Dış Borçlanma
Borç Kavramı,
Özellikleri ve Çeşitleri
Devlet toplumsal
ihtiyaçları karşılamak amacıyla, giderlerini tespit
etmek ve gelir ve gider dengesini sağlamakla
yükümlüdür. Bunun için devlet, gelir ve giderlerini
gösterecek bir bütçe oluşturur. Bütçe, devletin
belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerini
tahmin eden ve bunların uygulanmasına izin veren bir
kanundur. Diğer bir ifade ile kamu gelirleri, kamu
harcamalarını karşılamak amacı ile toplanmakta ve bu
iki kalem bütçede ayrı ayrı belirtilmektedir. Kamu
kesimi harcamalarının olağan gelirlerle
karşılanamaması sonucunda bütçe açık vermekte ve bu
açığın finanse edilebilmesi için yeni kaynaklara
gereksinim duyulmaktadır. Bütçe açıkları ilave
vergiler ve emisyon dışında borçlanma yoluyla
kapatılmaya çalışılmaktadır.
Borç, belli bir süre
sonrasında geri verilmek üzere ödünç alınmış
herhangi bir şey karşılığında yerine getirilmesi
gereken yükümlülüktür. Borçlanma ise, para ve
benzeri değerlerin, geri ödenmek üzere alınmasıdır.
Borçlanma temel olarak sağlandıkları kaynaklar
açısından bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Buna göre
borçlanma iç borçlanma ve dış borçlanma şeklinde
sınıflandırılmaktadır. Ulusal piyasalardan yapılan
borçlanmalar iç borçlanma, uluslararası piyasalardan
yapılan borçlanmalar ise dış borçlanma olarak
adlandırılmaktadır. Bir devlet kaynağa ihtiyaç
duyduğunda doğal olarak ilk önce iç piyasalara
yönelir. İç piyasaların yeterli olmadığı durumlarda
dış piyasalardan kaynak sağlama yoluna
gidilmektedir.
Cumhuriyet
döneminde ilk iç borçlanmaya 1933 yılında
kalkınmanın ilk safhasında önemli rol alan demiryolu
yapımını finanse etmek için gidilmiştir. Cumhuriyet
dönemindeki bu ilk borçlanmayı takip eden yıllarda
yine demir yolu yapımı için borçlanılmıştır. İkinci
Dünya Savaşı döneminde ise savunma masraflarını
karşılamak için iç borçlanmaya gidilmiştir. Daha
sonraki yıllarda doğrudan bütçe açıklarının
karşılanması için iç borçlanmaya başvurulmuştur.
Genel
olarak uluslararası mali akım ve işlemler
uluslararası finansman kavramı ile nitelenir. Dış
finansman ihtiyacı içerisinde olan gelişmekte olan
ülkeler bağlamında uluslararası mali akım ve
işlemlerini ifade etmek üzere dış tasarruf, dış
finansman, dış yardım, yabancı sermaye gibi
kavramlar kullanılmaktadır. Esasen, bu kavramlar
çoğu kez aynı anlamda kullanılmakla birlikte,
aralarında nitelemeye ve zamana göre farklılıklar
bulunmaktadır. Dış finansman, geçmişte gelişmekte
olan ülkelere yönelik kalkınma amaçlı finansal
akımları ifade ederken günümüzde her türlü finansal
akışları ifade etmek üzere geniş anlamda
kullanılmaktadır. Bu bağlamda dış finansman,
sağlanan uluslararası kredileri, portföy yatırımları
ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları olmak üzere
her türlü sermaye akımlarını kapsamaktadır. Böylece
uluslararası kredileri ifade etmek üzere kullanılan
dış borç, dış finansmanın bir alt ve aynı zamanda
önemli bir kalemini oluşturmaktadır.
Günümüz şartlarında iç
kaynakların yerine dış kaynakların tercih
edilmesinin gerektiği durumlar vardır. Bunlardan
ilki, ülkeye döviz girişinin yeterli olmaması
nedeniyle ithalatı sağlayacak kaynağın olmamasıdır.
Böyle bir durum sonucunda ülke için gerekli olan
malların yurtdışından akışını sağlamak için dış
kaynaklara yönelme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
Böylece iç kaynaklar ne kadar yeterli olursa olsun
ülke ithalat için gerekli olan dövizi sağlamış
olacaktır. Dış kaynağa yönelmenin ikinci nedeni ise
iç kaynakların yetersizliğidir. Ülke içinde zorunlu
olan harcamaların finansmanında iç kaynaklar
yetersiz kalıyorsa bu durumda dış kaynaklara yönelme
zorunlu hale gelmektedir.
