|
Döviz Kuru İstikrarının Ekonomik
İstikrar Açısından Değerlendirilmesi
Giriş
Döviz kurları
diğer fiyatlar gibi bir fiyattır ve mal piyasaları ile
ilgilidir. Bu nedenle. döviz kurlarındaki değişim ele, tıpkı
diğer fiyatlarda olduğu gibi. ekonomik istikrar açısından
incelenmeli ve önemli bir ekonomik gösterge olarak. ekonomik
faaliyetleri etkinlik ve ekonomik faaliyetlerden etkilenme gücü
dikkate alınmalıdır.
Döviz
kurlarındaki değişmeler, ekonomik faaliyetlerin seyrini
etkilediğinden, döviz kuru değişmelerinin istikrarlı bir çizgi
izlemesi. ekonomik istikrarı da olumlu yönde etkileyecektir.
ÇÜNKÜ döviz kuru istikrarı, fiyat istikrarı gibi. ekonomik
istikrarın sağlanması açısından hem bir neden hem de bir
sonuçtur. Bir başka deyi_k. ekonomik istikrarın sağlanması.
büyük ölçüde fiyatlardaki ve döviz kurlarındaki istikrara
bağlıyken, ekonomik istikrarın sağlanması sonucunda, fiyatlarla
ve döviz kurlarında da istikrar sağlanabilmektedir. Ayrıca
ekonomik istikrarsızlık da fiyatlardaki ve döviz kurlarındaki
istikrarsızlıktan etkilenmektedir. Bu karşılıklı etkileşim.
döviz kuru istikrarının da ekonomik istikrar açısından
değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır.
Bu nedenle,
çalışmada önce ekonomik istikrar kavramı ele alınacak, daha
sonra da ekonomik istikrarın. en az fiyat istikrarı kadar önemli
olan bir diğer ayağı; döviz kuru istikrarı kavramı
incelenecektir.
EKONOMİK İSTİKRAR
Sözcük
olarak istikrar; "aynı biçimde sürme, kararlılık, yerleşme,
denge" anlamlarından birini ya da genelde hepsini içermektedir
(TOK, 1992: 742). Ekonomik istikrar ise, ekonominin var olan
durumunun korunması, denge koşullarının sağlanması, devresel
dalgalanmalardan doğan olumsuzlukların giderilmesi ve bu
dalgalanmaların hafifletilmesi, olarak açıklanmaktadır (EKER vd..
1994: 82). Bu tanımda "ekonominin var olan durumunun korunması",
ekonominin içinde bulunduğu koşulların daha kötüye gitmesinin
engellenmesi ve koşulların iyileştirilmesi yoluyla ekonomik
büyüme ve gelişmenin sağlanması, anlamını taşımaktadır.
"Durulup,
sürekliliğe kavuşma" (HANÇERLİOĞLU, 1972: 119) ya da "ekonomik
faaliyetleri önemli derecede etkileyen temel ekonomik
göstergelerin belirli bir şekilde ve olumlu yönde gelişmesi" (TÜSİAD,
1992: 3.12) olarak da tanımlanabilen ekonomik istikrar;
ekonomideki tüm etkinlilerin sağlıklı bir biçimde
yürütülebilmesi açısından önem taşımaktadır.
İstikrar
kavramı, öngörülebilir bir değişimin yanı sıra, bir anlamda
değişmezliği de akla getirmektedir. Ancak istikrarın
"değişmezlik" olarak ete alınması, günümüzün ekonomik
koşullarında olası görünmemektedir. Çünkü ekonomik istikrarın
sağlm11p sağlanamadığının belirlenmesinde yararlanılan fiyatlar,
istihdam, üretim düzeyi ve ödemeler bilançosu gibi ekonomik
göstergelerin her biri, belirli bir süreç içinde değişim
gösteren dinamik
. öğelerdir ve
bu nedenle istikrar kavramından asıl anlaşılması gereken, bu
göstergelerde büyük sapmaların olmaması ve kabul edilebilir
değişimlerin varlığı olmalıdır.
