Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Bilgi Ekonomisinin Ekonomik Etkileri 

Son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojisi sektöründe yaşanan gelişmeler, ekonomik performans üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak çeşitli etkiler oluşturmuştur. Bilgi ekonomisinin iktisadi etkileri konusunda yapılmış ampirik çalışmalarda, bilgi teknolojisi yatırımlarının, ekonomik performans üzerindeki etkileri, yönü ve derecesi konusunda ortak bir kanı oluşmamıştır. Konuyu mikro ekonometri yönüyle ele alan çalışmalardan Brynjolfsson and Hitt (1996) ve Lehr and Lichtenberg (2001), genellikle bilgi teknolojisinin ekonomik performans üzerindeki olası etkilerini ya firma ya da endüstri düzeyinde incelemişlerdir. Bu tür çalışmaların bulguları genel anlamda bilgi teknolojisinin firma ya da endüstri performansını pozitif yönde etkilediği şeklindedir. Makro çalışmalarda ise Motohashi(1997), gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ayrımına göre farklı sonuçlar elde etmiştir.

Bilgi ekonomisi, ekonominin temel yasalarını değiştirmekten ziyade, mikro ve makro birimlerde bir zihniyet ve anlayış değişikliği meydana getirmektedir. Bu doğrultuda bilgi ekonomisinin işleyişini analiz edebilmek için ekonomik etkilerinin de incelenmesi gerekmektedir. Dolayısı ile bu bölümde bilgi ekonomisinin mikro ve makro ekonomik etkileri incelenecektir.

Bilgi Ekonomisinin Mikro Ekonomik Etkileri

Ekonomide temel ayrımlardan biri mikro ve makro iktisat ayrımıdır. Mikro iktisat, bireysel tüketicilerin, firmaların ve faktör sahiplerinin iktisadi davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Daha genel bir ifade ile mikro iktisat teorisi, bir tüketicinin faydasını maksimum düzeye çıkarmak için gelirini nasıl harcayacağını, bir firmanın üretim maliyetini minimum düzeye indirmek için veya kârını maksimum düzeye çıkarmak için faktör bileşimini nasıl belirleyeceğini, belirli bir piyasa yapısının nasıl ortaya çıktığını, faktör fiyatları ve istihdamın nasıl belirlendiği ile vergi ve mali yardımlarla hükümetin toplumun refahını nasıl arttırdığını incelemektedir.

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin sonucunda “Elektronik Pazar” olarak adlandırılan yeni piyasa yapıları ve elektronik ağlar ortaya çıkmıştır. Bu sistemlerin etkileri mikro düzeye indirgenerek yeni yaklaşımlar ileri sürülmekte ve teoriler geliştirilmektedir. Ayrıca bilgi ekonomisinin mikro düzeyde fiyat ve maliyet üzerinde de çeşitli etkileri bulunmaktadır. Bu kapsamda çalışmanın bu bölümünde bilgi ekonomisinin tüketim, üretim, maliyet ve piyasalar üzerinde nasıl ve ne yönde bir etki oluşturduğu incelenecektir.

Bilgi ekonomisinin tüketim üzerindeki etkileri

Tüketim kuramında merkezi bir rol oynayan tüketicilerin amacı, faydalarını maksimum düzeye çıkarmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek isteyen tüketicilerin piyasadaki davranışları, pek çok faktörden etkilenmektedir.95 Bilgi ekonomisinde yaşanan gelişmeler tüketici davranışlarını belirlemede önemli bir faktör haline gelmiştir. Tüketicilerin geleneksel ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılan mal ve hizmetlerin yerini kısmen bilgi yoğun mal ve hizmetler almıştır.

Bilgi ve teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler sonucunda ürünlerin (özellikle bilgi yoğun mal ve hizmetler) yaşam süreleri giderek kısalmaktadır. Bu durumda tüketicilerin ihtiyaçları ancak bu ürünlerin yeni versiyonları ile karşılanabilmektedir. Ayrıca bilgi ekonomisiyle birlikte tüketim alışkanlıkları da bir takım değişmelere uğramıştır. Örneğin, televizyon, adres defteri, manuel fotoğraf makinesi ve kasetçalar gibi ürünler yerini DVD player, notebook, dijital fotoğraf makinesi ve mp3’lere bırakmıştır. 

