Bilgi Ekonomisinin Gelişimi
Günümüz dünyası
bilginin kesintisiz, hızlı ve uluslararası ölçekte
ekonomik değer yarattığı bir dönemi yaşamaktadır. İş
yapmanın küresel kurallarını artık bilginin dolaşım
ve paylaşım kabiliyeti belirlemektedir.
Yaşadığımız
dönem; “bilgi toplumu”, “kapitalist ötesi toplum” ve
“bilgi çağı” gibi
terimlerle
nitelendirilmektedir. Günlük yaşamda yoğun bilgi
kullanımı, üretimde kas ya da makine gücüne oranla
bilginin gücünden daha fazla yararlanılması,
bilginin işlenmesinde
bilgi ve
iletişim teknolojilerinin ağırlıklı olarak
kullanılması bilgi toplumunun en önemli
özellikleri
olarak ortaya çıkmaktadır. Bilgi toplumunda toplam
üretimin önemli bir kısmı bilgi sektöründe
çalışanlar tarafından gerçekleştirilmektedir.
Bilgi ekonomisinin gelişimi, yüksek performansa
ulaşan ekonomilerin ortak
özelliği olarak
ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, günümüzün iktisadi
faaliyetlerinde bilginin bir
üretim faktörü olarak üretim sürecindeki rolünün giderek artması, insan
aklına dayalı mikro elektronik teknolojinin
üretim sürecine yaygın olarak girmesi ile bilgi ve
iletişim teknolojilerinin önem kazanması bilgi
ekonomisi gelişimini destekleyici unsurlar olarak
sıralanmaktadır.
Tarıma dayalı
ekonomilerde kilit faktör toprak, sanayi
ekonomisinde en önemli faktör işgücü, demir ve kömür
gibi faktörler iken, bilgi ekonomisinde ise en
önemli faktör
bilgidir. Aslında bilginin ekonomide çok önemli bir rol oynadığı yeni
bir düşünce değildir. Bütün sektörlerde bilginin çok
önemli bir faktör olduğu aşikârdır. Ancak gözlenen
durum, sanayi devriminden itibaren bilginin
artan rolüdür.
Bilgi çağının
doğuşunu yakın geçmişteki buluşlara bağlayanlar
olduğu gibi, bunu 15’inci ile 19’uncu
yüzyıllar arasındaki çeşitli buluş ve yeniliklerle
(matbaa, buharlı makineler, telgraf, demiryollarının
çoğalması vb. gibi) ilişkilendirenler de olmuştur.
Aslında bilgi çağı için bir başlangıç tarihi
belirlemek oldukça güçtür. Zira insanlar her zaman
bilgiye gereksinim duymuşlar, şu veya bu şekilde
bilgiyi kullanmışlardır.
Yaşamakta
olduğumuz süreç üç yüzyıl kadar önce başlayan
kültürel değişimin bir sonucu
olarak
görülebilir. Bilinmez ama belki atalarımız da
farkında olmadan bir enformasyon çağı
yaşamışlardır.
Bilgi teknolojileri ve bilgi ekonomisi, kapitalist
sistemin daha esnek bir yapıya
kavuşmasını
sağlamıştır. Sanayi ekonomisi 1970’lere kadar tüm
dünyaya egemen olan bir
dönemi kapsar. Ancak 1970’lerde sanayi ekonomisinde görülmeye başlayan
tıkanıklıklar ve son 30 yılda teknoloji
alanındaki yenilikler bilgi ekonomisinin alt
yapısını oluşturmuştur. Teknoloji alanındaki
yenilikler öncelikle gelişmiş ülkelerde oluşmaya
başlamıştır.
Bilgi ekonomisi, 1990’lı yıllarda Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte
ortaya çıkan küreselleşme kavramıyla birlikte hız
kazanmıştır.
Küreselleşme, ekonomik faaliyetlerin sınır tanımadan
genişlemesini sağlamakla birlikte bilgi
ekonomisinin dünyaya yaygınlaşmasını temsil
etmektedir.
Bütün bu
gelişmeler sonucunda bilginin üretimde faktör olarak
kullanılması, bilgi
ve iletişim
teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, sanayi
ekonomisinde görülmeye başlayan tıkanıklıklar
ve 1990’lı yıllarda ortaya çıkan küreselleşme bilgi
ekonomisini ortaya çıkarmıştır.
Bilgi
Ekonomisinin Unsurları
Bilgi ekonomisi
kendi içerisinde bir takım unsurları
barındırmaktadır. Bunlar, rekabet çabalarını
şekillendiren bilgi, işletmelerin daha etkin bir
yapıya kavuşmasını
sağlayan bilgi ve iletişim teknolojileri ve bilginin üretilmesinde ve
kullanılmasında anahtar rol oynayan bilgi
işçileridir.
