Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Soru-27, İhracatı teşvik tedbirleri ne yönde değişmiştir? (Aralık-2000 itibariyle) 

Dünya ticaretinde bugün ulaşmış olduğu seviyede teşvik olgusuna yer verilmekte, ancak doğrudan teşvikler giderek önemini kaybetmekte, Dünya Ticaret Örgütü (WTO=DTÖ), İhracat teşviklerini rasyonel ve çağ­daş uygulamalara yönlendirme gayretlerini günden güne yoğunlaştırmak­tadır.

Bu konuda, ülkemizde doğrudan teşvikler, uluslararası taahhütlerimiz de dikkate alınarak, tarımsal ürünlerin bir kısmına münhasır olmak üzere "ihracat iadeleri" adı altında en aza indirilmiş, bunun yanında "Dahilde İş­leme Rejimi" günün ihtiyaçlarına cevap verecek yönde revizyona tabi tu­tulmuş ve sisteme yeni sokulan "Devlet Yardımları" ile ihracat teşvikleri çağdaş bir yaklaşımla geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Ülkemizde bugün uygulanan "İhracatı Teşvik Tedbirleri" aşağıda sunulmaktadır. 

Soru-28, Türkiye'de Sektörel Dış Ticaret Şirketleri'nin (SDŞ'lerin) kuruluş amacı nedir? 

Bilindiği üzere, DTÖ Anlaşması'na ülkemizin taraf olması, 1996 yılın­da AB ile başlatılan Gümrük Birliği süreciyle birlikte, küreselleşen dünya ekonomisi içerisinde Türk Sanayiinde çok önemli bir yeri olan KOBİ dedi­ğimiz Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerimizin yer alabilmesi, rekabet güçlerinin arttırılabilmesi çok büyük bir önem arz etmektedir. 

KOBl'lerin dış pazarlara açılmalarını sağlamak, ihracatımıza ivme ka­zandırmak ve ülkemizin uluslararası ticarette ekonomik ve siyasi büyüklü­ğüyle orantılı bir paya ulaşmasını temin etmek amacıyla, genel ihracat stratejimizin birer parçası olarak çeşitli teşvik, destekleme ve firmalarımızı ihracat hedefi doğrultusunda örgütlendirme politikalarına başvurulmuştur.

SDŞ modeli esasen, firmaların bir araya gelerek bir taraftan; maliyet avantajları ve dış pazarlara açılmada yönetim etkinliği sağlamalarını he­deflerken, diğer taraftan yeni uluslararası ticaret kurallarına uygun bir şe­kilde KOBİ'lerin devlet desteklerinin hedef kitlesi olarak kabul edilmesi do­layısıyla, bu şekilde organize olan KOBİ'lerimizin, gerek vergi avantajı yö­nünden, gerek yatırım ve gerekse ihracat teşviklerinden öncelikle yarar­landırılmalarını amaçlamaktadır. 

Soru-29, SDŞ'lerin ülke ekonomisi ve dış ticaretine katkıları ne­lerdir? 

SDŞ'lerin, ekonomimiz üzerinde büyüme ve istihdamı artırma etkileri de önemli boyutlara ulaşmaktadır. Bu firmalarımız, ihracatımıza sağladık­ları ve sağlayacakları ivme ile, bir taraftan yan sanayiinin gelişmesine kat­kı sağlarken, diğer taraftan bölgesel kalkınma ve istihdam artışına büyük destek sağlamaktadır. Çünkü, SDŞ'lere verilen yatırım ve ihracat kredileri sayesinde bu kuruluşların yatırım, üretim ve ihracatları artması sonucunda istihdam artışına yol açmaktadır. 

Soru-30, KOBİ'lerin SDŞ kurmalarının avantajları nelerdir? 

Bilindiği üzere, bir firmanın ihracat yapabilmesi için ihtiyaç duyacağı bazı şartlar vardır. Bunlar: Yeterli düzeyde, kaliteli üretim ve üretim kapa­sitesi, kalifiye (nitelikli) eleman istihdamı, yeterli teknolojik seviye ve ticari bilgi ile, sermaye ve finansmandır. Her KOBİ'nin dış pazarlara açılmaları için gerekli görülen bu hususların birarada bulunması oldukça güçtür. 

Bu konuda, Türk KOBİ'lerine ihracat yeteneği ve kültürü kazandırmak dolayısıyla ihracatımıza ivme kazandırmak ve ülkemizin uluslararası tica­rette ekonomik ve siyasi büyüklüğüyle orantılı bir paya ulaşmasını temin etmek amacıyla genel ihracat stratejimizin birer parçası olarak çeşitli teş­vik, destekleme ve firmalarımızı ihracat hedefi doğrultusunda 1990'lı yıllarla birlikte SDŞ'ler yoluyla sektörel anlamda örgütlendirme politikalarına başvurulmuştur. 

SDŞ Kurmanın Avantajları 

KOBİ'ler SDŞ modeli ile biraraya gelerek bir taraftan;

-  Sinerjik avantajlar (küçük işletmelerin biraraya gelmesi sonucu or­taya çıkan pazarlama ve reklam, finansman, girdi maliyeti, kalifiye eleman istihdamı gibi konularda maliyet düşürücü faktörlerin sağla­dığı avantajlar)

-  Üretimde maliyet avantajları ve

-          Dış pazarlara açılmada yönetim etkinliği, gibi avantajlar sağlamak­tadırlar.-           

Soru-31, SDŞ kuruluşuna ilişkin ön şartları nelerdir? 