Tüketiciler daha önceleri ihtiyaç duydukları mal ve hizmetleri satın almak için doğrudan firmalar ile iletişim kurmak durumundaydılar. Ancak bilgi ekonomisi, tüketicilere mal ve hizmetleri arz eden firmalar ile daha farklı iletişim olanakları sunmaktadır. E-ticaretle gerçekleşen ticari faaliyetlerin ulaştığı boyut bu durumun bir neticesi olarak görülmektedir.

Bilgi ekonomisi, tüketim kültürünü küreselleştirerek mal ve hizmet talebinde çeşitli değişikliklerin olmasına neden olmuştur. Refahın göreceli olarak artması sonucu tüketicilerin temel tüketim mallarına kıyasla boş zamanı değerlendirmek için yaptıkları giderler artmaya başlamıştır. Bununla birlikte tüketicilerin mal ve hizmet kalitesine verdikleri önem artmakla birlikte yaşam kalitesine daha fazla önem verilmiş ve çevreye olan duyarlılık artmıştır.

Bilgi toplumunun ekonomik modeli kişiselleştirmeye dayanmaktadır. Bir ekonomide çeşitli mal ve hizmetlerin kişiselleştirilmiş olarak üretilmesi zengin ve karmaşık bir toplumun göstergesidir. Gelişen teknoloji, mal ve hizmetlerin kitlesel olarak kişiselleştirilmesine (mass customization) olanak sağlamaktadır. Kitlesel kişiselleştirme, tüketicilerin istedikleri şeyi, istedikleri zamanda, istedikleri yerde ve istedikleri biçimde, kârlı olarak sağlayabilme yeteneği şeklinde tanımlanmaktadır.100 Bilgi ekonomisi ile artık tüketici için önemli olan; tüketim kolaylığı, ihtiyaçların tatminindeki hizmet kolaylığı ve firmaların müşteri değerine önem vermeleridir. Böylelikle tüketicilerin toplam fayda seviyelerinde ve yaşam kalitelerinde artış meydana geleceği söylenebilir.

Genel olarak değerlendirildiğinde bilgi ekonomisinin klasik iktisada göre belirgin farkı daha çok iletişim ve onay işlemlerinde ortaya çıkmaktadır. Veri aktarımının sağlanması için klasik yöntemde birçok yol vardır. Ancak bunların hiçbirisi e-posta ve diğer data aktarım alanlarından daha hızlı olamamaktadır. Bilgi ekonomisinin en önemli unsurlarından biri olan bilgi ve iletişim teknolojileri vasıtasıyla, mal ve hizmetler tüm dünyaya açılan bir piyasada ve doğal rekabet ortamında arz edilmektedir. Bu rekabet, tüketici açısından her zaman için daha iyi, kaliteli, ucuz ve sürekli mal bulma imkanı gibi sonuçlar doğurmaktadır.101 Bunun yanı sıra bilgi ekonomisi tüketicilere, evden çıkmadan alışveriş imkanı, ulaşım maliyetlerinde bir düşüş, en uygun ürünü bulma, zaman tasarrufu ve ürün ile ilgili daha rahat bilgi alma gibi olanaklar sağlamaktadır. Koyuncu ve Bhattacharya (2004) tarafından Amerika’da ikili ve çoklu lojistik modeller (binomial ve multinomial logistic models) kullanılarak yapılan ampirik çalışmanın sonuçlarına göre, internetten yapılan alışverişin daha hızlı ve daha ucuz olmasından dolayı, bireylerin alışveriş yaparken interneti diğer alışveriş yöntemlerine göre daha çok tercih ettikleri görülmüştür.

Bilgi ekonomisinin üretim üzerindeki etkileri

Üretim, belirli bir süre içerisinde üretim faktörlerinin mal ve hizmete dönüştürülmesidir. İncelenen dönemin boyutuna bağlı olarak üretim faktörleri sabit ve değişken faktör olarak sınıflandırılmaktadır. İktisat biliminin hiç değişmeyen ve değişmesi de mümkün olmayan çok önemli bir yasası “Artan ve Azalan Verimler Yasası”103 dır.104 Artan ve azalan verimler yasası, hiç olmazsa üretim faktörlerinden birinin sabit olduğu hususlarda geçerlidir. Dolayısyla söz konusu yasa, kısa dönem analizi ifade etmektedir.105 Clark’a göre; bilginin bir üretim faktörü olarak üretimde daha yoğun şekilde kullanılması durumunda, üretim artışına katkısı azalan değil, artan bir seyir içinde gelişme göstermektedir.106 Bu anlamda bilgi ekonomisinde, bilgi üretim faktörü olarak kullanıldığında azalan verimden ziyade artan verim daha geçerli olmaktadır. Ancak diğer ekonomik yapılarda olduğu gibi, bilgi ekonomisinde de üretimin artması için üretim sürecinde daha çok miktarda üretim faktörlerinin kullanılması gerekmektedir.

