Bilgi Çağında Akıllı Kentler ve Binalar
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Mimar, Araştırma Görevlisi, Tarhan Arıkan
Giriş
İletişim alanındaki ilerlemelerin giderek bir devrim
niteliği kazandığı çağımızda mimarlık pratiği ve
kentlerin kurgusu kökten bir değişimle karşı
karşıyadır. Endüstri Devrimi ve onu takip eden
gelişmelerin bir ürünü olan mevcut çevre, kent ve
yapı alışkanlıklarımızın, sanayi toplumundan hızla
bilgi toplumuna dönüşen nüfusun gereksinimleri
doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gerekecektir.
Bilgi Çağında Kentler
Endüstri Devrimi sonrası, sanayi ve sanayiye bağlı
iş kollarının oluşturduğu istihdam potansiyeli
kırsal kesimde yaşayan tarımsal iş gücünün imalat
sektörüne kaymasına neden olmuş ve sanayinin merkezi
konumundaki kentlerin nüfusu artmaya başlamıştır, İş
olanaklarının zaman içinde çeşitlenmesi ile de
sanayi, ticaret, konut ve rekreasyon alanlarından
meydana gelen günümüzün büyük kentleri doğmuştur.
Ancak imalat sektörünün üretimdeki payının giderek
düşüyor olması, buna karşılık hizmetler ve bilgi
sektörlerinin gelişmesi kentsel dokuda bir dönüşümü
işaret etmektedir. Bu eğilimin yakın gelecekteki
sonucu, ağırlık olarak eğitim-araştırma, ticaret
(çalışma), konut ve rekreasyon bölgelerinin olu-turulduğu
bir kent modeli, uç noktası da yalnızca konutlardan
oluşan kentlerdir. Zira, sürekli gelişen iletişim
olanaklar, sayesinde çalışma, eğitim, alışveriş
gibi temeı etkinlikleri gerçekleştirmek için evden
çıkmak bir zorunluluk olmayacaktır. Böyiece, kentin
daha önce tüm katılımcıların fiziksel varlığını
gerektiren işlevleri sanal gerçeklik olarak
adlandırılan farklı bir düzlemde varlıklarına devam
edeceklerdir. Bu ise yeni bir kentsel anlayışın,
"Sanal Kent"in oluşumu demektir. Sanal Kent'i
tanımlayabilemek için şimdiye kadar
kullandıklarımızdan farklı kavramlardan yola çıkmak
hatta yenilerini üretmek gerektiği açıktır. Gelişmiş
iletişim ağları ve araştırma kurumlan geleceğin
kentlerinin altyapısını oluşturacaktır. İleride,
üniversiteler fabrikaların, fiber-optik kablolar da
otoyolların yerini alacaktır. Teknoloji ve ekoloji
arasındaki bu tür bir uyumun sonucu olarak Sanal
Kentler "Ekokent'ler olarak da
nitelendirilebilecektir.
Bilgi Çağında Mimarlık
Bir önceki bölümde açıklanan kentsel yapıdaki olası
değişimler, hiç kuşkusuz şehirciliğin doğal
uzantısı olan mimarlığı da etkileyecektir. Zaman
içinde, barınma dışındaki kentsel işlevlerin
fiziksel varlık alanlarını büyük ölçüde terki
beklenen bu değişim mimarlık pratiğinin etkinlik
alanını daraltabilecek ve konut, mimarların başlıca
ilgi alanı haline gelecektir. Ancak, geleceğin
konutu, "akıllı binalar" son derece gelişmiş
kontrol sistemlerine sahip yapılar olacağından
mimar, daha önce ilgi alanına girmeyen bazı konular
üzerinde uzmanlaşmak zorunda kalacaktır. Yapıların
güvenlik, enerji, haberleşme gibi gereksinimlerini
bilgisayarlar yardımıyla etkin bir şekilde
karşılama sorumluluğu da mimara ait olacaktır.
Tüm bunların yanında inşaat eyleminin de bilgi
çağının gerekleri doğrultusunda yeniden düzenlenerek
robotların devreye girmesi ile mimann gelişen
bilişim teknolojilerine hakimiyeti daha da önem
kazanacaktır.
Sonuç
İletişim araçları sayesinde bilgi, mal ve kültür
alışverişinin küre«el boyutla ve son derece hızlı
gerçekleşebilecek olması geleneksel kent kavramını
değiştirecektir. İnsanların fiziksel mekan
anlamında giderek daha az hareket etmeleriyle
sonuçlanacak bu değişim imalat sektörünün
zayıflaması ve ulaşım ihtiyacının azalması nedeniyle
ekolojik açıdan sağlıklı bir gelecek sunarken,
zamanın çoğunu bilgisayar başında geçiren insanlar
arasında sosyo/kültürel ilişkilerin zayıflayacak
olması bir olumsuzluk olarak göze çarpmaktadır.
Bilgi çağının kent ve mimarlık üzerindeki etkisinin
değerlendirilmesi gelecek kuşaklar için daha
kaliteli bir çevre, daha seviyeli mekanlar
oluşturabilmesi açısından son derece önemlidir.
|