|
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (DTÖ),
seyahat ve turizm alanında faaliyet gösteren
bir uluslararası örgüttür. Diğer
uluslararası Örgütlerde olduğu gibi, DTÖ de,
belli bir alanda işbirliğine uluslararası
düzeyde duyulan ihtiyaç sonucu doğmuş,
küresel gelişmelere paralel olarak
üstlendiği işlevlerin kapsamı zaman içinde
değişmiş ve genişlemiştir.
Birleşmiş Milletler'in ilkeleri çerçevesinde
görev yapan DTrÖ'nün amacı, uluslararası
anlayış, barış, refah ve evrensel değerler
ile insan haklarına saygı ilkeleri
doğrultusunda, özellikle üye ülkelerin
ekonomik gelişimlerini destekler mahiyette,
dünya turizmine katkıda bulunmaktır. Örgüt,
turizm alanındaki politikaların
oluşturulması ve uygulanması konularında
küresel bir forum olmanın yanı sıra, bu
alandaki istatistiki verilerin derlendiği
bir bilgi bankası özelliğini de
taşımaktadır.
DTrÖ'nün temeli, 1925 yılında Lahey'de kurulan Resmi
Turizm Reklam Kuruluşları Uluslararası Birliği ile
atılmıştır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Resmi
Turizm Kuruluşları Uluslararası Birliği (RTKUB)
olarak yeniden adlandırılan, o dönemde hükümet-dışı
teknik bir kuruluş niteliğindeki Örgüt'ün merkezi
Cenevre'ye taşınmıştır.
Turizmin modern yaşamın ayrılmaz bir parçası haline
gelerek uluslararası boyut kazanmasıyla birlikte,
ülkelerin turizme atfettikleri önem de büyük ölçüde
artmış ve 1960'lı yılların ortalarına doğru turizm
alanındaki gelişmelerle doğru orantılı olarak daha
işlevsel mekanizmaların tesis edilmesi gereği
doğmuştur.
1969 yılında BM Genel Kurulu'nun, BM'nin mevcut
sistemiyle işbirliği halinde, Örgüt'ün turizm
alanında "karar alıcı ve merkezi" rol üstlenmesi
gerektiği yolunda bir tavsiye kararı almasının
ardından RTKUB'un ismi, Dünya Turizm Örgütü olarak
değiştirilmiş ve ilk Genel Kurul toplantısı 1975
yılında Madrid'de gerçekleştirilmiştir. 1976 yılında
BM Kalkınma Programı'nın (UNDP) icracı bir ajansı
haline gelen DTrÖ, İspanya'nın daveti üzerine
Sekretaryasını Madrid'de kurmuştur.
2003 yılında BM ile imzaladığı Anlaşma çerçevesinde
DTrÖ, BM'nin bir uzmanlık kuruluşu haline gelmiştir.
Bu bağlamda. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ile aynı
rumuza sahip Dünya Turizm Orgütü'nün adı,
karışıklığın önlenmesini teminen, 2005 yılında DTrÖ
Genel Kurul Toplantısında alınan karar uyarınca.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)
olarak değiştirilmiştir. DTrÖ'nün BM uzmanlık
kuruluşu haline gelmesi, turizm sektörünün
uluslararası topluluk tarafından öneminin kabul
edilmesi şeklinde yorumlanmaktadır.
DTrÖ, hükümetlerin ve turizm sektörünün
ihtiyaçlarına cevap vermeyi hedefleyen bir
uluslararası kuruluş olarak üyeleri arasında,
ulusal/federal hükümetlerin yanı sıra, bölgesel ve
yerel kamu idareleri ve özel sektör temsilcilerine
de yer vermektedir. Bu durum, DTrÖ'nün gücünün
önemli kaynaklarından biri olarak kabul
edilmektedir. Bu çerçevede, Örgüt'e üyelik. Tam
Üyelik, Ortak Üyelik ve Bağlı Üyelik olmak üzere,
toplam üç kategori altında mümkündür.
Tam Üyelik tüm egemen devletlere açık olup, halen 1
50 ülke tam üyedir. Ortak Üyelik, dış ilişkilerinden
sorumlu bulunmayan bütün ülke ve ülke topluluklarına
lör: Hollanda Antilleri,
Aruba, Puerto Rico, Hong Kong (ÇHC), Makau (ÇHC),
Madeira (Portekiz) ve Flaman Bölgesi (Belçika)|
açıktır. DTrÖ Tüzüğü'ne göre, bunların üyeliğinin
onayı, "bu ülke ve ülke topluluklarının dış
ilişkilerinin sorumluluğunu üstlenen Devlet
tarafından adaylıklarının önceden onaylanmasını ve
bu ülke ve ülke topluluklarının Örgüt'ün tüzüğünü ve
üyeliğe ilişkin vecibeleri kabullendiklerini onlar
adına beyanını" gerektirmektedir. Bağlı Üyelik ise,
turizm ve seyahat alanlarıyla doğrudan bağlantısı
bulunan kuruluş ve şirketlerden oluşmaktadır. Bunlar
bölgesel ve mahalli reklam kuruluşları, seyahat
acentaları birlikleri, eğitim kurumlan ile hava yolu
şirketleri başta olmak üzere, tüm ulaşım şirketleri,
olel zincirleri ile tur operatörlerinden
müteşekkildir.
