|
Genichi Kawakimi
1970'lerde, Amerika'nın belki de en eski piyano imalatçılarından
Steinway'i, özellikle Japonya'nın Yamaha'sının
olmak üzere, Asyalı rakiplerinin başarısı korkutmaya
başlamıştı. Yamaha, kaliteli piyanolan Amerikan
yapımı olanlarından çok daha düşük fiyata
sunuyordu. Zamanla, pek çok Amerikan imalatçısı
rekabete dayanamadı ve kapandılar. Yamaha'nın
başkanı Genichi Kawakami, Amerika pazarından gıpta
edilecek ölçüde bir pay elde ederek aslında daha zor
bir mükâfatın peşindeydi: Steinway piyanosunun
ardında bıraktığı bir tür mevkiinin... Bu, sadece
Steinway'le eşit bir mevkii değildi... Kawakami,
Yamaha'nm, bir gün, Amerika'da ve Avrupa'da
piyanoda tek tercih olarak kabul edileceğini tahmin
etmişti.
Steimvay'in reklam stratejisi, endişelerini belli etmemek
yönündeydi. Ailesi 1853 'ten beri piyano yapan John
Steimvay "Bir Steinway, Steinway'dir" derdi.
Aileden bir kimse çalsın veya çalmasın, büyük bir
piyanonun geleneksel halkın evinde gerekli bir parça
olarak sunulduğu görkemli veya sade bir slogan,
hatasız bir akorda basışın göstergesiydi. Kawakami
için daha önemli olanı, başarının, asaletin ve
kültürel bir tercihin simgesi olarak, bir gün kendi
evlerinin büyük piyanolarla şerefleneceğini ümit
eden ihtiraslı Amerikalılar için bu sunuşun pek
cazip olmasıydı.
Kawakami, kendi tarihiyle de yarış edebileceğini gösterdi.
Şirketinin Torakusu Yamaha tarafından 1887'de işe
başladığına işaret etti. Bir Yamaha piyanosu ve
laternası, 1904'te St Louis Dünya Fuan'nda ödül
kazanmış. Genichi Kawakami'nin babası, 1927'de
şirketin başına geçmiş. 10 yıl sonra Kavvakami
şirkete katılmış, sonradan da kontrolü eline alarak
Yamaha markasına başta motosiklet (şimdi ayrı bir
şirket tarafından üretiliyor) olmak üzere başka
ürünler eklemiş ve 1983'te bayrağı oğlu Hiroshi'ye
devretmiş. Aynı aileden üç nesil... Kavvakami,
geçmişlerinin üç bölümlük bir senfoni gibi olduğunu
kaydediyor. Amerikalılar devlerin dövüşünü
memnuniyetle seyrederken, Steimvay'in itibarı meydan
okurcasına sağlam durdu.
Başarının Altında Yatan Sır
Genichi Kavvakami, Yamaha piyanolarının, en az
Amerikan markaları kadar, iyi ses çıkardığından
emindi. Hatta, yanında çalışan uzmanlar Yamaha'nm
daha üstün olduğu konusunda onu ikna etmişti. Ancak,
bu esrarengiz kalitesi ve edindiği
mevki, dünyayla boy ölçüşmeye henüz başlamış pek çok Japon
üreticisini şaşırtıyor ve kızdırıyordu. Japon
fotoğraf makineleri, profesyoneller tarafından dünya
çapında kullanılan, alabileceğinizin en iyisidir.
Buna karşılık, sıradan zengin bir Japon için Alman
Leica markası daha makbul ve itibarlıdır. Hele eski
bir tane (35mm'den daha dar film kullanan fotoğraf
makinesi Leica tarafından 1925 'te icat edildi)
geçirdiyse-nız elinize, bu çok daha tercihe şayan.
