Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Bilgi Toplumu Birey ve Siyasetin Geleceği 

Can Paker 

insanlık tarihinde toplumsal yaşamın köklü ve çok büyük değişikliklere uğraması mutlaka çok temel bir üretim şekli değişikliği­ne ve bu da olağanüstü bir teknolojik bir yeni­liğe dayalı oluyor. 

Hepimizin kolayca hatırlıyacağı bazı klasik örnekler: 

Teknolojinin ilkel silahlar, üretimin av­cılık, toplum şeklinin göçebelik olduğu yapı­dan, teknolojinin tarımsal üretim araçları, üre­timin tarım, toplumsal şeklin yerleşik ve feoda­liteye geçmesi; bu yapıdan teknolojinin buhar makinası, üretimin sanayi, toplum şeklinin mil­li devlet olduğu yapıya geçiş. 

Bu yaşadığımız yıllarda aynı derinlikte ve etkide büyük bir tarihsel toplum yapısı de­ğişikliğinin başladığını hissetmekteyiz. Hızla içine yuvarlandığımız bu yeni yapıda teknolo­ji: bilgisayar, telefon ve televizyonun beraber­ce kullanılması; üretim şekli: bilgi üretimi, top­lumsal yapı ise bilgi toplumudur.

Bilgi toplumunun üretim yapısını analiz ettiğimizde henüz daha bugün erişilen sonu­cun başdöndürücü olduğunu görürüz. Bugün dünyada  satılanı mamullerin ancak %25'ini malzeme ve enerji oluşturuyor geriye kalanı ise bilgi ile ilişkili ürünler. Yıllardır dünya devi olarak bildiğimiz General Motors'un piyasa de­ğeri sadece bilgisayar yazılımı üreten Microsoft firmasından daha az bir düzeye düştü. 

Üretim tarzı değiştiğinde bütün sosyolo­jik yapı değişir. Değişen üretim tarzı nedir? 

Çok basit enformasyondan bilgi üretil­mektedir. Bilgisayar, telefon ve TV'nin bera­berce kullanılması dünyadaki mevcut bütün bilgi depolarına kolayca ulaşımı sağlamıştır. Bu depoları kullanarak yeni ve pazarlanabilir bilgiyi üretmek çok büyük ölçüde bireylere bağlı bir oluşumdur. 

Buna göre üretim şekli sanayi olan top­lum ile çok büyük farklılıklar oluşmaktadır. Sa­nayi toplumunda makinalar önemli ve bu ne­denle değerli, insanlar ise çok büyük ölçüde birbirlerinin yerine ikame edilebilinir yapıda­dır. Üretim kendini tekrar eden ve önceden kesinlikle planlanan bir yapı içinde oluşmakta­dır. Sanayi toplumunun ilk aşamalarında bir mamulü üretmiş olmak satışını garanti etmeye yeterli bir olgudur. Üretim şekli birbirine ben­zer merkezi ve hiyerarşiktir. Toplum şekli de buna çok benzer bir durumdadır. Toplumda, herkesin katılması gereken genel inançlar, tar­tışılmaz dogmalar insanları birbirinin aynı yap­mıştır. Bu yapıda merkezi devlet kutsaldır. 

Bilgi toplumunda çok köklü bir şekilde değişen üretim şekli toplumun bütün sosyolo­jisini de beraberinde değiştirmeye başlamıştır. Üretim sürecinde sanayi toplumunun tersine makinalar değil insanlar önemlidir. Bilgisayar­ların, tv'lerin, telefon iletişiminin maliyeti bü­tün dünyada hızla düşmektedir. Bu toplumda üretim yapan bu makinaların temel hammad­desi doğada hiç sıkıntısızca bulunan kumdur. Ancak yeni bilgiler üretebilme ve bunları pazarlayabilme bireylere ve daha önemlisi bu bi­reylerin birbirinden olan farklılıklarına bağlı­dır. Bilgi toplumunda aynılık kalkmış bunun yerini kesin olarak farklılık almıştır. 

Artık üretmek satmaya yetmemektedir. Başka üretilenlerden çok farklı ürünleri ürete­bilmek ve daha zoru, bu farklılığı sürekli şekil­de sağlamak, küreselleşen piyasalarda var ol­manın vazgeçilmez koşulu haline gelmiştir. 

