Dış Borçlarla İlgili
Rasyolar
Gelişmekte olan ülkelerde
dış borçların büyük boyutlara ulaşması, dikkatleri
bir takım rasyo analizleri üzerine toplamıştır. Bu
rasyolar borç veren taraf açısından borç verilecek
olan ülkenin güvenirliğini, borcu geriye ödeyebilme
kapasitesini ve borç vermede amacın gerçekleşebilme
imkanını görme bakımından büyük önem arz etmektedir.
Borçlanan taraf açısından ise, dış borcun etkin bir
şekilde kullanılması, borç ödeme kapasitesinin daha
iyi analiz edilebilmesi ve alternatif politikaların
oluşturulması bakımından önem taşımaktadır.
Dış borç rasyoları,
geçmişte yapılmış olan dış borçlanmanın miktar, yapı
ve koşullarındaki değişiklikleri yansıtmaktadır. Bu
rasyoların tümü bir bütün olarak ele alındığında
incelen ülkenin dış borç profili kapsamlı bir
şekilde ortaya çıkmaktadır. Dış borç kapasitesinin
ölçülmesinde, dış borç miktarındaki artışları
izlemede ve ülke içi ve ülkelerarası analizlerin
yapılmasında etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
Türkiye’nin Bazı Dış Borç
Rasyoları
Yıllar |
GSMH
(cari
fiyatlarla)
(Milyon$) |
Ekonomik
Büyüme
(Reel
GSMH’daki
Artış) |
Toplam
Dış
Borç
Stoku
(Milyon
$) |
Dış
Borç
Stoku /
GSMH
(%) |
Dış
Borç
Stoku /
İhracat
(%) |
Dış Borç
Servisi /
İhracat (%) |
Dış Borç Faiz
Servisi /
İhracat (%) |
1980 |
69.7 |
0.9 |
15.7 |
22.5 |
541.3 |
6.2 |
2.1 |
1983 |
62.2 |
1.6 |
18.8 |
30.2 |
329.8 |
42.3 |
10.9 |
1986 |
76.4 |
4.8 |
34.3 |
40.3 |
463.5 |
62.3 |
14.7 |
1989 |
108.6 |
8.5 |
43.7 |
40.2 |
376.7 |
61.3 |
14.1 |
1992 |
160.7 |
7.8 |
58.6 |
36.4 |
395.9 |
57.2 |
13.7 |
1995 |
171.9 |
2.6 |
75.7 |
44.0 |
350.4 |
40.2 |
10.8 |
1998 |
206.5 |
6.0 |
96.4 |
46.6 |
358.3 |
61.2 |
15.4 |
2000 |
200.0 |
-0.6 |
118.6 |
59.3 |
428.1 |
79.0 |
22.7 |
2001 |
145.6 |
-5.4 |
113.5 |
77.99 |
362.6 |
78.6 |
22.8 |
2003 |
239.2 |
11.4 |
145.4 |
60.7 |
308.0 |
58.8 |
14.8 |
2005 |
360.8 |
13.5 |
170.6 |
47.2 |
232.4 |
49.5 |
10.8 |
2006 |
339.6 |
13.5 |
207.4 |
61.0 |
242.5 |
44.9 |
9.4 |
Kaynak:
HDTM,
TÜİK ve Ekrem Pakdemirli (2002),Cumhuriyet
Döneminin Ekonomik Büyüklükleri (1923-2002)
verilerinden derlenmiştir.
Dış borç stoku / GSMH
Bu rasyo genel olarak bir
ülkenin kredibilitesinin ölçümünde kullanılmaktadır.
Bunun yanında risk ve borç yükü analizlerinde de
genel bir ölçüt olarak değerlendirilmektedir. Bu
rasyonun kullanılmasında Dünya Bankası ve IMF
tarafından kabul edilen ölçütlere göre eğer bir
ülkenin dış borç stoku / GSMH rasyosu %30-50
arasında ise ülke orta derecede borçlu, %50’nin
üzerinde ise ülke çok borçlu olarak kabul
edilmektedir.55 Maastrich kriterlerine
göre ise bu oranın %60 üzerine çıkmaması
gerekmektedir. Ancak Türkiye 2000 yılı itibari ile
bu şartı yerine getirememiş, %88.4 oranıyla çok
borçlu ülkeler içinde yeralmıştır.