Bilgi
Bilgi toplumunun özünü oluşturması nedeniyle “Bilgi”
sözcüğünün tanımının yapılması büyük önem arz
etmektedir. Türk Dil Kurumu’na göre bilgi; “İnsan
aklının
erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü” veya
“öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde
edilen gerçek, malumat” olarak tanımlanmaktadır.12
Bilgi için farklı tanımlar
yapanlar da
vardır. Belirli durumlarda yararlı olacak şekilde
kullanılan enformasyon olarak tanımlandığı
gibi, belli bir süreçten geçmiş veriler olarak ta
tanımlanabilir.
Organizasyonlar için bilgi; müşteriler, ürünler, süreçler, hatalar ve
başarılar hakkında sahip olunan
enformasyondur.
Açık (Expilicit) Bilgi:
Sistematik, formal bir dille ifade edilebilen ve
kolayca
transfer edilebilen kelimeler/rakamlardan oluşan bilgiye açık bilgi
denilmektedir. Açık bilgi işletmeler
açısından kolaylıkla elde edilebilir niteliktedir.
Bilgi ve iletişim teknolojileri vasıtasıyla her
firma kolayca açık bilgiye ulaşabilmektedir.
Kapalı (Tacit) Bilgi: Sembollerle ifade
edilmesi güç olan, deneyimle
öğrenilebilen ve
bireye özgü olan bilgiye denilmektedir.18
Kapalı bilgi, erişilmesi mümkün olmayan,
kişisel yorumlar yapılması güç ve önsezileri içeren
daha özel bir bilgidir.
Paylaşılması açık
bilgiye oranla daha zordur. Açık bilgi buzdağının su
üstünde kalan kısmı
ise kapalı
bilgi, su altında kalan kısmıdır. Önsezi ve kavrama
bu tür bilgiye dahil edilebilir. Bireyler ve
örgütler arasında kolayca transfer edilemez.
Kolayca transfer
edilememesinden dolayı kapalı bilgi, firmalar
açısından rekabet avantajı yaratmada çok
önemli bir potansiyel oluşturarak firmalara monopol
güç sağlamaktadır. Bilginin değerli olması, az
bulunması, taklit edilemez olması, ikame
edilemez olması ve paylaştıkça değerinden hiçbir şey kaybetmemesi
bilgiye stratejik bir fonksiyon
yüklemektedir.
Bilgi ve
iletişim teknolojileri
Teknoloji;
yararlı ürünler üretmeye ve yeni ürünler tasarlamaya
yarayan bilgiler bütünüdür. Bilgi ve iletişim
teknolojileri, (ICT-Information and Communication
Technologies) özellikle 20’nci yüzyılın son çeyreğinden başlayarak,
kendi çerçevesi içinde gösterdiği büyük
gelişmelerle birlikte, diğer alanlardaki tüm
bilimsel ve teknolojik
gelişmelerin de
vazgeçilmez altyapısı ve desteği konumuna
yükselmiştir.
Bilgi ve
iletişim teknolojileri, bilgiye dayalı ekonomilerin
temel özelliğidir. Ayrıca
bilgiye dayalı
ekonomilerde yeniliği yakalamak için hayati bir
göstergedir (Lerner, 1958; Schiller, 1969;
Rogers, 1976; Freire, 1983; Dissanyake, 1986). Bilgi
ve iletişim teknolojileri büro makineleri, veri
işleme cihazları, veri iletişim aygıtları,
haberleşme,
donanım/yazılımları ve telekom hizmetleri gibi
ürünleri kapsamaktadır. Bilgi ve
iletişim teknolojileri, bilginin daha etkin bir
şekilde kullanılmasını
sağlayarak
ülkelerin rekabet güçlerinin arttırılmasında önemli
fırsatlar sunmaktadır. Bu
teknolojileri etkin kullanamayan ülkeleri gelecekte büyük tehditler
beklemektedir.
Bilgi ve
iletişim teknolojilerinin en önemli özelliği,
teknolojik yeteneklerin sürekli artması ve
maliyetlerin sürekli düşmesidir. Bu ilişkiden
hareketle bilgi ve iletişim teknolojileri için üç
kural ileri sürülmüştür.
Moore Kuralı: Bir mikroçipin fiyatı artmadan,
hızı her 18 ayda bir ikiye katlanmaktadır.
Gilder Kuralı: Birim fiyat değişmeden,
iletişim sistemlerinin toplam bant genişliği her 12
ayda bir üçe katlanmaktadır.
