Türkiye’de Banka Dışı Finansal Sektör
Faktoring sektörünün aktif büyüklüğü 2009 yılı içerisinde bir
önceki yıla göre % 34 oranında artış göstermiştir.
Küresel ekonomik krizin yarattığı likitide sorunu,
alacakların faktoring şirketlerine iskonto
ettirilmesi sonucunu doğurmuş ve sektörün aktif
büyüklüğünün artmasını sağlamıştır. Factoring
alacaklarının % 77’si ticari işletmelerden
kaynaklanmaktadır. Alacakların takibe dönüşüm oranı
içerisindeki en büyük pay KOBİ’lerden olan
alacaklardan kaynaklanmaktadır. Bu noktada
KOBİ’lerin krizlere karşı olan kırılganlıklarının
büyük işletmelere göre daha fazla olduğu ve küresel
ekonomik krizin en fazla KOBİ’leri etkilediği
sonucuna varmak mümkündür.
Finansal kiralama sektörünün 2009 yılı performansı incelendiğinde
ekonomik durgunluğun sektörü önemli derecede
etkilediği görülmektedir. Finansal kiralama
sektörünün aktif büyüklüğü 2008 yılına göre % 14,7
oranında azalmıştır. 2009 yılı içerisinde takibe
dönüşüm oranı % 22 oranında artmıştır.
Tüketici finansman sektörünün aktif büyüklüğü 2008 yılına göre %
3,1 oranında, varlık yönetim şirketlerinin aktif
büyüklüğü % 3,9 oranında azalmıştır.
Tablo: Türkiye’de Bankacılık Dışı Finans Sektörü
|
Toplam Aktif Büyüklüğü(Milyon TL) |
Banka Dışı Finansman Sektörü İçindeki Payı |
Faktoring Sektörü |
10400 |
% 34,90 |
Finansal Kiralama Sektörü |
14600 |
% 48,80 |
Tüketici Finansman Sektörü |
4500 |
% 15,10 |
Varlık Yönetim
Şirketleri |
355,4 |
% 1,20 |
Kaynak:
BDDK, Finansal Piyasalar Raporu, 2009/12, s.51-60.
Türkiye’de Banka Dışı Finansal Sektörün Ekonomiye Olan Katkısı
Finans sektörü içerisinde bankacılık dışı finansal sektörü
oluşturan şirketlerin toplam aktifler içerisinde
payı % 20 dolaylarındadır. Bu bağlamda banka dışı
finansal sektörün büyümesi ve gelişmesi ülkemizin
gelişimine katkıda bulunması ve KOBİ’lerin daha
fazla finansman kaynağı sağlaması açısından önem
taşımaktadır.
Bankacılık dışı finansal sektörün KOBİ’lere olan katkısının yeterli
düzeyde olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. 2009
yılı içerisinde finans sektörü içerisinde banka dışı
finans sektörünün aktif büyüklüğü % 2,8’dir.
Bankaların 2009 yılında 392,6 milyar TL kredi
kullandırdığı, banka dışı finans kurumlarının ilgili
dönemde 23,1 milyar TL fon sağladığı görülmektedir.
31/12/2009 itibariyle faktoring şirketleri
içerisinde bankalara ve iştirakleri içerisinde
bankalarında bulunduğu sermaye gruplarına ait
şirketlerin sayısı 13’tür. Belirtilen şirketlerin
faktoring şirketleri içindeki aktif büyüklüğü %
46’dır.75 Finansal kiralama şirketleri
incelendiğinde bankalara ve iştirakleri içerisinde
bankalarında bulunduğu sermaye gruplarına ait şirket
sayısının 23 olduğu görülmekte, toplamda sayı ve
aktif büyüklük açısından önemli bir paya sahip
olduğu görülmektedir. Bu bağlamda bankacılık dışı
finans sektörünün sağladığı fon açısından ve
sektörde faaliyet gösteren işletmelerin önemli
bölümünün banka ve iştiraklerine ait olması
nedeniyle istenilen seviyenin çok altında kaldığını
söylemek mümkündür.
