Devletin Dış Borçlanmasının Etki ve Sonuçları
Devletin Dış Borçlanması ve Ekonomik Kalkınmaya Etkisi
Devlet borçlarının, borç yönetimine, borçların bileşimi ve
ödenmesine bağlı olarak ekonomik yapı
üzerinde çeşitli etkileri ortaya çıkar. Devlet borçlanması,
ekonomik kalkınma açısından önemi büyüktür. Ancak bu önem,
borçlanmadan sağlanan finansmanın verimli yatırımlara
dönüştürülebilmesiyle değer kazanır. Verimli yatırımlara
yöneltilmiş bir borç, çarpan etkisi içerisinde yeni yatırım
hadlerinde bir yükselme yarattığı ölçüde, bu yatırımlarla ilgili
olarak çarpan katsayısı kadar bir artış ortaya çıkacaktır.
Dolayısıyla; borçlanmadan alınmak istenen verimin sağlanabilmesi
ya da başka bir deyişle borçlanmanın, ekonomik kalkınmada etkili
olabilmesi için, kalkınma amacına yönelik borç uygulamasına
başvurulması gereği vardır.
Günümüzde
özellikle azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için dış
kaynaklar daha fazla önem kazanmaktadır. Kalkınma çabası içinde
bulunan azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler sermaye
ihtiyaçlarını gidermek amacıyla gelişmiş ülkelere
yönelmişlerdir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin
kalkınmalarını sağlama çabaları sırasında karşılaştıkları en
önemli sorunlardan birisi, dış borçların yarattığı "borç yükü"
olup, alındığında ülke ekonomisine katkıda bulunan dış borçlar,
süresi sonunda ödenecekleri zaman güçlük oluştururlar,
Dolayısıyla, dış borç ya da tasarruf kullanımının, gelecek
dönemlerin iç tasarrufların şimdiden kullanımı anlamına
geleceğinden ve gelecek nesillerin borç yükünü bugünden
ağırlaştıracağından, kullanılan dış borçların ve dış borçlanmada
kullanılan kaynakların son derece verimli bir şekilde
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Devletin
Dış Borçlanmasının Ekonomik Yapıya Etkisi
Devlet
borçlanmasının ekonomide denge sağlayıcı ya da koruyucu yönde
etkilerinin sağlanabilmesi için, üretim ve tüketim düzeyi
üzerinde çeşitli etkilerinin olması gerekmektedir. Devlet
borçlanmasının; tüketim düzeyi üzerindeki etkisi iki yönlü
olarak incelenebilir: Bunlar genişleme ve daralma yöndeki
etkileriyle ilgilidir. Devlet borçlanması satınalma gücü
üzerinde vergi kadar olmasa da daraltıcı bir etki yaratmaktadır.
Özellikle isteğe bağlı olmayan borç uygulamalarında yaratılan
etki, erginin yarattığı etkiye yaklaşmaktadır. Ekonominin içinde
bulunduğu koşullara göre, devlet tarafından borç adı altında
çekilen fonlar, ekonominin çeşitli kesim ve aşamalarında
daraltıcı yönde etkili olabilmektedir. Özellikle enflasyonist
dönemlerde; ekonomideki satınalma gücünü daraltmak için vergi
politikası ve para politikası yanında uygulanabilen bir niteliğe
sahip olan borç yönetiminin başarısı, kuşkusuz; sağlanan
fonların kullanımı ile de yakından ilgili olmaktadır. Devlete
borç vermiş kişilerin, ileride bu paraları faiz ve diğer
çıkarlarıyla geri alacaklarını düşünüp, mevcut harcama
düzeylerini yükseltmeleri sonucu genişletici etkiyle
karşılaşacağıyla ilgilidir.
Devletin
Dış Borçlanmasının Gelir Dağılımına Etkisi ve Borç Yükü
Borçlanma
genel olarak; yapıldığı dönemde bir gelir teşkil etmesine
karşılık, gelecek yıllarda ekonomi için bir yük oluşturmaktadır.