SDŞ kurmak isteyen KOBİ'lerin öncelikle aynı üretim dalında faaliyet gösteren, en az 10 firmanın biraraya gelmeleri ve toplam 10 milyar TL'lik bir sermayeyi koymaları gerekir. Kalkınmada öncelikli yörelerde ise en az 5 firmanın (farklı sektörelerde de olabilir) toplam 2,5 milyar TL ile SDŞ ku­ruluşuna izin verilmektedir. SDŞ'ierden beklenen ise, kuruldukları yılı takip eden yılda en az 5 milyon dolarlık ihracattır. KÖY kapsamındakilerde ise bu rakam yarısı yani 2,5 milyon dolardır. 

Soru-32, Haziran 2001 tarihi itibari ile, hangi sektörlerde, kaç adet sektörel Dış Ticaret Şirketi kurulmuştur? 

Türkiye'de Haziran 2001 tarihi itibari ile, a) Kurulmuş olan 29 adet SDŞ organizasyonu içinde, b) 948 adet firma ortak olarak yer almış, c) Bu firmaların 100 bin'in üzerinde kişiye istihdam imkanı sağlamaları ve de

d) 500 milyon dolar civarında ihracat gerçekleştirerek, ihracatımız içe­risinde artan şekilde pay sahibi olmaları, ve Diyarbakır'dan İstanbul'a, bü­tün yörelerimizden söz konusu organizasyonlara katılım bulunması mem­nuniyet verici bir durum arz etmektedir (SDŞ'lerin isim ve adresleri Tablo-5'de yer almaktadır).

Şirketlerine (DTSŞ'lere), SDŞ'ler de dahil edilmiştir. SDŞ'lerin ihracat is­tisnasından doğan iade talepleri, iadesi istenilen katma değer vergisinin inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yapılacak iade sınırını aşan kıs­mının %10'u kadar teminat alınması suretiyle ve ibraz edilen döviz alım belgeleri ile gümrük çıkış beyannamelerinin teyidi beklenmeksizin yerine getirilmektedir. Ancak, Maliye Bakanlığı'nca yapılan son düzenlemeler çer­çevesinde sözkonusu avantajın ortadan kalkması ihtimali mevcut bulun­maktadır. 

2- Eximbank Kredileri 

a)  SDŞ ve DTSŞ Kısa Vadeli İhracat Kredisi:

DTSŞ ve SDŞ'lerin ihracat faaliyetleriyle ilgili finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla doğrudan kullandırılır. 

b) SDŞ ve DTSŞ Kısa Vadeli Döviz Kredisi:

Eximbank tarafından doğrudan DTSŞ ve SDŞ'ne kullandırılır. Firma li­mitleri geçmiş yıl performansları dikkate alınarak Eximbank tarafından be­lirlenir. FOB ihracat bedelinin %70'i kredilendirilmekte olup, vadesi en çok 180 gündür. 

Soru-36, SDŞ Merin bir üst kuruluşu var mıdır? 

SDŞ'lerin bilgi ve deneyim alışverişlerine, ortak sorunlarına çözümler üretmelerine, iç ve dış kredi-finansman imkanları aramalarına, Avrupa Bir­liği (AB), Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların teknik yardım prog­ramlarından yararlanmalarına bir merkez oluşturmak üzere Ankara'da bir "Sektörel Dış Ticaret Mensupları Derneği (SEDER)" kurulmuştur. 

Soru-37, SDŞ'lerin Ülkemiz ihracatının geleceğindeki rolü ve ye­niden yapılandırılmasına ilişkin Sn Cevdet BAYKAL'ın (DTM Da­ire Başkanı) görüşleri nelerdir? 

Hacettepe Üniversitesi, İşletme Bölümünden öğrencim olan ve halen Dış Ticaret Müsteşarlığında KOBİ Dairesi Başkanı olan sayın Cevdet BAYKAL'a göre; günümüze kadar olan düzenlemeler SDŞ'lerin başarılı bir model olma yolunda olduğunu kanıtlamaktadır. Değişen iç ve dış ekonomik şartlar, SDŞ'lerin hukuki ve idari mevzuatı ile ilgili bazı yeni düzenlemeler yapılmasını da gerekli kılmaktadır. 

Uygulamada ağırlıklı olarak üye firmaların ihracatının üzerinden geçtiği ve üyelerinin devlet yardımlarından yararlanmasını temin etmeyi sağlayan SDŞ'lerin hem ülkemiz ihracatına gerçek artış ile destek sağlaması, hem de üyelerine daha faydalı olabilmesini teminen SDŞ'lerin statüsü ile ilgili Tebli­ğin de yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Şöyle ki;

Sektörel Dış Ticaret Şirketi statüsü ve belgesi verilirken aranan ser­maye miktarlarının yükseltilmesinin yanı sıra,

-  Üye sayısının sektörlere göre esneklik sağlayacak şekilde belirlen­mesi,

-  Üyelerine topluca hammadde temini,

-  Üyeleri adına yılda en az birden fazla uluslararası fuara topluca ve­ya üyelerin de katılımına öncülük etmesi,

-  Üyelerinin gümrük ve idari işlemlerinde karşılaştıkları sorunlarını aşacak profesyonel bir yapılanmaya sahip olması,

-  Üyelerinin yurt içi ve dışındaki seminer vb eğitim faaliyetlerine katıl­malarını sağlaması,

-  Üyeleri adına tüm üyelerinin yararlanabileceği temel bilim alanında Ar-Ge faaliyetleri yürütmesi,

-  ISO 9000 ile 14000 ve CE belgesi alımında üyelerine teknik destek sağlaması,

-  Daha önce çeşitli kuruluşlarca yürütülen ancak yeterli başarıya ula­şamayan KOBİ heyetlerinin yerine, Dış Ticaret Müsteşarlığının ko­ordinatörlüğünde ve gerekli olması halinde İhracatçı Birliklerinin de desteği ile, hedef pazar olarak kabul edilen ülkelere SDŞ heyetleri düzenlenmesi, gibi fonksiyonlardan bir veya birkaçını da yerine ge­tirmesi şartı aranmalıdır.