Faktoring, finansal kiralama ve tüketici finansman
şirketleri 2006 yılına kadar Hazine Müsteşarlığı’na
bağlı olarak faaliyet göstermiştir. 01/11/2005
tarihinde 25983 sayılı resmi gazetede yayımlanan
yönetmelik ile ilgili şirketlerin kuruluş ve
faaliyetlerini, yönetim ve teşkilat yapılarını,
hisse değişim ve tasfiyelerini düzenleme yetkisi
BDDK’ya verilmiştir. 2006 yılının Ocak ayından
itibaren sektörde faaliyet gösteren işletmelere
belirli standartlara sahip olmaları için süre
tanınmış, ilgili süreç sonunda standartları
sağlamayan şirketler tasfiye edilmiştir. 2006 yılı
itibariyle faaliyet gösteren şirket sayısı 180 iken
yaşanan tasfiye ve birleşmeler ile faaliyet gösteren
işletme sayısı 141’e gerilemiştir. BDDK’nın getirmiş
olduğu düzenlemeler doğrultusunda sektörde faaliyet
gösteren şirketlerin sermaye arttırımına gitmesi
sağlanmış ve 01/01/2006-15/04/2010 tarihleri
arasında 429 milyon TL nakit kaynak girişi olmuştur.
Sermaye yapısı güçlenen şirketlerin dış kaynak
sağlama olasılıkları da yükselmiştir.
Bankacılık sektöründe kredilendirme süreci esnasında kredi
kullandırılacak işletmenin mali yapısı ve teminat
çok önemli bir yer tutmaktadır. Faktoring işlemi
gerçekleştirilirken faktoring firması faktoring
yapmak isteyen bir işletmenin mali yapısı ile
birlikte alacağının tahsil edileceği işletmeyi
değerlendirmek zorundadır. Bazı durumlarda faktoring
firması alacağın mali yapısı güçlü bir firmaya ait
olması halinde faktoringe konu işletmenin mali
yapısı iyi olmasa bile ilgili firmaya fon
sağlayabilmektedir. Benzer şekilde finansal kiralama
sürecinde de işletmelere bankalara göre daha esnek
davranıldığını söylemek mümkündür. Yatırım konusu
malın mülkiyetinin finansal kiralama şirketine ait
olması nedeniyle, kredi kullandırılan işletme
finansal yükümlülüklerini yerine getirmediği ve
hukuksal sürecin başladığı durumlar söz konusu olsa
bile, ilgili malın mülkiyetinin finansal kiralama
şirketinde olması nedeniyle 3. şahıslar nezdinde
talep söz konusu olmayacak ve malın üzerine haciz
konulamayacaktır. Bu durumda finansal kiralama
şirketi icra yoluyla satış yapmak yerine piyasada
satış gerçekleştirerek alacağının önemli bölümün
tahsil edebilecektir. İşletmelere sağladığı
avantajlar açısından değerlendirildiğinde KOBİ’ler
için önemli bir finansman aracı olmasına rağmen
ülkemizde sektöre yeterli talebin bulunmadığı
görülmektedir. Bankacılık sektörüne rakip olabilecek
bir banka dışı finans sektörünün oluşması için
yapılacak teşvikler işletmeleri ve ekonomiyi daha
iyi noktalara götürmede atılacak önemli bir adım
olacaktır.
30/12/2007 tarihinde 26742 sayılı resmi gazetede
yayınlanan 2007/13033 karar sayılı “Mal ve
Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi
Oranlarının Tespitine İlişkin Karar” ile birlikte
2008 yılı başından itibaren finansal kiralamaya konu
mallardan alınacak katma değer vergisi % 1 oranından
% 18’e yükseltilmiştir. Finansal kiralamanın
ülkemizde orta ve uzun vadede yatırım imkanı sunması
nedeniyle tercih edilmesi gereken alternatif bir
finansman aracı olması gerekirken, genel olarak
işletmeler arasında sağladığı vergi avantajı
nedeniyle tercih sebebi olması ilgili değişikliğin
gerçekleşmesiyle sektörde önemli derecede yankı
bulmasına yol açmıştır. KDV oranındaki artış 2008
yılı içerisinde belirli sektörlerde % 8’e çekilmiş,
ancak tartışmalar son bulmamıştır. KDV oranındaki
artışın finansal kiralama sektörünü doğrudan
etkilediğini söylemekle birlikte, küresel ekonomik
kriz sonucu tüm dünyada yaşanan daralmanın etkileri
göz önüne alındığında vergi artışının getirdiği
olumsuz etkiyi tam olarak saptayabilmek için
ekonominin düzelme trendine girmesini beklemek
gerekmektedir.
|