Afganistan'da Uyuşturucu Ekonomisi İle Mücadele: Afyonun
Tarlada İmhasına Yönelik Tedbirlere Öncelik Veren Stratejilerin
Sınırları
Giriş
Gerek BM
Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Ofisi (UNODC) ve Dünya Bankası,
gerek Afganistan' da uyuşturucuyla mücadelede lider ülke olan
İngiltere ve Afganistan'daki uluslararası koalisyon güçlerinin
lideri ABD tarafından son dönemde yayımlanan rapor ve
çalışmalar, Afganistan' da uyuşturucuyla mücadele konusunda
dikkat çekici bir gerçeği gözler önüne sermektedir: Taliban
sonrası dönemde ülkede uyuşturucuyla mücadele tedbirlerinin
nitelik ve nicelik olarak daha ağır hale getirilmesine karşın,
yasadışı uyuşturucu üretimi ve ticareti hızlı bir şekilde
artmaktadır.
Afganistan'
da "güvenlik sorunları-zayıf devlet-kötü yönetişim-savaş
ağalarının hakimiyeti" kısır döngüsünü perçinleyen uyuşturucu
ekonomisinin olumsuz etkileri ülke dışına taşmış ve uluslararası
bir sorun niteliği kazanmıştır. Zira, ABD, RF ve Avrupa
ülkelerinde tüketilen uyuşturucunun büyük çoğunluğu Afganistan
kaynaklıdır. Ayrıca, Afganistan' a komşu ülkeler başta olmak
üzere, yasadışı uyuşturucu trafiği güzergahı üzerinde bulunan
ülkelerde de ciddi siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlar
yaşanmaktadır.
Bonn
Mutabakatıl sonrasında Afganistan'da uyuşturucuyla mücadele
alanındaki yoğun çabalara rağmen, uyuşturucu üretimi ve
ticaretinin artması hayal kırıklığı ve karamsarlığa neden
olmaktadır. Bu hayal kırıklığı ve karamsarlığın da, sorunun
çözümüne yönelik faaliyetlerde, afyon ekimi yapan toprak
sahipleri ve çiftçilerin "ceza" olarak algıladıkları "afyonun
tarlada imhasına yönelik tedbirler"e giderek daha fazla ağırlık
verilmesine yol açtığı gözlemlenmektedir. Ancak sözkonusu
"cezalandırma" tedbirlerine ağırlık verilmesinin arzu edilen
sonuçları vermemesi, konuya daha farklı bir bakış açısıyla
yaklaşılması gereğini ortaya çıkarmıştır.
Bu makale,
bahsekonu farklı bakış açısı ihtiyacı çerçevesinde son dönemde
yapılan yeni uluslararası çalışmalar ışığında, Afganistan' da
uyuşturucuyla mücadelede afyonun tarlada imhasına yönelik
tedbirlere öncelik veren stratejilerin sınırları üzerinde
durmaktadır.
Uluslararası Bir Sorun Olarak
Afgan Afyon Ekonomisi
Afganistan'
da afyon ekimi yapılan alan 2003 yılında 80 bin hektar iken,
2004 yılında 131 bin hektara çıkmış, yani ekim yapılan alan
miktarında %64'lük bir artış meydana gelmiştir. Keza, afyon
üretimi 3600 tondan, % 17 'lik bir artışla 4200 tona çıkmıştır.
Halihazırda
3 milyon Afgan, bir başka deyişle, ülke nüfusunun %12'si
uyuşturucu ekonomisinden gelir elde etmektedir. Bunların 2.3
milyonunu afyon ekimi yapan çiftçiler ve toprak sahipleri,
geriye kalan 700 binini de afyonun işlenmesi süreci. ve
uyuşturucu trafiğinde istihdam edilenler oluşturmaktadır. 2004
yılında Afganistan' da afyon ekonomisi 2.8 milyar Dolar'lık bir
gelir sağlamış olup, ülkenin gayrısafi yurt içi hasılasının (GSYİH)
%60'ını teşkil etmektedir.