Ayrıca, SDŞ statülerinin geri alınmasında da sadece taahhüt edilen 5 milyon dolarlık ihracat hedefine ulaşılması kriterinin yanı sıra, yukarıda sayılan faaliyetlerden bir veya birkaçını yerine getirip-getirmedikleri hususu da kriter olarak ele alınmalıdır.

Kaldı ki, bir model olarak öngörülen SDŞ'lerin gerçekten cazip bir al­ternatif olabilmeleri için temel kriter, devlet yardımları desteğini temin et­mekten öte, bu desteklerden yararlanarak üyelerinin ihracat potansiyelini ve vizyonunu geliştirmektedir. Zira, sadece üyelerine devlet yardımlarını sağlama fonksiyonu ile sınırlı kalması halinde, SDŞ'ler yerine üyeler de doğrudan müracaat ederek biraz daha uzun zamanda aynı desteklerden yararlanabilecektir.

SDŞ'lerin 2000'li yıllarda ihracatımızda öncü ve etkin rol oynamaları hedefleniyorsa sadece hukuki çerçevenin revizyonu yeterli olmayacak, yukarıda belirtilen fonksiyonel değişikliklerin de yapılması gerekecektir. 

Soru-38, SDŞ'lerin gelişmesi için Maliye Bakanlığı ne tür mevzu­at hatası yapmıştır? 

Maliye Bakanlığı'nca 1996 yılından itibaren SDŞ'lerin kurulmalarında önemli bir faktör olarak görülen, hızlandırılmış KDV iadesi ile birlikte düşük teminat avantajı uygulamasına ilişkin ayrıcalıkların, 2000 yılı Aralık ayın­dan bu yana (01.12.2000 tarihli 77 Seri No'lu KDV Genel Tebliği) yalnızca holdinglerin ya da şirket gruplarının birer ihracat departmanı olarak bilinen Dış Ticaret Sermaye Şirketlerine (DTSŞ) yönelik getirmiş olması, esasen sadece bizde değil, tüm dünyanın ekonomilerindeki göz ardı edilemeye­cek kadar önemli görülen ve bugüne kadar ülkede toplam 1000'e yakın fir­manın dışa açılmak için bir araya gelmiş 29 adet SDŞ'nin ve ortakları KO-Bİ'ler lehine oluşturulmasına çalışılan SDŞ modelinin gelişme şansının azalmasına hatta sekteye uğratılmasına yol açmıştır.

Bu uygulama sonrasında, SDŞ'lerle birlikte, içinde yaşanılan ekonomik kriz ortamında ihracatçı KOBİ'lerin uluslararası rekabet güçleri hayli zayıflamıştır. Diğer taraftan, Maliye Bakanlığının bilhas­sa Holdinglerin ve DTSŞ'lerin lehine bir ortam yaratmış, bu durum­da çok sayıda SDŞ de bir açık kapı olarak gördükleri statülerini DTSŞ'ye dönüştürmek zorunda kalmışlardır. 

Soru-39, İhracat'da parasal teşvik çeşitlerini açıklar mısınız? 

Parasal teşvikleri; devlet yardımları ve ihracat iadeleri olarak iki grup­ta toplamak mümkündür. 

1- Devlet yardımları:

Haziran 1995 tarihinde yürürlüğe giren devlet yardımları, ihracatı teş­vik sistemi içerisinde uluslararası taahhütlerimize ve normlara uygun bir biçimde düzenlenmiştir. Başlıca amaçları üreticiye yardımcı olmak, ihra­catçının her açıdan gelişmesine destek olmak ve özellikle KOBİ'lerin dış ti­caretimiz içerisinde hak ettikleri paya kavuşturulmasıdır. Yürürlükte bulu­nan başlıca destek yardımları aşağıdadır. 

a) Araştırma-Geliştirme yardımları:

Bu destek ile, DTM tarafından sanayi kuruluşlarının sadece Araş­tırma-Geliştirme (AR-GE) projeleri kapsamında izlenip değerlendiri­lebilen giderlerinin bir kısmının karşılanması veya bu projelere ser­maye desteği sağlanması amaçlanmaktadır. Bu yardımdan, tüm sa­nayi kuruluşları (imalat-sanayi sektöründe faaliyette bulunan KO-Bİ'ler dahil) ile, yazılım geliştirmeye yönelik üretken hizmet alanında faaliyet gösteren kuruluşlar yararlanabilmektedir.

AR-GE faaliyetlerinde, ilgili mevzuat çerçevesinde temel destek ora­nı en fazla % 50 oranında ve ilave desteklerle en fazla % 60'a kadar des­teklenmekte ve destek süresi proje bazında en çok üç yıldır.