Ekonomik
istikrar kavramı başlangıçta, yalnızca istihdamın ve fiyat
istikrarının sağlanmasını içeren "ülkenin iç istikrarı" olarak
anlaşılmıştır. Ancak, Ülkelerin ekonomik ilişkilerinin gelişmesi
ve bu ekonomik ilişkilerden doğan dalgalanmaların Ülkelerin iç
istikrarını da etkilemeye başlaması ile ödemeler bilançosu ve
döviz kuru istikrarı, bir başka deyişle ülkelerin "dış
istikrarı" gündeme gelmiştir. Örneğin, İngiltere' de i 93 i
yılında yazılan MacMillan Komitesi raporunda, fiyat istikrarının
sağlanması dışında döviz
paritesinin
korunması - döviz kuru istikrarı - amaçlarından da söz
edilmiştir
(KEPKEP, 1991:
151). ' Döviz paritesi istikrarı' ile anlatılmak istenen ulusal
paranın, dış
ekonomik ilişkilerin yürütüldüğü diğer ülke paraları ile
arasındaki
değişim
oranının istikrarı, olmaktadır. Bunun yanı sıra bazı
iktisatçıların ekonomik istikrarı "ödemeler dengesinde kalıcı
bir iyileşme ve yurt içi enflasyon hızında gerileme" şeklinde de
tanımladıkları görülmektedir (KHAN ve KNIGHT, 1982: 709-730).
İç ve dış ekonomik istikrar farklı olmakla birlikte,
bu iki kavram arasında yakın ilişki bulunmaktadır. Dış ekonomik
göstergelerdeki düzensiz ve önemli değişmelerin (sapmaların)
sürekli olması durumunda - ki dış ekonomik istikrarsızlık olarak
adlandırılabilir - , bu dengesizlik bir süre sonra iç ekonomik
göstergeler yoluyla İç istikrara yansıyacaktır. Önemli bir dış
ekonomik gösterge olan döviz kurlarının değişim içinde bulunduğu
bir ekonomide. döviz kurları üzerinde içeriden ya da dışarıdan
kaynaklanan herhangi bir beklenmedik gelişme, bir başka deyişle
şok, sürekli bir enflasyon (fiyat istikrarsızlığı yani iç
ekonomik istikrarsızlık) sürecine yol açabilmektedir. Bu
süreçte; döviz kurlarındaki öngörülemeyen dalgalanma (döviz kuru
istikrarsızlığı ya da bir başka deyişle dış ekonomik
istikrarsızlık), ülke sanayisinin kullandığı girdinin dışa
bağımlılık derecesinde maliyetlere ve dolayısıyla fiyatlara
yansımakta ve süreç, döviz kuru istikrarsızlığının fiyat
istikrarsızlığına, fiyat istikrarsızlığının da ödemeler
bilançosundaki önlenemez açıklar nedeniyle döviz kuru
istikrarsızlığına yol açtığı bir sarmalı oluşturmaktadır.
Döviz kurlarında hareketliliğe yol açacak dış
kaynaklı beklenmedik gelişmeler; yurt dışı piyasalardaki
dalgalanmalar, savaş, petrol fiyatlarının artması vb.
