Türkiye’de ve Dünya’da Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları (DYS)
Yabancı Sermaye Nedir
"Uluslararası Yatırım" veya "Yabancı Sermaye Yatırımı"; bir ülkede
yerleşik kişi veya kuruluşların ülke sınırlarının
dışında servet edinmeleri şeklinde tanımlanabilir.
Yabancıların tahvil ve hisse senedi gibi menkul değerlere yaptığı
yatırımlara "Mali Yatırım" yada "Uluslararası
Portföy Yatırımı" denir. Yabancıların bina,
fabrika, arazi üretim tesisi gibi fiziki değerler
edinmesi ise "Doğrudan Yabancı Sermaye
Yatırımlarını oluşturur.
Soru 2: Portföy Yatırımı ile,
doğrudan yabancı sermaye (DYS) yatırımı arasında
önemli farklar nelerdir?
Doğrudan Yabancı Sermaye (DYS)
yatırımında yabancı ülkede kurulan
şirket, doğrudan ana şirketin denetimi altındadır.
Şirketin üst yönetim kadroları genellikle ana
şirket tarafından atanmaktadır. Portföy
yatırımlarında ise şirket yönetiminin doğrudan
denetlenmesi söz konusu olmayıp, yönetim eskisi gibi
yerel yöneticiler tarafından sürdürülmektedir.
DYS yatırımlarında yabancı yatırımcı genellikle, sermayesinin
yanısıra, üretim teknolojisi ve işletmecilik
bilgisini de birlikte getirir. Portföy
yatırımlarında ise yabancı yatırımcının,
sermayesinden başka bir katkısı yoktur.
DYS yatırımlarını yapanların hemen hemen tümü çok uluslu
şirketlerdir. Oysa portföy yatırımlarını tasarruf
sahibi gerçek kişiler de yapabilmektedir.
Diğer bir fark da yatırımın ana para ve gelirlerinin
geri ödenmesiyle ilgilidir. Portföy yatırımlarında
gelir ve amortismanların geri ödenme şartları
önceden belirlidir. Borç alanlar bakımından tahvil,
sabit bir döviz borcu niteliğindedir, ekonomik
şartlara göre değişmez. DYS yatırımlarında
genellikle belirli bir amortisman yoktur. Transfer
edilen karlar, işletmenin kazanç durumuna ve
hükümetlerin transferler üzerine koydukları
kısıtlamalara bağlıdır.
Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü
Soru 3: Esas itibari ile bir ülkeye yabancı sermaye girişleri nasıl
olmaktadır?
- Doğrudan Yatırımlar,
- Portföy Yatırımları ve
- Kredi ve Dış Yardımlar şeklinde olmaktadır.
Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları
Soru 4: Dünyada DYS'nin durumu nedir?
1999 yılında dünyada yapılan yabancı sermaye yatırımları 865 milyar
dolara ulaşmıştır. 1999 yılında ise %32'lik bir
artışla yabancı sermaye girişinde ve stoğunda rekor
kırılmıştır. 2000'de de DYS girişlerinde artışın
devam edeceği ve 1.000 milyar dolara çıkacağı tahmin
edilmektedir.
Tablo
1: Dünyada 1988-1999 Yıllarında DYS Girişi (Milyar Dolar)
Ülke Grupları |
1988-93
yıllık ortalama |
1994 |
1995 |
1996 |
1997 |
1998 |
1999 |
Sanayileşmiş Ülkeler (SÜ) |
140 |
145 |
206 |
220 |
275 |
481 |
636 |
Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) |
47 |
105 |
112 |
145 |
178 |
179 |
208 |
Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri (MDAÜ) |
4 |
6 |
14 |
13 |
19 |
20 |
21 |
Dünya |
191 |
256 |
332 |
378 |
473 |
680 |
866 |
Kaynak: UN,
World Investment Report 2000, s.284. Ülkeler bazında
detaylı bilgi için Bakınız EK-1, Tablo 1.
Soru 5: Dünyada kaç yabancı sermayeli şirket vardır?
Yabancı sermaye yatırımları modern dünya ekonomisini
karakterize eden küreselleşme projesinin sürükleyici
bir kuvveti olmaya devam etmektedir. 1999 rakamları
ile bugün dünyada, yaklaşık 63.000 civarında
uluslararası ana firma (parent firms) ve bu
firmaların ortak olduğu 690.000 kadar bağlı
kuruluşları (foreign affiliates) olmak üzere toplam
753.000 firma faaliyet (varlıkları ortalama 28
milyon dolar) göstermektedir.