Diğer taraftan, sermaye katılımı ile desteklenen projelerin azami süre­si iki yıl olup, projelere sağlanacak sermaye desteği bir milyon ABD dola­rı aşamaz. Stratejik odak projeleri (ülkemizde mevcut sanayi yapısı, tek­noloji ve insan gücü birikimi ve uluslararası karşılaştırmalı üstünlüklerin di­namiği esas alınarak, hangi alanlarda, teknolojik projeler yürütülmesinde yarar bulunduğunu ve AR-GE faaliyetlerinin ülkemizde gelişip yaygınlaştı­rılması için alınması gereken tedbirleri saptayan projeler) için azami bir yıl ve azami projelerin desteklenmesinde DTM'nin uygun görüşü alınır. Bu projelerin tüm giderleri DFIF'den sağlanacak destekle karşılanır. Projenin bitiminde, projeye sağlanan sermaye destek miktarı ABD doları olarak ve proje sözleşmesinde belirtilen şartlar ve vadeler esas alınarak, projeyi yü­rüten kuruluş tarafından T.C. Merkez Bankası'ndaki Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu'na (DFIF) geri ödenir. 

b) Uluslararası nitelikteki yurtiçi ihtisas fuarlarının desteklenmesi:

Uluslararası nitelikteki yurtiçi ihtisas fuarlarının dış tanıtımının sağlan­ması ve uluslararası düzeyde katılımın arttırılması amacıyla, DTM'nca be­lirlenen kriterlere uygun yerli organizatörlerin promosyon faaliyetlerine iliş­kin giderlerin % 50'si (yurtdışı tanıtım giderleri için 15 bin ABD dolarını ve fuarın konusu ile ilgili seminer, konferans, panel ve ödüllü yarışma gider­leri için ise beş bin ABD dolarını aşmamak üzere), DFIF'den karşılanmak­tadır. 

c) Yurtdışında ofis-mağaza açma, işletme ve marka tanıtım faali­yetlerinin desteklenmesi:

Bu desteğin amacı; Türkiye'de ticari ve sınai faaliyette bulunan şirket­lerin, Pazar potansiyellerini realize ederek Pazar paylarını arttırması ile ürünlerimizin geniş çaplı ve uzun süreli tanıtımının yapılmasını sağlamak için yurt dışında mal ticaretine yönelik faaliyette bulunacak şirket kurmala­rı, depo ve mağaza açmaları ve işletmelerinden doğacak giderlerin belirli bir kısmının devletçe karşılanmasıdır.

Bu destek ile, yurtdışında halihazırda faaliyette bulunan veya açılacak olan şirket/mağaza/depo veya şubelerin demirbaş alımlarının, kira bedel­lerinin, reklam harcamalarının bir kısmı DFIF'den sağlanmaktadır. Bu yar­dımdan, Türkiye'de faaliyette bulunan ticari ve sınai şirketlerin yanı sıra, SDŞ'ler de yararlanabilmektedirler. 

d) Yurtdışı fuar ve sergilere milli düzeyde veya firma bazında ka­tılımın desteklenmesi:

Yurtdışında düzenlenen fuar/sergiler için Türkiye adına milli katılımı gerçekleştiren organizatör firmaların organizasyonunda söz konusu fuar­lara iştirak eden firmalar ile, yurt dışındaki fuarlara tek başına katılan fir­maların katılım ücretlerinin belirli bir kısmı DFIF'den karşılanmaktadır.

Milli katılımlarda organizatör firmaların, fuar süresince fuarın konusu ile ilgili olarak düzenleyeceği "seminer, konferans, panel gibi etkinliklere ilişkin giderlerin ( 25 bin ABD dolarını aşmamak kaydıyla) % 50'si organi­zatör firmaya ödenir. Yine, yurtdışı fuarlara tek başına katılan firmaların fu­arı düzenleyen kuruluşa ödeyeceği katılım ücreti ile, fuar mallarının fuar mahalline kadar nakliye giderlerinin % 50'si (50 bin ABD dolarını geçme­me kaydıyla) devletçe karşılanmaktadır. 

e) Çevre maliyetlerinin desteklenmesi:

Türk ihraç ürünlerinin uluslararası pazarlarda karşılaştıkları çevre, ka­lite ve insan sağlığına yönelik teknik mevzuata uyulması amacıyla kalite güvence sistemi ve çevre yönetimi belgeleri (ISO-9000 serisi kalite güven­ce sistemi ve ISO-14000 çevre yönetim sistemi belgeleri ile CE işaretinin), Türk Standartlar Enstitüsü (TSE) ile akredite edilmiş kuruluşlardan alın­ması için küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin (KOBİ) yaptıkları belgelendiril­miş harcamaların (firmaların, söz konusu belgelerin alınması için yapacak­ları giderler) % 50'si DFIF'den karşılanmaktadır. 

f) Pazar araştırması desteği:

Ülke ürünlerinin potansiyel dış pazarları hakkında sistematik ve objek­tif bilgi sağlanması, firmaların pazarlara giriş konusunda karar vermeleri­ne yardımcı olunması ve ürünlerin yeni bir pazarda gerektiğfşekilde tanı­tılması, KOBİ'ler arasındaki işbirliğini sağlamaya yönelik olarak Avrupa Birliği'nce uluslararası düzeyde organize edilen faaliyetlere katılımın des­teklenmesi, KOBl'lerin ve/veya SDŞ'lerin uluslararası düzeyde tertiplenen faaliyetlere iştirakinin desteklenmesi, SDŞ'lerin ortaklarına Pazar buluna­bilmesi amacıyla DTM'nın uygun gördüğü yabancı ülkelere gerçekleştire­cekleri KOBİ'ler arası işbirliği programlarının desteklenmesi için yapılan harcamaların belirli bir kısmı (bir firmadan en fazla bir kişinin 500 ABD do­larını geçmemek kaydıyla, yol ve günlük 100 ABD dolarını geçmemek üze­re konaklama giderlerinin % 70'i) DFIF 'den karşılanmaktadır. 