2006 yılında kuruluşunun 60. yıldönümünü kutlayan
DTrÖ'nün gelişim sürecine bakıldığında, küreselleşme
çerçevesinde dünya turizminde yaşanan hızlı
gelişmeye paralel olarak, Örgüt'ün dünya
turizmindeki rolünün çeşitlendiği, güvenlik ve
emniyet, eğitim ve ihtisas, turizmin sosyal,
kültürel ve çevresel etkisi, teknoloji, pazar
araştırması ve istatistikler gibi stratejik konuları
da kapsayacak şekilde giderek güçlendiği ve bu
eğilimin devam ettiği görülmektedir.
Zira, günümüzde turizm, dünyanın en büyük servis
sektörü niteliğini taşımaktadır. Yıllık 800 milyar
Dolar değerindeki bu sektörün 2020'ye kadar iki kat
büyümesi beklenmektedir. Söz konusu büyüme trendi,
1950-2005 yılları arasında turist sayısı itibariyle
yıllık %6,5 ve turizm geliri itibariyle yıllık %11,2
olarak gerçekleşmiştir. Ancak, kısmen ulaşılan doyma
noktası kısmen de uluslararası güvenlik ortamındaki
gelişmeler, belli dönemlerde bu trendde
dalgalanmalara sebebiyet vermiştir. 11 Eylül terör
saldırıları sonucunda 2001 yılında başlayan bu
dalgalanmaları takiben, 2004 yılında turist
sayısında " .10 oranında bir artış kaydedilmiştir.
2005 yılında %6 oranında artan turist sayısı, 2006
yılında ' 4,5 artış göstermiştir. Sonuç olarak, 1950
yılında 25 milyon düzeyinde olan turist sayısı, 2006
yılında 842 milyona ulaşmıştır. 2007 için turist
sayısında %4 oranında büyüme beklenmektedir. Mevcut
tahminler, 2010 yılında dünya çapında turist
sayısının 1.5 milyarı aşmasını öngörmektedir. Bugün
turizm sektörü petrol, gıda ve otomotiv sektörüyle
başabaştır.
DTrÖ'deki mevcut üyelik kategorilerine bakıldığında,
DTrÖ'den beklenti ve önceliklerin farklılıklar arz
ettiği, ancak, tüm üyelerin çıkarlarının ortak bir
zeminde birleştirilmesine çalışıldığı
görülmektedir.
Örneğin, OECD üyesi ülkeler için öncelikli olarak
DTrÖ'nün istatistikler ve pazar araştırması
çalışmaları, özellikle turizmin ekonomik önemini
ölçen güvenilir ölçüm araçlarının geliştirilmesi ve
Turizm Uydu Hesapları gelmektedir. Bu ülkeler
tarafından önem verilen bir diğer çalışma da,
turizmin çevresel ve sosyal etkilerini belirlemeyi
sağlayan yeni ölçüm yöntemlerinin
geliştirilmesidir.
Ortak önem arz eden başlıca konular; seks turizminin
ve insan ticaretinin önlenmesi, insan kaynaklarının
geliştirilmesi (özellikle birçok batı ülkesinde
mevcut ciddi boyuttaki işsizliği azaltmak konusunda
turizmden ne şekilde yararlanılabileceğine ilişkin
çalışmalar), güvenlik ve emniyet, sağlık,
havaalanları ve hava yollarındaki trafik
sıkışıklığına ilişkin önlemler, altyapı
geliştirilmesi ve bunları finanse edecek sermayenin
bulunmasıdır.
Daha az kalkınmış veya kalkınmakta olan DTÖ üyesi
ülkeler de yukarıda belirtilen konularla
ilgilenmekle birlikte, bu ülkelerin DTÖ'den
beklentileri daha kapsamlıdır. Anılan ülkeler,
politika ve planlama, stratejik gelişim, pazarlama
ve iletişim gibi çok çeşitli alanlarda turizmin
gelişimi konusunda Örgüt'ün teknik desteğine
güvenmektedirler. Dünyanın en yoksul 49 ülkesinde
son 10 yıl içinde turizm sektörünün Avrupa
ülkeleriyle karşılaştırıldığında altı kat daha hızlı
büyüme kaydetmiş olması, turizmin bu ülkelerin
kalkınması için taşıdığı önem ve potansiyeli
yansıtmak bakımından dikkat çekicidir.
