Enflasyonun Döviz Kuru Üzerine Etkisi
Türkiye ekonomisi çok uzun
süredir yüksek enflasyonla mücadele etmiştir. Kronik
hale gelen enflasyon ile birlikte ekonominin bu
1970’lerden itibaren de yüksek açıklar vermiş ve
açıklarını finansmanında da zorluk yaşamıştır. Bu
dönemde faizler yukarı gitmiştir. Bu süreç bir kısır
döngü halinde 1990’lı yıllara kadar gelmiştir. 22
Aralık 1999 yılında IMF ile yürürlüğe giren stand-by
anlaşması bir enflasyon ve yapısal sorunlar
konusunda bir dönüm noktası oluşturmuştur. Kısaca bu
anlaşmanın hedefi döviz girişine bağlı olarak
likiditeye dayandırılmış kur çıpası ile birlikte
özellikle enflasyondaki artışı durdurmaktır. 1999
yılı stand-by anlaşması amaçlarına ulaşamamıştır.
Talepteki canlılık durdurulamamış buna paralel
olarak enflasyon oranındaki istenen azalma
sağlanamamıştır. Aynı dönemde cari işlemler açığı o
dönemki en yüksek seviyelerine ulaşmıştır. Aynı
dönemde petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki
hareketler de meydana gelmiş olan cari işlemler
açığını daha da yüksek seviyelere taşımıştır. Bu
olumsuz gelişmelere rağmen yabancı girişlerinin
devam etmesi sorunların kriz haline gelmesini bir
süre ertelemiştir. Fakat yapısal sorunların
çözülememesi bu konuda radikal önlemler alınamaması
ve dış piyasalardaki dalgalanmalarla birlikte
yabancı sermaye girişlerinde azalmalar meydana
gelmiştir. Uygulanan kur çıpasına dayalı sistem
yabancı sermaye çıkışlarıyla birlikte likidite
sıkıntısına dönüşmüştür. Bu nedenle programın
sürdürülmesinin imkansız hale gelmesi ile birlikte
döviz kuru çıpasına dayalı uygulanan istikrar
programı kurun 2001 yılı Şubat ayında dalgalanmaya
bırakılmasıyla sona ermiştir.
2001 yılında uygulanan
Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının temel hedefi sabit
döviz kuru sisteminin terk edilmesi nedeniyle ortaya
çıkan güven bunalımı ve istikrarsızlığı süratle
ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle ilk hedefi yine
enflasyonu düşürmek olan yeni program ile birlikte
kur dalgalanmaya bırakılmıştır. Bu sayede kısa bir
süre sonunda enflasyon bir düşüş eğilimine
girmiştir.
Döviz kuru, Türkiye
ekonomisinde kredibilitesi yüksek bir nominal
çıpadır. Dolayısıyla kurun istikrara kavuşması,
piyasaları yönlendirmek ve enflasyonu düşürmek
açısından önemlidir
Gelişmekte olan
ekonomilerde dalgalı kur rejimi altında fiyat
istikrarını sağlamak ve korumak kolay bir iş
değildir. Gelişmiş ekonomilere bakarak kur
değişmeleri ile enflasyon arasında önemli bir ilişki
yoktur demek çok mümkün değildir. Örneğin, Amerikan
doları son üç yıl içinde yüzde 50’ye yakın değer
kaybetmiştir. Ama toplam enflasyon Amerika’da yüzde
10’dan fazla değildir.
Amerika için doğru olan
gelişmekte olan ekonomiler için doğrudur anlamına
gelmiyor. Her şeyden önce, döviz kurları gelişmekte
olan ülkelerde fiyatlama açısından bir çıpa görevi
görüyor. Dolayısıyla beklentiler açısından döviz
kurlarının artması, dış ticaretle ilgisi olsun
olmasın, diğer fiyatların da artması gerektiği
anlamına geliyor. Gelişmekte olan ülkelerde üretim
genelde ithalata bağlıdır. Döviz kurlarının
değişmesi yalnızca ithal edilen tüketim mallarının
fiyatlarını etkilememekte, üretimin maliyetini de
doğrudan etkilemektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin
çoğunda ya fiyat istikrarı yoktur ya da fiyat
istikrarı altında yaşanmış süre göreli olarak çok
kısadır. Bu ülkeler de, döviz kurları faizlerle
birlikte gelişmekte olan ülkelere giden yabancı mali
sermayenin en önemli parametrelerinden biridir.
Türkiye gibi
dolarizasyonun çok yüksek olduğu ülkelerde, döviz
kurundaki artışa enflasyon arasında çok yakın bir
ilişki vardır. Her enflasyon denkleminde mutlaka
cari dönemi ya da birkaç aylık gecikmeli dönemi de
olsa mutlaka döviz kurunun artış oranı yazılır.
Dolayısıyla döviz kurları
enflasyonu belirleyen önemli faktörlerden biridir.
Dalgalı kur sisteminde döviz arzı fazlaysa kur
düşer, talep fazlaysa kur yükselir. Enflasyonla
mücadele programının dayanırlıklarından bir tanesi
dalgalı kur rejimidir.
Döviz kuru
ile enflasyon ilişkisinde Türk Lirası’nın büyük
devalüasyona girdiği 2001 yılının sonunda 1.46 olan
dolar kuru hızla yükselmiş ve 2002 senesinin
ortalarına doğru 1.6397’ye kadar çıkmıştır. Fakat
dolar ve döviz kurundaki artış enflasyonun altında
kaldığı için, Türk Lirası dolar, euro ve diğer
dövizler karşısında değerlenmiştir. 2003’te 1.3933,
2004’te 1.3363, 2005’te 1.3418 YTL olan dolar kuru
2006 yılı sonunda 1.40 ve sıcak para girişlerinin
hızlandığı 2007 yılında ise 1.29’lara gerilemiştir.
Ancak 2008 yılında yaşanan küresel krizin etkisiyle
dolar 1.53’lere enflasyon da yıllık bazda yüzde
10.06’lara çıkmıştır. Döviz kuru hareketlerinin
enflasyonla yakından ilişkisi vardır diyebiliriz.
Çünkü fiyat istikrarından hareketle, döviz
kurlarının da ani dalgalanmalar ve düzensiz
değişimler göstermemesi, döviz kuru
istikrarsızlığından kaynaklanacak belirsizlikleri
engelleyerek, ekonomik istikrarı sağlayacaktır.
|