g)  Eğitim yardımı:

KOBİ'ler ile SDŞ'ler ve bu şirketlerin ortağı bulunan şirketlerin mün­hasıran dış ticarete ilişkin eğitim ihtiyaçlarının karşılanması suretiyle ulus­lararası ticarete yönlendirilmeleri konusunda elemanlarının uluslararası pazarlama ve ihracat işlemleri ile, ihracatta Pazar bulma konusundaki ni­teliklerinin arttırılarak dünya pazarlarına hızla açılmalarını sağlamak için, 

bu kuruluşların yurtiçi ve yurtdışı eğitim programları giderlerinin belirli kıs­mı (azami üç aylık programlar için KOBİ'lerin % 50'lik, SDŞ'lerin % 75'lik giderleri) DFIF 'den karşılanmaktadır. 

h) İstihdam yardımı:

SDŞ statüsüne haiz şirketlerin münhasıran dış ticarete ilişkin işlemleri­ni yürütmek üzere, konusunda tecrübeli ve yüksek öğrenimli yönetici ve eleman istihdamının sağlanması amacıyla, SDŞ'lerin istihdam edeceği yö­neticilerin (yıllık brüt maaşının % 75'ini ve 18 bin ABD dolarını aşmamak üzere) ve elemanların (yıllık brüt maaşının % 75'ini ve 9 bin ABD dolarını aş­mamak kaydıyla) maaşları DFIF 'den sağlanır. Temin edilen destek her SDŞ için bir yönetici ve iki eleman için olup, destek süresi en fazla bir yıldır. 

Soru-40, İhracat iadeleri çeşitlerini özetler misiniz? 

Tarımsal ürünlerin ihracatına verilen ihracat iadesi yardımlarının AB'nin Ortak Tarım Politikası'na uyumunu kolaylaştırmak üzere yurtiçi fi­yat, dünya fiyatı, üretim ve tüketim dengesi ve ithalatta uygulanan koruma oranları dikkate alınarak ve dönemsel olarak uygulanması ile ilgili esasla­rın tespit edilmesi amacıyla tarımsal ürünlerde ihracat iadesi yardımına ilişkin uygulama, ihracata yönelik devlet yardımları kararı (94- 6401) ile 1995 yılında başlatılmıştır.

Gıda sanayi ürünleri kapsamındaki işlenmiş tarım ürünlerine verilecek ihracat iadesi yardımlarında ise; bünyelerinde bulunan temel tarım ürünle­rinin miktarı, bu ürünlere verilen ihracat desteği ve uygulanan ithalat koru­ması da dikkate alınmaktadır. Bu alandaki teşvikler iki şekilde uygulama­ya konulmuştur. Bunlar;

a-DFIF 'den yapılan (nakit) ihracat iadeleri:

Her yıl DTM tarafından belirlenen bazı tarım ürünleri için (patates, do­mates, kuru soğan, turunçgiller, elma, vb) değişik ihracat iadeleri (Fon ba­şına ve miktar barajları dahilinde) yapılmaktadır.

b-Mahsup yoluyla bazı giderlerin karşılanması:

Tarım teşviklerinde ilk kez uygulamaya başlatılan bu sistem çerçeve­sinde, firmalara "nakit" ödeme yapılmayarak, bunun yerine firmaların ka­mu kurumlarına olan borçları hak edişleri ölçüsünde düşülmektedir. Bu meyanda, vergiler (Kurumlar vergisi, gelir vergisi), SSK primleri (gecikme faizi ve zammı), haberleşme giderleri (telefon, faks, vb) ve enerji giderleri (elektrik, doğalgaz, vb) mahsup edilmektedir. Bu kapsamda, ilgili kamu kuruluşları Maliye Bakanlığı, SSK, Türk-Telekom, Botaş ve Tedaş) arasın­daki protokoller TC Merkez Bankası'nın Koordinasyonu'nda imzalanmış bulunmaktadır. 

Soru-41, Parasal olmayan teşvik çeşitleri nelerdir? 

İhracatta parasal olmayan teşvikler; Dahilde İşleme Rejimi, Vergi-Re-sim ve Harç istisnası ile ihracat sayılan satış ve teslimler ile, döviz kazan­dırıcı hizmet ve faaliyetlere sağlanan muafiyetlerdir. Bunlara ilişkin, açıkla­malar aşağıdadır; 

a-Dahilde İşleme Rejimi:

Dahilde İşleme Rejimi Kararı (99-13819), dünya piyasa fiyatlarından ham madde temin etmek suretiyle ihracatı arttırmak, ihraç ürünlerine ulus­lararası piyasalarda rekabet gücü kazandırma, ihraç pazarlarını geliştir­mek ve ihraç ürünlerini çeşitlendirmek amacıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu karar; üretimde ithal girdi kullanılan mamullerin ihracı ile, ihracat sayı­lan satış ve teslimlerin belirlenmesi, yönlendirilmesi ve geliştirilmesine iliş­kin tedbirlerin düzenlenmesi ve yürütülmesini kapsamaktadır. Dahilde İş­leme Tedbirleri, aşağıdaki iki sistemden oluşmaktadır. aa) Şartlı Muafiyet Sistemi:

Dahilde İşleme izin Belgesi kapsamında ihracı taahhüt edilen işlem görmüş ürünlerin üretiminde gerekli olan ve serbest dolaşımda bulunma­yan hammadde, yardımcı madde, yarı mamul, mamul ile, ambalaj ve işlet­me malzemelerinin, Türkiye Gümrük Bölgesinde (Serbest bölgeler hariç) yerleşik firmalarca ithaline, ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve bu ithalattan doğan vergi kadar "teminat" alınarak izin verilir.