DTrÖ Bağlı Üyeleri ise. hükümetlerle biraraya
gelerek, turist güvenliğinden, sağlık ve çevreye
kadar uzanan kapsamlı bir konu yelpazesinde ve
özellikle kendi faaliyet alanlarını etkileyecek
kararlarda söz sahibi olmak istemektedirler.
Örgüt'ün idari faaliyetlerini ve genel çalışma
programını kapsayan bütçesi, temel olarak üye
ülkelerden, her bir ülkede turizmin önemi ve
ekonomik gelişmişlik düzeyine dayanan bir
değerlendirme skalasına göre belirlenen katkılardan
temin edilmektedir. Mevcut Tüzük uyarınca, hiçbir
üyenin toplam yıllık bütçenin %5'inden fazla katkı
yapmayacağı ve hiçbir katkı payının, katkı payı en
düşük olan ülkenin ödentisinin 20 katını
geçemeyeceği karara bağlanmıştır. Böylece Örgüt
içinde hiçbir üye ülkenin özel olarak "söz sahibi"
konuma gelmemesi amaçlanmaktadır. Bununla birlikte,
ABD'nin tam üye olmadığı DTrÖ içinde, başta Fransa,
ispanya ve italya olmak üzere, Avrupa ülkelerinin
nispeten ağırlıklı bir konuma sahip olduklarını
söylemek mümkündür.
DTÖ, uluslararası turizmin gösterdiği hızlı gelişme
karşısında, turizm faaliyetlerini düzenli bir temele
oturtmak ve sektörde karşılaşılan sorunlara çözüm
getirebilmek amacıyla, çeşitli önemli belgeler
ortaya koymuştur.
Bunların başında Dünya Turizm Ahlak Yasası
gelmektedir. Yeni bin yılda dünya turizminin sorumlu
ve sürdürülebilir şekilde geliştirilebilmesi için
bir dizi önlemi içeren ve ayrıca turizmin
gelişiminde rol oynayan her kesimin (devlet,
hükümet, özel sektör, turizm çalışanları, seyahat
birlikleri, hizmet sektörü) sorumluluklarını
dengeleme amacını güden Dünya Turizm Ahlak Yasası,
Ekim 1999'cla Santiago'da yapılan DTrÖ 13. Genel
Kurulu sırasında kabul edilmiştir. Yasa, ilk dokuz
maddesiyle hükümetler, tur operatörleri, turizm
bölgeleri, seyahat acentaları, turizm çalışanları
île turistler için "oyunun kurallarını"
belirlemektedir. Hukuki bağlayıcılığı olmamakla
birlikte, onuncu maddesiyle Yasa'nın uygulanması ve
yorumu konusunda ilgili tüm tarafların
başvurabileceği bir mekanizma tesis edilmektedir. Bu
bağlamda, Dünya Turizm Ahlak Yasası'nın
uygulanmasını düzenlemek amacıyla 2001 yılında bir
Dünya Turizm Ahlak Komitesi oluşturulmuştur.
Diğer önemli bir belge de Quebec Deklarasyonu'dur.
DTrÖ, son yıllardaki bilinçlenmenin de etkisiyle
Özellikle ekolojik, sosyal ve ekonomik konuları da
içerecek yeni planlamalara gitme kararı almıştır.
Bu çerçevede, BM'nin 2002 yılını Uluslararası
Ekoturizm Yılı olarak ilan etmesi vesilesiyle, 19-22
Mayıs 2002 tarihlerinde Quebec'te yapılan Dünya
Ekoturizm Zirvesi sırasında ekoturizm
faaliyetlerinin geliştirilerek pazarlanması amacıyla
çeşitli girişimcilerin inisiyatifleriyle yapılan
geniş tabanlı görüşmeler sonucunda kabul edilen
Quebec Deklarasyonu, dünya turizminde kodifikasyon
bakımından önemli bir belge niteliğindedir.
Son olarak, turizm faaliyetlerinin iklimsel
koşullarla olan yakın bağlantısı ve küresel
ısınmanın sektör üzerindeki etkisini dikkate alarak,
DTrÖ, ilk defa 2003 yılında Tunus'ta "iklim
Değişikliği ve Turizm Uluslararası Konferansı"nı
düzenlemiştir. Üye ülkeler, BM kuruluşları, bilim
adamları, turizm sektörü temsilcileri, sivil toplum
kuruluşları, ulusal turizm ve çevre idaresi
temsilcilerinin katıldığı Konferans'ın sonucunda,
"iklim Değişikliği ve Turizm Konusunda Djerba
Bildirisi" kabul edilmiştir. Söz konusu bildiri,
konu hakkında ilgili tüm taraflarca atılması gereken
adımlara ilişkin bir temel teşkil etmektedir.
