|
Çin
ve yeni Demokrasi
Abstract
China and the new democracy This month i am writing from
China. Shanghai is an impressive city.
China s financia!
liberalization process is the s!owest and the safest
among the emerging economies. Comparisons are made
between Turkey and China, similarUies and
differences are discussed Finally the new democracy
in Turkey is discussed withh reference to the
attitude of the Erdoğan government to Iraq war.
Similarities and differences between the attitudes
of the British and Turkish governments are discussed
in the context of the War in Iraq.
Bu
ayki yazımı Çin'den yazıyorum. Çin Merkez Bankası
için yönetici eğitimi vermek üzere Şanghay' dayım.
Çin dünyanın milli gelir hesabına göre yedinci,
satın alma gücü hesabına göre ikinci büyük
ekonomisi. Çin'in de liberalizasyon süre Çin 'deki
ülkeler arasında çok özel bir yeri var. Şöyle ki,
Çin en yavaş ama en sağlam liberalleşen ülke. Çinli
bankerler, bunun gelenekleri ile ilgili olduğunu,
devrimlerin bu ülkede hep başarısız olduğunu
söylediler. Mao'nunki dahil herhalde! www.ekodialog.com
Şanghay 16 milyon nüfuslu soluk kesen bir güzel
şehir. Silueti New York'u hatırlatıyor. Uzun uzun
gökdelenler, nehir ağzında seyir kordonu, üzerinize
üzerinize gelen kalabalık. Şehrin bütün ana
caddeleri dört şerit, yanlarında da bisiklet yolları
var, buna rağmen, şehrin içinde yüksek binaların,
alçak apartmanların arasından üç dört katlı yol
geçirmişler. Evimizin manzarası bozuldu diye Ankara
Belediye başkanına kızan Akay sakinlerini andım
Yine de trafik her daim dolu. Ankara' dan ziyade
İstanbul trafiği gibi. Her köşede bir trafik polisi,
gezinti yerlerinde de her köşede bir polis var. Çok
güvenli bir şehirmiş. Bir sebep de bu olsa gerek.
İstanbul'a bir benzerlik, zengin ve fakirin iç içe
olmalarında. Mahallelerde, varoşların hemen dibinde
lüks villalar, şehrin merkezinde ultramodem
bankaların bitişiğinde, İstanbul'un Eminönü'sü
benzeri geleneksel esnaf yoğun sokaklar, hatta
atölyeler var. İstanbul 'un fiyat yelpazesi çok
geniştir. Ben ilk defa İstanbul' dan geniş fiyat
yelpazesi olan şehir gördüm. Burada gördüğüm yemek
fiyatlan tabağına 250,000 TL ile 250,000,000 TL
arasında idi. Evet yanlış okumadınız, tabağına 250
bin ile 250 milyon lira arası. Belki daha ucuzu daha
pahalısı da vardır da ben rastlamadım. Burada da
İstanbul gibi her köşe başında yiyecek satılıyor.
Kolay değil 16 milyonluk şehri doyurmak! Her keseye
her zevke uygun yiyecek bir şey var.
Çin' deki yemeklere bayıldım. Çinli'leri de insan
olarak çok sevdim. Gitmeden bana iki haftada sekiz
kilo verip geri gelenler olduğunu, Çin' deki Çin
yemeklerinin çok yağlı olduğunu, Londra'dakilerin
çok daha lezzetli olduğunu anlatmışlardı. Hatta bir
İngiliz akademisyen arkadaşım, daha ziyade erkek
hoca istediklerini kadınların otorite pozisyonunda
olmalarına pek alışık olmadığını söylemişti. Hani
bizde Anadolu'ya tayini çıkan hakim hanunlara hakim
bey denmesi gibi. Bir çok önyargı gibi bu iki
önyargı da doğru değilmiş.
Kendimi "I love Turkish food, Turks are very
hospitable" diyen turist gibi hissetsem de
söyleyeceğim. Londra'da yahut İstanbul'da Ankara'da
diğimiz Çin yemeği ne ki? Çin' deki yemeklerin bir
müsvettesi! Muhteşem ve çeşit çeşit mantıları var.
Bir mantıcıda sokakta iki saat beklenen kuyruk
vardı. Mantı bizim döner gibi, Çin 'in fast food'u!
Hemen hemen her hayvani ve per bitkiyi yiyorlar, her
birini bir başka çeşit pişiriyorlar. Bizim
mutfağımız zengindir, Çin mutfağı da çok zengin.
Zengini de fakiri de yemege düşkün. Bizde de
öyledir. Her yer lokanta, her lokanta insan dolu.
Lokantalarda pilav ısmarlasanız da oluyor
ısmarlamasanız da. Yeterince zenginseniz, yemekle
doyup pilav yemeyebiliyorsunuz. Fakirseniz, yahut
ucuza doymak istiyorsanız pilavı bol, yemeği az
alıyorsunuz. Aynı bizde porsiyon döner yemekle,
pilav üstü az döner gibi. Yahut fakir eve çok,
zengin eve az ekmek almak gibi. Bizde yemekle
doyabilen ekmeği az tutuyor, onlarda pilavı az
tutuyor. www.ekodialog.com
İstanbul' dan hatta gördüğüm bütün büyük
şehirlerden tek farkı taksi şoförlerinin temiz
ahlakı. Ben, başta İstanbul, Londra, New York ve
Lizbon olmak üzere hemen hemen her büyük şehirde,
taksi şoförleri tarafından kandınlmışımdır.