İşlem görmüş ürünlerin üretiminde gerekli olan maddelerin ithal edil­mesinin yanı sıra bu maddelerin yurt içinden de temin edilebilmesi imkanı mevcuttur. "Dahilde İşleme İzin Belgesi" kapsamında ihraç edilmek üzere yurt içinden temin edilen eşya (3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla) ithal eşyası gibi değerlendirilir. 

bb) Geri ödeme sistemi: 

Serbest dolaşımda bulunan ithal eşyasının işlem görmüş ürün­ler şeklinde ihracı halinde, ithalat esnasında alınan vergi geri ödenir Bu sistemden yararlanabilmek için, eşyanın geri ödeme kapsamında olduğu, gümrük idarelerince ithalat esnasında gümrük beyanname­sine (GB) kaydedilir. İhracı yapılacak mamulün tespit için ithal tari­hinden itibaren en geç altı ay içinde DTM 'ye başvurularak "Dahilde İşleme İzin Belgesi" alınması zorunludur.

b-İhracatta vergi, resim ve harç istisnası: 

"İhracat, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerde vergi, resim ve harç istisnası hakkında karar (99-13812) ile; ihracatı arttırmak, ihraç ürünlerine uluslararası piyasalarda rekabet gü­cü kazandırmak ve ihraç pazarını geliştirmek amaçlanmış olup, bu karar (99-13812); ihracat, ihracat sayıları satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerde vergi, resim ve harç istisnasına ilişkin tedbirlerin düzenlenmesi ve yürütülmesini kapsamaktadır. 

İhracat, ihracat sayıları satış ve teslimler, döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler ile transit ticaretin finansmanında kullanılmak kaydıyla kredi ku­ruluşlarınca kullandırılan her türlü krediler ve firmaların sağladıkları prefi-nansmanlar ile bunların geri ödenmesi, ihracatla ilgili işlem yapan kuruluş­ların yapmış oldukları bütün hizmet ve muameleler dolayısıyla nakden ve hesaben aldıkları paralar ve kambiyo işlemleri, Dahilde İşleme Rejimi kap­samında yapılan ithalat ve/ veya yurtiçi alımlar ile, ilgili işlemler ve bunla­rın finansmanı amacıyla kullanılan krediler, ihracat karşılığı yapılacak her türlü ödemeler, ihracat, ihracat sayılan satış ve teslimler, döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler ile, transit ticaretle ilgili işlemler ve bu işlemler sebe­biyle düzenlenen kağıtlar, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi'nden, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu ile ihdas edilen Damga Vergisi'nden, 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınan harçlar ve diğer kanunlar da yer alan vergi, resim ve harçlar ile, 80 sayılı Kanun'a göre alınan hal rüsu­mundan muaftır. Uygulama, belgeli ve belgesiz işlemlere ayrı-ayrı yapıl­maktadır. Bunlar; 

aa) Belgeli işlemler:

İhraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin ithali ile yurtiçi alımları ve bunlarla ilgili işlemler, söz konusu karara istinaden DTM tarafından yayımlanan tebliğ ve tebliğlerde belirtilen ihracat sayılan satış ve teslimler ile, döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerde vergi, resim ve harç istisnasından yararlanmak isteyen firmaların DTM 'den "Dahilde İş­leme İzin Belgesi" ve/veya "Vergi- Resim-Harç İstisnası Belgesi" almaları zorunludur. 

bb) Belgesiz işlemler:

Söz konusu Karar'a istinaden DTM tarafından yayımlanan Tebliğ ve Tebliğler'de belirtilen işlemler ve bu işlemler sebebiyle düzenlenen kağıt­lara, ihracata ilişkin olduğunun teşviki halinde işlem yapan kuruluşlarca re'sen vergi, resim ve harç istisnası uygulanır. 

Soru-42, Kambiyo Mevzuatı uyarınca getirilen teşvikler nelerdir?

Yürürlükteki Kambiyo Mevzuatı uyarınca (TPKK hakkında 32 sayılı Karar) getirilen teşvikler ana hatları itibariyle aşağıda özetlenmiştir; 

a) Serbest kullanıma bırakılan dövizler:

İhracat bedeli konvertibl dövizlerin (döviz getirme süresi ne olursa ol­sun) en az %70'inin fiili ihraç tarihinden itibaren (90) gün içinde yurda ge­tirilerek, bankalara veya finans kurumlarına satılması halinde bakiye %30'a tekabül eden kısım ihracatçının serbest kullanımına bırakılır. 

b) İhracat bedellerinden, ihracat ile ilgili giderlerin mahsubu ve­ya transferi:

İhracata konu olan malın bedelinden, mal ile ilgili olarak yurtdı­şında yapılan çeşitli giderler (depolama, komisyon, banka giderleri, rafa, manipülasyon, nakil, bakım vb.) herhangi bir süreye tabi olmak­sızın mahsup edilebilir veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde yurtdışına transfer edilebilir. 

c) Mahsuben ödeme:

İhracatçının, ithal bedellerinin ve görünmeyen işlemlere ilişkin gider­leri ile yurt dışından sağladığı döviz kredilerinin (faizi dahil) kısmen veya tamamen mal ve/veya hizmet ihracı bedeli dövizlerle mahsuben ödenme­si mümkündür. 

