Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Belediyelerde Personel Problemleri 

H.Okan Merzeci

Bugün Türkiye'de tüm Belediyelerin içinde bulunduğu mali sıkıntının esas sebebi uygulanan Personel Politikasındandır. Ayrıca Türkiye'deki enflasyonun ana nedenlerinden birisi de Kamu'nun uyguladığı bozuk perso­nel politikasındandır.

Politikacılarımız sözüm ona seçmenleri­ne iyi ve güzel görünmek için seçim önceleri daima iş söz vermektedirler ve seçim kazan­dıkları zaman da mecburen bu sözlerini yerine getirmek için kadroları arttırmakta ve de zorla­maktadırlar. 

Yurdumuzda Belediyeler dahil bütün kamu kuruluşlarının işe giren personellerinin işe giriş tarihlerini inceleyecek olursanız bun­ların % 80'nin seçim sonrasındaki tarihler ol­duğunu görecekseniz. 

İşe giren herkes gerek memur ve gerek­se işçi olsun işe girerken her şeye razı olduğu­nu, hatta ve hatta parasız dahi çalışacağını be­yan etmekte ise de geçen zaman içerisinde işi­ni beğenmemekte, maaşının veya ücretinin az­lığından bahsetmektedir. Çalıştığı sürece türlü torpil, rapor vs. sunarak en az ve en rahat çalı­şacak veya çalıştırılıyor görünecek işleri seç­mektedir. 

Bu durum işyerlerinde verim düşüklü­ğüne de sebep olmaktadır. İhtiyaçtan fazla olan personel üretim maliyetini de arttırmak­tadır. Çalışmayanının aynı parayı aldığı işyer­lerinde işçiler arasında normal olarak huzur­suzluk doğmaktadır. 1475 sayılı işçi kadrosun­da işe alınmış kişilerin bazıları torpil ve parti­cilikle bakıyorsunuz. Masa başında Devlet Me­murunun yaptığı işi yapıyor ve Devlet Memu­runun aldığı paranın 3 misline yakın par; alıyor. Kamu işçisinin 20 saatte ürettiği özel te­şebbüsün 3-4 saatte ürettiğini görüyoruz. Bir­de bu işçiler arasındaki ücret farkını göze alır­sak Kamu işçilerine göre maliyetlerinin 15-20 misli olduğunu tespit ediyorz. 

İşe alınan persnellerin dosyalarını ince­lediğimizde % 80'nin hangi partinin hangi tor­pili sayesinde işe alındığını tespit etmek dai­ma mümkün...  

Ayrıca sendikalar bu olaylara seyirci kalmaktadırlar. Sendikalar iş yerlerindeki üre­timin Maliyetini asla düşünmemekte. İşçilerin üretiminin artması için seminerler düzenlen-memekte sadece ve sadece politikacılarla flört etmekte ve sendikalarına gelecek aidatlarla, işyerlerinde dokunulmazlığı olan yakınlarını düşünmemektedirler. 

Belediyeler bakımından memur olayı da bir Tiyatrodur. Memuru alabilmek için mer­kezi Hükümetten müsaade alınır. Memur imti­han sonucu veya başka yerlerden gelir. Me­murların Belediyelere girişlerine veya yatay geçişlerine de bakacak olursak bunların da genellikle seçim sonrasına isabet ettiğini göre­ceğiz. Öyleyse Belediyelere gelen Memurlar da işçiler gibi politize kişilerden meydana gel­mektedirler. 

İşçisi ve memuru ile Politize olmuş bir teşkilat ondan sonraki seçimde başka bir par­tinin kazanması halinde bu sefer yeni gelen Politikacının hizmet vermemesi için köstek ol­makta ve hatta direnmektedir. Bu sefer yeni gelen Politikacı da ne yapıp yapıp hizmet ver­mek ve de kendi seçmenlerine verdiği sözleri yerine getirmek için kendi görüşünde olan işçi ve memurları Belediyesine almak için türlü yollar denemektedir. Fakat dikkat edecek olursanız, ne olursa olsun bu işlerin sonunda olan ülkeye ve o şehre olmaktadır. Her gelen seçimden sonra herkes kendi adamını getire getire Belediyelerde çok büyük personel problemleri yaratılmıştır. Belediyelerin tüm gelirleri personel giderlerini karşılayamaz hale gelmiştir. 

Bütçelerde personel giderleri % 30' dan fazla olmayacağından kabarık olan personel masraflannı karşılamak için daima bütçe gelir­leri olmayacak kadar yüksek tutulmakta yani yapılan bütçelerin büyük kısmı Hayali Bütçe­ler olmaktadır.