“Nobel” ödülü kazanmış iktisatçı Kenneth Arrow, bilginin üretim faktörü olarak kullanılması hususunda “Bir miktar bilgi sahibi olmadan yeni bilgiler öğrenilemez. Yeni bilgi üretebilmek için bilgiye ihtiyaç vardır. Gelişmekte olan ülkelerin kendi toplumlarının dışındaki bilgileri alıp kullanabilmeleri için büyük bir bilgi edinme kapasitesine sahip olmaları, bunun için de bu kapasiteyi geliştirmeleri gerekmektedir” tespitinde bulunmaktadır. Benzer şekilde Avustralya’daki “Australian Centre for Innovation And International Competitiveness” adlı kuruluş, bilgi ile ilgili bazı paradoksların kabul edilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bu paradokslar şu şekilde sıralanmaktadır: “Bilgi bir üretim faktörüdür, ancak kullanılarak tüketilemez. Başka üretim faktörleri kullanıldığı zaman tüketilir. Bilgi transfer etmekle kaybolmaz. Hem transfer edersiniz, hem sizde kalır. Bilgi boldur fakat bilgiyi kullanma yeteneği kıttır. Bilgi üretimi organizasyona direnç gösterir. Bilginin çoğu günün sonunda kapıdan çıkıp gider”.

Klasik iktisat anlayışında, fordist kitlesel üretim yöntemi hakimdir. Bu üretim anlayışında çok sayıda standart ürün üretilerek ölçek ekonomisinden yararlanma söz konusudur. Bilgi ekonomisinin daha karmaşık ve zengin bir toplumsal yapının göstergesi olması nedeniyle esnek üretim anlayışı benimsenmektedir. Bu üretim tarzı anlayışında, kitlesel ölçekte ancak tüketicilerin farklı tercihleri dikkate alınmakta ve esnek uzmanlaşma gibi yöntemlerle üretim yapılmaktadır.

Bilginin üretim faaliyetleri üzerindeki etkisi, üretim fonksiyonuna bilginin dahil edilmesiyle belirlenebilir. Grossman ve Helpman, üretim fonksiyonunu, sermaye ve emeğin değişik oranlardaki kombinasyonu olarak tanımlamaktadırlar. Solow tarafından ortaya atılan Neo-klasik teoriye göre; büyümenin itici gücü olarak varsayılan teknolojik gelişme üretim  fonksiyonuna  dahil  edilmeyerek  dışsal  olarak  kabul  edilmiştir.  Neo-klasik iktisatçılara göre üretim faktörleri, sadece emek ve sermayeden oluşmaktadır.109 Bilgi, verimlilik, eğitim ve entelektüel sermaye dışsal faktörler olarak belirlenmiştir.110 Üretim fonksiyonu matematiksel olarak denklem 1’deki gibi ifade edilir.

Q = f(K, L)

Denklem 1’de yer alan Q; belirli bir dönemde üretilen bir malın üretim miktarını, K, üretimde kullanılan sermaye miktarını, L ise üretimde kullanılan işgücü miktarını göstermektedir.

Romer (1994) ise yapmış olduğu çalışmada bilgi seviyesi ve firmaların araştırma-geliştirme (Ar-Ge) harcamalarını toplam üretim fonksiyonuna dahil etmiştir. Romer’in modelinde bilgi, bir üretim faktörü olarak üretim fonksiyonu içerisinde yer almaktadır. Romer, ekonomik büyümenin arkasındaki asıl itici gücün, fiziksel sermaye yatırımları ile bu yatırımlar yoluyla oluşan bilgi birikimi olduğunu söylemektedir. Ona göre, bilgi birikimi

sayesinde ölçeğe göre artan getiri oluşacak ve bu da ekonomik büyümeyi olumlu etkileyecektir.

Üretim fonksiyonu aracılığıyla bilgi ve iletişim teknolojilerinin üretimi nasıl etkilediğine ilişkin yapılan diğer bir çalışma Pohjola (2002)’ya aittir. Pohjola’ya göre modern ekonomide bilgi ve iletişim teknolojileri, çıktı ve girdi olarak ikili bir rol oynamaktadır. Bu rollerden biri bilgi ve iletişim teknolojilerini üreten endüstrilerin oynadığı rol, diğeri ise bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanan, yani girdi olarak talep eden endüstrilerin oynadığı roldür.

