Cumhuriyet Döneminde Ekonomik Büyüme
DPT Uzmanı Emin Haluk Ayhan
Cumhuriyetin ilk yıllannda ekonominin en belirgin
özelliği ekonomik yapının tarım ağırlıklı oluşudur.
1987 yılı fiyatlarıyla incelendiğinde tarımın GSYtH
içindeki payının yüzde 50 düzeyinin üzerinde olduğu
görülmekte-dir.W iktisadi buhran yıllarında bu oran
biraz daha yüksek seyretmiştir. Cumhuriyetin ilk on
yılında ise sanayi sektörünün GSYlH içindeki payı
yüzde 6-7'lik düzeyinden yüzde 10 düzeyine
yükselmışür. Aynı dönemde hizmetler sektörünün payı
yüzde 35-40'lar düzeylerinde seyretmiştir. Bu
dönemde tarımın GSYlH içinde payında önemli
sayılabilecek dalgalanmalar olduğu görülmektedir.
Tarımda ekilebilen alanlarda önemli artışlar
olmasına rağmen, bazı yıllarda ekilen toprakların
azalması nedeniyle tarımın GSYlH içindeki payında
önemli azalmalar olmuştur. Bunun o yıllardaki
kuraklıklar sebebiyle ekilen alanların azalmasından
kaynaklandığı ifade edilmektedir.
Ülkenin sanayileşme yolu ile kalkınabilmesi için
yapılması gerekli yatırımlar o dönemde ithalatla
mümkün olmuştur. İthalat için gerekli döviz ise
ihracatla sağlanmıştır, ihracatın geleneksel tarım
ürünleri ile yapılmış olması, o yıllardaki yatırım
ve sanayileşme için gerekli ithalatın tanm sektörü
ihracaü ile finanse edildiğini göstermektedir.
1948 yılından sonraki dönemi, ithalatın
finansmanının sadece ihracat ile karşılanması
durumunun değiştiği, kalkınmanın finansmanı için dış
yardım ve işçi dövizlerinden daha fazla
yararlanıldığı bir dönem olarak nitelemek mümkündür
Daha sonraki dönemlerde gene! olarak sanayileşmedeki
gelişmenin tarımdaki gelişmeyi aştığı görülmektedir.
İthalat yolu ile gerçekleştirilen yatırımlar,
teknolojiyi ülkeye taşımıştır. Kredi faizi
oranlarının nominal olarak düşük, reel olarak da
negaüf olması yatırımcılığı özendirmiş ve
kaynaklann sanayiye yönlendirilmesine neden
olmuştur. Nitekim 1950'li yıllarla birlikte
sanayinin büyümesinde önemli artışların sağlandığı
görülmektedir. Bu dönemde sanayinin GSYÎH içindeki
payı yüzde 13'ler düzeyine yükselmiştir.
1950 yılından itibaren 1954 yılındaki tarımdan
kaynaklanan gerilemenin dışında 1978 yılına kadar
kesintisiz bir büyümenin gerçekleştirilebildiği
görülmektedir. Bu dönemden sonra GSYlH'daki yapısal
değişiklik daha belirgin olarak görülmeye
başlanmıştır. 1987 yılı fiyatlanyla incelendiğinde,
1970'li yılların başında tanmın payı yüzde 30'lara
düşerken, sanayi ve hizmetler sektörlerinin
paylarının da sırasıyla yüzde 20'ler ve yüzde 50'
1er düzeyine yaklaştığı görülmektedir.
Türkiye, 1970'li yıllann ilk yarısında olumlu dünya
konjonktürü, 1970 devalüasyonu ve devalüasyona
paralel ekonomik tedbirlerin ödemeler dengesine
olumlu katkıları sonucu, artan döviz rezervlerinin
verdiği avantajları kullanarak ithal ikamesine
dayalı sanayileşme politikasını sürdürebilmiştir.
Bu arada, ortaya çıkan 1973-74 petrol krizinin
etkilerinin ekonomiye yansıması, mevcut döviz
rezervleri kullanılarak ve kısa vadeli borçlanmaya
gidile-rek belli bir süre ertelenebilmiştir.
1968-76 döneminde GSMH ortalama büyüme hızı yüzde 6
gibi yüksek oranda gerçekleşmiştir. Tarım
sektörünün GSMH artış hızına katkısı her yıl
değişme göstermiş ve genelde düşük bir düzeyde
kalmıştır. Tarım sektörünün bu yapısını Türkiye
ekonomisinin son 30 yıllık performansına
genelleştirtmek mümkündür. Buna karşılık sanayi ve
hizmetler sek törü birlikte dengeli olarak 19701i
yıllanı yıllarında ekonomik büyümenin kaynağı
olmuşlardır. Hizmetler sektöründe ise ağırlık
ticaret sektöründe olmuştur. Net dış alem faktör
gelirlerinin GSMH büyümesine katkısı 1970-73
döneminde pozitif ve önemli miktarda olmuş, ancak
1973 krizi ile birlikte negatife dönüşmüştür. Daha
sonraki on yıllık dönemde de bu durum değişmemiştir.