Dünya
Bankası verilerine göre, 2003 yılında 45 kg/hektar olan afyon
üretimi, 2004 yılında 32 kg/hektara düşmüştür. Hektar başına
düşen üretim miktarında meydana gelen düşüş, kurak iklim
koşullarının 2004 yılında daha ağırlaşmasına ve üretim yapılan
alanda yıllar içerisinde ürün rotasyonu yapılmaması nedeniyle
toprak kalitesinin düşmesine bağlanmaktadır. Sözkonusu
"verimsizlik" sorunu olmasaydı, afyon üretim miktarında daha
önce rastlanmamış bir rekora ulaşılmış olacağı, durumun
vehametini daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Yoğun
çabalara rağmen, yasadışı uyuşturucu üretimi ve trafiğinde
gözlemlenen bu artış, uyuşturucu ekonomisinin güçlenmesine neden
olmakta, kayıtdışı ekonomiyi perçinlemekte ve ülkenin uzun
vadeli, sürdürülebilir kalkınmasım engellemektedir. Halihazırda
Afganistan'ın dünya afyon üretiminin %87'sini sağlaması
uluslararası toplum için ciddi bir endişe kaynağı olmaktadır.
Aynca, Rusya Federasyonu ve Avrupa ülkelerinde tüketilen
uyuşturucunun %90-95'inin Afganistan kaynaklı olması,
Afganistan' da uyuşturucuyla mücadele konusunu bu ülkeler
bakımından bir "iç politika" sorunu haline getirmiştir.
Bonn
Mutabakatı'nda uyuşturucuyla mücadeleye atfedilen önem; Afgan
Hükümetinin ABD, İngiltere ve BM Uyuşturucu ve Suçla Mücadele
Ofisi yetkilileriyle işbirliği halinde hazırlayıp 2003 Mayıs
ayında uygulamaya koyduğu Afganistan Ulusal Uyuşturucuyla
Mücadele Stratejisi; Afganistan'da uyuştucuyla mücadele alanında
lider ülke olan İngiltere başta olmak üzere uluslararası
toplumun yoğun çabalarına karşın, 2004 yılı içerisinde istenilen
ilerleme sağlanamamıştır. Yasadışı uyuşturucu üretimi ve
ticaretinin azalmadığı gibi, tam tersine giderek arttığı
gözlenmektedir. Sadece Afgan Hükümeti adına değil, aynı zamanda
uluslararası toplum adına da bir başarısızlık olan bu durum,
ciddi endişelere yol açmaktadır.
Halihazırdaki Uyuşturucuyla Mücadele Stratejisinin Ana Hatları
Afganistan'
da uyuşturucuyla mücadele bağlamında 5 ayaklı bir strateji
uygulanmaktadır:
- Halkın
etkili bir şekilde bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi -
Kolluk faaliyetlerinin etkin şekilde uygulanması
-
Alternatif geçim kaynakları oluşturulması
- Afyonun
tarlada imhası
-
Uyuşturucu laboratuarları ve sevkiyatına müdahale edilmesi
Afgan
Hükümetinin 2003 Mayıs ayında uygulamaya koyduğu Afganistan
Ulusal Uyuşturucuyla Mücadele Stratejisi'nde oldukça iddialı
hedeflere yer verilmektedir. Ayrıca, Afganistan'da uyuşturucuyla
mücadelede lider ülke olan İngiltere, Afganistan'da
uyuşturucuyla mücadele kapsamında üç yıllık bir dönem
(2003-2006) için 100 milyon Sterlin'lik bir mali kaynak tahsis
etmiştir. Koalisyon lideri ABD de 2005 yılı için Afganistan
kaynaklı uyuşturucuyla mücadeleye 780 milyon Dolar ayırmıştır.
Uyuşturucuyla Mücadele
Stratejisinin "imha Tedbirleri" Ayağının Sınırları
Uyuşturucu
üretimi ve kaçakçılığı, genel olarak ülkedeki asayiş ve güvenlik
durumunu olumsuz yönde etkilemesinin yanı sıra, muhtelif terör
grupları için önemli bir maddi kaynak teşkil etmekte ve ülkede
özel milis kuvvetlerinin muhafazasına ve savaş ağalarının
güçlerini sürdürmelerine imkan sağlamakta, dolayısıyla merkezi
hükümetin otoritesinin ülke çapında yaygınlaştırılması
bakımından ciddi bir engel teşkil etmedir. Ayrıca, bazı eski
Sovyetler Birliği ülkeleri başta olmak üzere, Afganistan'a komşu
ülkelerde Afganistan kaynaklı uyuşturucu trafiğinin güvenliği
olumsuz etkilediği, kayıtdışı ekonomiyi körüklediği, yolsuzluk
ve şiddet olaylarını teşvik ettiği gözlemlenmektedir. Bu durum,
gözle görülür ve hızlı sonuçlar alınması ihtiyacını ve
dolayısıyla kısa vadede sonuç getirecek tedbirleri ön plana
çıkarmakta, kalıcı sonuçlara götürecek tedbirlerin ise geri
plana itilmesine sebep olmaktadır. Nitekim, bu nedenle, yukarıda
ana hatları verilen 5 ayaklı stratejinin "imha" unsuru ön plana
çıkarılmakta, öte yandan "alternatif geçim kaynakları
oluşturulması" unsuruna gereken önem verilmemektedir. Bu
anlayış, afyon üretiminin esas itibariyle ceza gerektiren "kriminal"
bir fıil olduğu algısından kaynaklanmakta, afyon üretiminin aynı
zamanda Afganistan'ın kırsal kesimi bakımından "ekonomik" bir
faaliyet de olduğu gerçeğini yeterince dikkate almamaktadır.