Japon arabaları, güvenilirlikleri ve kendilerine has
tarzlarıyla bilinirler, fakat eski boya gibi
parlayana kadar cilalanmış bir Mercedes veya bir
Rolls [Royce] yine de daha gözde. Kim hantal bir
Harley-Davidson motosikletini ince yarışa uygun bir
Japon markaya, bir Yamaha'ya belki, tercih eder?
Epey bir kimse Kawakamı'nin statü kaygısı, başka bir
şekilde elde edilecek olağanüstü başarı sonucu
gelecek bir kariyeri gölgelemiş olabilir. O,
Japonya'nın dünyanın ikinci bü-yük ekonomisi
olmasını temin eden dev işadamlarından biriydi.
Başlangıcı müteva-zıydı 1950'de başına geçtiği
şirket, piyano, ağız laternası ve kollu gramofon
imal ediyordu. Japonya'da saygın bir ismi vardı,
ancak servet, emval cinsinden pek bir değeri yoktu.
Japonlar, İkinci Dünya Savaşı'nda tahrip olmuş
ülkelerini yeniden inşa etmekle öyle meşgullerdi ki
bu tür lükslerden uzak durdular.
Kawakami, 1953'te, Amerika Birleşik Devletleri'ni ve Avrupa'yı
gezdi. Muzaffer ülkelerin refahının arttığını ve
eğlenceye para harcadıklarını gözlemledi; her ne
kadar, çok iyi yapılmış kollu bir gramofon alacak
kadar mutlu olmasalar da... Müzik kutusu [jukebox]
kültüründe piyanonun dahi modası geçmiş görünüyordu.
Piyano çalmak, çocukların değil de, anne babalann
yapacağı bir iş gibiydi.
Genichi Kawakami, ne kadar piyano satacaksa satsın kendisine önce
yeni bir pazar yaratmalıydı. "Kendinizi müşterinin
yerine koyun ve üstün nitelikli ürünler tasarlayın"
dedi. Aşikâr olanın ifadesiydi, bu, kayda değer olan
şu ki, Kawakami'nin, Yamaha piyanolarını
pazarlarken, aşikâr olanı büyük kararlılıkla ikna
etmesiydi. 1954'te, fabrikasının bulunduğu
Hamamatsu'da, küçük çocuklara müziğin temel
kurallarını öğreten bir kurs açtı. Bu, dünyanın
dört bir yanına yavaş yavaş yayılan müzik okulları
zincirinin bir başlangıcı oldu, bu okulların çoğunda
da Yamaha müzik enstrümanlarının sergilendiği bir
salon bulunmaktadır. Beş milyondan fazla öğrencinin
bu okullardan geçtiği hesaplanmıştır. 1980'lerin
sonlarında, Yamaha, sadece piyanonun değil her tür
müzik aletinin imalatında dünya lideri haline geldi.
Sadece Japonya'da piyano piyasasının % 55'ini ele
geçirdi. Çok ufak evlerin olduğu bir ülkede,
Kawakami, pek çok Japon'u piyanonun bir ihtiyaç
olduğu yönünde ikna edebildi.
O hiçbir zaman duracak, işi bırakacak gibi görünmedi. Oğlu,
"çeşitlendirmek onun hobisiydi" diyor ve şöyle devam
ediyor: "Eski işlerle sıkılırdı." 33 yıl boyunca,
Kawakami, şirketi ya başkan veyahut "yüksek
danışman" olarak idare etti. Bu sırada, Yamaha'nın
ürün çeşitliliğini genişleterek can sıkıntısını hep
sınırda tuttu. Bugün, Yamaha piyanolarının ve
motosikletlerinin yanında su motosikletleri, tenis
raketleri, golf klüpleri ve muhtelif makine aletleri
mevcut. Japon gazeteleri onu Yamaha'nın "imparator"u
olarak niteliyor. Bu, Genichi Kawakami'nin pek
hoşuna gidiyor.
Çeviren:
Özlem Çağlar Yılmaz
Kaynak: The Economist
|