Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Biyo-Çeşitliliğin Değeri ve Korunması Gerekliliği 

Doç. Dr. Meral Kence 

însan nüfusu arttıkça daha fazla yiye­cek, daha fazla su tüketmekte, enerji ve ham madde kullanımı artmakta ve daha çok atık üretmektedir. Günümüzün yaşam biçimi çev­reyi olumsuz etkilemektedir. Diğer yandan bu olumsuz etkileri azaltmak ve potansiyel yarar­lan arttırmak için çaba sarfedilmektedir. 

Bugün doğum oranı 27/1000/yıldır. Da­ha iyi yaşam koşullan ve gelişen tıp ile ölüm oranı 1990'da 10/1000'dir. Buna göre dünya nüfus artış hızı yaklaşık %1,82dir. Bu artış hızı ile dünya nüfusunun sadece 39 yılda ikiye kat­layacağı hesaplanmıştır. Oysa kaynaklar sınır­lıdır ve küresel refah için ilk ve en gerekli adım insan populasyonunu dengelemektir. Yeryü­zünde çok daha fazla insanın dengeli bir şekil­de yaşamasını sağlayacak teknolojinin geliştiri­lip geliştirilemeyeceği, ya da ne zaman gelişti­rilebileceği bir bilinmezdir. Teknoloji geliştir­menin yanısıra daha çeşitli ürünleri tanımlama­mız gerekir. Önemli ürünlerin çoğu yüzlerce, binlerce yıldan beri yetiştirilmektedir. Bugün kaç bitki türü kullanmaktayız? Üç tür, buğday, pirinç, mısır insan enerji ihtiyacının yandan fazlasını sağlamaktadır. Sadece yaklaşık 150 bitki çeşidi yaygın olarak kullanılmaktadır. Bilinen 250000 bitki türünden binlerce, onbinler-ce daha tür insan besini olarak kullanılabile­cektir şayet bunlar tam olarak keşfedilir ve eki­lebilir hale getirilirse. Örneğin Türkiye'den it­hal edilen ve bir virüse karşı dayanıklı arpa to­humunun Amerika'da çiftçileri yılda 150 mil­yon dolarlık bir masraftan kurtardığı bilinmek­tedir. Sadece besin olarak değil, ilaç hammad­desi olarak da bitkiler büyük potansiyel oluş­turmaktadır. Bu nedenlerle insan faaliyetleriy­le bitkiler ve diğer canlılar yok olup gitmeden onları araştırmamız ve koruma önlemlerini al­mamız gerekmektedir. 

Çevresel bozulmaya götüren biyolojik çeşitliliği yokedici uygulamalardan biri de "müştereklerin trajedisi"dir. Bu, herkesin sahip olduğu kaynakların (hava, su, balık stoklan, diğer doğal canlı kaynaklar vb.) karşılığında pek bir şey ödemeden bazı bireylere özel ka­zanç sağlaması ile plansız, düzensiz ve kont­rolsuz bir şekilde kullanılması sonucunda yok olması, bundan da herkesin zarar görmesi, herkesin kaybetmesi sonucudur.

Biyologlar mevcut ürünlerin iyileştiril­mesi ve yenilerinin geliştirilmesinde bitki üre­timi ve seleksiyonu ile önemli rol oynarlar. Ge­netik mühendislik teknikleri ile yeni bitki soy-lan geliştirilmekte ve bu sayede daha önce ye­tişmeyen alanlarda büyüyebilmektedirler. Azot fıkzasyonu, C4 fotosentezi yapabilen ve hasta­lıklara, zararlılara karşı dayanıklı soylar elde edilebilmektedir. Ancak bu gelişmelerin getir­diği bazı sorunlar da vardır. Örneğin faydalı gen aktarımı ile geliştirilen bir ürünün yaygın olarak ekimi, monokültürü, olası çevre koşul­lanılın değişmesi ya da bir virüs enfeksiyonu sonucunda tüm ürünü yoketme tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Genetik çeşitlili­ğin önemi bu örnekte de açıkça görülüyor. Türkiye çok zengin biyo-çeşitliliğe sahip şans­lı bir ülkedir. Bitki gen kaynaklan bakımından dünyanın önemli merkezlerinden biridir. Tüm Avrupa kıtasında 12000 bitki türü varken, Tür­kiye'de 9000 bitki türü vardır. Endemik bitkile­rin sayısı ise Avrupa kıtasında 2500, Türkiye'de 3000'dir. Türkiye fauna bakımından da çok zengindir. Tam olarak bilinmemekle birlikte hayvan tür sayısı 80000 talimin edilmektedir. 