Soru 6:Yabancı sermaye yatırımlarının global stoğu nedir?
1999 yılında yabancı sermaye yatırımlarının global stoğu 4.8
trilyon dolara ulaşmıştır. Bunun 1.1 trilyon doları
ABD'ye, 1.7 trilyon doları ise AB ülkelerine
gitmiştir.
Bu firmaların 1997 yılında gerçekleştirdiği satışların 9.5 trilyon
dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu rakam aynı
yıl içinde gerçekleşen dünya ihracatının (6.4
trilyon dolar) yaklaşık yüzde 40 üzerine tekabül
etmektedir. (VVIR 1998:5)
Soru 7: Son yıllarda DYS yatırımları daha çok SÜ'leremi yoksa GOÜ'
lere mi gitmektedir?
1997, 1998 ve 1999 yıllarında, dünyadaki DYS yatırımları sırasıyla,
milyar dolar olarak 473, 680, 866 milyar dolardır.
Bundan SÜ'lerin aldığı pay sırasıyla, milyar dolar
olarak 275 (%58.1), 480 (%70.6), 636 (%73.5);
GOÜ'lerin aldığı pay ise 178 milyar, 179 milyar ve
208 milyar dolardır (%26.5). Görüldüğü gibi Dünya
DYS yatırımlarından aslan payını SÜ'ler almaktadır.
Soru
8: Dünyada en çok DYS çeken SÜ'ler hangileridir?
1999 yılında, dünyada en çok DYS çeken ülke 275.5 milyar dolarla
ABD'dir. Bunu, 82.2'le İngiltere, 60'la İsveç, 39.1
'le Fransa, 33.8'le Hollanda ve 26.8 milyar dolar
ile de Almanya takip etmektedir.
Soru 9: Dünyada en çok DYS çeken GOÜ'ler hangileridir ?
1999 yılında, dünyada en çok DYS yatırımı çeken ülke 40.4 milyar
dolarla Çin'dir. Bunu, 31.4'le Brezilya, 23.2'yle
Arjantin, 11.2'yle Meksika, 10.3'le G.Kore ve 7
milyar dolarla Singapur takip etmektedir. Türkiye
783 milyon dolarla son sıralarda yer almaktadır
Soru 10: DYS ucuz işçiyi sömürür ve ülkenin siyasi ve ekonomik
hayatına hakim olurmu?
Bu sorunun cevabı, gerek sağ ve gerekse sol
kesimlerde 1980 yılına kadar evet idi ve yanlıştı.
Çünkü araştırmacılar GÜ ve GOÜ'lerdeki 8-10 misline
varan ücret farklarından giderek DYS'nin Gülerdeki
işçileri sömürdüğü kanaatına varıyorlardı. Oysa
DYS'nin gittiği GÜ'lerde yabancıların sahip olduğu
işletmelerdeki işçi ücretlerinin yerli
işletmelerdeki işçi ücretlerinden %50-100 arasında
daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır (E. Çarıkçı
1989). Diğer taraftan bir ülkenin toplam sermaye
birikimi içinde DYS yatırımlarının payı, özellikle
GÜ'lerde %1'in bile altında olduğu için ülkenin
siyasi ve ekonomik hayatına hakim olduğu yanlıştır.
Türkiye’de yabancı sermaye
Soru 11: DYS yatırımlarının faydaları nelerdir?
Bir ülkenin ekonomik kalkınmasında DYS yatırımlarının rolü çok
çeşitlidir. Bunlar;
- İç ve dış tasarruf açığını azaltır.
Genellikle GÜ'lerin iç tasarruf oranı düşük, dış tasarruf (dış
kaynak) imkanı ise yok denecek kadar az olduğu için
yeterli ve gerekli yatırımlar yapılamamaktadır.
Mesela birkaç yıdır Türkiye enerji darboğazı
çekmektedir. Sebebi ise bu sektör yatırımları için
ne devletin ne de özel sektörümüzün yeterli kaynağı
yoktur.Eğer Tükiye uluslararası tahkimi 5-10 yıl
önce çıkartmış ve bürokratik engelleri de asgari
düzeye indirebilmiş olsa idi, son beş yılda
yapılması gereken en az 20 milyar dolarlık enerji
yatırımı DYS ile karşılayabilr ve Türkiye'de enerji
sıkıntısı ile karşılaşmazdı.