Soru-43, Katma Değer Vergisi (KDV) iadesi nedir? 

Faaliyet konusu sadece ihracat olan firmaların, ihraç etmek üzere yurt içinden satın aldıkları mallar için ödedikleri KDV tutarının, ihracatın gerçek­leşmesini müteakip Maliye Bakanlığı tarafından iade edilmesi kısmi bir teş­viktir.

3065 sayılı KDV Kanunu'nun birinci bölümü "ihracat istisnası" ile ilgili olup, bu bölümde yer alan 11'nci madde; aşağıda belirtilen mal ve hizmet­leri KDV'den muaf tutmuş bulunmaktadır. Bunlar;

-  İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler,

-  Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında tahsil edilen KDV, malın güm­rükten çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında ilgiliye iade olu­nur.

-  3297 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesi ile eklenen Bent'e göre ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mal­lara ait KDV, ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen, ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek bu vergi, ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur. Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay ba­şından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur. 

Soru-44, Türkiye'nin ihracatını destekleme mevzuatının listesini verir misiniz? 

Türkiye'de halen uygulanmakta olan ihracatı destekleme mevzu­atı ve tedbirler şunlardır:

-  Eximbank İhracat Kredi ve Sigortaları: Türkiye bu konuda yuka­rıda sözü geçen OECD Uzlaşmasının öngördüğü kurallara uyacak biçimde kendi ilgili mevzuatını yeniden düzenlemiştir. Zaten Gümrük birliği ile öngörülen yükümlülüklerden biri olan bu Resmi Des­tekli İhracat Kredileri konusunda halen İhracat- 96/12 sayılı Tebliğ doğrultusunda OECD şartları ve AB kuralları çerçevesinde uygula­ma yapılmaktadır. 

Araştırma Geliştirme AR-GE Yardımı (98/10 sayılı Tebliğ, RG: 4.11.1998)

-  Çevre Maliyetlerinin Desteklenmesi (97/5 ve 98/13 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 14.11.1998)

-  Patent, Faydalı Model Belgesi ve Endüstriyel Tasarım Tescil Yar­dımı (98/3 sayılı Tebliğ, RG: 27.2.1998)

-  Uluslararası Nitelikteki Yurtiçi İhtisas Fuarlarının Desteklenmesi

(95/7 sayılı Tebliğ, RG: 1.6.1995)

Yurtdışında Ofis-Mağaza Açma. İşletme ve Marka Tanıtım Faali­yetlerinin Desteklenmesi (97/9 ve 98/14 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 15.11.1998)

Yurt Dışında Düzenlenen Fuar ve Sergilere Milli Düzeyde veya Bireysel Katılımın Desteklenmesi (95/6 ve 97/3 sayılı Tebliğler, RG: 1.6.1995 ve 31.7.1997)

İstihdam Yardımı (97/8 ve 2000/1 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 29.1.2000)

Eğitim Yardımı (97/7 ve 2000/2 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 29.1.2000)

İhracat Pazar Araştırması Desteği (97/6 ve 98/12 sayılı Tebliğler, RG: 31.7.1997 ve 14.11.1998)

Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Tanıtım ve Tutundu-rulması ile Türk Malı İmajının Yerleştirilmesine Yönelik Faaliyetlerin Desteklenmesi (2000/3 sayılı Tebliğ, RG: 29.1.2000)

Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi (2000/5 sayılı Tebliğ, RG 25.3.2000) 

Soru-45, 2000 yılı sonunda Dış Ticaret (DT) Açığı ve Cari İşlem­ler Dengesi (CİD) Açığı geçen yıla göre daha fazla olacağına gö­re, 2001 yılı içinde bir Devalüasyon beklentisi var mıdır ?

Bu açıkların, 2000 yılında daha fazla olmasının iki sebebi vardır. Bun­lar; petrol fiyatlarındaki aşırı artış ve GSMH büyüme hızının geçen yıl %-6.4 gerilemeden, 2000 yılında da %6'nın üzerinde bir büyümeye dönüşe­cek olmasıdır. İthalatımızın yaklaşık %87'sinin ara malları ve yatırım malla­rından oluştuğunu daha önce de belirtmiştik. Türkiye'de bir devalüasyon beklentisi olamaz. Çünkü Merkez Bankası (MB) döviz rezervleri dört aylık ithalatımızın (yaklaşık 16 milyar dolar'ın ), altına inmediği sürece Türki­ye'de bir döviz krizi olmaz. 23-Kasım-2000 günü başlayan "Likidite Kri-zi'nden" önce Merkez Bankası (MB) döviz rezervleri 24,5 milyar dolar se­viyesinde seyretmekte idi. 

Soru-46, Kasım 2000'nin 3. haftasında başlayan "Likidite Krizi'nin" 2001 Yılı Dış Ticareti'ne, Cari İşlemler ve Dış Ticaret den­gelerine etkileri nasıl olacaktır? 

22 Kasım 2000 Çarşamba günü (Kara Çarşamba) başlayan Likidite Krizi sonucu MB döviz rezervleri (7 milyar dolar seviyesinde bir azalış gös­tererek) 18 milyon dolar dolayına geriledi.