Metcalfe
Kuralı:
Bir iletişim
ağının değeri, ağdaki düğüm (node) sayısının karesi
ile orantılıdır. Dolayısıyla bir ağa bağlı
olmanın değeri üssel olarak artarken, kullanıcı
başına düşen fiyatı sabit kalmakta, hatta
azalmaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan
gelişmeler bilginin etkin ve hızlı bir şekilde
iletilmesine olanak sağlamaktadır. İlk çağlarda
semaforla ya da ateş yakılarak iletilen mesajlar
günümüzde optik elyaf, koaksiyel kablo,
mikrodalgalar ve uydular
aracılığıyla
iletilebilmektedir. ABD Başkanı Lincoln’un ölümü
(1865) Londra’da ancak on iki gün sonra
duyulmuştur. Günümüzde ise bu tür haber ve bilgiler
çok çeşitli iletişim
araçlarıyla
anında bir yerden başka bir yere iletilmektedir.
Dünyadaki belli başlı borsalar yirmi dört saat
birbirleriye iletişim halindedir. Otuz ciltlik
Encyclopedia Britannica’yı bir saniyeden çok daha
kısa bir sürede elektronik ortamda bir yerden başka
bir yere aktarmak mümkündür. Aynı şekilde
fiber optik ağlarda kullanılan yeni Amerikan Kongre
Kütüphanesi’nin
tüm içeriğini elektronik ortamda aktarmak sadece 14
saniye gibi kısa bir süre almaktadır.
Evrensel
düzeydeki kütüphanelere kolay bir şekilde erişim,
bilgi ve iletişim
teknolojilerindeki hızlı ilerlemenin en önemli
sonuçlarından birisidir. Dünyanın kodlanmış bilgi
tabanı (basılı ve elektronik ortamdaki tüm tarihsel
bilgi) geçen yüzyılın ilk evrelerinde her 30
yılda bir ikiye katlanırken, 1970’lere kadar her
yedi yılda bir ikiye katlanmıştır.
Bilgi sektöründe
çalışan enformasyon bilimi kuramcıları 2010 yılına
kadar her 11 saatte bir
dünyanın
kodlanmış bilgisinin ikiye katlanacağını ifade
etmektedirler.
Bilgi
teknolojilerine yapılan harcamalar büyük bir hızla
artmaktadır. Bunun en önemli nedeni ekonomik
kalkınma ile bilgi teknolojilerine yapılan
harcamalar arasında doğrusal ilişkinin olmasıdır.
Dünya genelinde 1999 yılında bilgi ve iletişim
teknolojileri ürün ve hizmetlerine 2.1 trilyon dolar harcanmıştır. Bu harcamanın
yaklaşık olarak dörtte
biri AB ülkeleri
tarafından yapılmıştır. Ancak AB ülkelerinde bilgi
ve iletişim teknolojileri
harcamalarının
toplam GSMH içindeki payı ve AB ülkelerinin dünya
bilgi ve iletişim teknolojileri piyasasındaki
payı azalma eğilimi sergilemektedir.
Bilgi ve
iletişim sektörü diğer sektörlere de dinamizm ve
verimlilik sağlamaktadır. 1950’den günümüze
kadar yapılan birçok çalışmada bilgi ve iletişim
teknolojilerinde
meydana gelen ilerlemenin büyüme, verimlilik, istihdam ve rekabet
üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu çalışmaların
çoğunda teknolojideki değişmelerin uzun dönemde
iktisadi
büyüme üzerinde olumlu etkilerinin olduğu sonucuna
varılmıştır. OECD ülkelerinde bilgi
ve iletişim teknolojileri sektörünün GSYİH’ye
katkısı 1995 yılında % 8 iken bu rakam 2001 yılında
% 10’a çıkmıştır. OECD ülkelerinde istihdam
edenlerin yaklaşık % 6’sı (yaklaşık olarak 17 milyon
kişi) bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe
istihdam
edilmektedir. Ayrıca bilgi ve iletişim
teknolojileri, emeğin verimliliğini de hızlı bir
şekilde arttırarak ekonomik büyümeye olumlu
katkı sağlamaktadır.
Dünyadaki
gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de bilgi ve
iletişim teknolojileri bilinci ve kullanımı giderek
yaygınlaşmakta, iktisadi ve sosyal yaşamda, kurumsal
yapı ve ilişkilerde bu yöndeki değişim süreci
hızlanmaktadır.
