Çokuluslu Şirketler ve Küreselleşmenin
Dinamiği
Daha önce de değindiğimiz gibi yeni düzenin en
önemli özelliklerinden biri de yeni üretim
organizasyonlarının ortaya çıkmasıydı. Önceki
dönemlerde yabancı ülkelerdeki yatırımlar daha çok
hammadde teminine veya yerel piyasanın ihtiyacını
karşılamaya yönelik faaliyetleri kapsıyordu.
1970'li yıllardan sonraki teknolojik gelişmeler ve
ülke piyasalarının gittikçe serbestleşmesi yeni
üretim organizasyonlarını ortaya çıkardı. Üretimin
taşeronlaşması olarak ta tanımlanan bu sürecin
gelişimi evreler halinde devam etti. Bazı
araştırmalar daha 1970'lerin başında bazı Amerikalı
firmaların üretim maliyetlerini düşürmek için belli
ürünlerin üretimini Uzak doğulu üreticilere
yaptırmaya başladıklarını ortaya koymaktadır.
Tablo: Dünyanın En Büyük 10 Şirketi (2001)
1. Wal-Mart (ABD) 220 milyar dolar (İsveç'in milli
geliri kadar)
2. ExxonMobil (ABD) 191.5 milyar dolar (Türkiye'den
daha büyük)
3. General Motors (ABD) 177.2 milyar dolar
(Danimarka'dan büyük)
4. Ford (ABD) 162.4 milyar dolar(Polonya'dan büyük)
5. DaimlerChrysler (Almanya) 150 milyar dolar
(Norveç'ten büyük)
6. Shell (Hollanda/İngiltere) 149.1 milyar dolar
7. BP (İngiltere) 148 milyar dolar
8. Enron (ABD) 138.7 milyar dolar (G. Afrika'dan
büyük, iflas etti)
9. Mitsubishi (Japonya) 126.6 milyar dolar
(Finlandiya'dan büyük)
10. General Electric (ABD) 126 milyar dolar
Bu yeni "küresel üretim zincirleri" veya "küresel
değer zincirleri" yeni ekonomik düzenin de
belkemiğini oluşturmaktadır. Bugün Amerikalı bir
firma bir ürünün tasarımını kendi ülkesinde
yaptırıp, hammaddeyi başka bir ülkeden temin ederek,
üretimini yine farklı bir ülkede yapürarak,
dünyanın hemen her tarafına satabilmektedir.
Dünyanın önde gelen iş ve finans gazetelerinden
Financial Times'in "Üretmenin Sıkıcılığma Çözüm
Bulundu" başlığıyla çok öz bir şekilde özetlediği bu
global planlamada, en büyük katma değer "değer
zincirinin" en tepe noktasında yer alan çokuluslu
firmalara kalmaktadır. Bugün dünyadaki ekonomik
faaliyetinin %25'ini en tepede yer alan 200 şirket
gerçekleştirmektedir.
Küreselleşme, Refahı Dünya’ya Yaydı Mı?
1978'de gelişmiş ülkelerde kişi başına gelir
ortalama 8500-9000 dolar civarındaydı. Gelişmekte
olan ülkelerin geliri ise ortalama 1500 dolardı.
1990'lara gelindiğinde gelişmiş ülkelerin kişi
başına gelirleri 23.000 doları bulurken, gelişmekte
olan ülkelerde [en az gelişmiş ülkeler hariç] ancak
2500 dolara yaklaşıyordu. 2000 yılında rakamlar
28000 ve 3000 dolar civarındaydı.
Her ne kadar küreselleşmenin söylemi, dünya ülkeleri
arasında sınırların kaldırılarak ülkelerin
birbirleriyle entegrasyon halinde ve birlikte
kalkınmaları ise de, pratikteki eşitsizlik
ortadadır. Ayrıca, meselenin siyasi yönüne
baktığımızda küreselleşme olgusunun ülkeler arası
ilişkilerde barış getirmekten uzak olduğunu son on
yılda yaşanan çatışmalar ortaya koymaktadır. Yani
güçlü olan ülkeler zayıf olanı ezmeye devam etmekte,
emperyalist kapitalizm geleneği başka bir isim
altında varlığını devam ettirmektedir.
|