Canlı türlerinin 1/5'i 30-40 yıl içerisinde yok olacağı tahmin edilmektedir. Bu 1 milyon­dan fazla tür demektir, yani günde birkaç tü­rün yokolması demektir. Gelecek yüzyıl başlarında ise saatte birkaç türün yok olması hızına ulaşabilir. 

insan türünün canlı doğal kaynaklara olan bağımlılığı düşünüldüğünde ve bu kay­nakların sınırlı olduğu göz önünde tutuldu­ğunda insan eliyle biyo-çeşitliliğin ya da gen kaynaklarının erozyonu insan türünün varlığı­nı tehdit eder duaıma gelmiştir ve bir biyo-çe-şitlilik krizi ile karşı karşıya bırakmıştır. 

Bu kriz karşısında biyologlar bu orga­nizmaları keşfetmek ve yok olmalarım önle­mek, gelecek kuşaklan bunlardan mahrum et­memek için ne yapabilirler? 

Biyo-çeşitliliğin kaybolmasıyla bilgi edinme açısından da fırsatlan kaçırmaktayız. Üniversitelerimizin Biyoloji bölümlerinde ko-nıma biyolojisi eğitiminin yaygınlaştırılması ve bu alandaki araştırmaların desteklenmesi, bi-yoteknolojinin ham maddesi olan gen kaynak­lanılın belirlenmesi ve koruma altına alınması ülkemizin gelecekteki refahı için büyük önem taşımaktadır. Bu bilincin oluşması ve bu eğiti­min verilmesi aslında herkes için bir gereksin­medir. 

Koruma biyolojisi, tüm dünyada biyo-çeşitliliğin sürdürülmesini amaçlayan ve eko­loji, genetik, populasyon biyolojisi, biyocoğ-rafya, ekonomi, siyaset bilimi, sosyoloji, felse­fe gibi disiplinlerin prensiplerini uygulayan, disiplinlerarası bir alanı oluşturmaktadır. Koru­ma biyolojisi doğadaki milyonlarca yıllık evrim sonucunda ortaya çıkmış bulunan ve denge unsuru olan bu biyo-çeşitliliğin önemini ve de­ğerini ortaya koyan ve sürdürülebilir yönetimi­ni vurgulayan bir disiplindir. Bu yaklaşım in­san türünün kullandığı bir kaç türün korunma­sı ve sürdürülmesini değil farklı ekosistemlerin ve onların içerdiği çok çeşitli ve henüz bilgi sa­hibi olmadığımız yaşam formlarının tümüyle, bir sistem olarak korunması gerekliliğini orta­ya koymaktadır. Çünkü bunlar yaşamı destek­leyici sistemlerdir ve insan türünün yeryüzün­de devamı için gereklidir. 

insan neden biyo-çeşitliliğe değer ver­melidir? Filozoflar biyo-çeşitliliğin iki temel de­ğerini vurgulamışlardır:!) Araç, 2) Asıl (gerçek) değer. Biyo-çeşiüilik insan için gerçek veya potansiyel gıda, ilaç, yakıt sağlama gibi değer­ler; polinasyon, oksijen üretimi, besin döngü­lerini sağlama gibi değerler, pratik bilimsel bil­gi, bir genetik kütüphane sağlaması gibi değer­ler, doğal güzelliklerin sağladığı ruhsal-psiko-lojik doyum gibi değerler. Asıl değer ise, diğer canlılann da yaşam hakkı olarak değerlendiril­mekte, böylece biyo-çeşitliliğin yıkımının ahla­ka aykırı olduğu tartışılmaktadır. 

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005