- DYS yatırımları, bir ülkeye mal ve hizmet üretimi için
geldiğinden, teknoloji transferi ve istihdam
artışı sağlar.
- Mal ve hizmet üretimine katkıda bulunarak, katma değeri artırmak
suretiyle vergi gelirlerinin de artmasını sağlar.
- Bu yatırımlar yüksek teknoloji ve yönetim bilgisini getirerek
işgücü verimliliğini ve mal ve hizmet üretiminde
kalitenin artmasına katkıda bulunur.
- İhracatı artırarak döviz kazancı sağlar veya iç piyasa
için üretim yaparak ithalat ihtiyacını azaltarak
döviz tasarrufu sağlar.
- İşletmecilik ile iç ve dış pazarlamanın gelişmesine çok
önemli katkıda bulunur.
- Ülke ekonomisinin dünya ekonomisiyle
bütünleşmesinde çok önemli bir ekonomi
politikası aracı haline gelmiştir.Çünkü DYS'ler
üretimlerin önemli bir bölümünü yurt dışına ihraç
etmektedir.Onun için DYS yatırımları çekmede ülkeler
arasında büyük bir rekebet vardır.
Soru 12: Türkiye DYS yatırımı çekmedeki potansiyeli nedir?
Ülkemiz jeopolitik ve jeoekonomik açıdan bölgenin en cazip
ülkesidir. Avrupa Birliği (AB) ile olan
ilişkilerimiz ve Gümrük Birliği uygulamaları,
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlığına
kavuşan Türk Cumhuriyetleri ile olan bağlarımız,
Ortadoğunun daha istikrarlı bir ülkesi olarak
değerlendirilen ülkemizi güçlü kılmaktadır.
Asya ve Avrupa arasında köprü konumunda olan ülkemiz, petrol ve
doğalgaz kaynaklarına sahip olan ülkeler ile bu
kaynakların kullanıcısı durumundaki ülkelerin
buluşma noktasındadır. Nasıl paranın merkezi isviçre
ise, Türkiye de "Enerjinin Merkezi" olmaya
aday ülkedir.
Türkiye'nin 70 milyona yakın nüfusu ve satmalıma gücü paritesine
göre fert başına 6.126 (1999 yılı itibari ile)
doları milli gelire sahip olması, ABD tarafından
gelişmekte olan on pazardan biri olarak kabul
edilmesi, AB ile gerçekleştirilen Gümrük Birliği'nin
yanısıra tam üyelik sürecinin başlatılmış olması,
Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) ülkeleri ve
bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetleriyle olan
yakın ilişkilerimiz, coğrafi konumumuz Türkiye'yi
dünyanın en cazip yatırım noktalarından biri
durumuna getirmektedir.
Soru 13: Türkiye DYS çekmede neden başarısızdır?
Türkiye mevcut potansiyeline göre dünyada en az DYS çeken bir
ülkedir. 1999 yılı itibari ile, 200 milyar dolara
yaklaşan GSMH (toplam mal ve hizmet üretiminin
parasal değere) ile dünyanın 23. büyük ekonomisi,
Satmalına Gücü Paritesine göre yine dünyanın 17.
ülkesi olan Türkiye, DYS yatırımı çekmede dünyada
54. sırada yer almaktadır. Yabancı yatırımcılara
göre, uluslararası tahkimi kabul etmemize rağmen
enerji sektörü haricinde Türkiye'ye DYS
yatırımının gelmeyeceği ve bunun başlıca sebepleri
ise;
- Türkiye'de siyasi istikrarın henüz yerleşmediği ve
koalisyon hükümetlerini riskli bulmaları
- Ekonomik istikrarın en önemli göstergesi olan
yıllık enflasyon hızının tek haneli rakamlara ne
zaman ineceği ve bu seviyede kalıp kalmayacağı
belli olmaması
- Türkiye'de kayıt dışı ekonominin yüzde ellilere
yaklaşması ve bu durumun DYS yatırımı açısından
haksız rekabet ortaya çıkarması
- Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkelerine (MDAÜ) göre Türkiye'de
ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa ilaveten,
sendikalı işgücü maliyetinin 4-5 kat daha yüksek
olması
- Diğer ülkelere göre, Türkiye'de Kurumlar Vergisi oranlarını
çok yüksek olması,
- Özelleştirme uygulamaları ve mevzuatında yabancılara
%51'in üzerinde satışların engellenmesi
- Türkiye'de bir yatırıma başlamak için bürokratik engeller
sonucu birkaç yılın boşa geçmesi ve yatırıma
başlanıldıktan sonra da en az 50 yerden izin ve imza
alınması olarak sıralanabilir.