Bilginin bir üretim faktörü olarak üretim sürecinde yer alması ile birlikte, (1) nolu üretim fonksiyonu (2) nolu üretim fonksiyonu şekline dönüşmektedir. Üretim fonksiyonunda yer alan “I”, üretimde faktör olarak kullanılan bilgiyi göstermektedir.

Q = f(K, L, I)

Sonuç olarak bilgi ve iletişim teknolojileri, üretimi ve ekonomik büyümeyi üç şekilde etkilemektedir.

1.    Bilgi ve iletişim teknolojilerinin çıktı (katma değer) etkisi: Bilgi ve iletişim teknolojileri mal ve hizmet üretiminde, katma değer artışına yol açmaktadır.

2.    Bilgi ve iletişim teknolojilerinin girdi etkisi: Diğer mal ve hizmetlerin üretiminde girdi olarak kullanılan bilgi ve iletişim teknolojileri, ekonomik büyümeye ikinci bir katkıda bulunmaktadır.

3.    Bilgi ve iletişim teknolojilerinin teknolojik ilerleme etkisi: Bilgi ve iletişim teknolojileri yeni teknolojilerin bulunmasına yardımcı olmaktadır.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin çıktı ve teknolojik ilerleme etkisi daha çok gelişmiş ülkelerde görülürken, girdi etkisi her ülkede görülmektedir.

Bilgi ekonomisinin maliyetler üzerindeki etkileri

Bilgi ekonomisi, kendine özgü niteliklere sahip olmakla birlikte genel anlamda geleneksel ekonomiye benzer bir görüntü sergilemektedir.

İktisat teorisinde, üretim miktarı arttıkça belirli bir üretim düzeyine kadar ortalama maliyet düşer. Belirli bir üretim düzeyinden sonra üretimdeki büyük artışlar karşısında oratalama maliyet yeniden artmaya başlar.

Buna karşılık, bilgi ekonomisinde bilgi ve iletişim teknolojilerinden dolayı engelleyici bir faktör bulunmamaktadır. Üretim miktarı arttırıldıkça maliyetlerde azalan bir seyir izlenmekte ve artan üretimle birlikte marjinal maliyet asimtotik olarak sıfıra yaklaşmaktadır. Bilgi ekonomisinde, bu şekilde azalan maliyetler, bilişim teknolojilerinin ortaya çıkardığı yeni sektörlerin en önemli özelliklerinden biridir. Bilgi ekonomisinde yazılım, ilaçlar ve biyoteknoloji ürünleri gibi bilgiye dayalı veya bilgi yoğun mallar ortaya çıkmaktadır. Herhangi bir malın içindeki bilgi yoğunluğu arttıkça marjinal maliyet sıfıra yaklaşmakta ve tüketimde rekabet ortadan kalkmaktadır.118

Sayısal mal ve hizmet üretiminde maliyet yapısı geleneksel üretimden farklılıklar göstermektedir. Bilgi yoğun mal ve hizmetlerin üretimi başlangıçta genellikle yüklü miktarda yatırım gerektirmektedir. Bu yatırımlar "batık maliyet" (sunk cost) olarak adlandırılabilir. Burada batık maliyet kavramı ile yatırımdan vazgeçildiği takdirde yatırım mallarının satışı yoluyla veya başka bir yol ile geri kazanılamayan maliyetlerden bahsedilmektedir. Ancak sayısal mallar bir kez üretildikten sonra tekrar üretimi (veya diğer bir ifade ile kopyalanması) oldukça düşük maliyetlerle gerçekleşmektedir.120 Dolayısıyla sayısal malların üretim miktarı arttıkça marjinal ve ortalama maliyetlerde azalma ve artan getiri eğilimi görülmektedir. Bu tip malların üretiminde ürün geliştirmenin maliyeti önemli fakat daha sonra onu kopyalamanın veya benzerlerini piyasaya sürmenin maliyeti son derece düşük olduğu için son birim maliyeti çok düşük hatta sıfıra yakın olabilmektedir.