Bilgi
işçileri
Günümüzde yaşanan küreselleşme ve artan teknolojik
gelişmeler sonucu en çok
tartışılan
konulardan biri de “işçi” kavramıdır. Bilgi temelli
ekonomilerde işçi kavramından ziyade daha çok
bilgi işçisi kavramı kullanılmaktadır. Bilgi İşçisi
kavramı, 1959 yılında
P.Drucker
tarafından tanımlanmıştır. Drucker, bilgi işçisini
“yüksek seviyeli işçi” olarak nitelendirmektedir.
Buna göre bilgi işçisi, yeni ürün ve hizmetler
üretmek amacıyla teorik ve analitik bilgileri
kullanabilen, eğitim düzeyi yüksek işgörenler
şeklinde
tanımlanmaktadır.27 Buna paralel olarak
bilgi işçisi; uzmanlık alanında çoğunlukla üst
düzeyde eğitimli, bilişim teknolojilerinden etkin bir biçimde
yararlanabilen, örgüte bilgisi, becerisi ve
yaratıcılığı dahilinde katkı sağlayan, bilgi üreten,
toplayan, şekillendiren, yayan ve kullanan,
işinde yüksek düzeyde otonomiye sahip ve örgütten
çok uzmanlık alanına
bağlılık duyarak
kendisini bu alanda sürekli geliştiren şeklinde de
tanımlanmaktadır. İşçilerin beceri
gerekliliği düzeyindeki artış ve çalışma
koşullarında artan esneklik,
yeni çalışma
ortamları yaratmaktadır. Tarım ve sanayi
devrimlerinden sonra yaşanan bilgi devriminde
radikal değişmeler söz konusu olmaktadır.
Endüstriyel dünyada işsizlik,
yoksulluk getirmekteyken, günümüzde ise eğitimsizlik işsizlik anlamına
gelmektedir.
Sanayi
toplumlarında bazı üretim faktörlerinin sahibi
çalışanlar olmayabilir. Oysa
bilgiye dayalı
ekonomilerde bilgi işçileri, üretimde önemli bir
faktör haline gelen bilginin bizzat
sahipleridirler. Bilginin taşınabilir olması
nedeniyle bilgi işçileri kolaylıkla yer
değiştirebilirler. Bilgiye dayalı sektörlerde
faaliyet gösteren firmaların başarısı büyük
ölçüde bilgi
işçilerinin bilgi düzeyleri ile ilgilidir. Bu
anlamda, hangi sektörde ve hangi büyüklükte olursa
olsun tüm kuruluşlar açısından daha nitelikli,
vasıflı, bilgi teknolojileri ile ilgili
becerilere sahip ve eğitimli bilgi işçilerine
duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır.
Bilgi işçisi
olarak adlandırılan sınıf, bilgi ekonomisinin
yükselişine paralel olarak gelişmiştir. Bilgi
işçileri, zekâlarını ve fikirlerini ürün mal ve
hizmete dönüştürürler.
Sahip oldukları
bilgiyi satarak bu bilginin ticaretini yaparlar.
Sürekli öğrenme ve kendini
geliştirme çabası içerisindedirler. Bu doğrultuda bilgi ekonomisinde
bilgi temelli ekonomik
faaliyetleri
şekillendiren ve oluşumunu sağlayan ana rol bilgi
işçilerinindir. Teknolojileri ortaya çıkaran,
geliştiren ve sistemlere uyarlayan yine bilgi
işçileridir. Bilgi yoğun
işletmelerde ve
ekonomilerde birçok süreç teknolojilere bağlı olarak
gerçekleştirilirken
burada
önemsenmesi gereken asıl unsur sistemin işlenmesini
sağlayan bilgi işçileridir.
Bilgi temelli ekonomilerde, işletmeler için en
değerli kaynak kuşkusuz
çalışanlarıdır.
Başarılı olmak isteyen işletmeler, en yetenekli
çalışanları işletmeye çekmeyi,
onları güdülemeyi
ve elde tutmayı hedeflemektedir. Çalışanlar arasında
asıl farkı yaratan ve
rekabetçi üstünlük sağlayan grup kuşkusuz bilgi ile çalışan, bilgi
işleyen ve işlediği bilgiyle değişen bilgi
işçileri olacaktır. Günümüzde işletmeler için en
değerli kaynak bilgi işçileri ve onların
verimlilikleridir.
Bilginin ekonomik gelişmenin merkezinde olduğunu
fark eden ve getirdiği fırsatlardan yararlanmayı
başaran ülkeler, küresel ekonomide etkin bir konuma
kavuşmuşlardır. Yüksek eğitimli, profesyonel,
gelişimini aralıksız sürdüren ve özerklik
sahibi bir kesim
olarak “bilgi işçisi”, baskın meslek grubu haline
gelmiştir. Gelişen küresel ekonomiye ilk ayak
uyduranlar da bilgi işçileridir.
|