Soru 15: İlk Yabancı Sermaye Yatırımları Nezaman Başlamıştır?
İlk yabancı sermaye yatırımları sömürgecilik dönemiyle başlamıştır.
Endüstri devriminin bir sonucu olarak, 19. yüzyıl
boyunca sanayileşen batı ülkelerinin ellerindeki
sermaye birikimleri, bu ülkeleri en fazla kârı
sağlayacak yatırım alanlarını aramaya yöneltmiştir.
Bu yatırımlar, Avrupa sanayisinin ihtiyacı olan hammaddeleri
sağlayacak ve ucuz işgücüne sahip, dönemin
sömürgelerinde ve bazı bağımsız az gelişmiş
ülkelerde yapılmıştır. 1800'lü yılların ilk
yarısında İngiltere'nin ihtiyaç duyduğu
hammaddelerin, özellikle madenlerin ve petrolün
çıkarılması için sömürgelerdeki ekonomik
faaliyetleri yabancı sermaye yatırımlarının
başlangıcı olmuştur.
Soru 16: Yabancı sermaye yatırımlarının tarihi gelişimi nasıldır?
1800'lü yıllarda doğal ve tarımsal kaynaklardan
başlayarak bugün bilgi işlemden nükleer maddelere
ve hizmet sektörüne yatırım yapan bir tarihi
gelişim süreci yaşamıştır.
1850-1945 yılları arasındaki dönem "sömürge ve imtiyaz' dönemidir.
Dış yatırımlar, Batı Avrupa'dan Asya'ya, Afrika'ya
ve Amerika'nın gelişmemiş yörelerine yönelmiştir
1.Dünya Savaşından sonra ABD dış yatırımlarda ön sırayı almıştır.
1929-1930 dünya ekonomik bunalımı, gelişmiş
ülkelerin dış yatırımlarını tasfiyeye yöneldiği yeni
bir dönemin başlangıcı olmuştur.
Diğer taraftan, az gelişmiş ülkelerde başlayan bağımsızlık
hareketleri, bu ülkelerde yabancı sermayenin daha
önce bulunduğu güven ve istikrar ortamını ortadan
kaldırmıştır. 1928-1939 yılları arasında ülkemizde
de pek çok yabancı sermayeli şirket
millileştirilmiştir.
I. Dünya savaşından önce uluslararası yatırımlar
daha çok portföy yatırımları şeklindeyken, sonraki
dönemde doğrudan uluslararası yatırımlar önem
kazanmaya başlamıştır.Bu gelişmede 1950'li yıllardan
sonra uluslararası şirketlerin dünya ekonomisinde
giderek önemli bir güç oluşturmalarının büyük rolü
olmuştur.
Tablo 4: Yabancı Sermaye Yatırımlarının Tarihi Gelişimi
Yıllar |
Faaliyette Bulunulan Sektör |
1800-1890 |
Doğal ve tarımsal kaynaklar (yün,petrol,mineral,kauçuk,meyve
üretimi) |
1891-1940 |
Kimyasal maddeler, ilaç sanayi, yiyecek maddesi, motorlu taşıtlar |
1941-1945 |
Ulaştırma, askeri donatım, silah |
1946-1960 |
Finansal hizmetler, haberleşme, makina, otelcilik, mühendislik |
1961-1971 |
Elektronik eşya, çeşitli aygıtlar, araştırma, gezi ve eğlence
gibi hizmetler |
1972-1985 |
Eğitimle ilgili sektörler, gıda endüstrisi, sağlık ürünleri,
temizlik mamul. |
1985-2000 |
Turizm, bilgi işlem, otomotiv, telekomünikasyon, nükleer maddeler |
Soru 17: Yabancı sermaye yatırım rejimlerinde köklü değişiklikler
ne zaman olmuştur?