olabilirken, iç kaynaklı gelişmeler; yönetim biçiminin
değişmesi, iç savaş, siyasi istikrarsızlık vb. gelişmeler
olmaktadır. Böyle bir gelişmenin ardından, ülke sanayisinin. dış
girdi bağımlılığının yüksek olduğu durumlarda döviz kurlarındaki
artış, sanayinin kullandığı girdi fiyatlarında bir artışı
gündeme getireceğinden Üretim maliyetlerinde de bir artış söz
konusu olacaktır. Maliyetlerdeki artışın ürün fiyatlarına
yansıtılması, bu sanayi kolunun ileri ve geri bağlantısının
yüksekliğinden etkilenen diğer sanayi kollarını da girdi
maliyetlerinde bir artış ile karşı karşıya bırakacak ve
enflasyonist süreç ivme kazanacaktır. Yurt içinde Üretilen malın
pahalı olması, ihracata konu malların da pahalı olmasına ve
ihracatta düşüşe yol açacak böylece ithalat artışı sürerken
ihracatta görülen yavaşlama, ödemeler bilançosu açıklarını
azdıracaktır. İthalat ile ihracat arasındaki makasın açılması da
kurlar Üzerinde bir baskı yaratacağından döviz kuru
dalgalanmaları ile başlayan süreç, döviz kuru artışları - fiyat
artışları - ödemeler bilançosu açığı artışı ve yeniden döviz
kuru artışı şeklinde bir döngü yaratacaktır. Bu yansıtma
sürecinin karşılıklı ve giderek artan oranlarda sürmesi
durumunda temel ekonomik göstergelerde büyük ve öngörülemeyen
sakıncalar yaşanacak ve ülke ekonomik istikrarsızlık ortamına
girecektir.
Temel ekonomik
göstergelerde büyük çaplı ve öngörülemeyen değişmelerin varlığı,
olarak tanımlanan ekonomik istikrarsızlığın var olup olmadığının
belirlenmesi; fiyatlar, istihdam, Üretim düzeyi, ödemeler
bilançosu gibi belli ekonomik göstergelerin incelenmesi ile
mümkün olmaktadır. Bu göstergelerin ve bunlardaki değişimlerin
analizi, ekonomik bütünün alt alanı olan ekonomik süreçle
ilgilidir. Bu nedenle, ekonomik istikrar, ekonomik süreç
politikasının; gelir dağılımı, büyüme ve kalkınma, istihdam ve
ödemeler dengesi amaçları gibi bir diğer amacı olmakta ve
istihdam düzeyinde, fiyatlar genel düzeyinde ve ödemeler
dengesini içeren dış dengede istikrar sağlamayı içermektedir (ROSS,
1991: .3).
Ekonomik
istikrar, her ne kadar bir ekonomik süreç politikası amacı olsa
da, ekonomik sistem ve ekonomik yapı politikalarından bağımsız
değildir, Çünkü ekonomik yaşamın ve sistemin temel ilke ve
kurallarında ya da ekonomik süreci ve düzeni oluşturan öğeler
arasındaki ilişki ve oranlarda - bir başka deyişle ekonomik
yapıda (ERKAN, 1990, 21) , herhangi bir düzensiz değişimin veya
sapmanın meydana gelmesi, ekonominin bütününü etkilemekte ve
'"ekonomik istikrar" adı verilen öngörülebilir, düzenli
değişimlerin yaşandığı ortam, istikrarsızlığa doğru
yönelmektedir. Ekonomik istikrar ile ilgili açıklamalardan
sonra, çalışmanın bu bölümünde, ekonomik istikrarın bir diğer
ayağı olan döviz kuru istikrarı ele alınacaktır.
DÖVİZ KURU İSTİKRARI
Ekonomik
istikrarın bir diğer ayağı olan döviz kuru istikrarının önemi,
döviz kurunun Ülke ekonomisi açısından taşıdığı ağırlıktan
kaynaklanmaktadır.
Döviz kuru,
ulusal ekonomiyi biçimlendiren üç büyük fiyattan (ücretler, faiz
ve döviz kuru) biridir. Bu üç fiyattan ücret ve faiz faktör
piyasalarıyla ilgili iken, döviz kurum piyasalarıyla ilgilidir
(BULMUŞ, 1994: 14) ve sıradan bir fiyattan oldukça farklıdır',
Bu farklılık, döviz kurunun bir ülke ile diğer ülkelerin fiyat
yapıları arasında, dolayısıyla ulusal ekonomi ile dünya
ekonomisi arasında bir bağ kurmasından kaynaklanmaktadır
(ÇİLLER, 1983: 40). Günümüzde dünya ticaretini sınırlandıran
engellerin kaldırılmasına yönelik çalışmalar, Ülkelerin dış
ticaret dengesizliklerinden kaynaklanan sorunlarının yeni bir
boyut kazanmasına ve döviz kurunun bu boyut içinde Ülkelerin dış
rekabet güçlerini belirleyen bir öğe durumuna gelmesine neden
olmuştur. Bu nedenle, ekonomik birimlerin karar vermede
dikkate aldıkları parametrelerden biri olan döviz kurunun
analizine yönelik çalışmalar, günümüzde de önemini
korumaktadır.