Bilgi ekonomisinde bilgi ve iletişim teknolojilerin yoğun kullanılması nedeniyle, üreticilerin, tüketicilerin ve tedarikçilerin ağlar üzerinden bir araya gelmeleri üretim maliyetlerinde düşüşe neden olmaktadır. Aynı şekilde yeni teknolojilerin firmalara getirdiği esneklik, tüketici talebinin hızla karşılanmasını sağlarken, stok bulundurma maliyetini düşürmektedir. Bu iki duruma tam zamanında üretim (Just-in time production) ve tam zamanında satışa (just-in-time selling) iyi birer örnektirler.

Bilgi ekonomisinde genel olarak maliyet konusunda teorik olarak bir takım değişiklikler ileri sürülmektedir. Firmalar, bilgi ve iletişim teknolojileri yardımıyla varlıklarını daha etkin bir şekilde kullanmaktadırlar. Ayrıca daha önce ulaşılması zor olan piyasalara ulaşma, kısa sürede yeni ürün geliştirme, dağıtım ve zaman tasarrufu daha olanaklı hale gelmektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin firmalara sağlamış olduğu bu fırsatlar sabit ve değişken maliyetlere olumlu bir şekilde yansımaktadır. Bu durum, ekonominin diğer sektörlerine de önemli ölçüde verimlilik artışı sağlamaktadır.

Bilgi ekonomisinin piyasa yapıları üzerindeki etkileri

Piyasa, bir malı satın almak veya satmak için birbirleri ile ilişki kuran kişi veya firmaların bir grubu olarak tanımlanmaktadır.124 Piyasa belirli bir mekanla sınırlandırılamaz. Zira çeşitli bilgi ve iletişim teknolojileri vasıtasıyla mal ve hizmet alışverişinin önemli bir kısmı elektronik ortamda gerçekleşmektedir.125 Bilgi ve iletişim teknolojileri, piyasaları birbirine entegre ederek ekonomik faaliyetleri daha küresel hale getirmektedir. İktisadi faaliyetlerde bilgi ve iletişim teknolojilerinin yoğun kullanılmasıyla sanal kuruluşlar, topluluklar ve piyasalar ortaya çıkmıştır. Tüketiciler, firmalar ve kamu kuruluşları internet aracılığıyla sanal ortamlarda bir araya gelerek ticari faaliyetler ve diğer işlemleri gerçekleştirmektedirler.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen hızlı gelişmeler bir taraftan mal ve hizmet üretiminde kalite ve etkinliği artırırken diğer taraftan mal ve hizmetlerin fiyatlarını düşürme yönünde piyasalara etki ederek dünya üzerinde standart mal ve hizmetlerin sunulduğu küresel bir ortak pazarı ortaya çıkarmaktadır. Rekabetçi piyasalarda yüksek düzeyde hissedilen bu durum, eksik rekabet piyasaları için de geçerli olmaktadır.

Piyasa yapıları, endüstrideki firma sayısı ve endüstriyi oluşturan firmaların ürettikleri malın niteliğine göre sınıflandırılmaktadır. Bu iki kritere göre piyasalar; tam rekabet piyasası, monopol piyasası, monopollü rekabet piyasası ve oligopol piyasası olarak dörde ayrılmaktadır. Bu çerçevede, bilgi ekonomisinin tam rekabet, monopol ve oligopol piyasasında oluşturduğu olası etkiler incelenecektir.

Bilgi ekonomisinin tam rekabet piyasası üzerindeki etkileri

Tam rekabet piyasası, alıcı ve satıcıların çok sayıda olduğu, homojen malların üretildiği, iktisadi karar birimlerinin piyasa hakkında tam bilgi sahibi olduğu ve piyasaya giriş çıkışın engellenmediği piyasa olarak tanımlanmaktadır.127 Söz konusu piyasa ortamında bilgi ekonomisinin etkilerini anlayabilmek için tam rekabet piyasasının tanımını ve özelliklerini baz alarak bilgi ekonomisi ile arasındaki ilişkiyi açıklamak gerekmektedir.

1.  Atomisite: Tam rekabet piyasasında, bir malın çok sayıda alıcı ve satıcısının bulunması, alıcı ve satıcılardan her birinin malın fiyatını etkilemeyecek ölçüde küçük olduğu varsayılmaktadır. Tam rekabet şartları altında piyasa arz ve talebe göre oluşan piyasa fiyatı, endüstriyi meydana getiren firmaların herbiri için veridir. Bir veya birkaç üretici veya tüketicinin malın arzedilen veya talep edilen miktarını değiştirmeleri halinde, piyasa dengesi hissedilebilecek ölçüde değişmez.