Muhakkak 2 kilometrelik yolu bir şehir turu attınp
12 kilometre olarak tamamlamışlar ve parasınıda
çatır çatır almışlardır. Şanghay'da gözlerime
inanamadım. Burada da iki kilometrelik yolu 12
kilometre yapan bir taksi şoförü tabii ki karşıma
çıktı. Ben şorörlerle uğraşma bezgini olarak, ve
Çin' ce ağız dalaşına girmeye cesaret edemeyerek,
parayı tam verdim, şoför taksimetre açılış ücretini
aldı. Gözlerim, bu temiz ahlak üzerine yerinden
uğramış olarak taksimetre ücretini ödemek için
ısrar ettim se de kabul etmedi. Rüya gibi değil mi?
Sordum, "siz niye böyle ahlaklısınız, kültürel bir
şey mi" diye. Güldüler, kontrolleri sıkı
yapıyorlarmış. Hatası görülen şoför işten
atılırmış. Her taksi otomatik olarak kasa fişi
basıyor ve yolcunun görebileceği numara şoför resmi
telefon falan da var.
İşten atılmak sadece taksi şoförleri için değil,
bürokratlar için de bir önemli olasılıkmış. "Rüşvet
hemen hemen yoktur. Yolsuzluk yapan, Merkez bankası
başkanı da olsa, bakan da olsa işten atılır."
dediler. Üst kademelerde rüşvet ve yolsuzluk
olmaması, insanların birbiri hakkında dosya
tutmalanna ve "sen bana göz yum ben sana göz
yumayım" demelerine mani oluyormuş. Çinliler, hemen
her liberalleşen ülke birden fazla ekonomik kriz
görmesine rağmen kendilerinin bir ekonomik kriz
geçirmemelerinin bir sebebinin rüşvet ve yolsuzluğun
üst kademelere sirayet edememesi olduğunu
söylediler. İkinci sebep de döviz kurlarının ve mali
piyasaların son derece kontrollü ve
yavaşliberalleşmesi. "Rusya'nın bu şekilde hızlı
liberalleşmesi bize bir ders oldu, onların yaptığını
yaparsak krizden krize sürükleniriz diye korktuk"
dediler.
Çin finansal liberalizasyon ve demokratikleşme
sürecine Türkiye' den hemen hemen bir on yıl sonra
girdi. 1970'lerde her ne kadar Çin komünist, Türkiye
karma ekonomi idiyse de, ekonomik olarak Türkiye de
Çin kadar dünyaya kapalı idi. Demokrasi geleneği
Türkiye' de 195 O' lerden itibaren gide gele
yerleşti; elbette burada Çin'den daha erkenciyiz.
Benim geldiğim gün Çin' in yeni başbakanı halka
teşekkür konuşması yapıyordu. Nihayet, Mao döneminin
tüm kadrosu değişmiş. Türkiye'ye ise bana da
Çin'den görünen bir yeni demokrasi geliyor. Sade
benim gibi Türkler değil, Çinliler bile Türkiye
'nin Irak savaşı konusunda Amerika ile yaptığı
pazarlıklara vakıf!
Türkiye' deki bu yeni demokrasi de hiç de herkes
savaş karşıtı değil. Hükümet seçmenleri ile finans
kaynakları arasında yalpaladıkça, savaşa taraf
olanlar da, savaş karşıtları kadar açık ve net,
hükümet'e taleplerini iletiyorlar. Ben doğrusu, Türk
hükümetinin tezkere'yi meclisten geçirememesine
memnun oldum. Siyasi yahut ekonomik sebepleri
yüzünden değil şu bakımdan: Uzun zamandır ilk defa
bir hükümet partisi kendi içinden başkanlık
mücadelesi için değil, "seçmen' e ne hesap veririz"
diye korkan milletvekilleri yüzünden muhalefet ile
karşılaşıyor. Yeni demokrasi bu. Milletvekilleri
parti başkanının kurşun askerleri, yahut parti
başkanını devirmeye çalışan rakipleri değil. Muhalif
milletvekilleri sadece ve sadece bir dönem daha
seçilmek istiyorlar ve demek seçmenler yeniden
seçmezse diye korkuyorlar. "Bizi ikna edin, yani
bize seçmenin hoşuna gidecek bir sebep söyleyin,
oyumuzu değiştirelirn" diyorlar.
Yeni demokrasi umarım ekonomik olarak da Türkiye'nin
önünü açacak. Türkiye'nin piyasalarını dünyaya
açısı, Çin' den çok daha hızlı oldu. Ama .bu hız
içinde liberal ekonominin mihenk taşları olan
kontroller ihmal edildi. Çin, yavaş ama daha
kontrollü hareket ediyor. Şanghay' daki ekonomik
canlılığı gözlerinizle' görüyorsunuz. Yeni
demokrasi, Türkiye'de sadece siyasi kararları,
uluslararası ilişkileri değil ekonomiyi de seçmenin
keyfine göre düzenleyecek. Görünen o ki seçmeni
tatmin eden bir ekonomik sonuç verecek olsa Türkiye
savaşa girebilir, ayni Amerika gibi. Ekonomik
sonuçların seçmeni tatmin edip etmeyeceği belirsiz
ise Türkiye zig zag çizebilir, aynıİngiltere gibi.
Irak ile güçlü bir ekonomik bağı olsa açıktan
savaşa karşı olur, aynı Fransa gibi. Ekonomik bir
çıkarı yoksa savaşa tarafsız kalabilir, aynı Çin
gibi
Kaynak: Gülnur Muradoğlu - City Üniversitesi
|