Kısa vadeli
tedbirler, uzun vadeli tedbirlere yeterince zaman ve para tahsis
edilmesini önlediği gibi, kalıcı sonuçlara ulaşılmasını
engelleyebilmektedir. Nitekim, Dünya Bankası ile ABD
Kongresi'nce son dönemde yayımlanan çalışmalar "imha"
tedbirlerinin, afyon arzı azaltmak suretiyle orta ve uzun vadede
afyon fiyatlarının artmasına neden olabileceğini, bunun da afyon
üretimini daha cazip hale getirebileceğini vurgulamaktadırlar.
İlk bakışta
şaşırtıcı görünen bu durum, Afganistan' da afyon ekonomisinin
getirdiği gelirin, GSYİH'nın %60'ını teşkil ettiği, kişi başına
düşen GSYİH'nın 310 Dolar, ortalama yaşam süresinin 43,
okuma-yazma oranının %36 olduğu, ülkede 1978-2001 dönemi boyunca
iç savaş koşullarının hakim bulunduğu, bu nedenle tüm ekonomik
ve sosyal endikatörlerin gerilediği, Bonn Mutabakatı'yla
birlikte oluşturulan merkezi hükümetin otoritesinin henüz tüm
ülkeye yayılamadığı düşünüldüğünde, şaşırtıcı olmaktan
çıkmaktadır. Üstelik, Afgan ekonomisinin geleneksel olarak
tarıma dayalı bir ekonomi olduğu, buna rağmen ülkenin dağlık bir
topografiye sahip bulunduğu, ülke topraklarının sadece % 12 '
sinin ekilebilir alan olduğu, kurak iklim koşulları ile su
kaynaklarının yetersizliğinin tarımı güçleştirdiği dikkate
alındığında, toprak sahipleri ve çiftçilerin, uyuşturucuyla
mücadele konusundaki tüm sert tedbirlere rağmen, ekim
yapacakları ürün bakımından afyonda ısrar etmelerini şaşırtıcı
bulmak zordur. Zira, Afganistan' da hektar başına düşen ortalama
gayrisafi gelir bazında bir karşılaştırma yapıldığında afyon,
örneğin buğdaya kıyasla, 27 kat daha fazla gelir getirmekte ve
buğdayın aksine, sulama gerektirmemektedir.
Bunun
yanısıra, ABD Kongresi'ne sunulan 7 Aralık 2004 tarihli bir
raporda, afyon üretiminin cazibesinin artmasında, 2000
yılında 28 Dolar/kg olan afyon fiyatının 2001 yılında 301
Dolarlkg düzeyine yükselmesinin büyük roloynadığı, bunun da
Taliban yönetiminin 2000 yılının ikinci yarısında afyon
üretimine getirdiği yasaktan kaynaklandığı, zira arzdaki ani
düşüşün afyonun birim fiyatının katlanarak artmasına yolaçtığı
belirtilmektedir.