Döviz kurunda
istikrar sağlamak için en azından Üç neden bulunmaktadır
(HALLET, 1991:306):
1. Döviz kuru yönetimiyle, döviz piyasaları
aracılığıyla oluşan belirsizlikler azalır ve böylece döviz
kurunda sağlanan istikrar, göreli fiyat yapısındaki ve diğer
finansal değişkenlerdeki aşırı hareketliliği gidererek, kaynak
dağılımının etkinliğine katkıda bulunur.
2. Döviz kuru
yönetimiyle, Ülkeler arasındaki rekabetçi depresiasyonları ya da
daha düşük enflasyon için rekabetçi apresiasyonları içeren
politika özendirmelerinin oluşturduğu açık işbirliği
engellenebilmektedir.
3. Döviz kuru
yönetimi, fiyat disiplinini sağlamada, içe dönük alternatif bir
para politikası olarak kullanılabilmektedir.
Burada içe
dönük alternatif para politikası, döviz kurlarında istikrar
sağlama yoluyla para politikası amacı olan ekonomik istikrara
ulaşılması anlamında ele alınmaktadır. Çünkü, döviz kurlarına
yönelik politikaların genelde dış dengeye yönelik olması ve iç
denge açısından da fiyat istikrarına yönelik politikaların
uygulanıyor olması,döviz kurlarının iç denge' açısından da
dikkate alındığı bir durumda döviz kuru yönetiminin, içe dönük
alternatif bir para politikası olarak kullanılmasını gündeme
getirebilmektedir. Bu politikanın uluslararası anlaşmalarla
desteklenmesi durumunda, Üretim maliyetlerinin dengelenmesi
yoluyla fiyatlar genel düzeyinin düşeceği ne ilişkin olumlu
beklentiler oluşabilmektedir. Ancak döviz kuru yönetimiyle, kur
istikrarını sağlamaya yönelik kur hedeflerinin benimsenmesi,
diğer politika amaçlarında bazı özverileri gündeme
getirebilecektir.
Yukarıda söz
edilen nedenlerin varlığının yanı sıra, ulusal para
otoritelerinin kurlardaki aşırı dalgalanmaları, bir başka
deyişle döviz kuru istikrarsızlığını, azaltmaları için başka
nedenler de bulunmaktadır. Nedenlerden biri, kurlardaki aşırı
dalgalanmaların uluslararası yatırım akımlarını engellemesidir.
Buna ek olarak, döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalar, yabancı
finansal varlıklara olan yatırım arzusunu azaltabilir. Ayrıca
döviz kurlarındaki belirsizlik nedeniyle, bazı projelerden
beklenen karların azalabileceği endişesiyle şirketler yeni
teçhizat alımında, bina yapımında ya da yabancı şirket almada
gönülsüz davranabilmektedir. Sonuçta, döviz kurlarındaki
dalgalanmalardan doğan belirsizlik, yatırım sermayesinin
dışarıya yöneliminde istek kırıcı bir durum yaratarak, dünya
ekonomisinde kaynakların etkin dağılımını engellemektedir (NEAL,
1996:.44).