Uluslararası yatırım rejimlerinde esaslı değişiklikler 1980'li
yıllarda olmuştur. Bunlar;
- Yabancı sermaye akışında ve stoğunda olağanüstü artış,
- Kısmen stratejik işlerde işbirliği, şirket birleşmeleri, şirket
satınalma-larından doğan yüksek teknolojideki global
üretim seviyesindeki yükselme ve
- Bilgi teknolojisindeki gelişmenin ve yaygınlaşan
uygulamanın uluslararası işbirliği
organizasyonlarına tatbik edilmesidir. (Ostry and
Gestrin,1993:8)
Soru 18: Soğuk savaş döneminin sona ermesi yabancı sermaye
hareketlerini nasıl etkilemiştir?
Soğuk savaş döneminin kapanmasıyla birlikte tüm dünyada ülkeler
arasındaki ilişkiler artmış ve bunun sonucu olarak
önemli derecede siyasal rekabetin yerini ekonomik
rekabet almıştır. 21. yüzyılda dünya ekonomisi ülke
sınırlarını aşarak küresel bir nitelik kazanmıştır.
(Cömert, 1996: 69)
Haberleşme teknolojisindeki gelişmeler, ülkeler arasındaki coğrafi
uzaklıkların önemini azaltmış, firmaların
uluslararası ekonomik faaliyetlerini kolaylaştırmış
ve aralarında koordinasyon imkanını arttırmıştır.
Son on yılda Çin'e yaklaşık 306 Milyar Dolar yabancı
sermaye girmesi buna en iyi örnektir.
Soru 19: Çok uluslu şirket (ÇUŞ) nedir?
Bir şirketin üretim tesislerini yurt dışına taşıması ve orada
gerçekleştirdiği üretim yada hizmet ile ana ülke ,
ev sahibi ülke veya üçüncü ülke piyasalarına satış
yapması bir çeşit çok uluslulaşma olayıdır. Bu
durumda olan fimalar uluslararası şirket olarak
adlandırılmaktadır.
Soru 20: Çok uluslu şirketlerin stratejileri nedir?
Uluslararası dev şirketler dünyayı tek bir pazar olarak kabul edip,
politika ve stratejilerini ona göre
belirlemektedirler. Kârlı gördükleri her bölgede
yatırım yapmaktadırlar. Şimdi yatırımcılar kendi
yurtlarında üretip ihraç etmek yerine, üretim
tesislerini, küresel boyuta geçen pazarın
herhangi bir yerine yerleştirmektedirler. (Drucker,
1996: 8) Uyguladıkları başlıca stratejiler ise;
- Pazar büyüklüğü, ülke ölçüsünden dünya ölçüsüne dönüşmüştür.
- Sermayenin en ucuz olduğu yerden temini,
- Pazara en yakın yerde üretimin sürdürülmesi,
- En yüksek kazancın elde edilmesi ve
-
Bütün bu işlemlerin, verginin en düşük olduğu ülkelerden
yönetilmesi sözkonusudur. (Uras, 1979:19)
1970'li yıllarda ÇUŞ'lerin hakim olan stratejileri, şirketlerin
yaşamasını sağlamaktı. 1980'lerde bu strateji
değişerek küresel rekabet avantajı sağlamaya
yönelmiştir. Bu gelişmenin 3 temel sebebi vardır.
Bunlar;
a. Pazarların küreselleşmesi, küresel rekabet ve hızlı teknolojik
de-ğişmedir.(Hamill, 1993:69)
b. Gelişmiş ülkelerin ekonomileri giderek daha bilgi yoğun
olmakta, sermaye ve emek yoğunluğu azalmaktadır.
Para küçük tasarruf hesaplarında ve büyük emekli
fonlarında birikmiş, muazzam meblağlara ulaşmıştır.
Bu yüzden büyük yatırımcılar, geleneksel
fonksiyonlarına uygun olarak, parayı belli bir
miktarda sınırlamak yerine, şimdi yatırıcak yer
aramaktadır.
c. ÇUŞ gerçeği yabancı sermaye yatırımlarının niteliğini ve
niceliğini de değiştirmiştir. Artık taraf olarak
ülkeler veya sermayenin milliyeti sözkonusu
değildir. (Uras, 1979:19). Zamanımızda, benzeri
görülmemiş, hızlı bir değişim dönemi yaşanmaktadır.
Tüm dünyanın tek bir ekonomiye dönüşmesine
doğru hızla ilerlenmekte-dir.
d. Bunların yanısıra sermaye ihraç eden ülkelerin stratejik
hedefleri de sermayenin yönünü etkilemektedir.