Bilgi ekonomisinde ise alıcı ve satıcıların sayısı sınırlıdır. Sayısal mal ve hizmetlerin üretimi teknoloji ve bilgi içerdiğinden bu mal ve hizmetleri üreten firma sayısı sınırlı olmaktadır. Sınırlı sayıda firmanın gerçekleştirmiş olduğu bir sayısal mal üretiminde piyasa fiyatını da belirleme gücü ihtimal dahilindedir.

2.  Mobilite: Üreticiler, tüketiciler ve faktör sahiplerinin piyasaya giriş veya çıkışlarında suni (patent, lisans vb. hukuki engeller) veya tabi engellerin (büyük sermaye ihtiyacı gibi) olmaması durumunu ifade eder.130 Bir faktörün piyasaya giriş ve çıkışı ile bir kullanım alanından diğer bir kullanım alanına geçmesi maliyetsiz olarak gerçekleşmektedir.

Bilgi ekonomisinde piyasaya giriş ve çıkışların belirli ölçü ve kurallar dahilinde serbest olduğu söylenebilir. Çünkü sanal ortamda faaliyet göstermek isteyen kişi ve firmalar, faaliyet türlerine ve coğrafi konumlarına göre alan isimleri almak zorundadırlar. Alan isimleri belirli bir maliyet karşılığında (tabi engel) ve belirli hukuki kurallar (suni engel)   çerçevesinde alınmaktadır. Buna karşın; bilgi ekonomisinde, üretimde artan verim koşullarının geçerli olması firmaları daha fazla üretim yapmaya teşvik etmektedir.

Aynı zamanda artan rekabet ve küreselleşme sayesinde firmalar ihtiyaç duydukları üretim faktörlerinden bir kısmını daha ucuza ve istedikleri yerden temin etme imkanına sahiptirler.

Dolayısıyla bir bütün olarak düşünüldüğünde piyasaya giriş/çıkış engeli minimum düzeye inmektedir.

Ayrıca bilgi ve iletişim teknolojileri vasıtasıyla yeni firmaların piyasaya girişleri kolay hale gelmiştir. Piyasaya yeni firmaların girmesi rekabeti daha etkin hale getirmektedir. Rekabet sayesinde yaratıcılık ve yenilikler önem kazanmakta, daha düşük maliyetli yeni ürünler ve hizmetler ortaya çıkmaktadır. Giderek genişleyen bu rekabet ortamı, bir taraftan işletmelerin hayatta kalmaları için bir tehdit oluştururken diğer taraftan da bu işletmelerin gelişmeleri için bir teşvik unsuru olmaktadır.

3. Ürünün homojen olması: Tam rekabet piyasasında çok sayıda firma tarafından üretilen malların homojen olduğu veya daha teknik bir ifade ile tam ikamenin olduğu varsayılmaktadır.134 Bu durumda alıcılar, bir malın fiyatı aynı olduğu sürece malın hangi üretici tarafından üretildiğine önem vermezler.

Bilgi ekonomisinde ise mal ve hizmetlerin homojen olduğu söylenemez. Özellikle sayısal mallarda aynı ürün farklı yöntemlerle üretilebilmektedir. Sayısal malların kişi veya firmalar için özel çözümleri içeren üretimleri yapılmaktadır. Bu durumda kişiye özel mal ve hizmetlerin üretimi beraberinde heterojenlik getirmektedir.

4. Tam bilgi sahibi olma: Tam rekabet piyasasında, üreticiler, tüketiciler ve faktör sahiplerinin geçmişte, şimdi ve gelecekte tam bilgi sahibi oldukları varsayılmaktadır.
Bütün iktisadi karar birimlerinin tam bilgi sahibi olmaları durumunda, tüketiciler homojen bir mala piyasada oluşan en düşük fiyatın üstünde bir fiyat ödemezken, üreticiler de herhangi bir faktör için en düşük fiyattan daha fazla ödeme yapmazlar. Aynı şekilde faktör sahipleri de faktör hizmetleri için piyasada elde edebileceği en yüksek faktör getirisi dışında herhangi bir getiri kabul etmezler.

Bilgi ekonomisinde ise, iktisadi karar birimleri artan iletişim olanakları ve internet vasıtasıyla daha kolay bilgi edinilmektedir. İnternet dünyayı tek bir piyasa haline getirdiği için, en düşük fiyatı, yani piyasa açısından en etkin fiyatı bulabilme oldukça kolaylaşmıştır. Bu durum aslında sanal piyasalarda fiyat farklılaşmalarına karşın talebin duyarlılığının yüksek olduğunu göstermektedir.