Borçlanmayla finanse edilen harcamalardan borçlanmanın yapıldığı
dönemde yararlanıldığı halde, bu borçların servisi gelecek
yıllara bırakılmakta böylece gelecekte, vergilerle borçların
faiz ve anaparasını ödeyebilmek için harcama olanaklarında
kısıntı yapmak zorunda kalmaktadırlar.
Bir başka görüşe göre; borçlanmanın servisinin vergilerle
yapıldığı kabul edilmekle birlikte, belli bir satınalma gücünün
toplumdaki bir grup insandan alınıp başka bir gruba verilmesi
şeklinde yorumlanmaktadır
Borç
uygulaması nedeniyle, bazı kimselere yapılan faiz ödemeleri ve
bunun için herkesten alınan vergiler sonucu yaratılan fayda ya
da maliyet, toplumun gelir dengesi üzerinde etkili olmaktadır.
Faizi elde edenler, vergiyi ödeyenlerden farklı olduğu ve faizi
sağlayanlardan daha varlıklı ve gelire daha az muhtaç oldukları
oranda, gelirin yeniden bölümü ile ilgili olarak önemli etkiler
ortaya çıkar. Kamu borçları, geleceğe daha az sermaye malı
bırakan, sınırlanmış bir sermaye birikimi politikası
güdüldüğünde, geleceğin üretim olanakları doğrudan etkilenir
Devlet
borçlanması; nesiller itibariyle de geliri yeniden dağıtıcı etki
yaratabilmektedir. Borçlanma sonucu yaratılan fonlarla
gerçekleştirilen hizmetlerin katkıları, gelecek nesilleri de
ilgilendirmekle birlikte daha çok bugünkü nesile yöneliktir.
Devletin
Dış Borçlanmasının Üretim Faktörlerine Etkisi
Devlet
borçlanmasını mal ve hizmet ithali olarak değerlendirmeye
çalıştığında, mal ve hizmet fiyatları üzerinde çeşitli etkileri
olacaktır. Mal ve hizmet arzında diğer faktörlere göre bir artış
meydana geleceği için fiyatların yükselmesini azaltıcı bir etki
oluşturacaktır. Eğer dış borç, sermaye yatırımlarına
yönlendiriliyorsa, daha önceki sermaye, doğal kaynak, emek ve
girişimci oranında düşüş kaydedilecektir. Dolayısıyla bu
faktörlerin fiyatlarında bir yükselme eğilimi ortaya çıkacaktır.
Toprağın, diğer üretim faktörlerine oranla mobilitesinin ve
çoğaltma olanağının olmaması gibi özellikleri nedeniyle serbest
piyasa şartlarında, Pazar fiyatı yükselecektir.
Devletin
Dış Borçlanmasının Döviz Kurlarına Etkisi
Döviz
kurlarının sabit olması durumunda, ihracata göre ithalatın nisbi
olarak azalması nakdi satınalma gücünü ve talebini artıracaktır.
Azgelişmiş ülkelerde ekonomik şartlardaki elastikiyetin olmaması
nedeniyle iç fiyat ithalat fiyatlarına göre daha fazla
artmaktadır.
Döviz
kurlarının dalgalı olması durumunda, dış ticaret bilançosunun
fazlalık vermesi yabancı para değerinin ulusal paraya göre değer
kaybetmesine yol açar. Çünkü bu durumda oluşan döviz arzı, döviz
talebinden fazla olacaktır.
Bu iki
durumda da dış ticaret bilançosu fazlalık veriyorsa, ticaret
hadleri önem kazanmaktadır. Ticaret hadlerinin azgelişmiş ülke
lehine dönmesi gelişmiş ülkelerden, ülkeye sermaye akımının
girmesi gibi sonuç doğurmaktadır. Çünkü ihraç maddelerindeki
fiyat artışları ülkenin ihracat gelirlerini arttıracak
dolayısıyla kalkınma için gerekli olan sermaye mallarını
satınalma olanağı da artacaktır.
|