Günümüzde dünya turizm sektörü, terörizm, kuş gribi
ve diğer salgın hastalıklar, doğal afetler, petrol
fiyatlarındaki artış, döviz kurlarındaki
dalgalanmalar ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki
siyasi kriz ve istikrarsızlıklar gibi çeşitli
sorunlarla karşı karşıyadır. DTrÖ, bu sorunlar
karşısında hazırlıklı olunabilmesi amacıyla, Örgüt
üyeleri, diğer hükümetlerarası ve hükümetdışı
örgütler ve sektör temsilcileriyle işbirliği halinde
çeşitli senaryolar üzerinden ortak çalışmalar
yürütmektedir. Örneğin,
2006
yılında DTrÖ, Turizm Acil Cevap Ağı
(TERN)
kapsamında, kus griibi tehdidine karşı Uluslararası
Otel ve Restoranlar Birliği, Pasifik Asya Seyahat
Birliği, Uluslararası Tur Operatörleri Birliği ve
Uluslararası Hava Ulaştırması Birliği (IATA) gibi
örgütlerle ortak olarak hareket etme, bilgi paylaşma
ve kamuoyuna net, bilinçli ve coğrafi bölgelere
özel mesajlar verme konusunda karar almıştır. Bu
işbirliği çerçevesinde, kuş grîbiyle mücadele için
DTÖ tarafından bir Eylem Planı hazırlamıştır.
DTÖ, dünya turizm sektoründe saglıklı ve
sürdürülebilir bir gelişimi destekleyerek, 2000
yılında New York'da düzenlenen BM Binyil
Zirvesi'nde kabul edilen ve 2015 yılına kadar
ulaşılması amaçlanan Bin yıl Kalkınma Hedefleri'nin
lasın yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması
evrensel düzeyde ilkögretim olanağı sağlanması,
cinsiyetler arası eşitliğin
teşvik edilmesi ve kadınların durumunun
iyileştirilmesi, çocuk ölümlerinin azaltılması, anne
sağlığının iyileştirilmesi. Hi AIDS, sıtma ve diğer
salgın hastalıklarla mücadele edilmesi, çevre
alanında sürdürülebilirliğin temin edilmesi,
kalkınma için küresel düzeyde ortaklıklar
geliştirilmesi) gerçekleştirilmesine de katkı
sağlamayı amaçlamaktadır.
Nitekim, turizm sektörünün milyonlarca kişi için
istihdam olanağı yaratan; doğrudan katkıda bulunduğu
sektörlerin yanı sıra, dolaylı olarak da birçok
sektörün gelişimini teşvik eden; cazip bir yatırım
alanı niteliği taşıyan; sosyal koşulların ve kadının
toplumsal ve ekonomik hayattaki rolünün
ilerlemesine, yoksullukla mücadeleye, refah, bilgi
ve teknoloji transferine, yerel şirketlerin,
altyapının ve yaşam standartlarının gelişmesine,
çevrenin ve kültürel değerlerin korunmasına katkıda
bulunan; dinler ve kültürler arası diyalogu
kolaylaştıran ve bununla bağlantılı olarak barışı
destekleyen; en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte
olan ülkelerin karşılaştırmalı üstünlüğe sahip
oldukları; özetle, genel olarak gerek turistler,
gerek ev sahibi ülke insanları için yaşam
kalitesinin arttırılması sonucunu doğuran bir sektör
olduğu genel kabul görmektedir.
Sonuç olarak, seyahat ve turizm alanıyla doğrudan
ilgilenen evrensel nitelikteki tek hükümetlerarası
kuruluş olması itibariyle, küreselleşmenin hızla
devam ettiği ve buna paralel olarak turizm
sektörünün giderek büyüdüğü ve önem kazandığı
günümüz dünyasında, DTrÖ'nün yeni işlevler
üstlenmesinin kaçınılmaz olduğunu söylemek yanlış
olmayacaktır. Bu süreçte, Örgüt'ün, sektörün karşı
karşıya olduğu yeni sorun ve tehditlere etkin ve
hızlı tepki vermesi, DTÖ içinde ilgili tüm
kesimleri kapsayan mevcut işbirliğinin ve turizmde
sürdürülebilir kalkınma hedefi üzerindeki vurgu'nun
devam ettirilmesi önem taşımaktadır.
Kaynak:
Meltem GÜNEY - Uluslararası Ekonomik Sorunlar
Dergisi
|