Bu
kapsamda, Afganistan'da afyon ekonomisinin hızlı bir şekilde
gelişmesinde rol oynayan belli başlı faktörler şu şekilde
özetlenebilir:
A. Toprak
sahipleri ve çiftçiler için afyon üretiminin cazibesi
i. Afyonun
birim fiyatının yüksek olması
ii. Afyonun kolaylıkla alıcı bulması
iii. Uyuşturucu kaçakçılarınca afyon üreticilerine girdi ve
kredi temin edilmesi
ve ulaştırma bakımından kolaylık sağlanması
iv. Afyonun uzun süre depolanabilecek, dayanıklı bir madde
olması
B. Afyon
ekonomisinin, afyonu işleyip uyuşturucuya dönüştürenler ile
yasadışı uyuşturucu trafiğinin çeşitli safhalarında çalışanlar
için sağladığı gelir Aksine bir anlayışla hareket edilmesi,
uyuşturucuyla mücadelede ya hiç sonuç alınamamasına, ya da elde
edilen sonuçların kalıcı olmamasına yol açacaktır. Üstelik,
C. Merkezi
hükümetin otoritesinin tüm ülkeye yayılamamış olması (özellikle
kolluk ve adalet sistemlerinin henüz yapılanma aşamasında
bulunması ve bu nedenle gerekli yaptırımların tam anlamıyla
uygulanamaması)
D. Ciddi
bir gelir kaynağı olan afyon ekonomisinin gerek terör örgütleri,
gerek savaş ağaları tarafından teşvik edilmesi
E. 20 yılı
aşkın bir süre devam eden iç savaş dönemi nedeniyle ülkede ve
özellikle kırsal kesimde gözlemlenen yoksullaşma
F. Çeşitli
kademelerde görevli hükümet görevlilerinin uyuşturucu
şebekelerinden aldıkları rüşvetler
Son dönemde
yapılan Dünya Bankası araştırmaları göstermektedir ki, afyon
gelirinin "arslan payını" toprak sahipleri ve çiftçiler değil,
diğerleri (afyonu işleyip uyuşturucuya dönüştürenler, yasadışı
uyuşturucu trafiğinin çeşitli safhalarında çalışanlar, terör
örgütleri, savaş ağaları ve rüşvet alan hükümet görevlileri)
elde etmektedirler. Bu tespit, uyuşturucunun hammaddesi olan
afyonun tarlada imhasının uyuşturucuyla mücadele çerçevesinde ne
kadar sınırlı bir yere sahip olduğunu göstermesi bakımından
önemlidir. Zira, afyon gelirinin paylaşımından arslan payını
alanlar uyuşturucuyla mücadele çabalarına afyon ekimi
yapanlardan daha fazla direnç göstermekte ve afyon ekiminin
sürmesi için her türlü çabayı göstermekten kaçınmamaktadırlar.
Örneğin geçmişte Kolombiya'nın belirli bölgelerinde yürütülmüş
olan "afyonun tarlada imhası" faaliyetleri, ekimin ülkenin diğer
bölgelerine kaydırılmasına neden olmaktan başka bir sonuç
getirmemiştir.
Bu
bakımdan, uyuşturucuyla mücadelede, afyon gelirinin arslan
payını alan grupları hedef alan tedbirlere ağırlık vermek
yerine, toprak sahipleri ve çiftçileri hedef alan "ürünün
tarlada İmhası"na yönelik faaliyetleri ön plana çıkarmak, arzu
edilen sonuçlara götürmeyebilecek, hatta beklenenlerin tam tersi
sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilecektir. Bu itibarla,
"imha" çalışmalarının, diğer tedbirleri desteklemek için
kullanılmasının faydalı olabileceği, ancak mücadele
stratejisinin tümüyle "imha" tedbirleri üzerine inşa edilmesinin
sakıncalı sonuçlar doğurabileceği anlaşılmaktadır.
Diğer bir
husus da, tarlada imha çalışmalarının, alternatif geçim
kaynakları projelerini de içeren kapsamlı, uzun vadeli bir
kırsal kalkınma programı çerçevesinde gerçekleştirilmesidir.
Zira, kırsal kesimde yoksulluk had safhadayken, afyonun başlıca
gelir kaynağı olmaya devam etmesi kaçınılmaz olabilecektir.
Esasen, yasadışı afyon üretimiyle mücadelede başarılı bir örnek
olarak gösterilen Tayland' da, kapsamlı bir kalkınma
stratejisinin etkin bir şekilde uygulandığı gözlemlenmektedir.
aşın
yoksulluk içinde bulunan kırsal kesim halkının başlıca gelir
kaynağı olarak gördüğü afyon üretiminin, alternatif geçim
imkanları sunulmaksızın sonlandırılması, uyuşturucuyla
mücadelenin halk tarafından benimsenmesini engelleyecek, hatta
Afgan Hükümeti ile Afganistan' da uyuşturucuyla mücadeleye
katkıda bulunan ülkelerin, Afgan halkını karşılama almalarına
neden olabilecektir. Zira, halihazırdaki ekonomik koşullarda
afyonun tarlada imhasına yönelik tedbirler, afyon ekimi yapan
toprak sahipleri ve çiftçiler tarafından "ceza" olarak
algılanmaktadır.