Üretim insanların farklılığına dayandığı için ve bu farklı insanların ortaya çıkaracağı değişik yaratıcılıklara ihtiyaç duyulduğu için, küresel piyasalarda yer almak istiyen firmalar, bünyelerindeki bütün çalışanların katılımına ihtiyaçları olduğunu anlamışlardır. Yıllardır duyduğumuz kalite çemberleri, ISO 9001 stan­dartları, toplam kalite yönetimi ve bununla il­gili ödüllerin temel ilkelerine bakıldığında tek bir hedef olduğu görülür: Tüm çalışanları bü­tün yaratıcılıklarıyla katılım ortamında tutmak. Bilgi toplumunun yukarda tarif edilen teknolo­jisi katılımı da büyük ölçüde kolaylaştırmakta ve insanların birbirleriyle olan haberleşmesini mesafelerden bağımsız hale getirmektedir. 

Böyle bir yapıda kişisel tercihler, birey­sellik, yaratıcılık, farklılık, herşeyi sorgulama, fevkalade önemli olmakta ve bu özellikler ekonomi tarafından teşvik edilmektedir. Böyle bir üretim anlayışında tabiki merkeziyetçilik ve hiyerarşi yoktur ve bu alışkanlıkların kaldırıl­ması için yöneticiler tarafından savaş verilmek­tedir. Bu üretim tarzı biraz abartılı bir ifadeyle olsa; bireyi kutsallaştırmaktadır. 

Sanayi toplumunun ve milli devletin bir öğesi olan temsili demokrasinin, bilgi toplumu sosyolojisi ilerledikçe ciddi bir değişikliğe uğ­rayacağı açıktır. Haberleşmenin bu derece yo­ğunlaştığı bir ortamda, katılımın günlük yaşam haline geldiği bir toplumda, 5 yılda bir temsil­cilerimizi seçip onların 5 yıl boyunca bizleri yönetmek için ne yaptıklarını tribünlerden seyreden  bir  yönetilenler kitlesinin  devamı çok kolay olmıyacaktır. Kitlelerin siyasal süre­ce sürekli katılımı hızla gündeme gelecektir. Bilgi toplumunun gerek üretim şekli gerek ide­olojisi ve gerekse teknolojisi bunu hem zorun­lu hem de mümkün kılmaktadır. 

Bu varsayımlar altında parlamenter demokrasinin ne şekil alıcağı henüz tam biline­mez. Belki her kanunu tüm vatandaşlarımıza elektronik gereçler vasıtasıyla referanduma sunmıyacağı". Ancak bizi yönetmek üzere seç­tiğimiz insanların gerek bizlere gerekse yaptığı işlere bu derece yabancılaştığı bir siyasa! süreç de devam etmiyeceklir. 

Bunun dışında sanayi toplumunun üre­tim yapısından gelen herkesin aynı temel de­ğerlere inanması, aynı temel dogmaları benim­semesi ve tüm ülke için geçerli sayılan ideolc-jiler, bilgi toplumundaki üretim yapısı nedeni ile son bulacaktır. Bireyin bu derece öneminin arttığı farklılığın bu derece yüksek bir değer ol­duğu bu yeni toplum şeklinde artık insanların değişmez dogmalar, tartışılmaz değer yargıları­na ve tüm bir ulusu kapsayan ideolojilere hep beraber inanmaları imkansızdır. Tartışma, sor­gulama, insanların üretimdeki davranış şekli olacağından, siyasal süreçteki davranış şekli de olacaktır. 

Her birey fikrini kolayca yayabileceğin­den, artık fikirlerin yasaklanması sadece mizah kitaplarının konusu olabilecektir. Bütün bu oluşumu kısaca şöyle özetliyebiliriz, çok daha üst ve başka bir düzeyde; Atina demokrasisine dönüş. Ancak bu dönüşün nasıl olacağı dönü­şüm sonucunda demokrasinin nasıl çalışacağı hangi yeni mekanizmalar oluşturulacağı önü­müzdeki dönemin siyasal metedoloji tartışma­sı olacaktır. Ancak kesin olan bir şey vardır. ulus-devlet son dönemlerini yaşamaktadır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005