Bir diğer
neden de, kurlardaki aşırı dalgalanmaların, uluslararası
ticareti etkileyebileceğine ilişkin beklentidir. Belirsiz,
hareketli kurlar uluslararası işlemler Üzerinden elde edilecek
gelirlerde belirsizliğe neden olmaktadır. Böyle bir belirsizlik,
şirketleri dışarıya sattıkları malların maliyetleri Üzerine bir
"risk primi' ekleme yönünde zorlayabilir. Eğer bu maliyetler,
"daha yüksek fiyatlar' olarak tüketiciye yansıtılırsa, ticarete
konu mallara olan talep azalır. Ayrıca, kurlardaki dalgalanmanın
bu firmalara, karlarının yanında ek bir risk yüklemesi durumunda
bu firmalar, uluslararası ticaretle uğraşmakta oldukça gönülsüz
davranabilecektir. Başka bir deyişle, uluslararası ekonomik ve
mali işlemlerde, istikrarlı kurların varlığı, ticaretin riskini
azalttığı gibi kısa ve uzun vadeli sermaye akımlarını
kolaylaştırarak, enflasyonu ve sermaye kaçışlarını önleyecek ve
sermayenin en karlı olduğu ekonomilerde iş görmesini
sağlayacaktır (TÜRKCAN, 1982: 12) .
Para otoritelerinin döviz kuru istikrarını sağlama
çabalarına ilişkin son neden mali piyasalarla ilgilidir. Döviz
kurlarındaki aşırı dalgalanmaların ulusal varlıkların risklilik
derecesini artırması durumunda, bu varlıkların fiyatları da daha
değişken,hareketli bir biçim alabilecektir. Mali piyasaların
hareketliliğinin artması, mali piyasaların istikrarını da tehdit
eder duruma gelecek ve para politikası amaçlarının
gerçekleştirilmesini güçleştirecektir.
Döviz kuru
istikrarı, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu koşullar kadar,
ülkenin ekonomik ve politik ilişkide bulunduğu diğer ülkelerin
ve uluslararası finans piyasalarının ekonomik uygulamalarına da
bağlı olmaktadır. Globalleşme ve küresel rekabet süreciyle,
Ülkelerin dünya ekonomisine katılma çabaları hızlanmış ve dünya
ekonomisi içinde kendilerine bir yer edinme amacıyla dışa
açılmalarının da etkisiyle bu Ülkelerin, gerek ulusal gerekse
uluslararası piyasalarla ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi
gündeme gelmiştir. Bu gereklilik, ülkelerin dışa açık ve dünya
için üretim yapma sürecine katılmaları sonucunu doğurmuş ve
doğal olarak bu süreç, uluslararası etkileşimin gerek ticari
gerekse politik boyutunun ulusal ekonomiler Üzerindeki etkisini
arttırmıştır. Özellikle, gelişmekte olan ülkelerin, yüksek
oranlı dış borç stoklarının varlığı nedeniyle, gelişmiş
ülkelerin politika önerilerine bağlı kalmaları, gelişmekte olan
ülkeleri alternatifsiz bırakmış ve istikrarın sağlanmasında
dünya ekonomisiyle uyumlu politika seçimlerine ve uygulamalarına
yöneltmiştir. Örneğin 1980'li yılların getirdiği dışa açılma ve
bunun bir sonucu olan finansal serbestleşme akımları, gelişmekte
olan bir çok Ülkeyi de etkisi altına almıştır.
Finansal
serbestleşmenin bir ayağı olan sermaye hareketlerinin
serbestleştirilmesi, sermaye girişinin döviz kurları üzerinde
yaratacağı hareketlilik nedeniyle önem taşımaktadır. Sermaye
girişinin hızlanması, kur dalgalanmalarından kaynaklanan döviz
kuru istikrarsızlığına neden olmaktadır (ÖNDER vd, 1993:
i 00). Sonuçta, kur istikrarsızlığı da ticarete konu olan
malları içeren sektörlerde etkinlikte bulunanların
belirsizliğini arttırdığı için, bu sektörlerde çalışan
firmaların karşılaştıkları riskler yükselecektir.
istikrarsızlık, bu sektörlere borç veren kurumların da
risklerini ve bu sektörler için sermayenin maliyetini
arttıracaktır. Bu birikimİ i süreç, giderek reel sektörü etkisi
altına alacak ve döviz kurlarında başlayan istikrarsızlık
zamanla tüm sektörleri etkileyerek, ekonomik istikrarsızlığı
besleyecek bir mekanizma durumuna gelecektir.