Dış Borç Kavramı ve
Çeşitleri
Dış borç,
dış kaynaklardan sağlanan alınma veya geri ödenme
dönemlerinde borçlu ülkenin milli geliri üzerinde
arttırıcı ya da azaltıcı etkide bulunan ve
uluslararası ilişkiler sonucu doğan transfer
akımıdır. Dünya Bankası’na göre ise dış borç,
borçlunun yabancı para, mal ve hizmet şeklinde geri
ödeyebileceği borç olarak
tanımlanmaktadır. Çoğunlukla dış borçlanma,
ihtiyaçlı ülkelerin finansman amacıyla sağladıkları
dış kaynak olarak bilinmektedir. Bu tür borçlanma
yurtdışındaki ticari bankalara borçlanma,
uluslararası piyasalara tahvil satma, direkt olarak
bir ülke hükümetinden borçlanma veya çokuluslu
finans kuruluşlarına borçlanma şeklinde olabilir.
Dış borç, alındığı tarihte döviz stoklarını
arttırdığı için milli geliri arttırıcı bir etkiye
sahiptir.
Dış borçlarla ilgili
olarak bilinmesi gereken önemli bir kavram da dış
borç yönetimidir. Özellikle 1980 sonrasında yaşanan
ekonomik krizlerden gelişmekte olan ülkelerin
olumsuz yönde etkilenmeleri, bu kavramı daha önemli
hale getirmiştir. Bu amaçla ülkeler risk
yönetimlerini geliştirmeye ve böylece dış krizlerden
daha az etkilenir hale gelmeye çalışmışlardır. Dış
borçların yönetimi iç borçlara nazaran daha titiz
bir çalışma gerektirmektedir. Çünkü ülke adına
verilen taahhütler ülkenin geleceğini doğrudan
etkilemektedir. Ülkeler uygulamış oldukları dış borç
yönetimleri doğrultusunda güvenilirliklerini
belirleyecek ve tekrar dış piyasadan borçlanma
imkanı yakalayabileceklerdir. Ülkemizde iç ve dış
borç yönetimi görevi Hazine Müsteşarlığına
verilmiştir.
Temel olarak dış
borçlanma;
•
Özel ve kamu dış borçlanması,
•
Uzun, orta ve kısa vadeli dış borçlanma olarak
sınıflandırılmaktadır.
Uzun ve orta vadeli kamu
dış borçlanması ise kendi içinde;
•
Borçlulara göre dış borç ayrımı,
•
Alınan kaynağa göre dış borç ayrımı,
•
Borcun kullanılma koşullarına göre dış borç ayrımı
şeklinde bir ayrıma tabi tutulmaktadır.
Zayıf bir şekilde gelişen
finansal sisteme sahip gelişmekte olan ekonomilerde,
ekonominin dış borcunun mutlak değeri, ekonominin
uluslararası iflasın eşiğinde olup olmadığının bir
işareti olarak yorumlanabilir. Bu bağlamda kamu ve
özel dış borç arasındaki ayrımı yapmak ve özel
sektör borçlarının resmi garantisinin olup
olmadığını dikkate almak önemlidir. Özel dış
borçlanma, özel kişi ve kurumların uluslararası
piyasalardan borçlanması, kamu dış borçlanması ise,
devletin uluslararası piyasalara borçlanmasıdır.
Aralarındaki temel farklılık, borcun devlet
garantisine sahip olup olmaması noktasındadır.
Bu ayrımın dışında dış
borçlar, vadelerinin uzunluğuna göre bir ayrıma tabi
tutulurlar. Bu ayrıma göre, vadesi bir yıl ve daha
kısa süreli dış borçlar kısa vadeli dış borç olarak
adlandırılır. Bu tür borçlar genellikle geri ödeme
dönemlerinde karşılaşılan sorunların ortadan
kaldırılmasında ve bütçeye likidite sağlanmasında
kullanılırlar. Kesin bir süre belirlemesi olmamakla
birlikte, vadesi bir ile beş yıl arasında olan
borçlar orta vadeli, vadesi beş yılın üzerinde olan
borçlar ise uzun vadeli dış borç olarak
sınıflandırılmaktadır.
Uzun ve
orta vadeli kamu dış borçları, kendi arasında borcu
alana göre, borcun sağlandığı kaynağa göre ve borcun
ne amaçla kullanılacağına göre bir ayrıma tabi
tutulmaktadırlar.
|