Birinci petrol şoku ile birlikte ödemeler dengesi
üzerindeki baskı artmıştır. 1977 yılından itibaren
yetersiz ithalat ve işgücü piyasasındaki sorunlar
üretimde daralmalara yol açmıştır. Diğer taraftan
genişlemeci maliye politikaları ve kamu
gelirlerinin harcamalarla uyumlu biçimde anlamaması
sonucunda kamu açıkları yükselmiştir. Bunun
sonucunda hızlanmaya başlamışür.
Nitekim, 1977 yılından itibaren GSMH artış hızı
önemli ölçüde azalmış, bu trend devam ederek 1979
yılında ekonomi tarihinde 1954 yılından sonra ilk
kez negatif % 0,5 olarak kaydedilmiştir.
Türkiye ekonomisinde 1980 yılında uygulamaya
konulan İstikrar programı ile, rekabetçi piyasa
koşullarında ekonomiyi dışa açma
ve dünya ekonomisiyle entegrasyon yönünde yapısal
bir dönüşüm başlatılmıştır.
1980-1989 döneminde yıllık ortalama reel GSMH büyüme
hızı yüzde 4.8 olmuştur. 1980-87 döneminde imalat
sanayi katma değer artış hızı yıllık ortalama 8.3
olmuştur. Tarım sektörünün büyüme hızı yıllar
itibariyle dalga-lanmalar göstermiş ve GSMHya
katkısı sınırlı düzeyde kalmıştır.
İmalat sanayi ile birlikte, enerji sektöründe
gerçekleştirilen yüksek büyüme hızları, sanayi
sektörünün kalkınmada öncü olma özelliğini
korumasına yardımcı olmuştur.
1980-1989 döneminde tanm sektörünün GSYİH içindeki
payı cari fiyatlarla yüzde 26.1'den yüzde 16.6'ya
düşerken, sanayi sektörünün payı yüzde 19.3'den
yüzde 27.1'e yükselmiştir. Hizmetler sektörünün
payı ise yüzde 56 civarında gerçekleşmiştir. 1980-89
döneminde GSMH'da uzun dönemde sürdürülebilir bir
büyüme oram sağlanmıştır.
1990-1993 döneminde esas olarak iç talepteki
genişleme sonucu GSMH büyüme hızı, yılda ortalama
yüzde 6 gibi yüksek bir orana ulaşmakla birlikte
istikrarsız bir yapıda gelişmiştir. 1990-1993
döneminde imalat sanayi yılda ortalama yüzde 6.7
oranında büyümüştür. Sanayi sektörü üretiminin ve
toplam ithalatın önemli ölçüde genişlediği
dönemlerde ulaştırma ve ticaret sektörlerindeki
büyüme hızı yüksek seviyelere ulaşmıştır. Bu
gelişmelerin katkısıyla, hizmetler sektöründe
1990-93 döneminde yılda ortalama yüzde 7 oranında
büyüme sağlanmıştır.
1994 yılı Nisan ayında uygulamaya konulan iç talebi
kontrol altına almaya yönelik istikrar önlemleri,
yüksek oranlı kamu fiyat ayarlamalan, TT'nin hızlı
değer kaybı ve ithalat finansman imkanlarındaki
azalma imalat sanayi katma değerinin yüzde 7.6
oranında gerilemesine neden olmuştur. Tarım ve
sanayi sektörlerindeki gerilemenin yanısıra,
ithalattaki ciddi daralmaya bağlı olarak hizmetler
sektörü de yüzde 6.6 oranında küçülmüştür. 1994
yılında GSYİH yüzde 5.5 oranında gerilerken, dış
borç faiz ödemelerindeki artış ve işçi
gelirlerindeki gerilemenin de etkisiyle net dış alem
faktör gelirleri sabit fiyatlarla yüzde 62 oranında
azalmış ve GSMH'daki gerileme yüzde 6.1
seviyesinde gerçekleşmiştir.
Türkiye ekonomisi 1995 yılından itibaren hızlı bir
büyüme sürecine girmiştir. GSMH artış hızı 1995
yılında yüzde 8, 1996 yılında yüzde 7.1 ve 1997
yılında yüzde 8.3 olarak gerçekleşmiştir. 1997
yılında cari fiyatlarla tarım sektörünün GSYİH
içindeki payı yüzde 14.5, sanayi ve hizmetler
sektörünün payları ise sırasıyla yüzde 25.3 ve 60.2
olarak gerçekleşmiştir.
Cumhuriyet döneminde tarım ağırlıklı yapı giderek
değişmiş özellikle 1950'lerden sonra uygulanan
politikalar sonucunda sanayii ve hizmetler sektörü
daha ağırlık kazanmıştır.
|