Tablo 1.8.’den de
anlaşılacağı üzere Türkiye’nin bu rasyosu 2000 yılı
sonu itibari ile %59.3 ‘e ulaşmış ve Dünya Bankası
ve IMF’nin belirlemiş olduğu kriterlere göre çok
borçlu ülkeler sınıfına girmiştir. 2001 yılında
%77.9’a kadar yükselmiş ve 2002 yılında %72.0 olarak
gerçekleşmiştir. Daha sonra bu oran GSMH’da
gerçekleşen büyüme ile düşme eğilimine girmiştir.
2005 yılı sonunda %47.2’ye kadar gerilemiş ve
Türkiye bu tarihte orta derecede borçlu ülkeler
sınıfına tekrar dahil olmuştur.
Maastricht Antlaşması’na
göre borçlanmak mümkün görülmektedir. Ancak bunun
sınırları bulunmaktadır. Maastricht Antlaşması ile
Borç/GSMH oranı da belirlenmiştir, ancak bu oranın
bazı durumlarda aşılması mümkün olmaktadır.
Antlaşmaya göre, bir devletin toplam borcunun
GSMH’ya oranı, bu oran seviyesinde olmasa da,
gittikçe azalan bir değer taşıyorsa, aşırı olarak
ifade edilmemektedir. Kriterin bu şekilde
belirlenmesinin sebebi, AB’ne üye ülkelerin kamu
borçlarının GSMH’ya oranının %60’dan fazla olması
olup, hatta bu oran Belçika, İtalya ve Yunanistan
gibi ülkelerde %100’ün üzerinde gerçekleşmiştir.
Basit hesaplamalar dahi, zorunlu kamu harcamaları
kısılsa bile, bu ülkelerde kamu borçlarının GSMH’ya
oranını 1999 yılına kadar %60’a inmeyeceğini
göstermektedir. Bu bağlamda, 1995 yılında AB
Komisyonu tarafından onaylanan “Avrupa Yaklaşım
Raporu”, yüksek düzeyde borçlu ülkelerin, toplam
borçlar azaltıldığı sürece Avrupa Para Birliği’ne
katılmalarına izin verileceğini ifade etmektedir.
Dış borç stoku /
ihracat
Bu rasyo, bir ülkenin
borçluluk durumunu ve dış borç ödeme kapasitesini
gösteren ihracat gelirlerinin toplam dış borç stoku
üzerindeki etkileri konusunda bilgi edinmek amacıyla
kullanılmaktadır. Bu oranın yükselmesi borçlu
ülkeler açısından olumsuz, küçülmesi ise olumlu bir
gelişme olarak değerlendirilmektedir. Bu oranın %
165-275 arası olması halinde ülkenin orta derecede
borçlu, %275’i aşması halinde ise ülkenin çok borçlu
bir ülke olduğu kabul edilmektedir.
Tablo’dan de anlaşılacağı
üzere Türkiye’nin 2004 yılı itibariyle dış borç
stoku / ihracat rasyosu % 256.2 olarak gerçekleşmiş
ve ülkemiz orta derecede borçlu ülkeler sınıfı içine
girmiştir. Bu gelişmenin temel sebebi ise ihracat
gelirlerindeki önemli artışlardır. Günümüz
itibariyle hala Türkiye orta derecede borçlu ülkeler
sınıfında bulunmaktadır.
Toplam dış borç servisi
/ İhracat
Ülkenin mal ve hizmet
ihracat gelirlerinin ne kadarının borç servisi
ödemelerine ayrıldığını ifade etmektedir. Bir
ülkenin dış borç yükünün değerlendirilmesinde ve çok
borçlu olup olmadığının ölçülmesinde kullanılan bir
orandır. Dış borç karşılama oranı olarak da
adlandırılan bu oran, dış borçlanma dahil, ülkenin
uluslararası likidite sorunlarının analizinde önemli
bir kriterdir. Rasyonun büyük değerlere ulaşması,
ülke ihracat gelirlerinin dış borç servisini
karşılama oranının küçülmesi demek olduğundan, bu
durum borçlu ülkenin dış borç yükümlülüklerini
yerine getiremediği anlamına gelir. Oranın küçük
değer alması ise, ülkenin ödemeler dengesinde bir
iyileşme olduğu ve buna bağlı olarak da ülkenin dış
borç ödeme gücünde bir artış görüldüğü şeklinde
yorumlanmaktadır. Bu oran, %18-30 arasında ise ülke
orta derecede borçlu, % 30’u aşmış ise ülke çok
borçlu ülke olarak değerlendirilmektedir.
Tablo’dan de görüldüğü
gibi Türkiye, bu orana göre, 1983 yılı itibari ile
çok borçlu bir ülke olarak kabul edilmektedir.
