Düzensiz Kentleşmenin Getirdiği Sorunlar, Çözüm Yolları ve
"Yeni Adana" Uygulaması
Aytaç Durak
Düzensiz, imarsız, altyapısız şehirlerde yaşayanlar
sağlıksız, başarısız, mutsuz olurlar. Gecekonduların
ekseriyette olduğu sağlıksız yapılaşmış kentlerde
her türlü belediye hizmetinin halka ulaşması
zordur, pahalıdır, yetersizdir. Çarpık kentlerde
belediyeler, hizmetler açısından başansız olurlar,
iktidarlar da hangi siyasi görüşte olurlarsa
olsunlar, daima halkın tepkisini alırlar.
Gerek insanlarımızın mutluluğu için, gerek
iktidarların halkın sevgi ve desteğine mazhar
olabilmeleri için ve gerekse belediyelerin
hizmetleri halka ekonomik ve rasyonel yoldan
ulaştırılabilmeleri için kentlerimizin köy
görünümünden kurtarılıp imarlı, düzenli, alt yapılı
bir görünüme kavuşması şarttır.
Eski yerleşim birimleri üzerinde yapılacak her
operasyon yeni problemler getirecektir. Mevcut
düzensiz yapılaşmayı yıkıp, yeniden yapmak ise
nüfusu bu hızla artan "Gelişmekte olan" ve dar
ekonomiye sahip ülkemiz için yanlış olur. Buna
mukabil şehircilik açısından en elverişli boş
alanlar tesbit edilerek şehirlerimiz o yöne
genişletilmeli hatta ikiye katlanmalıdır. Yeni
yerleşim alanlarında mülkiyet düzenlemesi dahil her
türlü altyapı hizmetlerinin sağlıklı ve ekonomik
olacağı kesindir. Böylece eski yerleşim
alanlarındaki; tarihi, . coğrafi ve kültürel
zenginliklerimiz de korunmuş olacaktır.
İmar Kanununun 18. maddesi gereğince yeni şehir
olarak tesbit ettiğimiz alanlarda imar uygulaması
yapıldığından arazi mülkiyetinin % 35'e kadarı
kanun gereği ücretsiz olarak belediyelerin
mülkiyetine geçmektedir. Özel şahıslar arazilerinin
% 35'lerini terkten sonra geriye kalan kısmının imar
parselleri oluşması nedeni ile değeri bütününden
daha fazla olduğu inancındadırlar. Meskun alanlarda
da teorik olarak uygulama geçerli ise de hazine
alanları varsa % 35'e ilave olarak kullanılabilir.
Böylece gelişme alanlarının tamamının tapusu
ücretsiz olarak belediyeler mülkiyetine geçmiş
olacaktır. Örneğin; Ankara gibi çevresinde geniş
hazine arazileri olan Belediyeler, bu uygulama için
şanslı belediyelerdir. Böylece çoğu kişinin
savunduğu, iddia ettiği, "Düzenli Şehirleşme" için
önce altyapı, yol, su, kanalizasyon, PTT, elektrik
gereklidir görüşünün aksine, yukarıda izah
ettiğimiz şekilde "Önce mülkiyet düzeninin halli
ile özellikle sosyal altyapı alanlarının
mülkiyetinin belediyelerin uhdesine geçmesi"
düzenli kentleşmenin ilk ve önemli şartı
gerçekleşmiş olur.
30 yıl kadar önceleri, Ankara'nın bugün çevresine
kabus gibi çöken gecekondu alanları boşken yukarıda
izah etmeye çalıştığımız mülkiyet düzenlemeleri
yapılsaydı, hatta biraz daha abartayım; yol, meydan,
otopark vs. olması gereken yerleri birileri gelip
kireçle, boyayla işaret etselerdi bu durum olmazdı.
Bizim insanlarımız Devlete, Kanunlara saygılıdır.
Kimse yol olacak yere gecekondusunu yapmazdı.
Yukarıda izaha çalıştığım düzenli-sağlıklı çevre
için düzenli yeni uydu kentler oluşturulmasına 10
yıllık "Yeni Adana" uygulaması örnek
gösterilebilirdi.
Her 12-13 yılda nüfusu bir katı artan Adana'nın
kuzeyinde, tarıma elverişli olmayan, sulanamayan
kıraç, buna mukabil şehircilik açısından son derece
elverişli, serin, rutubetsiz, drenajı kolay
Kurttepe-Mahfesığmaz-Kabasakal bölgelerin de, Seyhan
Baraj Gölü ile sulama kanallarının üst kotunda yeni
şehrin kurulması en akılcı yoldur.
Eski Adana'ya ilave 200 bin konutluk 1 milyon
insanın yaşayacağı yeni Adana'ya em-lakçıların
hisseli parselasyonlarıyla gecekondu ve kaçak
yapılaşma oluşmadan, modern bir şehrin bütün imar ve
altyapı kuralları önceden uygulanarak yerleşime
açılmasından doğru bir hareket olmazdı. 5,7 bin
hektar alanın üç bin hektarı şuyulandırılarak
mülkiyete yasal olarak şekil verilmiştir. Bütün bu
alanlardaki tapular iptal edilerek yeniden
parselasyona tabi' tutulmuş ve sahiplerine takriben
üçte bir nok-sanlarıyla imarlı, müstakil tapuları
iade edilme yoluna gidilmiştir. (3194 Sayılı İmar
Kanununun 18. maddesi).
Yol, meydan, otopark, yeşil alan, okul, cami, çarşı,
pazar yerleri gibi bütün sosyal altyapı alanlarının
mülkiyeti böylece Belediyeye ücretsiz olarak
geçmiştir. Özellikle şuyulandır-ma alanlarında
hiçbir ücret ödemeden binlerce dönüm arazinin
mülkiyetinin el değiştirmesi arazi sahiplerini
üzmek yerine sevindirmiştir. Zira arazilerinin üçte
biri azalırken geri kalanlar da imarlı bir şehrin
müstakil imarlı parsellerini oluşturmaktadır.
Boj ve bakir olan müstakbel şehrin halen yapılmakta
olan altyapısı eski ve meskun olan şehirlerde
yapılanlardan hem çok ucuza mal olmakta, hem de
yaşayan şehrin insanlan-na ayak dolaşığı
olmamaktadır.
Belediye toplu konut kredilerinin sadece bu bölgeye
tahsisini zorlamakla da mevcut şehrin büyüme
istikametini dilediği yöne çekebilmiştir.
Altyapısı süratle yapılmakta olan "Yeni Adana"da şu
anda 80 bin konut yapılmıştır. Belediye Özel
Sektör-Kamu ve Kooperatiflerin yeniden yapmak
isteyecekleri konutlar için imarlı parseller arsa
spekülasyonunu da önlemiştir.
Levent, Ataköy, Batıkent dahil bugünkü Türkiye'de
yapılmış ve yapılmakta olan en büyük Uydukent "Yeni
Adana" (1984 Adana-sı'mn tam bir katı) İstanbul
dahil hızlı nüfus artışı olan şehirlerimizin
hepsinde uygulanması gereken bir örnekdir
kanaatindeyim.
|