Finansal
serbestleşme ile birlikte, dış ticaretin serbestleştirilmesine
koşut olarak uluslararası sermaye hareketlerinin de
serbestleştirilmesi sonucu, ulusal ekonomilerde; mal
hareketlerinden bağımsız, genellikle kısa vadeli getirilere
karşı duyarlı bir döviz büyüklüğünün varlığı gündeme gelmiştir.
Bu süreç içinde serbestleşen döviz kuru ve faiz, ana
işlevlerinden koparak, uluslararası para hareketlerinin
etkileşim alanına girmiştir (BERKSOY, 1994: 23).
Döviz
kurlarının mal hareketlerinden kopması, mal ticaretinin
yavaşlamasına ve para ikamesi adı verilen bir sürecin
yaşanmasına da neden olmaktadır. ekonomik dengesizliklerin
yaşanması, ulusal paraya olan talebin azalıp, ulusal paranın;
dolar, mark gibi, sağlam paralarla ikamesi sürecini
başlatmaktadır. Bu olgu. ulusal paranın dolanım hızını
arttırmakta, böylece enflasyon denetimden çıkmakta, dövize olan
talep, döviz fiyatlarını da arttırmaktadır (UZUNOĞLU vd., 1995:
74).
Finansal
serbestleşmenin uygulandığı Ülkede, finans kurumlarının kaynak
sağlama rekabetinin ulusal parayı, yurt içi işlemlerde kullanan
yerleşikler için, çekici duruma getirmesi, faiz oranlarıyla
enflasyon oranı arasındaki bağlantıyı kuvvetlendirmiştir.
Sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ise, döviz kuru ile
satın alma gücü paritesi arasındaki bağı zayıflatmaktadır Satın
alma gücü paritesi ile bağı zayıflamış, spekülatif sermaye
hareketlerinin etkisi altında dalgalanan bir kur sisteminin
yarattığı belirsizliğin, reel sektörÜ olumsuz etkilemesi
olasıdır.
Bu nedenle,
sermaye hareketlerinin, kur istikrarı açısından önemi sermaye
hareketi denilen işlemlerin, dış ticaretin gereksinimlerinden
bağımsız hale gelmesi sonucu. kurların spekülatif dalgalanmalara
karşı daha duyarlı olmasından kaynaklanmaktadır.
SONUÇ
Döviz
kurlarının da fiyatlar gibi, Ülke ekonomisinin gelişme seyrini
veren bir gösterge niteliğinde olması, ekonomik istikrar
açısından döviz kurlarında istikrarlı bir yapının varlığını
gerektirmektedir. Ekonomik istikrarın, sadece fiyat istikrarı
olarak algılanıyor olması, istikrar hedefine ulaşmada alınacak
önlemlerin yetersiz kalmasına neden olabilmektedir.
Döviz kuru
hareketlerinin ekonomik faaliyetleri etkilemesi; ekonomik
istikrara ulaşmada, döviz kuru istikrarının da fiyat istikrarı
ile birlikte değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Bu
gereklilik aynı zamanda, fiyat istikrarı ile döviz kuru
istikrarı arasındaki ilişkiden de kaynaklanmaktadır. Fiyat
istikrarı sonucu, Fıratlardaki düzenli değişme, bir diğer fiyat
olan döviz kurunu da olumlu etkileyecektir. Böylece, fiyat
istikrarından hareketle, döviz kurlarının da ani dalgalanmalar
ve düzensiz değişimler göstermemesi, döviz kuru
istikrarsızlığından kaynaklanacak belirsizlikleri engelleyerek,
ekonomik istikrarı sağlayacaktır.
Kaynak: Aylin Abuk Duygulu - DEÜ İİBF
|