Bu azalış sonucu MB 7 milyar dolar karşılığı TL.'yi piyasadan çekmek zorunda kalınca, yıllık faiz oranları % 300, repo faiz oranları da % 1000 do­layına fırladı. 

IMF ile yapılan istikrar programı sonucu MB sadece döviz girişi karşı­lığında TL basabildiği için, Aralık ayının ilk haftası faiz oranları fırladı ve 10 gün içinde IMK Borsası % 33 dolayında geriledi. Ancak IMF ile yapılan gö­rüşmeler sonucu, 6 Aralık 2000'de, Türkiye'ye IMF ve Dünya Bankası ta­rafından Merkez Bankası'na 10.4 milyar dolarlık bir destek verileceğinin açıklanması sonucu faiz oranlarının hızla gerilemesine, borsa endeksinin 1. gün içinde (5 Aralık'ta) % 20 yükselmesine, 5-6 Aralık'taki iki gün için­dede % 38'lik bir artışa yol açtı. 

Likidite krizi sonucu yıllık faiz oranlarının % 30'lara inmesi birkaç ay sü­receğine göre, 2001 yılının özellikle ilk çeyreğinde büyüme hızının, 2000 yı­lında   % 6 dolayından, % 3'e doğru gerileyecek olması, bir yandan Türkiye'nin ithalatının hızla gerilemesine, öte yandan dış ticaret açığının ve do­layısıyla Cari İşlemler Açığının büyük ölçüde azalmasına fırsat verecektir. Bu durum ise Türkiye'nin döviz ihtiyacı açısından rahatlamasına ve netice­de develüasyon baskısının tamamıyla ortadan kalkmasına yol açacaktır.  

Soru-47, Döviz fiyatlarının düşük tutulmasının dış ticarete etkileri nelerdir? 

Türkiye'de uygulanan istikrar programı sonucu 2000-2002 döneminde "aşırı değerlenmiş kur politikası" (döviz fiyatlarının düşük tutulması) uy­gulanmaya devam edilecektir. Bu politikanın ithalatı artıracağı, ihracatı azaltacağı bilinmektedir. Oysa gerçekçi kur politikası (döviz fiyatlarının ay­lık/yıllık enflasyon hızları dolayında artırılması) ihracat ve ithalata aynı oran­da teşvik ve koruma sağlamaktadır. İstikrar programı ile Türkiye'nin önceli­ği enflasyonla mücadele olduğu ve ithalatımızın % 87'sinin de aramalı, hammadde ve yatırım mallarından oluştuğu için Türkiye, sadece geçici bir süre, baskı altında tutulmuş bir kur politikası uygulamaktadır. Çünkü, döviz fiyatları yüksek veya gerçekçi uygulansa idi TL. cinsinden artan ithalat gir­dileri nihai mal ve hizmet fiyatlarına yansıtılacak, neticede enflasyonla mü­cadele güçleşecek ve daha uzun sürecekti. Ancak 2000 yılı içinde döviz fi­yatlarının düşük tutulması sonucu Türkiye'nin dış ticaretine ve sanayileş­mesine yapmış olduğu negatif etkiler için bakınız makale No.: 9 ve 14. Soru-48, Türkiye'de 2003-2004 yıllarından itibaren, yıllık enflas­yon hızı tek haneli rakamlarda tutulabilirse, bu başarının dış ti­carete etkileri nasıl olacaktır?

Yıllık enflasyon hızının tek haneli rakamlarda tutulabilmesi demek Türkiye'de siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması demektir. Bu iki istik­rarın sağlanması ile, gerçekçi kur politikası uygulamasının da etkisiyle, bir yandan yatırım, üretim ve istihdam artışları hızlanacak, öte yandan ihraca­tın artış hızı yükselecektir.

Çünkü, Türkiye'de tek haneli yıllık enflasyon hızı neticesi Türkiye'nin dış kredibilitesinin artması ve kredi notlarının yükselmesi ile düşük faizli yeterli dış kredi imkanı elde edecek olan Türk özel sektörü yatırım ve üre­timine hız verecektir. İlaveten ekonomik istikrar ve gerçekçi kur politikası sonucu dış rekabet gücü artacağından ihracat (döviz) gelirleri daha da ar­tacaktır. 

Ekonomik istikrarın (yıllık enflasyonun tek haneli rakamlarda tutulabil­mesi) diğer etkisi de Türkiye'ye yabancıların Doğrudan Yabancı Sermaye (DYS) yatırımlarını ve ortak yatırımları da artıracak, neticede ihracat artışı­na çok önemli katkıda bulunacaktır. 

İhracattan elde edilen döviz gelirleri de artacak olan ithalatın döviz ih­tiyacını büyük ölçüde karşılayacaktır. İhracat artışındaki istikrar sayesinde bir döviz darboğazı ile karşılaşmayacak olan Türk özel sektörü, ithalat yo­lu ile, daha yüksek bir teknolojiyi kapsayan yatırım malları (makine ve teç­hizat) kullanacak, netice'de Türk sanayii'nin dış rekabet gücü ve ihracat potansiyeli daha da artacaktır.

Ancak, Türkiye'nin özlenen ekonomik ve siyasi istikrarı sağlaması bü­yük bir ihtimalle gelecek seçimden sonra gerçekleşeceğine göre, yıllık enf­lasyon hızının tek haneli rakamlara inmesi belki de 2005 yılına sarkacaktır. 

Prof. Dr. Emin Çarıkcı 

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005