Bilgi ekonomisinin monopol piyasası üzerindeki etkileri

Monopol, yakın ikamesi olmayan bir malın tek üreticisi yada satıcısının olduğu piyasa şeklidir. Monopolcü firma, rakip firmaların doğrudan rekabeti ile karşılaşmamaktadır. Ancak tüketicilerin sınırlı gelire sahip olmaları, bütün iktisadi malların birbirine rakip olmasına neden olmaktadır. Bu durum monopolcü firmanın diğer firmaların dolaylı rekabeti ile karşı karşıya gelmesine sebep olmaktadır. Monopolcü bir firmanın karşılaştığı talep eğrisi, negatif eğimlidir. Dolayısıyla, firma, daha fazla mal satabilmek için fiyatını düşürmek zorundadır. Monopolcü bir firma istediği düzeyde bir fiyat belirlediğinde buna karşılık gelen miktara razı olmak zorundadır. Temel kaynakların kontrolü, ölçek ekonomilerinin işlenmesi, patent ve özel imtiyaz hakkı gibi faktörler monopolcü firmaların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Bilgi ekonomisinde mal ve hizmet üretiminde yoğun teknolojinin kullanılması sonucunda ortaya çıkan dışsal faktörler, piyasaya girişi kısıtlayan en önemli engeldir. Dışsal faktörlerin yoğunluğu ve etkisi nedeniyle piyasanın gerçek anlamda rekabetçi bir piyasa olması olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu tip piyasalarda ister istemez sınırlı sayıda firmanın faaliyette bulunması beraberinde tekelleşmeyi getirerek, piyasanın yoğunlaşma derecesini artırmaktadır. Dolayısıyla bu piyasalarda monopolist eğilimler bilgi ekonomisinin yapısından kaynaklanan doğal monopollerdir. İktisat teorisinde bir mala, maliyet ve kalite farkı olmadan, farklı piyasalarda veya farklı miktarlar için farklı fiyat talep edilmesine fiyat farklılaştırması denilmektedir. Firmaların monopol kazançlarını daha da arttırabilmesinin bir yolu olarak görülmektedir. Bunun sonucunda rekabet sisteminde aksaklıklara ve tüketicilerin refahında azalmaya yol açan bu durum, bilgi ekonomisinde değişime uğramaktadır. Dolayısıyla bilgi ekonomisinde fiyat farklılaştırması ekonomik etkinliğin ve sosyal refahın arttırılması için zorunlu bir mekanizma olarak ortaya çıkmaktadır.

Fiyat farklılaştırması türleri incelendiğinde, birinci dereceden fiyat farklılaştırmasında monopolcü firmanın, tüketici rantının tümüne sahip olmak için malın her birimini ayrı ayrı satarak her tüketiciden ödeyebileceği maksimum fiyatı talep etmektedir. Ancak söz konusu durum bilgi ekonomisinde geçerli değildir. Çünkü bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkisiyle tüketiciler bilinçlenmekte ve herhangi bir şekilde üretici firma tarafından kendilerine farklı fiyat uygulandığını anladıklarında, seçili firmayı terk edip, alternatif ürünler üreten başka firmalara yönelmektedirler.

İkinci derece fiyat farklılaştırması, monopolcü firmanın tüketici rantının bir kısmına sahip olmak için malın belirli bir miktarının her birimine tek bir fiyat talep edilmesidir. Bu uygulama bilgi sektöründe de yaygın olarak kullanılmakta ve tüketiciler farklı teknolojik ürünlere farklı fiyatlar ödemektedirler. Ancak bu uygulamanın sosyal maliyeti düşük kalite olmaktadır. Çünkü firma farklı fiyat uygularken ürettiği ürünün kalitesini göz önüne alacak ve buna göre bir fiyatlandırma yapacaktır.

Bir diğer fiyat farklılaştırması, farklı piyasalarda farklı fiyat talep edilmesi sonucu oluşan üçüncü derecede fiyat farklılaştırmasıdır. Üçüncü derecede fiyat farklılaştırma uygulamasının kârlı olabilmesi için piyasalardaki talep esnekliklerinin farklı olması gerekmektedir. Bilgi ekonomisinde bilgi yoğun mal ve hizmet sunan firmalar zengin piyasalara yüksek fiyatlandırma, daha az gelişmiş piyasalara ise düşük fiyatlandırma uygulayarak bunun sonucunda hem karlarını arttırabilmekte hem de sosyal refahın yükselmesini sağlamaktadırlar.