Soru 21: Yabancı şirketler nereye yatırım yaparlar?
Çok uluslu şirketler yatırım kararlarında o ülkedeki teşvik
tedbirlerden çok, gelişmekte olan ülkelerdeki
siyasal ve ekonomik istikrara önem
vermektedirler. Yabancı firmalar bir ülkenin
rejimini, siyasi durumunu, yönetim anlayışını
beğenmeseler de pazar büyüklüğü, fazla kazanma
beklentisi o ülkede yatırım yapmaları için
yeterli sebeptir.
Asya Pasifik ülkelerinin bir çoğunda çağdaş anlamda
demokrasinin bulunmaması yabancı sermayenin yönetim
ile ilişkilerine bağlı olarak sorunlarını çözmesini
kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle yabancı yatırımcılar
açısından ülke yöneticileri ve bu yöneticilerin
yakın çevreleriyle kurulan ilişkiler önemli bir
unsur olmaktadır. Bu ülkelerde antidemokratik
usullerle de oluşsa, ülke istikrarı, DYS girişinde
önemli etken olmaktadır.
Soru 22: Uluslararası sermaye hareketleri ile uluslararası ticaret
trendleri arasındaki ilişki nasıldır?
Son yıllarda, uluslararası ticaret hacmindeki artış hızına
göre, uluslararası sermaye yatırımları,
şimdiye kadar hiç görülmemiş biçimde artış
göstermektedir. Yatırım, geleneksel olarak ticareti
hep geriden izlemiştir. Fakat, şimdi ticaret
yatırıma daha bağımlı hale gelmektedir.( Drucker,
1996:42)
Soru 23: Yabancı sermaye hareketinde ekonomi politikalarının rolü
nedir?
Dünya ekonomisi ithal ikamesi ekonomiden ihracata dayalı
ekonomiye geçmiştir. Günümüzde İhracata
Dayalı Stratejinin yanısıra, artık pazarın
olduğu yerde yatırım yapmak rekabet edebilmek
için gerekli hale gelmiştir. Gelişmiş ülkelerin
ekonomileri giderek daha "bilgi yoğun"
olmakta, "sermaye ve emek yoğunluğu"
azalmaktadır.
Bir şirket, pazarını korumak yada yeni pazarlar elde etmek
istiyorsa pazara yakın olması, pazarı
"hissetmesi" ve o "iklimi" yaşaması
zorundadır. Şirket, pazarın olduğu yerde yatırım
yaparsa ancak o zaman rekabet edebilmekte ve
liderliğini sürdürebilmektedir.
Bugün dünyada başta dağılan Sovyetler Birliği ülkeleri, kıta Çin
olmak üzere siyasal ve ekonomik rejimleri farklı tüm
ülkeler kapılarını yabancı sermayeye açmışlardır.
Özellikle Çin, özel ekonomik bölgeler oluşturarak
yabancı sermayeden en iyi faydalanan ülkelerden biri
olmuştur. Soru 24: Çok uluslu şirketlerin
büyüklüğü nedir? Dünyada çoğu ülke GSMH'sından
daha fazla yıllık satış yapan ÇUŞ'ler vardır. Mesela
1995 yılı itibariyle, Mitsubishi'nin satışı 184
milyar dolar, General Motorun 169 milyar dolar iken,
Danimarka'nın GSMH'sı 172 milyar dolar, Türkiye'nin
ise 165 milyar dolardır.
Soru 25: DYS yatırımlarını çekmede özelleştirmenin rolü nedir?
Ekonominin liberalleşmesi (içve dış rekabete
açılması) için bir araç olan özelleştirme yabancı
sermaye girişinde de önemli rol oynamaktadır. Yeni
DYS bir yatırımın yabancı sermayenin bir ülkeye
özelleştirme yoluyla girişinin çeşitli sebepleri
vardır. Bunlar;
- Yabancı bir ülkede yeni bir yatırım yapmak nispeten daha
maliyetli olduğu için aynı tür işletmeyi
özelleştirme yoluyla daha ucuza alarak o ülkede
yapılacak yatırımın başlangıç maliyetini düşürme,
- Değişik bölgelerdeki ülkelerde yatırım ve üretim faaliyetine
girerek küresel ağ kurma,
- O bölge ve ülkedeki pazar payını arttırma ve düşük maliyetli
yatırım fırsatları arama şeklinde sıralanmaktadır.(Odle,
1993: 23)
|