|
Anlaşılabilir Toplum Davranışı
Geçen
haftaki yazıda İnter-Star televizyonunun Yüksek
Seçim Kurulu karan ile kapatılmasına karşı güdümlü
tepki gösteren bazı insanların davranışlarını
eleştirmiş ve bunların neye hizmet ettiklerinin
farkında olmadıkların ileri sürmüştüm. Yazının
sonunda da, bu tersliğin yüzeysel görüntüsünün
altında çok ciddi bir sosyo-ekonomik yapının
olduğunu ve bunun tahlil edilmesi gerektiğini
belirtmiştim. İşte bugün, yüzeyde görülen bu tür
olayların alt-dokularını tartışmaya çalışacağım.
Çağımızda hakim olan iktisat
öğretisinin "rasyonel birey" kavramı, iki açıdan
bireysel davranışları tam olarak açıklayamamaktadır.
Bir defa bireyler, birer adacık halinde, atomize
elemanlar olarak ve sadece iç dürtülerinin etkisi
altında davranmazlar. Bireyler, her şeyden önce,
birer sosyal varlıklardır. Toplumdaki hakim
ideolojik dokular, bireylere oldukça homojen bir
yapı kazandırmaktadır. Bireysel davranışlar
akılcılıktan uzaklaşıp, duygusal ve coşkusal
kalıplara döküldükçe, bireyin hakim ideoloji emrine
girmesi daha da kolaylaşmaktadır.
"Rasyonel birey" kavramının bireysel davranışları
açıklamada yetersiz kalmasının ikinci nedeni ise,
günümüzde uygulanan ekonomik ve politik araçların
çok girift yapısı nedeni ile, bunların doğru olarak
algılanıp, yorumlanmasının ortalama vatandaş için
çok zor olmasıdır. Her birey, mazoşist eğilimler
dışında, doğal olarak kendi mutluluğu ve refahını
düşünür ve bunu talep eder. Ancak birey, bu çok
genel amaçlara götürecek araçları iyi öngörmeyebilir
ya da, kendisine sunulan araçların, gerçekten ileri
sürülen amaçlan sağlamadaki başarı şansını
bilemeyebilir. Bu nedenin bir sonucu olarak, bazı
politikacılar ve hakim grup sözcüleri hemen her
türlü önlemi, kamuoyuna, topluma yarar sağlayıcı
olarak sunarlar. Oysa uygulanan politikaların çoğu
belirli gruplara yarar sağlar. Görülüyor ki,
bireylerin siyasal karar ve eylemlerinin, kendi
yararları açısından isabeti, sadece ana hatları ile
yararları doğrultusunda fikir sahibi olmalarına
değil, fakat aynı zamanda, uygulanan politikaları
anlayabilme düzey ve yeteneklerine de bağlı
bulunmaktadır. Birinci nokta politik (amaç), ikinci
nokta ise teknik (araç) düzeyde kararı
gerektirmektedir. Her birey politik düzeyde, kendi
açısından doğru karar verebileceği halde, teknik
düzeyde aynı sonuç geçerli değildir. Hatta, birinci
karar kutsal ve kesinlikle bireye ait olduğu halde,
ikinci karar tekniktir. Bu nedenle, birinci karara
müdahele doğru, hatta olası olmadığı halde, ikinci
karara müdahele gereklidir. Diğer bir deyişle,
bireylere ne istemeleri gerektiği söylenemez, ama
isteklerini hangi araçlarla
gerçekleştirebilecekleri söylenebilir ye hatta
söylenmelidir de! Birinci alan temel hak ve
hürriyetlerle ilgili olduğu halde, ikincisi
tamamıyla teknik bir konudur.
Toplumda bireyleri etkileyen eğitim, medya vb. gibi
araçlar, yüksek maliyetlerinden dolayı, varlıklı
grupların elindedir. Zaten varlıklı gruplar, medya
araçlarını, kendi ideolojilerini yaymak, sistemi
meşrulaştırmak ve farklı düşünce ve eylemleri
pasifize etmek için kurarlar. Güçlü gruplar, bu
araçlarla, kitleleri hem oyalarlar hem da topluma
olayları algılama süzgeci oluştururlar. Böylece, tüm
toplumu denetler ve yönetirler.
Tüm bu sistemin, fazla sorun çıkartmadan işleyişi,
belirli toplumsal ve psikolojik ortamı da
gerektirir. Sistemin işleyiş kuralları çerçevesinde
yaratılan psikolojiler, ezen-ezilen-ezen sarmalı
oluşturmaktadır. Ezme pozisyonuna gelen, ezilmemek
için bu pozisyonunu kaybetmemeye çalışmaktadır. Buna
karşılık, ezilen de, sistemin hakim dokusunu kendi
içinde geliştirip, potansiyel ezen konumuna geçer
ve kendisini kanıtlayabilecek her fırsatta, böyle
bir zevki ya da intikam duygusunu yaşar!. Bu
nedenle, böyle gruplarda hakim dinamik, belirli bir
amaç değil fakat açığa çıkmış olan bastırılmış
duygulardır. İşte hakim gruplar, bu mekanizmayı iyi
kavrayıp, işlettiklerinden dolayı, insanları
acımasızca kullanabilmektedirler.
Bütün bu tartışmalar, eğitimden yoksun, sosyo-ekonomik
bilinç düzeyi gelişmemiş olan, güçle bastırılmış
duyguların esiri insanların davranışlarına ışık
tutabilir. Hatta bu açıklama, onlara anlayışla
yaklaşımı gerekli kılar ve toplumda bazı kişilere
görev yükler: Kendi amaçları veri ve kutsal olarak,
o insanlara bu a-maçlara yönelik araçları, teknik
olarak anlatmak gereklidir.
Kaynak: İzzettin Önder – İstanbul Üniversitesi
Maliye Bölümü
|