Bilgi ekonomisinin oligopol piyasası üzerindeki etkileri

Oligopol, nispi olarak az sayıda satıcı ile nitelenen bir piyasadır. Endüstrideki firma sayısının sınırlı oluşu nedeniyle firmalar, birbirlerinin davranışını dikkate almaktadırlar. Oligopol piyasasındaki firmalar homojen bir mal üretebileceği gibi farklılaştırılmış mal da üretebilirler. Oligopol piyasasında homojen mal üreten firmaların talep ettikleri fiyat aynı olurken, farklılaştırılmış mal üreten firmalar farklı fiyat talep edebilirler. Gerçek yaşamda yaygın olarak rastlanan piyasa yapısı oligopol piyasasıdır.

Oligopol piyasasında az sayıda firmanın olması nedeniyle firmalar birbirlerine bağımlıdırlar. Üretilecek malın fiyat ve miktarı ile ilgili bir değişiklik yapmayı düşünen oligopolcü firma, rakiplerinin nasıl bir tepki göstereceğini değerlendirmek zorundadır.149 Aynı şekilde bilgi ekonomisinde de oligopol yapıdaki firmaların uyguladıkları fiyat değişiklileri rakipleri tarafından bilgi ve iletişim teknolojileri vasıtasıyla anında saptanabilmektedir. Tepkinin gecikmeden verilebilmesi, fiyat indirimi stratejisinin etkisini azaltacaktır. Bu durumda rakip firmalar da fiyatlarında ayarlama yaparak, fiyatını düşüren firmaya daha fazla müşteri elde etmesine imkan tanımayacaktır. Bu nedenle oligopol niteliği taşıyan müteşebbisler bilgi ekonomisinin yapısal özelliklerinden kaynaklanan yeni durumdan olumsuz etkilenebileceklerdir.

Firmaların rekabet üstünlükleri zaman içerisinde değişim göstermektedir. İktisat teorisinde oligopol piyasasındaki bu rekabet üstünlüğü hakim firma modeli ile açıklanmaktadır. Hakim firma modeli, bazı oligopol endüstrilerde üretim miktarının önemli bir kısmını kontrol eden tek bir firma ile endüstri üretimine oranla önemsiz miktarda üretim yapan küçük firmalardan oluşan bir modeldir.151 Ayrıca oligopol piyasasındaki firmalar düşük maliyet, esnek üretim ve toplam kalite ile de hakim firma durumlarını devam ettirerek rekabet üstünlüklerini sürdürebilmektedirler. Oysa bilgi ekonomisinde bilgiyi kullanan, kullandığı bilgiyle sürekli yenilikler gerçekleştiren ve en kısa sürede piyasaya yeni ürün sunan firma, rekabet üstünlüğü sağlayarak lider firma konumuna gelmektedir. Gerekli düzeyde yenilik ve icatlarda bulunmayan firmaların lider firmaya yetişmesi veya aynı çabayı göstermeyen lider firmanın hakimiyetini sürdürmesi mümkün değildir.152 Bu durumda, ağ etkilerinin olduğu piyasalarda takip eden konumundaki firmaların önemli yenilikler ortaya çıkarması; lider konumundaki firmanın ise liderliğini sürdürebilmek için, muhtemel rakipleri bu türden yenilikleri piyasaya sunmadan önce, kendisine liderlik olanağı sağlayan mevcut ürün, süreç veya standartlarını ortadan kaldıracak yenilikleri oluşturma stratejisini gütmesi gereklidir. Neticede ağ endüstrisinde rekabet, piyasa liderliğini ele geçirmeyi veya muhafaza etmeyi amaçlayan bir araştırma ve geliştirme yarışını içermektedir.

Sonuç olarak, bilgi ekonomisinde oligopolistik bir piyasa yapısı zamanla monopolistik bir yapıya dönüşebilir. Bunun nedeni bilgi ekonomisinin “kazanan her şeyi alır” şeklinde tanımlanan bir rekabete daha yatkın olmasıdır.154 Bu tip endüstrilerde söz konusu olan ağ etkisi, piyasaya tüketicilerin tatminkar olmasını sağlayan bir ürünü ilk defa ortaya koyan firmanın gittikçe daha fazla müşteri toplamasına, ürettiği ürünün daha değerli bir hale gelmesine ve tekel pozisyonuna yükselmesine yol açar.
 

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005