Bu
çerçevede, İngiltere'nin 2005 Mart ayından itibaren
Afganistan kaynaklı uyuşturucuyla, mücadele bağlamında yeni bir
planın uygulamaya konulacağını duyurması memnuniyet verici bir
gelişme olmuştur. Sözkonusu yeni plan kapsamında, "Uyuşturucuyla
Mücadele Polis Birimi" kurulması, seyyar uyuşturucu denetim
ekipleri oluşturulması, savcı ve hakimlerden oluşan "Ceza Hukuku
GörAev Gücü"nün eğitimi ve "Afyon imha Planlama Hücresi"
kurulmasının yanısıra, afyon üreten çiftçilere alternatif geçim
kaynakları sağlanması üzerinde de yoğunlaşılması
öngörülmektedir.
Sonuç
Afganistan'
daki en önemli sorunlardan biri olmaya devam eden afyon
ekonomisinin bertaraf edilmesinde, uzun vadeli ve kapsamlı bir
stratejinin uygulanması büyük önem arzetmektedir. Bu çerçevede,
sorunun ekonomik boyutunu ihmal eden, kısa vadeli tedbirlerle
çözümü mümkün görünmemektedir. Konunun ekonomik boyutunu da
dikkate alan bir yaklaşıma ve bu meyanda bölgesel ve
uluslararası işbirliğinin de sağlanması suretiyle uygulanacak
uzun vadeli tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Afyonu
işleyip uyuşturucuya dönüştüren, yasadışı uyuşturucu trafiğinde
rol alan kişi ve örgütlerin cezalandırılması, kolluk
faaliyetlerinin etkin şekilde uygulanması, uyuşturucu
laboratuarları ve sevkiyatına müdahale edilmesi büyük önem
arzetmektedir. Bu arada afyon ekim alanlannın "imha"sı da
uygulanmasında fayda olan tedbirlerden birini teşkil etmektedir.
Bununla birlikte, halihazırda, "imha"ya gereğinden fazla ağırlık
verildiği, bu hususta aşın iddialı hedefler belirlendiği, "imha"nın
kırsal kesim üzerinde olabilecek olumsuz etkilerinin yeterince
dikkate alınmadığı, "imha" tedbirlerinin ters tepmesi ihtimali
üzerinde durulmadığı ve "alternatif geçim kaynakları
oluşturulması"nın geri plana itildiği gözlemlemnektedir. Kalıcı
çözüm isteniyorsa, "imha"ya başlanınadan önce alternatif geçim
kaynakları projelerinin uygulamaya geçirilmesi, hatta bunun da
ötesine geçilerek, Afganistan' da kırsal ka1kınmaya yönelik,
geniş kapsamlı bir stratejinin geliştirilmesi hayati önem
taşımaktadır. Bu çerçevede, Afganistan'da uyuşturucuyla
mücadelede lider ülke olan İngiltere tarafından uygulamaya
konulacağı duyurulan ve böyle bir kapsamlı stratejinin
sinyallerini veren yeni uyuşturucuyla mücadele planı, bu
bağlarndaki çabalara önemli bir katkı sağlayabilecek olup,
mücadelenin başarısına ilişkin umutları arttırmaktadır.
Kaynak:
Didem Zeynep YILBAŞ
Kaynakça
Blanchard,
Christopher, "Afghanistan: Narcoties and u.S. Policy" (Congressional
Research Service Report for Congress), December 7,2004.
Byrd, William and Ward, Christopher, "Drugs and Development in
Afghanistan" (World Bank Social Development Papers), December
2004.
Rubin, Barnett, "Road to Ruin: Afghanistan's Booming Opium
Industry", Center for International Cooperation, October 7,
2004.
UN Office on Drugs and Erime, "Afghanistan Opium Survey" 2004.
UN Office on Drugs and Erime, "Afghanistan Opium Survey", 2003.
World Bank, "Afghanistan: State Building, Sustained Growth and
Reducing Poverty" (Country Economic Report), September 2004.