

8. insan ömrü kesinlikle 100'lü yıllarla ifade edilecek, 2000'li yılların yaşlı insanlan bi­le bugünkü nesillerin orta yaşlı hatta genç ne-

 sillerinden fiziksel ve mental kapasite olarak daha ileride olacaktır.

9. Günümüzün en hızlı ve en güçlü in­sanları gelecek nesillerle mukayese edileme­yecek kadar cılız rekorların sahipleri olarak anılmaya bile değer bulunmayacaktır.

10. Gelecek asırda, meselâ, bugün bilim çevrelerince yeterince keşfedilmemiş olan yet­mişli yaşlardaki genç delikanlı Yogi Kazım'ın kendisine has egzersizler yoluyla sağladığı kas ve eklem esnekliği, kan deveranının rahatla­ması, iç organlara hakimiyet, kandaki oksijen miktarının artırılması, sinirlerin gevşemesi, stresin azalması, kas gücünün ve beden enerji­sinin koaınması ve artması gibi hususlar, bilim adamlarının da katkılarıyla ve belki de "bilim­sel Yoga" adıyla beden eğitimi derslerinin yerini alacaktır...

11. Gelecek asrın sonlarında, güçlü nesiller, onlara ayak uyduramayanlara yaşamasında yarar görmeyebilir, meselâ, süper akıllı

virüslere karşı onların yenik düşmesine pekala göz yumabilirler. Bu bakımdan gelecek asra iyi hazırlanmayan nesillerden ancak şanslı olan lar, tıpkı kelaynak kuşu gibi, "nesli tükenme­mesi için korunması gereken" varlıklar katego­risine girebilirler.

12. Gelecek asır, kendini "yaratıcı" ilan İ eden insanla, Yaratıcısına bilimsel yolla kavuş-maya çalışan insanın savaşına şahit olacaktır Bu yüzden, iman edenlerin imanlarının seviye­si bilimsel alandaki yarış kabiliyetleriyle oran­tılı olacaktır. Gelecek asrın sonlarında, dini is­tismar aracı olarak kullanan softalar bile yaşa­yabilmek için bilime sarılmak zorunda kala­caklar, yeni bir sınıflama türü olarak "bilimsel softa" sınıfı doğacaktır. Her zaman olduğu gi­bi, halis muhlis din adamları, bilimi emrine alan imansızlarla, bilimsel takılan softalar ara­sında bocalayıp duracaktır.

13. Dünyadaki herhangi bir "genetik ucube" tehlikesine karşı, insanlık bir başka ge­zegene sığınma durumuyla karşı karşıya kala­bilir. Yıllardır kerameti kendinden menkul din adamları ve beceriksiz yöneticilerin elinde bu­lunan devletler bu durumdan yararlanıp dün­yaya hükmedebilirler! Ne de olsa ucubelikte bir ortak yan vardır!

14. Başka bir gezegene gidemeyen in­san "genetik ucubelere" yenik düşebilir. Bu durumda insan nesli tükeneceği için, yeni ya­ratıkların eğitim sorunları biz insanları ilgilen­dirmez.

15- Bir başka gezegene sığınan insanlar, o gezegeni de mahvetmek için kollarını sıva­yacak, dünyadan taşıdıkları kötü alışkankkla-rıyla orasını da mahvetme sürecine katkıda bu­lunacaklardır. Onları şimdiden çevre koruma­cılık kurslarına yazdırmak gerek.

16. Şu satırların yazıldığı andan itibaren herhangi bir zaman diliminde dünyanın sonu gelebilir ve insanlık yeni yüzyılı yaşamayacağı için de o asrın eğitim sorunlarıyla başı ağrımaz. 

Yeni Yüzyılda Türk Eğitimi

17.   Yarın bugünden görünüyor: ilko­kuldan liseye, neredeyse "okula kaydol diplmanı al" politikası güden anlı-şanlı Milli Eğitim Bakanlarının önderliğindeki Türk eğitimi, bi­limsel düşünme alışkanlığı bir yana, okur ya­zar bile olamayan nesiller yetiştirmeye devam etmektedir. 

18. Yüce Türk milleti cüce siyasiler ve beyinsiz idarecilerin elinde rehberi karga ola­nın akibetine doğru yönelmiştir.

19. Dikkat edilirse, en modern eğitim uygulamaları ne yazık ki (ve hatta, buna da çok şükür ki) sadece askeri okullarda mevcut­tur. Buna bir de bazı özel okullardaki idealist kadrolar ve bilinçli aileler eklenebilir. Onun dışında, genelde toplumda bir eğitsel intihar sözkonusudur.

20. Korkanm ki, bu asrı ödünç eğitim uygulamalarıyla geçiştiren toplumumuz, gele­cek asırda neyi ödünç alacağını bilemiyeceği gibi, ödünç aldığını kullanmakta da sıkıntı çe­kecektir.

21. En geçerli çözüm, toplumun kahir ekseriyetini kendileri gibi aptal kabul eden be­yinsiz yöneticilerin elinden eğitimimizi kurtar­maktır. Yoksa gençlerimize onlar tarafından bulaştırılan ahmaklık giderek kalıtsal bir nitelik kazanabilir. Gelecek asır ise ahmaklara yaşa­ma hakkı veren bir asır olmayacaktır.

22. Bugün için, yukarıda yazılanları deli saçması olarak niteleyebilirsiniz. Haklı da ola­bilirsiniz. Ama soranm sizlere akıllılanmz nere­de ve ne işle meşguller?

23. Dahası, kendisini ahmakların yöne­timine terkeden akıllüann aklına ne kadar gü­venilebilir ki? 

Bir Mesel 

Hayatında ilk defa bir deve görüp üzeri­ne binen Akıllı Ali, deve yerinden kalkıp da yürümeye başlayınca afallaşır, ne yapacağını bilemez. Yere atlamayı da göze alamaz. Çevre­den seslenirler: "Ali nereye gidiyorsun?" diye. Ali'nin cevabı durumumuzu çok güzel anlatır:

"Ali binmiş bir alâmete gidiyor kıyame­te!" 

Bizim toplumun insanlarının her biri ol­muş bir Akıllı Ali, bindiği deveden inemeyecek kadar da basireti bağlanmış. Elbet gideceği yö­nü kendisi tayin edemez. (Bu fıkradan dolayı develer bana dava açarsa haklıdırlar, ama kas­tım o mübarek hayvanlara hakaret etmek de­ğildir!)

Türk insanı kendi kaderine hükmetme­ye karar veremedikçe, hiç değilse kendi topra­ğında binecek bir deve bulduğuna bile şükret-melidir. 

Yeni asırda Şeyh Galib'in şu mısraı bilim adamlarının ve eğitimcilerin en önemli rehberi olacaktır:

Hoşça bak kendine çün zübde-i âlem­sin sen! Biz de bir uyarıda bulanalım:

Asimi inkâr eden şaşkın çırpınır, batar ki çölde

Lakin kendini Tanrı sanma, yoksa batarsın sen de!

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005