Yanlış Algılama Yanlış Çözüm
İnsan
sağlığı için ağrı ve yorgunluk nasıl bir uyarıcı
ise, ekonomilerde görülen istikrarsızlıklar da aynı
tür uyarıcılardır. Ağrı ve yorgunluk, vücudumuzda
birşeylerin yanlış gittiğinin sinyalidir. Bu
nedenle, söz konusu belirtileri bastırmadan, bu
belirtilere neden olan olayları çözmek gerekir.
Sorunun özüne inmeden, ağrı ve yorgunlukları
bastırırsak, yanlış yapmış oluruz.
Bana öyle geliyor ki, zaten çok şiddetli ağrı ve
yorgunlukları bastıramıyoruz. Bu tür şikayetler,
oldukça ısrarlı oluyor ve temeldeki sorun
çözülmeden de ortadan kaldırılamıyor.
Görülüyor ki doğanın ve biyolojinin kendini koruma
ve sinyalizasyon sistemleri çok mükemmel. Benzer
sistemler sosyal alanlarda da, farklı boyut ve
nitelikte olarak vardır. Ekonomik istikrarsızlık,
enflasyon, ekonomik açıklar vb. gibi görüntüler hep
aynı tür sinyallerdir.
Sosyal alanlarda da, biyoloji alanında olduğu gibi,
sinyaller alabildiğimiz halde, bu sinyalleri bazen
gereği biçimde değerlendiremiyoruz, bazen de
değerlendirmek istemiyoruz, çünkü işimize gelmiyor.
Sosyal alanlardaki işleyişin biyolojiden farkı şu
ki, biyolojide çok güçlü bir bütünlük varken, sosyal
işleyiş de atomize davranışlar önde gelmektedir.
İşte bu nedenle, sosyal krizlerin boyutu belirli bir
düzeye gelmeden, atomize üniteler arasında işbirliği
yapmak ve krize karşı müşterek bir davranış modeli
benimsemek söz konusu olamaz ya da olmamaktadır.
Sosyal olguların diğer bir sonucu da sosyal ve
ekonomik krizlerin, sadece kriz boyutunun
algılanması ve geliştirilen çözümlerin de, bu
nedene dayalı olarak, yüzeysel olmasıdır. Bunun
nedeni de, sosyal gruplar arasındaki çıkar çatışması
ve uzlaşmaz tutumlardır. Sonuçta, sosyal örgütlenme
ve ekonominin çok temelindeki sorunlar, hem
yüzeysel olarak algılanır, hem de çözüm maliyetleri
toplumda adaletsiz dağıtılır.
İşte Türkiye'nin son durum görüntüsü böyle bir
manzara sergiliyor. Türkiye'de hem krizin
algılanışı hem de bunun üzerine kurulmaya çalışılan
önlemler çok doğru gözükmemektedir. Niçin böyle
olmaktadır? Çünkü, ülkedeki etkili ve hakim güçler,
yıllardır bu çarpıklıklar üzerine oturmaktadır.
Onun için hastalığın temelden ele alınması söz
konusu değildir.
Ameliyat değil, baskı uygulanacaktır. Bastırma
kararı da halka değil, güçlü gruplara aittir. Bu
nedenle, ezilen, büyük halk kitleleri olacaktır.
Oysa ne sorun bu, ne de çözüm böyle olmalı!
|