Bu ne biçim sistemse memuru bir Bele­diyeye almak için merkezi Hükümetten müsa­ade alınıyorsa da, memuru ondan sonra çalış­tığı yerden merkezi hükümet dahi başka yere tayin edememektedir. Bugün bir Vali, bir Ge­nel Müdür, bir Emniyet Müdürü veya Bölge Müdürlerini tayin edebilme yetkisi elinde bu­lunan merkezi hükümet kadrosunu kendisinin verdiği bir Belediye personelini başka bir yere tayin etme yetkisini haiz değildir. İşte gülüne­cek bir olaydır bu. Tayin korkusu olmayan bir kişinin politize olmuş bir ortamda 657'nin sağ­ladığı kolaylıklar ile hizmet vereceğine inanan varsa buyursun gelsin, bana ispat etsin. 

Bugün Türkiye'de gerek Belediyelerde ve gerekse Kamunun diğer kesimlerinde yu­karıda arz edilen özelliklerde bir sürü perso­nel olduğu bir gerçektir. 

Belediyeler Açısından Olayın Çözüm Önerileri 

1-  Belediyelerde çalışan memurlar ayn bir kanuna tabi tutulmalıdırlar. Eğer istiyorlar­sa Sendika kurabilmeli ve Toplu-lş sözleşmesi yapabilmelidirler ki işveren de kendileri için gerekli tedbirleri alabilsin.

2-  Eğer Belediyelerdeki memurlar için yeni bir kanun düşünülmüyorsa mevcut personeli Belediyeler arasında tayin imkanı çıka­rıldığı takdirde ve uygulanırsa, mevcut memu­run en az % 30 veya % 40'ı tayin oldukları an­da ya emekliliklerini isterler veya da istifa ederler. Çünkü herkes oturduğu Beldede ge­nellikle bir ikinci iş yapmaktadır.

3-  Belediye meclislerinin, Başkanların ve Encümenlerinin işe alınan fazla personel dolayısı ile sorumlu tutulabileceği yasal dü­zenlemeler derhal yapılmalıdır. Belediyelerin yürütme organlarındaki şahıslar yanlış ve ha­talı uygulamadan dolayı şahsen sorumlu tutu-labilmelidirler.

4-  Personel giderlerinin bütçenin (şeh­rin özelliğine göre) % kaçını geçmeyeceği ke­sin kes tespit edilmeli ve bunu geçenler hak­kında kanuni sorumluluklar ve müeyyideler getirilmelidir.

5-  Belediyelerde kaç memura kaç işçi­nin düşebileceğinin alt ve üst sınırlan konul­malıdır. (Bu yapılırken Belediyenin özelikleri asla göz ardı edilmemelidir.)

6-   İşçilerin iş verimlerinin artırılması için işverenle sendika müştereken seminerler düzenlemeli ve işyerlerinde mesleki kursların açılması temin edilmelidir. Böylelikle kalifiye işçi yetiştirilmesi mümkün olacaktır. Ne iş ya­parsın diye sorulduğunda "Her işi yaparım" di­yen kişinin hiçbir işi tam yapamıyacağını tak­dir edersiniz.

7- Belediyelere ücretleri kendileri tara­fından tespit edilecek ve yaptıkları hizmet ve görevlerden sorumlu, tutulabilecek personel alma yetkisi verilmelidir. Aksi takdirde bugün özel teşebbüsteki yüksek maaşta çalışan ve randımanlı olan kaliteli personelin Belediye­lerde hizmet vermeleri mümkün değildir. Ne yapıp yapıp bunun sağlanması şarttır.

8-  Nüfusa ve özelliklerine bağlı olarak bir Şehrin veya Beldenin Belediyesinin çalıştı­rabileceği toplam personel sayısı (geçici ve kadrolu) tespit edilmeli ve bunun alt ve üst sı­nırları çizilmelidir. 

Sonuç 

Belediyeler Belde sakinlerine en iyi hiz­meti götürmekle sorumlu kuruluşlardır.

Bu hizmeti yaparken bir parti ocağı gö­rünümünde ve konumunda olmamalıdırlar.

Belediyelerin bir İş ve İşçi Bulma Kuru­mu olmadığı, bunun yerine tarafsız bir hizmet kurumu olduğu yerleşmelidir. Adama iş değil İşe adam prensibinin uygulanması şarttır. Halk arasındaki Devlet Babadır lafının artık sonu gelmelidir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005