Devlet Teşkilatında Reorganizasyon
Özal Hükümeti'nin "Devlet Teşkilatında
Reorganizasyon gerekçesiyle yaptıkları dış
görünümüyle aşağı yukarı biliniyor. Yapılanların,
Devletin örgüt yapısı içerisinde yarattığı kargaşa
ve keşmekeşin ise kamuoyunca bilindiği söylenemez.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana geçen süre
içerisinde kurumlaşmış, görev-yetki ve birbirleriyle
olan ilişkileriyle az çok bütünleşmiş Devlet İdari
Yapısının, kamuda üst kademe yöneticisi olmak için
gerekli asgari memuriyet süresini daha doldurmamış
tecrübesiz kadrolarca tersyüz edilmesi, özellikle
devletin ekonomik örgütlenmesi açısından sakıncalı
bir uygulama olmuştur.
Hazine Maliye"den, Dış Ticaret İç ticaretten
koparılmış, elmalarla armutlarla toplanarak Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı oluşturulmuştur. Ayrıca, Hazine ve Dış
ticaret işlerinin başına bir İnşaat Mukavemet
Profesörü, Maliye, Gümrük ve İçticaret işlerinin
yönetimine birer makine mühendisi getirilerek,
devlet kademelerinden yetişme ve uzmanlaşmaya karşı
olan tepki de sergilenmiştir.
Devletin idari yapısındaki bu sözümona
reorganizasyonla da yetinilmemiştir. Devlet
memuriyeti bulunmayan özel teşebbüs erbabına, Hazine
ve Dış ticaret Müsteşarlığı ile Devlet Planlama
Teşkilatında ve Başbakanlığın diğer önemli
birimlerinde üst düzey görevler verilebilmesi için
Devlet Memurları Kanunu'nda öngörülmüş bulunan
süreler azaltılarak özel sektördeki hizmetlerin
3/4'ünün devlette geçmiş gibi değerlendirilmesi
hükmü getirilmiştir. Ayrıca, hiç memuriyet hizmeti
bulunmayanlar için "Yüksek Maaşlı Sözleşmeli
Personel" kavramı ihdas edilerek özel teşebbüsdeki
dostlardan, Devletin ekonomik örgütlerinin üst
yönetici kadrolarında yararlanma imkanı da
sağlanmıştır.
Bütün bunlar yapılırken ve devletin, Hazine-Dış
ticaret Müsteşarlığı ile Devlet Planlama
Teşkilatında toplanmış bulunan ekonomik ve mali
yetkileri özel teşebbüsten transfer yakın dostların
yüksek yeteneklerine emanet edilirken, her iki
müsteşarlıktaki mağdur ev sahibi personel de
unutulmamış, onlara da diğer kamu personelinden
farklı yeni mali imkanlar sağlanmıştır. Hazine ve
Dış ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri
Hakkındaki 16.4.1986 gün 3274 sayılı Kanunun 33'ncü
maddesiyle getirilen "Özel Sözleşmeli Personel"
kavramı bu mali imkanın hukuki dayanağıdır. Mevcut
hükme göre, Müsteşarlık hizmetlerinde kadro karşılık
gösterilmek suretiyle 657 sayılı Devlet memurları
Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personelle
ilgili hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli
personel çalıştırılabilecektir. Bu şekilde
çalıştırılan memurun kadrosu uhdesinde kalacak,
sözleşme süresi sonunda memur, otomatik olarak
kadrosuna dönecektir. Sözleşmeli görev süresi de
ayrıca Emekli Sandığı'na tabi olarak
değerlendirilecektir.
Görüldüğü üzere bu hükümlerle, İş Hukuku
literatürümüze "Emekli Sandığı'na tabi Özel Statülü
Sözleşmeli Personel" şeklinde ifade edilen yeni bir
kavram getirilmiş olmaktadır. Aslında ortada
gerçekten bir sözleşme bulunmadığı gibi sözleşmenin
hukuki tarafları da mevcut değildir. Yapılan,
kadrolu Devlet Memuruna "sözleşme" görünümü altında
yüksek ücret ödenmesinden başka bir şey değildir.
Değişik söyleyişle bu, Hazine ve Dış ticaret
Müsteşarlığı'nda görev yapan personele diğer kamu
personelinden fazla ücret ödenebilmesi için kamu
personel politikasında zaten mevcut olan keşmekeşin
anarşiye dönüştürülmesidir. Yoksa reorganizasyon
falan değil.
Öyleyse yapılanlarla amaçlanan nedir? Amaç açıktır.
Devletin ekonomik-mali tüm yetkilerinin Başbakanlık
bünyesindeki iki ana müsteşarlıkta (Hazine-Dışticaret
Müsteşarlığı- Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığı) toplanarak buradan her türlü
insiyatifın istenildiği biçimde güvenilir birkaç
kişi aracılığıyla kullanılabilmesidir.
Devletin, değişikliğe tabi tutulan diğer örgütleri,
gerçekte bu iki müsteşarlığın etkin konuma
kavuşturulabilmesi için sahneye konulmuş
"Reorganizasyon" adlı oyunun talihsiz figüranları
olmuşlardır.
Aslında Özal Hükümeti, Devlet Teşkilatındaki
Reorganizasyon propagandasının gösteriş amaçlı bir
safsata olduğunun baştan beri bilincindedir.
3-5 Bakanlığı birleştirmekle, Büyükşehir
Belediyelerini tali belediyelere dönüştürmekle,
üretimde gelişme sağlanamayacağı ortadadadır. Elde
mevcut 5 çöp arabasını 5 ayrı belediyeye
paylaştırmakla çöp toplamada hizmet artışı
olmayacağı gibi, Bakanlıkların hizmetlerinde nitelik
yükselişi gerçekleştirilmeden, sırf niceliksel
birleştirme operasyonlarıyla hizmet üretimi artışı
da sağlanamaz.
Nitekim, büyük gösterişlerle ve bürokraside reform
başlıkları altında kamuoyuna sunulan bu
reorganizasyon yapısına kendileri de inanmamışlarki,
Hazine ve Dış ticaret eski Müsteşarı araseçimlerinde
milletvekili olabilirse, Müsteşarlığın Bakanlık
haline dönüştürüleceği, milletvekili olacak diğer
bazı adaylara bakanlık imkanı sağlamak için birkaç
bakanlık daha kurulabileceği, rivayetleri yayılmaya
başlanmıştır. Görülmektedir ki, Hazine Maliyeden,
Dış ticaret İç ticaretten koparılarak Hazine ve Dış
ticaret Müsteşarlığı oluşturulmasının gerçek amacı,
reorganizasyon gerekliliği değil, ekonominin
belirli noktalardan, belirli kişilerce yönetilip
yönlendirilebilme arzusudur. Yeni koşullarda bu
arzunun, yeni reorganizasyonları (?) gerektireceği
kuşkusuzdur.
|