Dış borç faiz servisi /
ihracat
Bu oran, bir ülkenin
ihracat gelirlerinden ne kadarının dış borç servisi
faiz ödemelerine ayrıldığını ifade etmektedir. Bu
rasyo genel olarak dış borçlanmanın borcu alan ülke
için maliyetini ölçmede kullanılmaktadır. Bu oranın
% 12-20 arasında olması ülkenin orta derecede borçlu
bir ülke olduğunu göstermektedir. Şayet oran, %
20’nin üzerine çıkarsa ülke çok borçlu ülke olarak
değerlendirilmektedir.
Tablo’da da görüldüğü gibi
Türkiye bu orana göre değerlendirildiğinde, 1986
yılında orta derecede borçlu ülkeler içine girmiş,
2000 ve 2001 yıllarında ise yüksek derecede borçlu
ülke durumuna gelmiştir. 2001 yılı sonrasında tekrar
orta derecede borçlu ülkeler sınıfına geçmiştir.
Bu oranların her birinin
ekonominin borç yükünü göstermek bakımından ayrı
ayrı değeri olmakla birlikte, birbirine benzemeyen
çok sayıdaki ekonomiyi tek bir göstergeye bakarak
borçluluğunu sınıflandırmanın sakıncalarından
kaçınmak için bu oranların en az üçüne bakılarak bir
borçluluk sınıflandırılması yapılmaktadır.
Bu oranlardan en az
üçünün;
Toplam Borç / GSMH > %50
Toplam Borç / İhracat >
%275
Borç Sevisi / İhracat > %
30
Faiz Servisi / İhracat > %
20 olması halinde ülke çok borçlu olarak
sınıflandırılmaktadır. Orta derce borçlu olmak için
yukarıdaki göstergeler sırası ile %30-50, %165-275,
%18-30, %12-20 arasında olmalıdır.
Tablo’daki verilere
bakıldığında, Türkiye’nin 2006 yılı itibari ile orta
derecede borçlu ülkeler sınıfına dahil olduğu
görülmektedir.
Diğer yandan, borçluluk
göstergeleri bakımından çok borçlu sınıfına giren
bazı ülkeler uluslararası finans pazarında
gösterdikleri performans nedeni ile borç krizine
girmemişlerdir. Çok borçlu ülkeler ekonomileri
nitelik ve nicelikleri bakımından geniş farklılıklar
gösterirler. Orta gelir düzeyindeki ülke borçlarının
büyük kısmı özel kreditörlerdir. Düşük gelirli
ülkelerin borçları ise, daha çok resmi kaynaklıdır.
Bu nedenle düşük gelirli ülkeler borç krizi ile daha
çok karşı karşıya kalmışlardır.
Dış borç rasyoları bir
bütün olarak incelendiğinde, Türkiye’nin özellikle
son birkaç yıl içinde orta derecede borçlu ülkeler
sınıfına girdiği görülmektedir. İncelenen dört rasyo
içinde Türkiye şu anda yalnızca dış borç servisi /
ihracat rasyosuna göre çok borçlu ülkeler içinde
yeralmaktadır. Diğer üç rasyoya göre, Türkiye orta
derecede borçlu bir ülkedir. Bunun en önemli sebebi
ise ülke ekonomik büyümesinde yaşanan olumlu
durumdur. Bu durum sonucunda artan ihracat gelirleri
ise dış borç yükünü hafifletmektedir.
Tablo Türkiye’deki
ekonomik büyüme açısından değerlendirildiğinde, borç
stokunda ki artışların yeterli ekonomik büyüme ile
sonuçlanmadığı görülecektir. Bunun yanında, ülkenin
mal ve hizmet ihracat gelirlerinin ne kadarının borç
servisi ödemelerine ayrıldığını gösteren dış borç
servisi/ ihracat rasyosunda ki artışların ise
ekonomide daralmayla sonuçlandığı anlaşılmaktadır.
Ekonomide büyük bir seviyede daralmanın yaşandığı
1998-2000 yılları arasında, hem bir ülkenin
borçluluk durumunu ve dış borç ödeme kapasitesini
gösteren ihracat gelirlerinin toplam dış borç stoku
üzerindeki etkilerini gösteren toplam dış borç
stoku/ihracat rasyosunda hem de dış borç
servisi/ihracat rasyosunda önemli artışlar
gerçekleşmiştir. Türkiye’ye ait bu veriler bir bütün
olarak değerlendirildiğinde, dış borç stokunda ki
artışın ekonomik büyümeyle sonuçlanmadığı, dış borç
servisinde ki artışın ise ekonomik daralmaya yol
açtığı sonucuna ulaşılabilir.
|